balik-kategorisi

balık

<p>Latince "sekiz ayaklı" kelimesinden türeyen ve mucize bir besin olarak tanımlanan ahtapot, yüksek vitamin değerleriyle pek çok hastalığa iyi gelmesinin yanı sıra, vücut direncini de artırmaktadır.</p>
<h2>Ahtapot nasıl pişirilir?</h2>
<p>Ahtapot daha önceden temizlenmiş ve taze bir şekilde dondurulmuşsa direkt olarak pişirilebilir. Ahtapotun yumuşak olması için döverek yumuşatma tekniği yerine, dondurma işlemi yapılması gerekmektedir. Ahtapot, uzun süre pişirildiği takdirde sertleşmeye başlayacaktır, bu yüzden pişirme süresi kısa tutulmalıdır. 1 kg civarındaki ahtapot için yeterli pişme süresi 30 dk. iken, 300-400 gr civarı daha küçük ahtapotlar ortalama 15-20 dakikada pişmektedir. Düdüklü tencerede pişirme yapılacaksa, içine deniz börülcesi; limon, az miktarda sirke ve tuz ilavesi yapılarak lezzetli bir sonuç elde edilebilir.</p>
<p>Bu deniz ürünü, zeytinyağı ve limon ilavesiyle meze olarak tüketilebileceği gibi, farklı malzemeler takviyesiyle güveç, sote ya da salata şeklinde de yenilebilmektedir.</p>
<h2>Ahtapotun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Faydaları saymakla bitmeyecek olan ahtapot, pek çok deniz ürününden farklı olarak bağışıklık sistemini destekleyici etkiye sahiptir. </p>
<p>-Düzenli olarak ahtapot tüketen insanların prostat, pankreas, mide, kolon ve akciğer kanserine yakalanma riskleri oldukça düşük seviyededir. </p>
<p>-Kalp ve damar hastalıklarının yanı sıra, bağışıklık sistemi sorunları ve gelişim bozukluklarına karşı da oldukça faydalı bir yiyecek olduğu kanıtlanmıştır.</p>
<p>-Ahtapot, içerdiği taurin adlı antioksidan sayesinde, vücudun strese karşı direncini en üst seviyeye çıkarmaktadır.</p>
<p>-Bronşların temizlenmesine yardımcı olan ahtapot, çeşitli ülkelerde astım hastalığının tedavisi için de kullanılmaktadır. </p>
<p>-Artan yaşla birlikte küçülmeye başlayan beyin hücrelerini onararak, alzheimer hastalığına karşı koruma sağlar. </p>
<p>-Eksikliğinde yorgunluk, kansızlık ve zayıflık gibi sonuçlar doğuran demir vitamini açısından da oldukça zengindir.</p>
<p>-Doymuş yağ asitleri yönünden fakir olan ahtapot; bakır, fosfor, protein ve çinko açısından oldukça iyi bir kaynaktır.</p>
<p>-Eksikliğinde kalp çarpıntısı, depresyon, sinir sistemi rahatsızlıkları gözlenen B12 vitamini, ahtapotta bol miktarda bulunmaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Ahtapotun içerdiği vitamin ve mineraller</h2>
<p>Düşük kalorili ve protein yönünden zengin olan ahtapot; bol miktarda potasyum, kalsiyum, selenyum ve fosfor ihtiva etmektedir. C, A ve B vitaminleri yönünden de zengin olan bu besin, aynı zamanda içerdiği Omega-3 yağ asitleriyle de tam bir sağlık kaynağıdır.</p>

