Kullanmış olduğunuz görsel dülger balığı olmayıp domuz balığıdır.

<p>Baştan aşağıya değişik tonlarda ilerleyen bir renge ve dikenlere sahiptir. 25- 50 cm. arasında boyutlara sahip olan dülger balığı, ortalama 500 gr. civarında da bir ağırlığa sahiptir. Bahar mevsiminde Karadeniz'de, diğer mevsimlerde Akdeniz ve Ege'de de yaşayan bu balık, genelde kirli, taşlı olan dipleri tercih eder. Halk arasında peygamber balığı adıyla da bilinen dülger balığı, kafasında bulunan kemiklerin yapısı sonucu dülger balığı adını almıştır. Kafa kısmı diğer balıklara göre daha geniş ve kemikli olduğundan, yenilebilir kısmı oldukça azdır. Tadı kalkan balığına benzer ve genelde görüntüsü bakımından çok tercih edilmez.</p>
<h2>Dülger balığı faydaları</h2>
</p>
<p>   -Enerji verir ve zihni dinlendirir.</p>
<p>   -Fosfor, iyot, kalsiyum bakımından oldukça zengin olduğundan vücudu besler ve korur.</p>
<p>   -Vücutta kan yapımını arttırır, demir eksikliğini giderir.</p>
<p>   -Kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirir. </p>
<p>-İçinde barındırdığı Omega 3, hücrelerin yenilenmesini sağlar. </p>
<p>-Yüksek miktarda fosfor barındırdığından özellikle hamile kadınlar açısından oldukça faydalıdır.</p>
<p>-Gözleri güçlendirir.</p>
<h2>Dülger balığı nasıl pişirilir?</h2>
<p>Diğer balık türlerine göre daha fazla kılçığa sahip olduğundan; sırt ve alt kısmındaki dikenli bölgeleri tamamen kesilir ve atılır. Dülger balığının geri kalan kısımları  tava ve buğulama yöntemiyle pişirilebilir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Dülger balığı nasıl seçilir?</h2>
<p>Dülger balığı da bütün balık türleri gibi gözlerinin canlılığına ve pullarının parlaklığına göre seçilir. Gözleri canlı olan, pulları vücudundan kolay kolay ayrılmayan, eti sert ve diri olan balıkların taze olduğu anlaşılır. Solungaçları koyu kırmızı renkte olan balıklar da yine taze balıklar arasındadır. </p>
<h2>Dülger balığı nasıl saklanır?</h2>
<p>Balık türlerinin genelde saklanması yerine hemen tüketilmesi önerilir. Eğer dülger balığı taze olarak alındıysa oda sıcaklığında birkaç saat tutulabilir. Temizlenmiş balığın, buzdolabında bir- iki gün, buzlukta ise iki hafta süresince saklanması önerilir. Dülger balığı, yüksek soğutma işlevine sahip derin dondurucularda ise en fazla 4-6 aylık bir süre zarfı içerisinde saklanabilir.</p>

dulger-baligi

SÖZLÜK

Dülger Balığı

<p>Baştan aşağıya değişik tonlarda ilerleyen bir renge ve dikenlere sahiptir. 25- 50 cm. arasında boyutlara sahip olan dülger balığı, ortalama 500 gr. civarında da bir ağırlığa sahiptir. Bahar mevsiminde Karadeniz'de, diğer mevsimlerde Akdeniz ve Ege'de de yaşayan bu balık, genelde kirli, taşlı olan dipleri tercih eder. Halk arasında peygamber balığı adıyla da bilinen dülger balığı, kafasında bulunan kemiklerin yapısı sonucu dülger balığı adını almıştır. Kafa kısmı diğer balıklara göre daha geniş ve kemikli olduğundan, yenilebilir kısmı oldukça azdır. Tadı kalkan balığına benzer ve genelde görüntüsü bakımından çok tercih edilmez.</p> <h2>Dülger balığı faydaları</h2> </p> <p>   -Enerji verir ve zihni dinlendirir.</p> <p>   -Fosfor, iyot, kalsiyum bakımından oldukça zengin olduğundan vücudu besler ve korur.</p> <p>   -Vücutta kan yapımını arttırır, demir eksikliğini giderir.</p> <p>   -Kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirir. </p> <p>-İçinde barındırdığı Omega 3, hücrelerin yenilenmesini sağlar. </p> <p>-Yüksek miktarda fosfor barındırdığından özellikle hamile kadınlar açısından oldukça faydalıdır.</p> <p>-Gözleri güçlendirir.</p> <h2>Dülger balığı nasıl pişirilir?</h2> <p>Diğer balık türlerine göre daha fazla kılçığa sahip olduğundan; sırt ve alt kısmındaki dikenli bölgeleri tamamen kesilir ve atılır. Dülger balığının geri kalan kısımları  tava ve buğulama yöntemiyle pişirilebilir. </p> <div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Dülger balığı nasıl seçilir?</h2> <p>Dülger balığı da bütün balık türleri gibi gözlerinin canlılığına ve pullarının parlaklığına göre seçilir. Gözleri canlı olan, pulları vücudundan kolay kolay ayrılmayan, eti sert ve diri olan balıkların taze olduğu anlaşılır. Solungaçları koyu kırmızı renkte olan balıklar da yine taze balıklar arasındadır. </p> <h2>Dülger balığı nasıl saklanır?</h2> <p>Balık türlerinin genelde saklanması yerine hemen tüketilmesi önerilir. Eğer dülger balığı taze olarak alındıysa oda sıcaklığında birkaç saat tutulabilir. Temizlenmiş balığın, buzdolabında bir- iki gün, buzlukta ise iki hafta süresince saklanması önerilir. Dülger balığı, yüksek soğutma işlevine sahip derin dondurucularda ise en fazla 4-6 aylık bir süre zarfı içerisinde saklanabilir.</p>

