Okulda ya da iş hayatında öğle yemeklerinin hatta zaman zaman üç öğünün yemekhanelerde geçtiği olur. O zamanlar, ne umut kırıcı, ne iştah kapatıcı zamanlardır, yemekhaneye yolu düşmeyen anlayamaz.
"Ne güzel, uygun fiyata çorbadan tatlıya koca bir menü." heyecanıyla başlanan üniversite yemekhanelerinden, "Başka pek de bir seçenek yok, maaşı yemeğe yatırmaktansa yemekhaneye giderim." dedirten iş yeri yemekhanelerinden bahsediyoruz.
Pirinç pilavı, biber dolması ve sütlacı aynı anda verip pirinçle mide şişireni de var, üç gün üst üste aynı yemekleri veren de... Bugünkü erişteleri, mercimekleri bir sonraki günün çorbasında göreceğimizden de hiç şüphemiz yok tabii.
Şimdiye kadar bunlar gibi yemekhanelerde hepimizin bir ara mutlaka maruz kaldığı, en iyi ihtimalle şahit olduğu durumlara hep birlikte göz atalım istedik. Siz de anılarınızı paylaşarak listeyi güncel tutmamıza destek olabilirsiniz. 
İçinde küçük bir parça et olan "etli" yemekler
Yalnız gözümüzden kaçmadı, bu arkadaş şanslıymış, iki parçayı kapmış.
Bugüne kadar tazesine rastlanamayan poşet içindeki yuvarlak ekmekler
Bu ekmek bayatlığı da aşmış, bildiğiniz küflenmiş. Ama olsundu, yemekhaneydi.
Uzanabileceğin en uzak noktaya konulan yemeği kapmak için üstünün başının tepsindeki yemeğe girmesi
Sadece yemek almak istiyoruz, açma germe hareketleri yapmak değil. Az yakına koysanız n'olurdu. 
Ve tabii ki bitmek bilmeyen yemekhane kuyrukları
Yemekhanenin uygun fiyatlarından kaynaklanan önlenemeyen yükselişi.
Salata barın verdiği küçük mutluluk ve istediklerini alamamanın hüznü
Yemekhanede salata bar var diye kendini şanslı sayarsın ama başındaki kalabalık o kadar bitmez ki istediklerini alamadan uzaklaşırsın.
Boş masa bulamayıp tanımadığın birinin yanına oturmanın verdiği gereksiz gerginlik
"Konuşma açsam ne diyeceğim, sessiz kalsam ayıp." diye düşünürken yemek biter, anlamazsın.
Ne alacağını düşünürken arkandaki insanların verdiği huzursuzluk
bilgibende.com
Özellikle de tam arkandakinin tepsini hafiften öne doğru itelemesiyle baş gösteren huzursuzluktur bu. Azıcık bekleyiverin arkadaşım. Yemek seçmek önemlidir, hele de yemekhanedeysen.
Geç gittiğinde "seçmeliler" bölümündeki en güzel yancıların tükenmiş olması
Patlıcan yemeği varsa mesela ve geç kaldıysan seçmeliler bölümündeki cacık ya da yoğurdun izlerine bakarsın ancak, sonra da kalan birkaç kutu meyve suyundan birini alarak uzaklaşırsın. Afiyet olsun kardeşim, yalnız değilsin.
Mercimek, ezogelin ve her türlü kırmızı çorbanın aslında bu çorba olması
Zaten yemekhanede çorbalar kırmızı ve beyaz diye ayrılır, biliyorsunuz. Adlarını sorgulamaya gerek yok, hepsinin tadı aynı.
Kimse almasa da haftada en az 3 gün mutlaka hoşaf ya da komposto olması
Demek ki birileri alıyor...
Yemeklere yoğurt boca ederek güzelleştirmeye çalışmak
Tadını beğenmediğin yemeğe tadını almamak için yoğurt boca etmek, yoğurtla misler gibi olan yemeklerde durumu abartıp yoğurtla kaplamak... Maksat karnımız doysun.
Ya da baharatları boca ederek...
Pek sevgili nane, kekik ve pul biber üçlüsünden oluşan yemekhane baharatlarıyla her yemek itinayla güzelleştirilir.
"Dün yemediğin yemekleri bugün çorba yaptık, n'aber" çorbası
Dün yağı bir garip mercimek yemeğinden ve kupkuru erişteden almadın diye kendini şanslı mı sanıyorsun? Bugün olacakların farkında mısın? O yemekler öyle ya da böyle yenecek arkadaşlar, saf olmayın.
Tadı anlaşılamayan pürenin her yemeğin yanında verilmesi
Yetmemiş, bir de çorbanın üstüne dökülmüş.
Dışı vıcık vıcık yağlı, içi kupkuru tavuk but günü
Nasıl yiyeceğini şaşırıyor insan.
Görünce bir heyecan yapılan ama suyla yapıldığına neredeyse emin olduğumuz pudingler
Bunlara en azından uğraşıp üzerine gülen suratlar koymuşlar. Ne yalan söyleyelim, bir emek var.
Yorumlar
4