ahtapot_215964109

SÖZLÜK

Ahtapot

<p>Lichiidae familyasından gelen akya balığı, 50 - 100 cm arasında küçük sürüler halinde yaşayan balık türüdür. Halk arasında kuzu, çıplak, leka ve İskender balığı gibi farklı adlarla anılır. Geçmişte fazla avlanma nedeniyle günümüzde nesli tehlike altında olan akya Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz’de yaşayan yırtıcı bir balıktır.</p>
<h2>Akya balığı pişirme yöntemleri nelerdir?</h2>
<p>Oldukça lezzetli bir balık olan akya, ızgara, tava, çorba, yahni gibi farklı yöntemlerle pişirilir. Eti biraz sıkı ve yağsız olan akya balığı, özellikle tuzda pişirildiğinde oldukça lezzetli olur. Tavada pişirileceği zaman önceden dilimlenip bol yağda kızartılır. Şiş olarak ise küçük parçalara bölünerek pişirilir. Şiş yapılmadan önce balığın iyice terbiye edilmesi ve çok ağır ateşte pişirilmesi gerekir. Şişte akya balığı pişirirken sık sık zeytinyağıyla yağlanması oldukça önemlidir. Bunun yanında akya balığı fırında pişirilecekse yağlı kağıt üzerinde ve balığı bolca tuzlayarak pişirmek gerekir. </p>
<h2>Akya balığı püf noktaları</h2>
<p>Akya balığının daha lezzetli olması için dikkat edilmesi gereken noktaların başında balığın taze olması gelir. Taze akya balığı ise haziran, temmuz ve ağustos aylarında bulunur. Bunun yanında fırında lezzetli bir akya balığı pişirmek için defne yaprağı ve kekik kullanmak gerekir. Az yağlı bir balık olan akya, ızgara yapılacaksa ızgaraya yapışmaması için sıvı yağ, karabiber, tuz karışımına bulamak gerekir. Hangi pişirme yöntemi kullanılırsa kullanılsın akya balığını fazla pişirmemek oldukça önemlidir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Akya balığı nasıl seçilir ve nasıl saklanır?</h2>
<p>Akya balığı pulsuz bir balık olduğu için seçerken derisinin canlılığına bakmak gerekir. Derisi gergin ve parlak ise bu balığın taze olduğunu gösterir. Rengi dışında gözlerinin parlaklığına ve kokusuna bakılır. Eğer balık taze ise kokusuz olur ve gözleri canlı görünür. Bunun dışında balığın taze olup olmadığını etin gerginliğinden anlaşılabilir. Akya balığı saklanırken dikkat edilecek hususlar ise diğer balıklarla aynıdır. Eğer balık dondurucuya konulacaksa önce temizlenir ve buzlukta en fazla on beş gün bekletilmelidir. Balığı dondurucudan çıkardıktan sonra ise bir gün buzdolabında bekletmek gerekir. </p>

akya-baligi

Akya Balığı

<p>Alabalık soğuk, temiz ve çakıllı bölgeleri seven, hem tuzlu hem de tatlı sularda yaşayabilen bir balık türüdür. Derisi ince ve pulsuz, karın boşluğu küçük ve az kılçıklıdır. Bu özellikleri nedeniyle bol etli bir balık olarak öne çıkmaktadır. Sindirimi oldukça kolay olması nedeniyle mide rahatsızlığı olanların tercih sebebidir. Lezzetli ve değerli eti, balık çiftliklerinde üretimini yaygın hale getirmiştir. İçinde yaşadığı su ne derece soğuk ve duru ise alabalık o derece lezzetli olur. Bu sebepledir ki en lezzetli alabalık türleri dağların yüksek kesimlerindeki akarsularda bulunur.</p>
<h2>Alabalığın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>- Felç geçirme riskini düşürür.</p>
<p>- Kalp ve damar rahatsızlıklarına karşı koruyucu özelliği vardır.</p>
<p>-Kemik gelişiminde faydalıdır.</p>
<p>-Astım ve şeker gibi rahatsızlıklara karşı etkisi kanıtlanmıştır.</p>
<p>-Depresyon, alzheimer, bunama, şizofreni gibi beyinden kaynaklanan rahatsızlıkların tedavisinde faydası bulunmaktadır.</p>
<p>-Mutluluk duygularını artırır ve vücuda zindelik sağlar.</p>
<p>-Başta prostat kanseri olmak üzere kanser türleri üzerinde önleyici etkileri vardır.</p>
<p>-Bağırsak hastalıklarını giderici etkiye sahiptir.</p>
<p>-Kolesterolü düzenlemede ve dengelemede yardımcıdır.</p>
<p>-Cildin genç görünmesini sağlar, kırışıklık oluşumuna karşı yavaşlatıcı etkiye sahiptir.</p>
<p>-Asabiyet halini önleyici, dikkat dağınıklığını azaltıcı etkileri mevcuttur.</p>
<p>-Alabalık yağı romatizma, fıtık, bel ve kas ağrılarının tedavisinde kullanılır.</p>
<p>-Çocukların zeka ve bedensel gelişimi üzerinde olumlu yönde etkisi bulunmaktadır.</p>
<p>-Gebelikte kullanımı beyin ve retina gelişimini desteklediğinden hamile kadınların tüketmesi önemle tavsiye edilmektedir.</p>
<h2>Alabalığın besin değeri nedir?</h2>
<p>Alabalık vitamin yönünden en zengin balık türlerinden bir tanesidir. A, D ve B12 vitaminlerinin yanı sıra mineral ve protein bakımından sağlık deposudur. İyot ve fosfor yönünden de oldukça zengindir. Normla bir insanın günlük demir ihtiyacının onda biri civarındaki bir bölümünü karşılar. Omega3 deposudur. 100 gram alabalık yaklaşık 150 kalori, 5 gram yağ ve 21 gram protein anlamına gelir. Kalorisi ve yağ oranı oldukça düşük olduğu için diyet yapanların tüketmesi tavsiye edilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Alabalık nasıl pişirilmelidir?</h2>
<p>Alabalık dolgun etli yapısıyla, lezzetini kaybetmeden farklı yöntemlerle pişirilme imkanı sağlayan balık çeşitlerinden bir tanesidir. Tercihe göre ızgara yapılabileceği gibi tavada kızartmaya ve fırında pişirilmeye de uygundur. Pişirme esnasında dikkat edilmesi gereken nokta çok fazla kızartılarak kurutulmaması ve besleyici yönden etkisinin azaltılmaması olmalıdır. Pişme sırasında balıklara özgü o ağır kokuyu yapmayan alabalık bu yönüyle de tercih sebebidir.</p>