gumus-baligi

Gümüş Balığı

aynali-sazan-baligi

Aynalı Sazan

somon balığı_243828724

Somon Balığı

levrek balığı_222612280

Levrek Balığı

kolyoz-baligi

Kolyoz

kalkan-baligi

Kalkan

turna balığı_162803390

Turna Balığı

istakoz_262202078

Istakoz

Alabalık

ahtapot_215964109

Ahtapot

tranca

Trança

mercan

Mercan

<p>Eşkina ülkemiz denizlerinde hemen her bölgede yaşayan lezzetli bir balık türüdür. Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege en çok rastlanıldığı yerlerdir. Daha çok kayalık ve yosunlu bölgelerde bulunur. Beyaz etli, lezzetli bir balıktır.Eşkina balığı levrekle aynı aileden gelir. Sürü halinde bulunur ama göç etmeyen yerli bir balıktır. </p>
<p>Olgunlaştığında 3-4 kg. ağırlığa ve 30-50 cm. uzunluğa kadar ulaşır. İri bir balıktır. Olta avcılığıyla yakalanabildiği gibi zıpkınla da avlanır. Aslında av yasağı bulunan ve bir kota dahilinde avlanabilen bu balık, yine de ticari olarak değerlidir ve balıkçılarda kolayca bulunur. Balıkçılık piyasasında kaya levreği, taş levreği, taş balığı adlarıyla bilinir.</p>
<h2>Eşkinanın mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Aslında eşkina balığı hemen her mevsim avlanabilmekle beraber, asıl mevsimi ekim ayından sonra başlar. Denizlerimizdeki çoğu balık gibi kışa doğru yağlanacağından sonbahar, kış ve hatta ilkbahar ortalarına kadar lezzetini muhafaza eder. Ancak kış aylarında denizin derinliklerine doğru indiğinden yakalanması zorlaşır.</p>
<h2>Eşkina nasıl pişirilir?</h2>
<p>Eşkina her türlü pişirmeye uygun ender balıklardan biridir. Benzerliğinden de anlaşılacağı gibi levreğe uygulanan her tür pişirme yöntemi eşkinaya da uygulanabilir. En başta pilakisi, ızgarası, buğulaması ve tavası yapılır. Ayrıca eşkina her tür fırında pişirme usulüne de uygundur. Güveci de yapılabilir. Beyaz ve diri etli bir balık olduğundan, balık çorbası yapımında da kullanılabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Eşkinanın püf noktası nedir?</h2>
<p>Eşkina balığının öyle bir özelliği vardır ki, bu özelliği neredeyse onun soyunu tükenmenin eşiğine getirmiştir. Eşkinanın başının iki yanında bulunan ve taşa benzeyen sert maddelerin böbrek hastalıklarına ve böbrek taşlarına iyi geldiği söylenmektedir.Eşkina balığının kafasından çıkan bu iki taş parçasının kaynatılıp limon suyuyla içilmesi halinde böbrek taşlarını düşürdüğü ve böbrek hastalıklarını iyileştirdiği iddia edilmektedir.</p>
<p>Zaten eşkinaya "taş balığı" denmesinin nedeni de bu taşlardır. Özellikle 2000’li yılların başına kadar bu taşlar yüzünden o kadar çok avlanmıştır ki, soyu tükenme noktasına varmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nca 2007 yılına kadar av yasağı getirilen eşkina balığı, popülasyonunun toparlanmasıyla kota dahilinde avlanabilir duruma gelmiştir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://salibahtiyar.tr.gg/" target="_blank">http://salibahtiyar.tr.gg/</a></em></p>

