Hepimiz yemek yemeyi çok seviyoruz. Ama herkesin yemek için ayırdığı bütçesi aynı değil. Dolayısıyla cüzdanımıza uygun yiyelim de sonra mekandaki bulaşıkları yıkamak zorunda kalmayalım diye ayağımızı yorganımıza göre uzatma yolunu seçiyoruz. E haksız da değiliz.
Ama bazen evdeki hesap çarşıya uymuyor. Karnımız ve gözümüzün açlığı bizi menüye daha bakmadan mekanda sipariş vermeye bir anda itebiliyor. Bu durumlarda maaşın ne kadarını o mekanda bırakacağınızı anlamak için aslında size yardımcı olabilecek birkaç tüyomuz var.
Bu maddelerden en azından yarısından çoğunu yemek yediğiniz mekanda görüyorsanız hemen bankanızı arayın ve kredi talebinde bulunun.
Afiyet olsun.
Hamburger, et, kahvaltı fark etmez: Tahta servis tabağı
Hamburger, pirzola, biftek ya da hepsini geçtik sadece kahvaltı sipariş ettiniz. Garson siparişinizi tabak yerine tahta servis tabağında getirdiyse tırsmaya başlayın. Çünkü porselen tabakta yediğiniz yemek ile tahta tabakta yediğiniz yemek arasında en az 10 TL oynayacaktır, ona göre.
Tadı damağınızda kalsın: Yemeğin yanında gelen 3 (yazıyla üç) adet patates kızartması
Sipariş ettiğiniz etin, hamburgerin ve hatta dönerin yanında özenle seçilmiş iki-üç adet patates kızartması gelebilir. Şaşırmayın, işin raconu bu. Hiç de vermeyebilirlerdi sonuçta. Ama o üç patatesin hesabınızda size üç hamburger olarak dönmesi de olası. Biz uyarmış olalım.
Oysa sadece içiniz yanmıştı: Cam şişede gelen su
Bakkalda bir şişe su 75 kuruş, haydi taş çatlasın 1 TL. Ağzınız kurumuş, diliniz peltelenmiş, tek istediğiniz boğazınızdan aşağıya soğuk bir şeylerin akması. Hesapladınız şimdi kola söyleseniz 3 TL'den aşağı değildir. Su sipariş ettiniz ama o da ne? Suyunuz cam şişede geldi. Her Türk cam olan bir şeyin, plastik olan bir şeyden daha pahalı olduğunu bilir. Geçmiş olsun.
Artık nargile kafelerde bile var ama olsun: Kavanoz bardaklar
Az önceki su örneğimizdeki değişkenleri limonata ile değiştirelim. İçiniz yandı ve yemeğinizin yanında buz gibi bir limonata içmek istiyorsunuz. Eğer o limonata size son dönemlerin bir bit artık dediğimiz trendi renkli kavanoz bardaklarda geldiyse on kilo limon parasını ödemeye hazır olun. Yapacak bir şey yok.
Sipariş bir saat geç geleceği için midenizi bastırsın diye: Zeytinyağı & mısır ekmeği
Gittiğiniz mekanda sipariş verdiğiniz yemekten önce masaya küçük bir kap içinde zeytinyağı ve yanında el yapımı mısır ekmeği geliyorsa ilk olarak yemeğinizin geç geleceğinden sonra hesabın gözlerinizi fırıl fırıl döndüreceğinden az buçuk emin olabilirsiniz.
Anneanne evindeymiş gibi: Cam su bardağında kahve
Kahve dediğin fincanda içilir, kupada içilir, en kötü karton bardakta içilir. Ama gittiğiniz mekan size kahvenizi anneanne evinde görmeye alıştığımız o bodur, cam su bardaklarında ikram ediyorsa biliniz ki "winter is coming".
Kimyager aranıyor: Üçüncü dalga kahve araç gereçleri
Malum üçüncü dalga kahveciler son dönemde oldukça yükselişte. Ama ilk kez üçüncü dalga kahve satan bir mekana gittiyseniz ve masanıza Walter White'ın deney tüplerinden hallice bu aletler geldiyse ödeyeceğiniz hesabı yavaş yavaş hayalinizde canlandırmaya başlayabilirsiniz.
Şeffaflık önemli sonuçta: Cam kavanozlarda kurabiyeler
Gittiğiniz mekanda çevrenizde irili ufaklı cam kavanozlar görüyorsanız ve bunların içinde de farklı şekillerde kurabiyeler görüyorsanız ilk olarak şundan emin olun: Büyük ihtimalle bayatlar. İkinci ve yüksek ihtimal ise o yenmeyen bu kurabiyelerin bedelini sizin hesabınıza yansıtacaklar. Geçmiş olsun.
Yorumlar
0