kalite

Sektörün Kanayan Yarası: Mekanlar Neden Boş, Neden Bir Bir Kapanıyor?

Favorilerime
Ekle

Tıklım tıklım dolu oluşuyla tanıdığımız mekanlar, özellikle son dönemlerde boş masalarla kapatıyor günü. Her gün yeni bir mekan açılıyor, ama sektörde tutunamadan kapanıyor. Müşteri mutsuz, mekan sahipleri isyanda...

Birçok sektörü olduğu gibi yeme-içme dünyasını da içinde bulunduğumuz ekonomik dalgalanmalar etkiledi. Boş masaların, tutanamayan mekanların başlıca sebepleri bu ekonomik düzen olsa da işletme bazında ciddi sorunlar yaşandığı aşikar. Bırakılan bahşişler yok denecek kadar azsa, siparişler mutfağa daha sık geri dönüyorsa, mekandaki müşteri sayısı giderek azalıyorsa bir yerlerde hata var demektir.

İşletmeciler, şefler, çalışanlar... Sözümüz size. Belki de buralarda ciddi hatalar yapıyorsunuzdur. Sesimize kulak verin!

Verdiğimiz parayla aldığımız hizmet orantısız

Klasik bir patates kızartmasına 8 lira verdiğimizde ne yediğimiz şey bizi tatmin ediyor, ne de cebimiz bu durumdan memnun kalıyor. Çorbalar, ana yemekler, bir fincan kahve... Örnekler çok. Piyasa maliyeti bu diyorsunuz, ona lafımız yok. O yemekler önümüze gelene kadar üzerine binen vergiden, tabak maliyetinden, personel maliyetinden gayet haberdarız. Size piyasa değerinin altında ürün fiyatı verin demiyoruz. Verdiğimiz paraya değecek ürün verin diyoruz.

Yediğimiz şeyin lezzetiyle fiyatı birbiriyle orantılı olmalı. Mesele bir tabak salataya 30 lira veriyorsak tüm malzemelerin taze olmasını, tadının, tuzunun yerinde olmasını kısacası lezzetli ve kaliteli olmasını bekliyoruz. İçtiğimiz çorbanın sıcak olmasını, bozulmamış, tazecik ürünlerden yapılmasını beklemek en doğal hakkımız. Bunlarla karşılaşmadığımızda, üzerine bir de ederi olmayan bir ücret verdiğimizde haliyle enayi yerine konmuş hissediyoruz. O mekanlardan uzaklaşıyoruz.

Aldığınız paranın hakkını verecek ürünler çıkarın. Malzemenizin kalitesine, doğallığına, tazeliğine ve lezzetine önem verin. Güvendiğiniz, sizi yanıltmayan tedarikçilerden ürün temin ederek kalitenizi arttırmaya başlayabilirsiniz örneğin.

Menüde her şey var

ilgincmedya.com

Önümüze gelen menüler sayfalarca uzunlukta. Dünya mutfağından tutun kahvaltıya, beyaz etten deniz ürünlerine kadar her şey var. Kusura bakmayın ama bir işletmenin mutfağından her şey çıkamaz. Çıksa bile aynı kalitede ve lezzette olamaz. Menünüzde her şeyin olması, sizin çok az şeyde başarılı olduğunuzun göstergesidir. Daha fazla müşteri çekmek için genişlettiğiniz menüler, kalitenizin düşmesine neden olur.

Her şey sizin konseptiniz olamaz. Aynı anda hem Türk mutfağına, hem Çin mutfağına hakim olamazsınız. Olmak istiyorsanız da bunun için yeterli personelinizin olması gerekli.

İmza yemekleriniz, tatlılarınız, içecekleriniz olsun. İnsanlar sırf sizin tazecik yapılmış fasulyeniz için gelsinler. Türk kahvenize bayılsınlar. Böreğinizi yemek için uzun yollardan gelsinler. Bu şekilde tariflerinizi geliştirerek müşterinin beğenisine uygun ürünler sunun. Menünüzü daha spesifik hale getirin.

Müşteri istekleri yeterince dinlenmiyor

Mekanlar hakkında önerilerin yazıldığı, deneyimlerin paylaşıldığı birçok site ve uygulama var. Bunların yanında mekanlar hakkında eleştirilerini yazan ve dile getiren, hatta bunu meslek edinmiş insanlar da var. Böyle bir ortamda, müşteri deneyiminin önemi oldukça önemli.

Müşterilerinizin sizin hakkınızda fikirleri diğer müşterilerinizi olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Bu nedenle yorumların yakından takipçisi olun. Müşterinin isteklerini dinleyin. ‘’Baklavanız güzel ama sütlacınız önüme çok yanık geldi’’ gibi bir yorum aldıysanız sütlacınızı yeniden deneyin örneğin. Güçlü yönlerinizi daha çok güçlendirin. Personeliniz hakkında kötü yorumlar ağırlıktaysa onların işlerine daha motive olmalarını sağlayın. Farklı kampanyalar yapın, müşteri çekin.

Kısacası onların sesine kulak verin.

Müşteriler mekanlarda farklı bir tat, yeni bir konsept göremiyor

themagger.com

Her yerde bolonez soslu makarna, her menünün başlangıcında mercimek çorbası, ezogelin... Her kahvecinin kahvesi aynı, her yerin menüsünün ana yemekler kısmında mutlaka bir köri soslu tavuk var. Her lokantada aynı zeytinyağlı, aynı sulu tencere yemeği. Duvarlar, sandalyeler, masalar, vizyonlar... Hepsi birbirinin kopyası gibi. Sormadan edemiyoruz kendimize haliyle: ''Bu mekan hiç yeni ya da farklı bir şey sunmuyor ki. Neden gireyim?''