eskina-baligi

Eşkina Balığı

<p>Belonidae familyasından gelen zargana ince ve uzun bir yapıdadır. Tüm deniz balıklarında olduğu gibi zarganada da yüksek miktarda fosfor, vücut için gerekli birçok mineral ve vitaminler bulunmaktadır. Zargana balığı, uzunluğu 1 metreyi bulan yapısı ve 18 yıl yaşam süresi ile denizlerimizde bol miktarda bulunabilen, ticari değere sahip yerli balıklarımızdandır. Etinin lezzetli olması nedeniyle buğulama, fırın, pilaki ve kızartması yapılabilen zargana sofralarda sıklıkla yer almaktadır.</p>
<h2>Zargana nasıl temizlenir? </h2>
<p>Ülkemizde Akdeniz ve Ege’de yaygın olarak sürüler halinde gezen zargananın en belirgin özelliği kılçığı ile pişirildiğinde yeşilimsi bir renk almasıdır. Bu yeşilimsi renk, balıkta bulunan fosfordan kaynaklanmakla birlikte birçok kişi için iştah kapayıcı sayılabilir. Böyle durumlarda balığın orta kılçığını çıkarmak ya da fileto olarak hazırlamak çözüm olabilmektedir.</p>
<p>Zargana uzun bir balık olduğu için geniş bir temizleme alanına gereksinim duyulabilmektedir. Sivri bir çene yapısına sahip olan zargananın kafası kesildikten sonra, karın kısmından kesik açılarak balığın içi temizlenir. </p>
<p>Zargana temizliğine gereken önem verilmediğinde, orta kılçık tarafında kan pıhtısı kalabilmekte bu da pişirildikten sonra balığa acı bir tat verebilmektedir. Balığın derisi üzerinde bulunan ince pullar, bıçak ile temizlendikten sonra pişirmeye hazır hale gelmektedir.</p>
<h2>Zargana nasıl pişirilir?</h2>
<p>Zargana, fazla yağlı bir balık olmadığı için ızgara ve fırında buğulama olarak yapılması, balığı kurutabileceğinden önerilmez. Bu nedenle zargana balığının pişirilmesinde genellikle kızartma tavsiye edilmektedir. </p>
<p>Uzun bir yapıya sahip olan zargana, tavaya sığmayacağı için uygun parçalara ayrılarak una bulandıktan sonra kızartılması, balığın tadını ortaya çıkarmaktadır. Zargana kızartılarak tüketilmesinin yanı sıra çeşitli yemeklerde de yer alabilmektedir. Türk mutfağında yaygın olarak kızartmadan sonra dolması, çorbası, pilakisi ve sebzeli yahnisi yapılabilmektedir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Zargana ne zaman tüketilmelidir?</h2>
<p>Zargana dondurulmuş olarak her mevsim bulunabileceği gibi genellikle sonbahar aylarında taze olarak tüketilmelidir. Özellikle ekim – kasım aylarında taze olarak tüketilecek zargana, içerisinde yüksek miktarda fosfor barındıracağından hamile kadınların besin ihtiyaçlarını büyük ölçüde karşılayabilmektedir. İnsan vücudunun üretemediği Omega 3 yağı, zarganada bol miktarda bulunduğundan çocukların gelişimi açısından mevsiminde tüketilmesi göz ardı edilmemelidir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://justhungry.com/" target="_blank">http://justhungry.com/</a></em></p>