Alabalık

<p>En çok avlanan tatlı su balıklarından olan aynalı sazan, debisi düşük akarsularda ve göllerde yaşamını sürdürür. Uygun ortam bulduğunda çok uzun bir yaşam süresine sahip olan aynalı sazan, farklı su sıcaklıklarına karşı dayanıklılık özelliği ve yoğun talebi nedeniyle havuzlarda yetiştiriciliği rağbet gören balıklardan biridir. Vücudu sert pullarla kaplı aynalı sazanın, eti bembeyaz ve fazla yağlı değildir. İlkbaharda ve yaz başlangıcında oldukça lezzetli olan aynalı sazan, son derece kılçıklı bir balıktır.</p>
<h2>Aynalı sazanın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kalp ve damar rahatsızlıklarını önleyicidir. Damar sertliği sorununu ve inme riskini azaltır.</p>
<p>-Çocukların beyin, iskelet sistemi ve dişlerinin gelişiminde faydalıdır.</p>
<p>-Kolesterol yüksekliği bulunanların dengeleyici özellikleri nedeniyle tüketmesi tavsiye edilir.</p>
<p>-Hücreleri korumada, cildin erken yaşlanmasını ve kırışıklıkları önlemede yardımcıdır.</p>
<p>-Beyin kaynaklı rahatsızlıklara karşı koruyucu özellikleri mevcuttur.</p>
<p>-Sinir ve sindirim sistemini düzenlemede yardımcıdır.</p>
<h2>Aynalı sazanın besin değeri nedir?</h2>
<p>Aynalı sazan folik asit, demir, fosfor, sodyum, protein ve potasyum açısından oldukça zengindir. A, B1, B2, B6, C ve E vitaminleri ihtiva eder. Az yağlı bir balık olan aynalı sazan, yağ bakımından zengin balıklara oranla daha az Omega 3 içeriğine sahiptir. Diyet için uygun olan aynalı sazanın, 100 gramında ortalama 5.6 gram yağ, 19 gram protein, 149 kalori bulunur.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Aynalı sazan nasıl pişirilmelidir?</h2>
<p>Aynalı sazanın pulları bıçakla temizlenebilir ya da tulum şeklinde çıkarılabilir. 2-3 santim genişliğinde dilimler halinde parçalanan balık, ağızda çamurlu bir tat bırakmaması için uzun süre suda bekletilebilir veya bir saat kadar sirkeli suda bekletilebilir. Bu işlem sonrası eğer kızartması yapılacaksa, suyunu çekerek iyi pişmesi ve kılçıklarının rahat ayıklanabilmesi için havlu kağıda sarılıp yarım saat kadar bekletilmelidir. Hazır hale gelen balıklar, tuzlanarak pişirilmeden önce bir müddet dinlenmeye bırakılır. Aynalı sazan, ızgara yapılabileceği gibi kızgın yağda da kızartılabilir. Fırında buğulama yapılması da en çok tercih edilen yöntemlerdendir. Çok kılçıklı bir balık olması nedeniyle, pişirirken etinin yumuşak formda kalmasının sağlanması, kılçıklarının rahatça ayıklanabilmesine imkan tanıyacaktır.</p>

