atam-icecek

Mustafa Kemal Atatürk’ün İçecek Kültürü Üzerine Dahiyane Planı

Favorilerime
Ekle

Zafer Bayramı'mızın 96. yılının şerefine Atatürk’ün zamanının ötesinde bir lider olmasının nedenlerinden birini bilgi şöleni ile sunmak istiyorum.

Öncelikle kahve tarihinden bahsedelim. Çoğumuzun bildiğinin aksine kahve; Avrupa içecek kültürü değil Osmanlı içecek kültürüdür. Fakat kahve tarihi konusunda da diğer yiyecek-içecek değerlerimizdeki gibi ortak bir hikayemiz yok maalesef. (Ki bu sanırım yemek tarihine verilmeyen değerden ötürü)

Kaynaklarda kahvenin ilk olarak Yavuz Sultan Selim devrinde bir paşanın Yemen’de görüp padişaha takdim ettiğinden bahsedilir. Daha sonrada Tahtakale taraflarında iki Suriyelinin ilk kahve dükkanını açtığından bahseder. Osmanlı devletine ticaret için gelen Cenevizlilerin de bu hoş aromalı içeceği bütün Avrupa’ya yaydığından söz edilir.

İkinci hikayemiz ise Osmanlı-Avusturya savaşını konu alıyor. Osmanlı kuşatmasının başarısız olup geri çekildiği esnada unutulan kahve çuvalları ile Avrupa’nın kahve ile tanıştığı rivayet edilir. Ki Osmanlı-Avusturya savaşı esnasında kabul edilmiş tek gerçek ise ‘kruvasandır.’’ Evet evet kruvasan. Kruvasan Osmanlı devleti çekildiği sırada Avusturyalı fırıncıların hamura hilal şeklini verip halka dağıtılması ile Avrupa’da ün kazanmıştır.

Gelelim çayın tarihine. Çay Uzak Doğu'ya seyahatler esnasında Avrupalı seyyahların çayı memleketlerine getirmesi ile başlar. Çay daha sonra İngilizler, Fransızlar ve Hollandalılar arasında iyice popülerleşir. Düşünsenize bizim ülkemizde sadece kahve tüketilirken Avrupa’da ise sadece çay tüketiliyormuş. Yani günümüzün tam tersi bir durum diyebiliriz.

İnanılması zor gibi gelse de koskoca bir içecek kültürünün değişiminin ana sebebi bir savaştır. Ama en büyüğü… Birinci Dünya Harbi ile iyice küçülen, Kuzey Afrika ve Arabistan’la bağları kopan zayıf bir Osmanlı Devleti'ni düşünün. Savaş sonrası tazminatlar, dış borçlar, üretim yoksunluğu… Ve küçülen devlette iklim koşullarının kahve üretimini sağlayacak yeterlilikte olmaması. Ve bunlara ek olarak zamanında kendi vilayetinden getirdiği kahveleri ithal etmek zorunda kalan bir devlet.

Mustafa Kemal Atatürk yerine yönetimin başında bulunan başka bir lider içecek kültürünü kökten değiştirmekle uğraşmak yerine ithal etmeye devam etmek isterdi. Günümüzde böyle bir durumun yaşatacağı ekonomik yükümlülüğe bir göz atalım isterseniz.

2016 yıllık çay tüketim raporuna göre Türkiye’nin yıllık çay tüketim kişi başı 3.5 kg kadardır. Kişi başı kahve tüketiminin bu ölçülerde olduğunu düşünelim. İnternette toplu alımda herhangi bir sitede toplu alımda kg fiyatının 52 ? olduğunu hesapladım (Ki emin olun bu kur farkı koyulmamış halidir.)
 Yani;
Kahve fiyatı * Yıllık kişi başı tüketim = Yıllık kişi başı kahve tüketimi
52?                  * 3.5 kg                                 = 182?
Yıllık kişi başı kahve tüketimi * Türkiye’de nüfus = Yıllık kahve tüketim gideri
182?                                                  * 80 milyon               = 14.5 milyar

Türkiye’de yıllık dönen paranın 500 milyar ? olduğunu düşünürsek yuvarlak bir hesapla 15 milyar ?’lık üretim yerine ithal edilen bir gıda ürününün devlete külfetinin ne kadar çok olduğunu görebilmektesiniz. Üretmek yerine ithal edilerek tanzim edilen içecek kültürünün devlete olacağı yük yerine; tarım istihdamı ile köylüye, çay işleme fabrikaları ile işçiye, çay tüketicisi olarak bizlere olan ekonomik faydasını az çok tahayyül edebilirsiniz. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ileri görüşlülüğü ile vefatının üzerinden neredeyse bir asır geçmesine rağmen ülkemize ne kadar büyük fayda sağladığını tekrar görerek bir kez daha minnetle anıyoruz. Esen kalın.

Kaynaklar:

• http://www.wiki-zero.co/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvS2FodmU
• https://www.aydinlik.com.tr/yasam/2017-mart/turkiye-de-yillik-kisi-basi-tuketilen-cay-miktari-aciklandi
• https://www.kahveciniz.com/toptan-kahve-cekirdegi-fiyatlari


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

2

Türkan Eser19 Kasım 2018 23:45
Yazıda bir eksiklik var gibi geldi bana.??
Yanıtla
Okan Ülker 20 Kasım 2018 00:39
Yanıtla
Mesela?

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?