Bir yanda uzun yıllardır hayatımızın başköşesinde yer alan siyah çay, diğer yanda son yıllarda popülaritesi artan, şifa niyetine içilen yeşil çay…
“Her şeyi salla ama çayı demle” diyerek farklarını anlatmaya başlayalım.
Yeşil çay ve siyah çayı en bariz örnekle çift yumurta ikizlerine benzetebiliriz. Birbirlerinden farklı bitkiler değillerdir. Hatta direkt aynı bitkilerdir. Temeldeki farklılık, yapraklarının geçtiği işlemlerden kaynaklanır.
Siyah çayın yaprakları geçtiği fermantasyon sonucunda hücre öz suyundaki kimyasal maddelerin oksidasyon sebebiyle değişikliğe uğrar. Bu değişiklik siyah çayın aroması, kokusu ve rengi dahil demlenmeden önceki halini almasını sağlar.
Yeşil çay yapraklarının geçirdiği işlem siyah çaydan farklıdır. Siyah çay oksijenle tepkimeye girerek yavaş yavaş kurutulurken, yeşil çay toplanır toplanmaz kavrulma suretiyle kurutulur. Bu işlem sayesinde oksijenle tepkimeye girmesi engellenmiş olur.
Siyah çay ve yeşil çayın sahip oldukları kafein oranında siyah çay açık ara öndedir. Bir büyük bardak yeşil çayda 35-70 mg kafein varken, siyah çayda 60-90 mg vardır. Bu da siyah çayı kahveden sonra en uyarıcı içeceklerden biri yapar.
İçerdikleri antioksidan (en basit haliyle kanser olma ihtimalini düşüren kimyasal madde) oranında yeşil çayın ezici bir üstünlüğü vardır. Çift yumurta ikizleri siyah ve yeşil çayın içerdikleri flavonoid (hücre yaşlanmasını gerektirici madde) oranında baktığımızda ise, bir fincan siyah çayda 268 mg, bir fincan yeşil çayda 316 mg olduğunu görürüz. Bu da yeşil çayın siyah çaydan daha sağlıklı olduğu düşüncesinin doğmasına neden olur.
Yer yer değişen uzman görüşleri yeşil çayın daha sağlıklı, siyah çayın çok tüketilmemesi gerektiğini söylese de aslında aralarındaki ‘şifa niyetine’ farkı çok fazla değildir.
Not: Ruhunuz için siyah, bedeniniz için yeşil.
Görsel: Inc.com
Yorumlar
0