aynali-sazan-baligi

Aynalı Sazan

<p>Mullidae ailesinden olan barbunya balığı, yılın büyük bölümünde küçük balık sürüleri halinde yaşar.  Kısaca barbun olarak da bilinen barbunya, çipura, sardalye ve mercan gibi Ege ve Akdeniz’de bolca bulunur. Kaya, kum, ot ve paşa barbunyası şeklinde adlandırılan dört çeşidi bulunan balık, 17-20 cm uzunluğa ve 50-75 gram ağırlığa sahiptir. </p>
<p>Barbunya balığı, burnunun dik oluşu, göz çukurları altında üç adet pul barındırması, ağzın göz hizasına uzanması, iki sırt yüzgecinin de bantsız olması gibi özellikleri ile tekirden ayrılmaktadır. Barbunya balığı canlıyken kırmızı, ölüyken kahverengi ve yeşil renktedir. Parlak kırmızı iri pullu, pembe-kırmızı renkte, kolay temizlenebilen barbunyanın yanlarında kirli sarı şeritler bulunmaktadır. </p>
<p>Bu balığın alt çenesinde çatallı iki bıyık vardır ve üst çenesi dişsizdir. Besinlerini dipteki omurgasızlardan seçen barbunyalar, ayrıca balık larvası ve bitkisel debrisler (bitkisel döküntüler) ile de beslenirler. Bir yaşını doldurunca üreyebilen balığın dişileri erkeklerden daha çok yaşarlar. Ekonomik değeri oldukça yüksek olan barbunya, Türkiye'de yılda ortalama 3-5 bin ton civarında avlanmaktadır.</p>
<h2>Barbunya balığının içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri ve proteince zengin olan barbunun içerisinde A, B1, B2, B12, C ve E vitaminleri bulunur. Barbunya balığı ayrıca thiamin, niyasin, folat ve pantotenik asit içerir. Mineral açısından da son derece zengin olan barbunya, yüksek oranda selenyum ve fosfora sahiptir. İçeriğinde bulunan diğer mineraller ise potasyum, magnezyum, demir, sodyum, kalsiyum, çinko, bakır ve manganezdir.</p>
<h2>Barbunya balığının faydaları nelerdir?</h2>
<p>- İçerisindeki yüksek orandaki selenyum sayesinde kanserden korunmada etkilidir.</p>
<p>- Selenyum vücudun toksinlerden arınmasına da yardımcı olur.</p>
<p>- İçerisindeki kalsiyum ve iyot gibi madensel tuzlar ve vitaminler sayesinde, vücuda enerji ve güç verir.</p>
<p>- Ülkemizde sık görülen şeker hastalığı, kalp ve damar hastalıkları gibi pek çok hastalığın önlenmesine yardımcı olur</p>
<p>- Anne karnındaki bebeğin beyin ve retina gelişimine olumlu yönde etki eder.</p>
<p>- Omega 3, A vitamini ve fosfor barındırması sayesinde göz sağlığının korunmasını destekler.</p>
<h2>Barbunyanın pişirme yöntemi nedir? Nasıl Pişirilir?</h2>
<p>Lezzetli bir balık olan barbunya balığı, genellikle tavada ve fırında pişirilir. Kızartma ve fırınlama dışında buğulaması ve güveci yapılabilen barbun, ızgarada da pişirilebilir. Kağıtta sebzeli pişirme formu dünya mutfaklarının çoğunda uygulanmaktadır.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://blog.trilyerestaurant.com/" target="_blank">http://blog.trilyerestaurant.com/</a></em></p>


barbunya-baligi

Barbunya Balığı (Barbun)

<p>Lüfer ailesinin en küçük üyelerinden bir tanesi olan çinekop, en fazla rağbet gören orta boy balıklar arasında yer alır. Yaz aylarını Karadeniz’de geçiren çinekop kışın gelişi ile beraber boğazlara ve Marmara’ya göçerek yağlanır ve lezzet kazanır. Mineral ve vitamin içeriği bakımından oldukça zengin bir balıktır.</p>
<h2>Çinekopun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kalp ve damar rahatsızlıkları üzerinde faydası bulunmaktadır. Kalp ritmini düzenleyerek kalp krizine karşı koruyucu özellik sergiler.</p>
<p>-Büyüme çağındaki çocukların gelişimine büyük oranda katkı sağlar</p>
<p>-İnme ve felç riskini azaltmada yardımcıdır</p>
<p>-Şeker hastalığına karşı tüketilmesi tavsiye edilir.</p>
<p>-Depresyondan koruyucu özelliklerinin bulunduğu bilinmektedir.</p>
<p>- Alzheimer, şizofreni, bunama gibi beyin kaynaklı hastalıkların iyileştirilmesinde faydalı etkilere sahiptir. Hafızayı güçlendirir.</p>
<p>-Tansiyonu düşürmede, kolesterolü dengelemede faydası bulunmaktadır.</p>
<p>-Zihinsel ve bedensel gelişimi sağlar. Kemik ve diş gelişimini destekler. Cenin üzerinde beyin gelişimini kuvvetlendirici etkileri vardır.</p>
<p>-Kanın pıhtılaşmasına karşı önleyicidir.</p>
<p>-Hücre koruyucudur ve dokuların erken yaşlanmasını önler.</p>
<p>-Sperm sayısını ve kalitesini arttırma yönünden katkısı bulunmaktadır.</p>
<p>- Enerji üretimini sağlar, sinir ve sindirim sistemini korumaya yardımcıdır.</p>
<h2>Çinekopun besin değeri nedir?</h2>
<p>inekopun 100 gramında ortalama 144 kalori, 32 gram protein, 1.6 gram yağ bulunur. Bu haliyle diyet sofralarının vazgeçilmez besinlerindendir. 1100 miligram omega içeriği ile günlük omega-3 miktarının tamamını karşılar. B12 vitamini yönünden oldukça güçlüdür ve vücudun günlük ihtiyacını fazlasıyla karşılar. A vitamini bakımından da oldukça zengindir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Çinekop nasıl temizlenmeli ve pişirilmelidir?</h2>
<p>Lezzet kaybına uğramamaları için çinekop gibi orta büyüklükteki balıkların pişirilmeden önce çok iyi temizlenmesi gerekir. Balığın alt tarafından yukarı doğru bir kesik atılarak karnı yarılmalı, iç organları dışarı çıkarılmalı ve karın boşluğu kan pıhtıları ve siyah zarlardan arındırılmalıdır. Çinekopun solungaçlarının da çıkarılması yerinde olur. Yanak ve beyin kısımları leziz olduğundan kafası koparılmadan pişirilmesi yararlıdır. Çinekopun besin değeri en fazla fırında buğulama yapılarak korunur. Bu sayede vitamin ve mineral değerlerinin kaybı asgari seviyede tutulur. Izgara yapılarak da tüketilmesi faydalı olan çinekopun, kızartılması halinde hem kalorisi artacak hem de besin değeri olumsuz yönde etkilenecektir. </p>

