Gurur duyuyorum! “Olsun en azından denedin." sözünü birkaç defa üstüste duyduktan sonra, mutfakta şaheserler yaratamadığımı bilerek hayatıma devam ediyorum.
Sanmayın ki birkaç başarısız denememden sonra yemek yapmayı bıraktım, mutfağı yaktıktan sonra kapısının önünden bile geçmedim. Yapamadığım yemekleri; yemek yapmayı öğrenene kadar devam ettirmeye yemin ettim genç arkadaşlarım. Ancak bir yandan da yemek kitaplarında olmayan taktikleri de bu hayat yolunda öğrenmeye başladım.
"İlk başta menemen yapmayı öğren", "pilavdan kolay ne var,", "patates haşla doğra üzerine de baharat ekle, oh mis gibi yemek" diyenlere inat bir hayat yaşamak için sizinle öğrendiğim 7 önemli şeyi paylaşacağım.
Back To Basics: Klasik kakaolu keki boşver o muhteşem kremalı şeftalili tartı yapmak için uğraş
Bizim orada Perşembe günleri pazar kurulur. Normalde iki kişilik evimize 2 şeftali almak mantıklı iken, o gün pazara gidilip ve her şeyden kilo kilo alınır. Buzdolabında en hızlı bozulacak malzemenin maydonozdan sonra şeftali olduğunu öğrendiğimde ise bunu fırsata çevirmeyi bilmek asıl kritik noktadır. Bir yemek dergisinde görüp, alelacele fotoğrafını çektiğim şeftalili tartı da yapmak, o gün yapmamaktan daha önemlidir çünkü "yapmazsam bozulacaktı, ben de riske girip denedim. Ne yani, o güzelim pizzanın yanına klasik bir kek mi yapsaydım?" demek kadar güzel bir his yoktur.
Explore American Culture – Pancake yapayım derken kreple karşılaşmak
Daha önceden yazılmış bir yazıya bu kısmı ithaf edeceğim. Acilen Çekilmeyi Bırakmamız Gereken 12 Yemekli Fotoğraf’ta da görüldüğü gibi hayaller ve gerçekler arasında pek de ince olmayan bir çizgi var.
İster Betty Crocker’dan ister Martha Stewart’tan tarifi al,oku ama uyguladıktan sonra o pancake evde krepten öteye gidemiyor. Sen hala onları masaya koyana kadar “pancakeler hazııır” diye cıvıl cıvıl cıvılda... O artık kendinden emin bir krep olarak yenmeye hazır. Masadakilerle gözgöze geldiği ilk an ise aşk kıvılcımlarını oluşturmak senin elinde. “Amerikan Amerikan nereye kadar, yabancılık çekmeyelim diye ben de Türk usulü yapayım dedim” derseniz yalancı gülüşmeler sonunda o kreplerin yendiğini göreceksiniz.
Fırında çok iyiyim - Fırında sulu köftenin fırının fan ayarından dolayı susuzluktan ölmesi
Hangimiz kuru köfte sevmeyiz ki? Eğer patateslerin içi tam olarak kurumamışsa ve köfteler de tam pişmişse daha ne isteriz? Dünyanın en kolay yemeği fırında köftedir bence. Tepsiye köfteleri, dilim domates, patates, biber ve soğanları dizip üzerine de biraz salçalı yağlı su ekledik mi ohh. 40 dk sonra yemek hazııır, haydi sofrayaa.
Herkes masadayken dua edin ki bir Türk gibi yemeğe ekmek banmak için hayal kurmuyorlardır. O tepsiye fırındayken ara sıra bakmazsanız, fırındaki köfteler kuru köfte ayarında servis edilebilir. Tabii ki yenmeyecek durumda olmaz, hatta bir gün bekletirseniz tadı tuzu daha bir güzelleşir. Ancak “o fırının fan ayarı yok mu, bir kere de düzgün çalışmadı ya! Kusura bakmayın valla benim suçum değil” derken tabaklara köfteleri diziniz.
Coğrafi bilgin ne kadar iyiyse salataların da o kadar başarılı olur.
Yemeklerde yaşanan azap bilin ki salatalarda yaşanmaz. Sonuçta büyük marketlerde parayı verince her yörenin meyvesinden karışık Akdeniz yeşilliklerine, envai çeşit 'hazır' salata sosundan her ülkenin peynirine her şeyi alabiliyorsun. "Hollanda peyniri rendelenmiş, tatlı biber ve salatalık ile zenginleştirilmiş binada soslu Akdeniz salatası" gerçekten bir sos, birkaç yeşillik ve gouda peynirine bakar. İçine birkaç dilim elma koyarsan, Amasya’yı da bir güzel anmış olursun.
En başarılı keşfim: Pilava şehriye katmak ve bulyondan vazgeçmek
Pirinç pilavının su ve ısı ayarını siz de benim gibi bilmeyenlerdenseniz en güvenilir pilav bulgurdan yapılır. Artık kötü fırın anılarından sonra tencereye 5 dakikada bir baktığınız için, hem tencere kapağının sürekli açılmasına hem de bardak bardak su eklemeye bir tek bulgur pilavı dayanır. Ancak pirinç yerine bulgurla kimseyi kandıramadığınızı anlamanız da uzun sürmez. O pirinç yapılmak zorunda. Ben de birkaç (?) denemeden sonra hatalarımı kapattığına inandığım löp löp bulyonlardan vazgeçip önden de şehriye kavurduktan sonra pirinç pilavıma bir haller oldu.
Bulgur is the king ama pirinç is always a queen dostlar. Öğrenmek zorundasınız...
Biber salçası: Türklerin Türklere bir armağanı.
Gördüm ki, yine azı yarar çoğu zarar mantığında ilerleyince, yemeklere biber salçası koyulduğunda lezzet basamaklarını birer birer çıkıyorsun. Kısır mı yapacaksın, bas salçayı. Bezelye mi yapacaksın salçasız olmaz. Elini korkak alıştırmadan bol bol koymuş ve karşıdakinin yüzünü ekşitmişsen de açıklama çok basit "eee kadının kalçalısı yemeğin salçalısı..."
Yorumlar
0