jess tv8

Bir Yaprak Sarma Hikayesi Üzerinden Nasıl Kıyamet Koptu?

Favorilerime
Ekle

Sıradan bir salı sabahıydı, kahvemi alıp bilgisayar başına geçinceye kadar…

Facebook’da timeline’ım Yemek.com'daki ilk yazım olan "Bir Evlilik Sarmalı Hikayesi: Keramet Yaprak Sarmada mı?" başlıklı hikayeyle ilgili yapılan farklı sitelerdeki yorum linkleriyle doluydu. Haftanın devamında konu Ekşi Sözlük'te "boğaziçi mezunuyum benden yaprak sarma istiyor" başlığında 27 sayfa tartışıldı, Hürriyet gazetesi konuyu sayfalarına taşıdı. Twitter’da da "kadın mı yoksa erkek mi haklı" diye anketler açıldı.

Erkekler "yaprak sarma olmazsa olmazımız, kırmızı çizgimiz" derken kadınlar ise erkeklere "sabrımızı sınamayın" diyordu. Daha başka ne olabilir ki acaba diye düşünürken TV8’deki Aramızda Kalmasın programının linki de ertesi gün önüme düşünce artık yaprak sarma ve boşanma arasındaki bağla ilgili bir açıklama yapmam gerektiğini hissettim. Açıkçası konunun bu noktaya gelmesine çok şaşırdım, evet yazımın okunmasına sevindim bunu inkar edemem, ancak kimsenin ilişkisine de zarar vermek istemem, baştan anlaşalım.

Öncelikle yazının kurgu olduğunu iddia eden bazı arkadaşlar olmuş, keşke öyle olsaydı demek isterdim… İdeal çift maalesef boşandı. TV8’de program sırasında bazı sorular soruldu, onlara da sırasıyla cevap vermek isterim:

• Erkek kadından arkadaşlarıyla bir masada otururken “yaprak sarma” istemedi, hafta içi sıradan başbaşa yedikleri bir akşam yemeğinde isteğini dile getirdi, yani erkek eşini hiç kimsenin yanında rencide etmedi, “eksik eteksin” demek istemedi.

• İkisi de kendi çabaları ile bulundukları mevkiye geldi, yalıda değil yalı dairesinde oturuyorlardı.

• Funda Özkalyoncu ve Deniz Akkaya boşanan erkeğin bekar ve yakışıklı olup olmadığını merak etti. Hemen cevap vereyim; yaprak sarma seven erkeğimiz hala bekar bana sorarsanız yakışıklı bir erkek değil ama iyi bir insan olduğunu ve “kötü niyetli” biri olmadığını söyleyebilirim.

Deniz Akkaya’ya katıldığım bir nokta var, Madonna’dan yola çıkarak verdiği örnek çok doğruydu. Hepimiz her konuda yetenekli olmak durumuda değiliz, Madonna sabahları çocuklarına omlet yapamıyor olabilir ancak birçok annenin yapamadığı bir dolu şeyi yapıyor.

Kadınlığı; yemek pişirme, temizlik yapma, misafir ağırlama ya da çocuklarına gösterdiği ilgi üzerinden, erkekleri de kazandığı para, bindiği araba ve sahip olduğu mevki üzerinden değerlendirmeyi ben de doğru bulmuyorum. Fakat benim anlattığım vakada erkeğin eşini herhangi bir yeteneği üzerinden değerlendirmediğini özellikle belirtmek isterim.

deliciouslife - anne mutfak alışkanlıkları

deliciouslife - anne mutfak alışkanlıkları

Funda Özkalyoncu’nun çok doğru bir tespiti var, “erkek kadından yılmış” dedi. Doğru, ama eksik. Kadın da erkekten yılmıştı.

Evet, erkek kadının işkolikliğinden, evliliği bir şirket gibi görmesinden, konuklarını belli çıkarlar doğrultusunda seçip evine davet etmesinden ve sanal bir dünya yaratmasından dolayı rahatsız olduğunu belirtmişti ama kadın “ben buyum” dedi.

Yaprak sarma konusuna gelince, emin olun ertesi akşam kadın elinde bir kavanoz yaprak ile mutfağa girip yaprak sarma yapmaya kalksaydı, erkek kahramanımız da ona yardım ederdi. Ancak bu demek değildir ki kadın suçlu, erkek haklı. Konuyla ilgili yapılan anketlerin sonuçlarını da takip ettim, Twitter’da %79 ile erkek haklı sonucu çıkarken TV8’in yan ekran uygulamasında %68 erkek haklı sonucu çıktı. Bana göre bu hikayede kadın veya erkek suçlu ya da suçsuz değil. Erkek evlenmeden önce de kadının işkolik olduğunu, hayata dair planlarını hep kariyerindeki başarı üzerine kurduğunu, yemek yapmadığını ve yemek yapmaya zaman ayırmayacağını biliyordu.

Kadın da erkeğin yuva tanımının farkındaydı; dost meclisini sevdiğini, kendi mali çıkarları için istemediği insanları evine misafir etmeyeceğini, "iş işte yapılır, ev hayatı ayrıdır" diye düşündüğünü biliyordu. Erkek, ayakları yere basan, işine aşık ve başarılı bir kadınla birlikte olmanın, kadınsa ev hayatında daha doğal olmayı seçen, paradan - kariyerden çok sevgiye, aşka, arkadaşlığa değer veren biriyle evlenmişti. İki taraf da hayattaki tercihlerinden ve beklentilerinden ödün vermedikleri için ilişkileri bitti.

Tek ortak noktaları aşktı, demek aşkın da bir ömrü var, evlilikleri hüsranla sonuçlandı. Sanırım birçok evliliğin bitmesinin sebebi de kurulan bu sanal dünyalardan kaynaklanıyor.

Bu çifti bulmak istemişsiniz, birkaç ipucu daha vereyim; Boğaziçili ve yaprak sarma yapmayan kadın kahramanımız şu an yaşam koçu olarak hayatına devam ediyor. Hani belki stüdyo konuklarınızdan biri veya siz belki danışmanlık almış olabililirsiniz, bilemiyorum. Bu arada ideal çiftimizin bir de çocukları var. Yukarıda söylediğim gibi kadın kahramanımız çalışmakla çok meşgul, o yüzden velayetin babada olduğunun altını çizeyim. Bakalım, tahminleriniz ne olacak?

Dip not: Deniz Akkaya ve Funda Özkalyoncu yorulmasın, ben bir tencere dolma sarıp stüdyoya gönderirim


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

1

emosch18 Nisan 2016 19:01
bulaşık ve bilimum ev işine yardim etmeyi reddeden TAI'de muhendis olan erkek arkadaşım "ben yüksek mühendisim bulaşık yikayamam" demişti. Sonra ayrıldık ve ben gidip bulaşık makinası aldım. Tekrar bir araya geldik ancak bu sefer "sana çok değer veriyorum ancak aşık degilim" diye mirildanmaya başladı. Bence yaprak sarma da bulaşık da bahane. Insan sevdiği için elinden geldiğince birşeyler yapabilir. İlişkilerin bitmesinde temel neden sevgisizlik ve paylaşım eksikliği.
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?