cinekop-izgara

Çinekop

<p>Serranidae familyasının üyelerinden olan çipura balığı, ülkemizde Ege, Akdeniz ve bu denizlerin nehirlerle karıştığı alanlarda yaşar. Çupra olarak da bilinen çipura balığı, ortalama 25-35 cm boyundadır ancak 60 cm uzunluktaki türleri de görülmüştür. </p>
<p>Aynı bölgede sabit olarak yaşayan çeşitleri olsa da, genellikle göç halinde yaşayan çipura balığı, kumlu ve çamurlu alanları sever. Güçlü bir çeneye sahip olan çipura, kabuklu deniz canlıları ve balıkları kolaylıkla yiyebilen etçil bir balıktır.Çipura, levrek ile birlikte ülkemizin en lezzetli balıklarından biridir. </p>
<p>Ekonomik değeri oldukça yüksek bir balık olan çipuranın eti dolgun, az kılçıklı ve beyazdır. Doğduğunda dişi olan çipura balıkları 3-4 yaşına geldiklerinde hermafrodit özellikleri nedeniyle erkeğe dönüşür. Ülkemizde küçüğüne ısparoz ve lidaki, 200 gramdan iri olanlara çipura, çok iri olanlara alyanak denilmektedir. Çiftlikte üretime son derece uygun olan çipura, günümüzde Türkiye, Yunanistan, İsrail ve İspanya'da yoğun olarak üretilmektedir.</p>
<h2>Çipura balığının içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Eti çok lezzetli olan çipura balığı, vitamin ve mineral bakımından da zengin bir balıktır. Omega 3 ve Omega 6 yağ asitleri içerir. İçerisinde A, B1, B2, B6, C, D ve E vitaminlerinin yanı sıra demir, kalsiyum ve bolca fosfor bulunur.</p>
<h2>Çipura balığının faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Haftada en az iki kere yenildiğinde vücuda zindelik kazandırır.</p>
<p>- Kış hastalıklarından korunmada destekleyicidir.</p>
<p>- İçerisindeki demir ve kalsiyum sayesinde, eklem ve kemikleri güçlendirir.</p>
<p>- Kaliteli protein yönünden zengin olduğundan ve karbonhidrat barındırmadığından sindirimi oldukça kolaydır.</p>
<p>- Kalp ritmini düzeltmeye yardımcı olur. Kolesterol, kanser, kalp ve damar hastalıklarından korunmak için destekleyicidir.</p>
<p>- Yapısındaki demir sayesinde kan yapıcı özelliktedir.</p>
<p>- Diyabet hastalarının her gün tüketebileceği gıdalar arasındadır.</p>
<p>- Bol miktarda A vitamini ve fosfor barındırdığı için göz sağlığı için faydalıdır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Çipura nasıl pişirilir?</h2>
<p>Çipura balığı beyaz etli ve lezzetli bir balıktır. Genelde ızgara olarak tüketilen çipura bütün olarak fırında veya mangalda pişirilebilir. Fileto halinde tavada kızartılması veya ızgarada pişirilmesi de mümkündür. Fileto çipura, yahni usulü ve buğulama yöntemiyle yapılabilir. Kiremitte, sebzeli ve kaşarlı formda pişirilmeye de uygundur. Balık salatalarında da kullanılan çipuranın besin değeri, diğer balıklarda da olduğu gibi, kızartıldığında azalmaktadır.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://cipuratarifi.com" target="_blank">http://cipuratarifi.com</a></em></p>

