Dehidrasyon, başta su olmak üzere vücuttaki potasyum, klor ve sodyum gibi elektrolitlerin azalması durumudur. Aşırı miktardaki azalmalar insanı ölüme götüreceği gibi yüzde 6-8 arasındaki dehidrasyon oranı insanı hastane yatağında çorba içerken buldurabilir.
Şu ana kadar hayatımızda dehidrasyonu cümle içinde kullandığımız zamanlar alkol alacağımız günün sabahı ya da akşamına tekabül etmiştir. Sağolsun masadaki bir arkadaş, alkol aldıktan sonra su içmezse ertesi gün başının çok ağrıdığını söyler ve biz de dehidrasyon denen meretin varlığıyla tanışırız.
Teksas Üniversitesi Sinirbilim Uzmanı Joshua Gowin’in yaptığı araştırma ise, dehidrasyonun bizim tanıştığımızdan çok daha farklı biri olduğunu kanıtlıyor. Gowin’e göre, vücutta su ve suyla birlikte çeşitli elektrolitlerin kaybı beyin hücrelerini olumsuz etkiliyor ve insanın günlük performansını etkiliyor.
Biraz daha günlük dile dönecek olursak, birçoğumuzun gün içinde bir yudum su içmediği olmuştur. Bir şekilde tükettiğimiz çay ve kahve bizim hayatta kalmamıza yeterli olur. Özellikle kış günlerinde, bir gece vakti “Oha bugün hiç su içmediğimi hatırladım” şeklinde dile getirdiğimiz durum aslında bizim o günkü performansımızı düşürmüştür ama bizim haberimiz olmamıştır. Yani bir nevi sigara bağımlılarının bir süre sigara içmediği takdirde başına gelenlerin belirli orandaki kısmı su içmediğimiz günlerde başımıza gelir.
Joshua Gowin, bu savı şöyle destekliyor: “Dehidrasyon, insanın kısa süreli hafızasını zayıflatır ve uzun süreli hafıza kullanımın azaltır. Ayrıca mental aritmetik yeteneğini düşürdüğü için basit hesaplamaları için bile hesap makinesine bağımlı kılar. En kötüsü de kendinizi iş yerinizde uyuklarken bulabilirsiniz”
Modern insana dehidrasyon konusundaki en acı cümleyi, Gowin’in takım arkadaşı Harris Lieberman kuruyor: “Bütün gün bilgisayar başında oturan kişilerin su kaybı, en az maraton koşucuları kadardır”
Hepimizin aklına “Ne olacak ki günde 5 bardak kahve içiyorum, oradan su ihtiyacımı karşılıyorumdur” mantığı gelmiştir. Gerçekten de karşılıyoruz. Lakin kafeinin ve kahvenin ne kadar sinsi lezzet olduğunu, bağımlılık yaptığını hatırlayınca yağmurdan kaçmak ve doluya yakalanmak hikâyesini bir daha okumuş oluyoruz.
Özetle tıpkı sigara bağımlılığı gibi suya da bağımlıyız. Gün içinde daha iyi bir toplantı, daha iyi sınav, daha iyi bir iş görüşmesi geçirmek için kısa zaman aralıklarıyla su içmek durumundayız.
Not: Umalım ki tek bağımlılığımız suya olsun.
Yorumlar
0