zargana

Zargana

<p>Karagöz ülkemizin bütün denizlerinde yaşayan, yassı gövdeli, parlak gri renkte, gözünün arka kısmında, solungaç kapağında siyah bir bant bulunan yerli bir balık cinsidir. Gözündeki siyah banttan dolayı karagöz adıyla anılır.Latince ismi diplodus vulgaris’tir. Türkiye'deki denizlerde üç çeşit karagöz balığı yaşar. En çok rastlanılan karagöz adıyla bilinen türüdür. Diğerlerine ise sargos (akkaragöz) ve sivriburun isimleri verilir. </p>
<p>Bazı türlerinde gözündeki bandın aynısından kuyruk sapında da bulunur. O türe ise mırmır adı verilir. Çipuranın ve isparinin çok yakın akrabasıdır. Yaklaşık 200 - 400 gr. ağırlığında ve 20 - 25 cm. uzunluğunda olur. En fazla 50 cm. boyunda olanına rastlanmıştır. Taşlık, yosunluk ve midyesi bol yerlerde, sürüler halinde yaşar. Karadeniz’de de rastlanmasına rağmen, çoğunlukla Marmara ve Ege gibi ılıman denizlerde yaşar.</p>
<h2>Karagözün mevsimi ne zamandır? Nasıl avlanır?</h2>
<p>Karagöz aslen olta balığıdır. Zıpkın avcılığına da gelir. Deniz suyunun ısınmasından itibaren ağustosa kadar yumurta döktüğünden, bu mevsimde avlanması hem uygun değildir, hem de o aylarda çok lezzetsiz olur. Ağustos ayından itibaren lezzetlenir. Ama yine de en lezzetli olduğu mevsim sonbahardır.</p>
<h2>Karagöz balığı pişirme yöntemleri nelerdir?</h2>
<p>Ticari yönden değerli bir balık olan karagöz beyaz etli, oldukça yağlı ve lezzetli bir balıktır. Yakın akrabaları çipura ve ispari gibi, birincil pişirme önceliği ızgaradır. Ancak fırın ve buğulama yapmak için de çok uygundur. Balık çorbası yapımında da kullanılabilir. Yağlı bir balık olduğu için tavası tercih edilmez. Kurutulmuş, tuzlanmış olarak da tüketilebilir. Yakın zamandan bu yana balık çiftliklerinde de üretilmeye başlandığından, balıkçı tezgâhlarında daha çok görünmeye başlamıştır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Karagözün içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Vücuda ancak besinlerle dışarıdan alınabilen çoklu doymamış yağ asitlerinden EPA ve DHA’nın en önemli kaynağı balık etidir. EPA ve DHA ise göz sağlığı, kanın akışkanlığı ve beyin fonksiyonları açısından çok önemlidir.</p>
<p>Karagözün 100 gramında 110 kalori ve 18 gram protein bulunur. Yumurta, et, süt gibi kaliteli protein kaynaklarındandır. Fosfor, iyot, selenyum, magnezyum, kalsiyum, A, D ve K vitamini, B grubu vitaminlerinden B1, B2, B6 ve B12 yönünden çok zengindir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://fishbase.org/" target="_blank">http://fishbase.org/</a></em></p>

karagoz-baligi

Karagöz

<p>Sparidae familyasından gelen mırmır balığı, halk arasında çizgili mercan olarak da bilinir. Balıkçılar arasında en meraklı balık türü olarak geçen mırmır balığı, ılıman ve kumluk sahillerin derin kısımlarında yaşar. Genelde kalabalık gruplar halinde yaşayan mırmır balığı, oldukça ürkek bir balık türüdür. Mırmır balığının mevsimi ise haziran ortasından eylül ayına kadardır.  </p>
<h2>Mırmır balığı nasıl pişirilir?</h2>
<p>Yapımı oldukça kolay olan mırmır balığı tavada, ızgarada veya fırında farklı yöntemlerle pişirilebilir. Tavada yapılacaksa temizlenen balıkların üzerine salça, sarımsak, tuz ve kekikten oluşan karışımı fırça ile güzelce sürerek ısınmış yağda balığı pişirmek gerekir. Yine tavada pişirilecekse balığın kısık ateşte pişirilmesi balığın lezzeti acısından oldukça önemlidir. Bunun yanında fırında pişirilecekse temizlenen balıkların üzerine yağ sürülerek, balık suyunu salana kadar 200 derecelik fırında pişirilmesi yeterlidir. Tava ve ızgaradan ziyade mırmır balığının daha lezzetli ve etinin daha yumuşak olmasını için fırında pişirmek gerekir. </p>
<h2>Mırmır balığı pişirirken dikkat edilmesi gereken püf noktalar</h2>
<p>Farklı çeşitlerde pişirilebilen mırmır balığının daha lezzetli olması için dikkat edilmesi gereken püf noktalar vardır. Mırmır balığı, tavada kızartılacak ise yarım ölçek çiçek yağı ile yarım ölçek zeytin yağını karıştırarak balığı pişirmek gerekir. Bunun yanında mısır unu ekleyerek veya farklı pişirme yöntemlerinde defneyaprağı kullanarak pişirmek balığa daha da lezzet katacaktır. Son olarak balık kokusundan rahatsız olanlar için balığı pişirmeden önce biraz sirkeli suda bekletmek balığın kokmasını engelleyecektir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Mırmır balığını temizleme ve saklama yöntemleri</h2>
<p>Mırmır pullu bir balık olduğu için temizleme işlemine pullarından başlanmalıdır. Bıçağı dik tutarak bir iki defa balığın her iki yüzünde sürtmek yeterlidir. Bu işlem mutfakta yapılacaksa pulların etrafa sıçramamasına dikkat etmek gerekir. Pullardan sonra iç organlarını temizlenen mırmır balığının karnını tamamen yarmaya gerek yoktur. Temizleme işleminden sonra balık, pişirme yöntemine göre farklı büyüklükte parçalara bölünür. Mırmır balığı saklanırken balığı önceden temizlemek gerekir. Temizlendikten sonra buzdolabında üç gün, buzlukta ise on beş gün kadar saklanabilir.  </p>

Dülger Balığı