çipura

Çipura

<p>Baştan aşağıya değişik tonlarda ilerleyen bir renge ve dikenlere sahiptir. 25- 50 cm. arasında boyutlara sahip olan dülger balığı, ortalama 500 gr. civarında da bir ağırlığa sahiptir. Bahar mevsiminde Karadeniz'de, diğer mevsimlerde Akdeniz ve Ege'de de yaşayan bu balık, genelde kirli, taşlı olan dipleri tercih eder. Halk arasında peygamber balığı adıyla da bilinen dülger balığı, kafasında bulunan kemiklerin yapısı sonucu dülger balığı adını almıştır. Kafa kısmı diğer balıklara göre daha geniş ve kemikli olduğundan, yenilebilir kısmı oldukça azdır. Tadı kalkan balığına benzer ve genelde görüntüsü bakımından çok tercih edilmez.</p>
<h2>Dülger balığı faydaları</h2>
</p>
<p>   -Enerji verir ve zihni dinlendirir.</p>
<p>   -Fosfor, iyot, kalsiyum bakımından oldukça zengin olduğundan vücudu besler ve korur.</p>
<p>   -Vücutta kan yapımını arttırır, demir eksikliğini giderir.</p>
<p>   -Kemikleri ve bağışıklık sistemini güçlendirir. </p>
<p>-İçinde barındırdığı Omega 3, hücrelerin yenilenmesini sağlar. </p>
<p>-Yüksek miktarda fosfor barındırdığından özellikle hamile kadınlar açısından oldukça faydalıdır.</p>
<p>-Gözleri güçlendirir.</p>
<h2>Dülger balığı nasıl pişirilir?</h2>
<p>Diğer balık türlerine göre daha fazla kılçığa sahip olduğundan; sırt ve alt kısmındaki dikenli bölgeleri tamamen kesilir ve atılır. Dülger balığının geri kalan kısımları  tava ve buğulama yöntemiyle pişirilebilir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Dülger balığı nasıl seçilir?</h2>
<p>Dülger balığı da bütün balık türleri gibi gözlerinin canlılığına ve pullarının parlaklığına göre seçilir. Gözleri canlı olan, pulları vücudundan kolay kolay ayrılmayan, eti sert ve diri olan balıkların taze olduğu anlaşılır. Solungaçları koyu kırmızı renkte olan balıklar da yine taze balıklar arasındadır. </p>
<h2>Dülger balığı nasıl saklanır?</h2>
<p>Balık türlerinin genelde saklanması yerine hemen tüketilmesi önerilir. Eğer dülger balığı taze olarak alındıysa oda sıcaklığında birkaç saat tutulabilir. Temizlenmiş balığın, buzdolabında bir- iki gün, buzlukta ise iki hafta süresince saklanması önerilir. Dülger balığı, yüksek soğutma işlevine sahip derin dondurucularda ise en fazla 4-6 aylık bir süre zarfı içerisinde saklanabilir.</p>

dulger-baligi

Dülger Balığı

<p>Eşkina ülkemiz denizlerinde hemen her bölgede yaşayan lezzetli bir balık türüdür. Karadeniz, Marmara ve Kuzey Ege en çok rastlanıldığı yerlerdir. Daha çok kayalık ve yosunlu bölgelerde bulunur. Beyaz etli, lezzetli bir balıktır.Eşkina balığı levrekle aynı aileden gelir. Sürü halinde bulunur ama göç etmeyen yerli bir balıktır. </p>
<p>Olgunlaştığında 3-4 kg. ağırlığa ve 30-50 cm. uzunluğa kadar ulaşır. İri bir balıktır. Olta avcılığıyla yakalanabildiği gibi zıpkınla da avlanır. Aslında av yasağı bulunan ve bir kota dahilinde avlanabilen bu balık, yine de ticari olarak değerlidir ve balıkçılarda kolayca bulunur. Balıkçılık piyasasında kaya levreği, taş levreği, taş balığı adlarıyla bilinir.</p>
<h2>Eşkinanın mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Aslında eşkina balığı hemen her mevsim avlanabilmekle beraber, asıl mevsimi ekim ayından sonra başlar. Denizlerimizdeki çoğu balık gibi kışa doğru yağlanacağından sonbahar, kış ve hatta ilkbahar ortalarına kadar lezzetini muhafaza eder. Ancak kış aylarında denizin derinliklerine doğru indiğinden yakalanması zorlaşır.</p>
<h2>Eşkina nasıl pişirilir?</h2>
<p>Eşkina her türlü pişirmeye uygun ender balıklardan biridir. Benzerliğinden de anlaşılacağı gibi levreğe uygulanan her tür pişirme yöntemi eşkinaya da uygulanabilir. En başta pilakisi, ızgarası, buğulaması ve tavası yapılır. Ayrıca eşkina her tür fırında pişirme usulüne de uygundur. Güveci de yapılabilir. Beyaz ve diri etli bir balık olduğundan, balık çorbası yapımında da kullanılabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Eşkinanın püf noktası nedir?</h2>
<p>Eşkina balığının öyle bir özelliği vardır ki, bu özelliği neredeyse onun soyunu tükenmenin eşiğine getirmiştir. Eşkinanın başının iki yanında bulunan ve taşa benzeyen sert maddelerin böbrek hastalıklarına ve böbrek taşlarına iyi geldiği söylenmektedir.Eşkina balığının kafasından çıkan bu iki taş parçasının kaynatılıp limon suyuyla içilmesi halinde böbrek taşlarını düşürdüğü ve böbrek hastalıklarını iyileştirdiği iddia edilmektedir.</p>
<p>Zaten eşkinaya "taş balığı" denmesinin nedeni de bu taşlardır. Özellikle 2000’li yılların başına kadar bu taşlar yüzünden o kadar çok avlanmıştır ki, soyu tükenme noktasına varmıştır. Tarım ve Orman Bakanlığı'nca 2007 yılına kadar av yasağı getirilen eşkina balığı, popülasyonunun toparlanmasıyla kota dahilinde avlanabilir duruma gelmiştir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://salibahtiyar.tr.gg/" target="_blank">http://salibahtiyar.tr.gg/</a></em></p>