Bir fark, değişik bir çorba, farklı bir tatlı yemek istiyoruz. Bu farkları bulabilmek için illa lüks lokantaların kapılarını çalmamız gerekmemeli. Gastronomik anlamda inanılmaz zengin bir mutfağımız var. Baharatlar ve genel olarak malzemeler anlamında çok şanslı bir ülkede yaşıyoruz. Seçeneklerimiz derya deniz.

O klasik çorbanın içine bambaşka bir baharat ekleyin ya da yanında sunduğunuz ekmeği farklılaştırın. Anadolu’nun az bilinen, lezzetli tariflerini araştırın, bunları menünüze taşıyın. Yeni baharatlar, yeni malzemeler ekleyerek yemeklerinizin çehresini değiştirin.

Vizyon anlamında farklılaşmanız da mümkün. Dünyadaki restoran trendlerini takip edin. Bütçeniz dahilinde onları kendi mekanınızda uygulamaya çalışın. Örneğin; israftan kaçınan bir lokanta olun, atmayın. Artan ürünlerinizi hayvan barınaklarına verin, bunun altını çizerek farklılaşın.

Müşteriye her yerde bulamayacağı bir hizmet sunun.

Hala sadece nakit ödeme kabul eden yerler var

''Teknoloji günden güne hızla değişiyor, onu yakalayın'' demiyoruz. Müşterinize bir pos cihazı uzatabilin diyoruz. Yıllardır sadece nakit ödeme kabul eden, kendi geleneğini bozmak istemeyen mekanların yeri ayrı. Sözümüz yeni mekan açacaklara.

Sadece nakit hesap kabul etmek yeni açılan bir mekansanız ciddi anlamda müşteri kaybına sebebiyet verebilir. Otantik olacağım derken müşteri kaçırırsınız. Kartla ödeme yapmak müşterinin en doğal hakkı. Üzerinde nakit olmayan müşteriniz kapıdan sık sık dönecektir.

Bu yüzden her işletme ödeme seçeneğini elinde bulundurmalı. Sadece nakit kabul etmekle müşteriyi kendinizden uzaklaştırmak yerine onlara farklı ödeme araçları sunun. Bizden söylemesi.

Hijyen koşullarını sıkça sorguluyoruz

Yıl 2017. Hala yediğimiz tabağın temiz olup, olmadığını, malzemelerin yıkanıp, yıkanmadığını, yemeklerin hangi koşullarda pişirildiğini düşünüyoruz. Birçok mekanda oturduğumuz masanın kirli, çatalların, bıçakların, bardakların temiz olmayışını görmek de hijyeni sorgulamamıza neden oluyor. Özellikle tuvaletler... Ne yazık ki bu konuda çok az işletme geçer not alıyor. Bunlar bir yana, yemeklerin içinden toz, böcek ya da yabancı başka cisimler de çıkabiliyor.

Bir mekanın temizliği, o mekanın kalitesini gösterir. İster küçük bir işletme olun, ister yüzlerce kişiyi ağırlayan bir işletme olun. Hijyen açığı olan bir işletmeyseniz, kötü bir işletmesinizdir.

Kullanacağınız malzemeleri uygun koşullarda çok iyi bir biçimde temizleyin. Bozulmuş, tarihi geçmiş ürünleri lütfen kullanmayın ve almamaya özen gösterin. Yemekleri hazırlayan personelin hijyen konusunda eğitimli olmasını sağlayın. Yemeklerin piştiği yerin temiz olduğundan emin olun. Bütçeniz sık sık yeni araç – gereç almaya elverişli değilse en uygun biçimde sıkça ve düzgün bir biçimde kullandığınız servis takımlarını, pişirme araç – gereçlerini temizlemeye özen gösterin. Tuvaletlerin sıkça temizlendiğinden emin olun.

Hijyen konusunda hiçbir müşterinin aklında soru işareti bırakmayın. Midesinin bozulmayacağına emin olduğu bir mekana her müşteri daha sık gelir, unutmayın.

Özel müşteriye ilgi, normal müşteriye olan ilgi şeklinde bir gerçek var

foursquare

Mekanlarda müşterilere ilgi ve alaka ikiye ayrılmış durumda. Özel müşteriye ilgi, normal müşteriye olan ilgi şeklinde bir durum söz konusu. Bir mekanın masasına oturduğunuzda tabiri caizse para saçacağınız biliniyorsa ilgi ve alaka tavan oluyor, masanız donatılıyor. Öte yandan ortalama bir hesap ödeyecek profile sahipseniz önünüze gelen tabaklardan tutun garsonun size davranış şekline kadar bambaşka bir muamele ile karşı karşıya kalabilirsiniz, kalıyorsunuzdur da.

Bu durum haliyle müşteriyi mekandan uzaklaştıran sebeplerden biri. Tüm işletmeler bu konunun üzerine ayrıca eğilmeli. İster çay içecek olsun, ister yüklü miktarda hesap ödeyecek olsun hepsi sizin müşteriniz. Çalışanlara içeriye giren her müşteriye eşit oranda ilgi ve alaka göstermeleri konusunda özellikle bilgilendirmeli. Hatta müşteri memnuniyetini arttırmak adına kısa süreli eğitimler dahi vermeli.

‘’Müşteri her zaman haklıdır’’ demiyoruz bu arada. Müşteriler olarak aynı özeni bizlerin de göstermesi gerekiyor.

Bu tip yanlışları siz kendi mekanınızda uygulamayın sevgili işletmeler. İşin özü müşteriye saygıda, onun isteklerini göz önünde bulundurmakta. Her şeyden önemlisi de sadece karın doyurmak için değil, damakta kalıcı lezzetler sunmak ve akılda kalıcı hizmet vermek için mekan açın.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?