eskina-baligi

Eşkina Balığı

<p>Fener balığı (Lophius piscatorius), başından önüne doğru sarkan, ışıklı organıyla dikkat çeken bir balık türüdür. Ilık ve sıcak denizlerde yaşayan fener balığı, Lophiidae familyasına mensuptur. İri bir kafaya ve yassı bir gövdeye sahip olan fener balığının vücudu üstten basık olup, çamurlu deniz diplerinde kendini saklayarak avlanır. Görünüşü nedeniyle "Deniz şeytanı" ya da "Deniz kurbağası" olarak da anılır. </p>
<p>Balık, fener organını tıpkı bir ışık gibi yakarak karanlık sularda küçük balıkları ve karidesleri avlar. Pulsuz ve kaygan bir deriyle kaplı olan fener balığının 20 cm’den 180 cm’ye kadar farklı ölçülerde türleri bulunmaktadır. Türkiye’de Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara’da bulunur.</p>
<h2>Fener balığı nasıl seçilir?</h2>
<p>Fener balığı alırken, tazeliğini anlamak için öncelikle balığın gözlerine dikkat edilir. Gözlerin canlı, parlak, dışa bombeli ve dolgun olması gerekmektedir. Ayrıca balığın derisinin gergin olması da önemlidir. Parmakla dokununca meydana gelen çukurluk anında düzelmelidir.</p>
<p>Balığın tazeliğini gösteren bir diğer önemli işaret de suya bırakmaktır. Balık tazeyse suya bırakılınca dibe çöker. Bayat balık suya atılınca dibe batmak yerine ortada veya yüzeye yakın bir yerde kalır. Solungaçların kırmızı renkte olması da bir tazelik göstergesidir. Şayet hala balığın tazeliğinden şüphe duyuluyorsa solungaçların koklanmasında fayda vardır. Taze fener balığı, doğal yosun ve deniz kokar.</p>
<h2>Fener balığının pişirme yöntemi? Fener balığı nasıl pişirilir?</h2>
<p>Fener balığı, tadı itibariyle ıstakoza en yakın balık türü olarak nitelendirilir. Lezzetli beyaz eti, pişirildikten sonra bile beyaz ve sağlam kalmaya devam eder. Fileto edilmiş olarak ızgara ya da buğulaması tavsiye edilen fener balığının ayrıca kuşbaşı şeklinde doğranarak tavada kavurması yapılır. İstanbul’da özellikle Rum halkı tarafından çok eskilerden bu yana sevilerek tüketilen fener balığının çorbası da meşhurdur. Bu çorba, balığın kafası ve kemiklerinin birlikte kaynatılmasıyla hazırlanmaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Fener balığının mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Mart ayından başlayarak ağustosa kadar devam eden üreme dönemi dışında Fener balığı tüm sene boyunca marketlerde ve pazar tezgahlarında rahatlıkla bulunabilmektedir. Ancak, balığın etinin en çok yağlandığı ve lezzetinin arttığı dönem kasım ve aralık ayları olarak bilinmektedir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://www.uludagsozluk.com/" target="_blank">http://www.uludagsozluk.com/</a></em></p>

fener-baligi

Fener Balığı

<p>Aterina olarak da bilinen gümüş balığı, Atherinidae familyasından kemikli bir balık cinsidir. Sırtı yeşilimsi sarı, yan tarafı ise kül rengidir. Uzunluğu 10 cm dolaylarında olan gümüş balığı, plankton hayvanları ve balık yumurtaları ile beslenir. Eti oldukça lezzetli olmakla beraber lüfer, levrek gibi balıkların avlanmasında yem olarak da kullanılmaktadır. </p>
<h2>Gümüş balığı nerede bulunur?</h2>
<p>Gümüş balığı ülkemizde Marmara bölgesinde yaygın olmakla beraber Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde de görülmektedir. Değişik su ortamlarına uyarlanmış olan bazı alt türleri Sapanca ve İznik Gölü gibi tatlı sularda yaşamaktadır. Türkiye dışında ise Atlas Okyanusu'nda İspanya, Portekiz ve Fas kıyılarına kadar yayılmış olan gümüş balığı, Güneydoğu Asya ve çevre adaların kıyılarında bulunan farklı türlere sahiptir. Süveyş Kanalı'na açıldıktan sonra Akdeniz'e girmiş olan bu türler Akdeniz'in doğu kıyılarından tüm denizlerimize yayılmıştır.</p>
<h2>Gümüş balığı hangi mevsimde tüketilir?</h2>
<p>Protein açısından son derece zengin olan gümüş balığı, karbonhidrat ve şekeri oldukça az barındırması sebebiyle de sağlıklı bir yiyecektir. A, B1, B2 ve D vitaminleri açısından zengin olup, siyah etli balıklar sınıfına girmektedir. Beyaz etli balıklara nazaran daha yağlıdır ve daha az jelatin içermektedir. Bu nedenle haşlamaya uygun değildir ve sindirimi daha zordur. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında tüketilmeye uygundur.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Gümüş balığı nasıl saklanır?</h2>
<p>Balıkları dondurmadan önce hafifçe tuzlamakta yarar vardır. Böylelikle eti diriliğini muhafaza eder. Balıkları donmuş olarak muhafaza ederken dikkat edilecek önemli bir husus da çözülmüş balıkların tekrar dondurulmamasıdır. Balıklar genelde oda sıcaklığında 20 saat süre ile tazeliklerinden bir şey kaybetmeden durabilirler. Bu kış ayları için geçerli olup yaz aylarında klimasız ortamlarda bu süre oldukça kısalır. Eğer bu süre 20 saati geçecekse muhakkak buzdolabına konulmalıdır. Genellikle balıkları saklamak için, öncelikle temizlemek gerekir. Ancak gümüş balığı bu açıdan istisna olan balıklar arasında olup, temizlenmeden saklanması gerekir.</p>
<h2>Gümüş balığı nasıl pişirilir?</h2>
<p>Haşlanmaya uygun olmayan gümüş balığı, mısır unu ile tavada kızartılarak pişirilmektedir.</p>

gumus-baligi

Gümüş Balığı

<p>Engraulidae  familyasının temsilcilerinden olan hamsi, genellikle bütün tropik ve subtropik denizlerin kıyı kesimlerinde sürüler halinde yaşarlar. Hamsi, ortalama 10-18 cm boyunda, uzun ve yandan basık gövdeli bir balık türüdür. Gündüzleri derin suları tercih eden hamsi, geceleri ise sahile yakın yerlerde yaşar. Ilık alanlarda yaşamayı seven hamsilerin kış göçü yaptıkları görülür. </p>
<p>Ömürleri dört yıl kadar olan hamsinin dünya üzerinde, Güney Avrupa hamsisi, Arjantin hamsisi, Avustralya hamsisi, Japonya hamsisi, Peru hamsisi, Kaliforniya hamsisi ve gümüş hamsi olmak üzere 7 türü bulunur. Hamsi, istavrit ve sardalya ile birlikte ülkemizin en ekonomik ve lezzetli balıklarından biridir. Ekonomik değeri yüksek bir balık olan hamsinin eti yumuşak ve lezizdir. Ocak ve mart aylarında beslenmek için karaya yaklaşan hamsiler, ekim ve nisan arasında avlanılır.</p>
<h2>Hamsinin içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Ülkemizde en çok tutulan balık olan hamsi, vitamin ve mineral bakımından zengin bir balıktır. Omega 3 yönünden de zengin olan hamsinin içerisinde A vitamini, E vitamini, tiamin, riboflavin, niasin, B6 vitamini, folat, B12 vitaminlerinin yanı sıra iyot, çinko, potasyum, selenyum, magnezyum, demir, kalsiyum ve bolca fosfor bulunur.</p>
<h2>Hamsinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Kötü kolesterolü ve trigliseridi düşürür.</p>
<p>- Kan dolaşımını düzenleyerek damar ve kalp sağlığını destekler.</p>
<p>- Migren ve depresyona iyi gelir.</p>
<p>- Kemik erimesi hastalığına karşı iyi gelir.</p>
<p>- Serotonin hormonunu arttırarak sinirleri gevşetir.</p>
<p>- Afrodizyak etkisi vardır.</p>
<p>- Zekanın artmasını sağlar.</p>
<p>- Kılçığı ile birlikte iyice çiğnenerek yenildiğinde kemik ve diş sağlığı açısından faydalıdır.</p>
<p>- Deri ve göz sağlığı açısından yararlıdır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Hamsinin pişirme yöntemleri nelerdir?</h2>
<p>Hamsi ülkemizin her yöresinde kızartma, buğulama ve fırınlama teknikleriyle pişirilerek tüketilmesine karşın Karadeniz Bölgesi’nde bir kültür haline gelerek farklı şekillerde kullanılmaktadır.</p>
<p>Hamsi çorbası, hamsi mücveri, hamsili mısır ekmeği, hamsili börek, hamsili poğaça, hamsili pilav, hamsi salatası, kiremitte hamsi, hamsi salamurası, tuzda hamsi, hamsi kuşu, hamsi dolması, hamsi köftesi, hamsi sarma ve sebzeli hamsi, Karadeniz yöresine özgü hamsi yemeklerinden bazılarıdır. Kızartıldığında besin değerini yitiren hamsi, limon sıkılarak yenildiğinde minerallerin kana karışma oranını arttırmaktadır.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://denizer.com.tr" target="_blank">http://denizer.com.tr</a></em></p>