Yemek yemek bir keyif işidir. Hele pazar kahvaltıları yok mu? Uzun uzadıya sürer, o masa saatlerce toplanmaz. Tam bitti sandığında kendini bir elinde ekmek parçası diğer elinde de sürülmeyi bekleyen bir reçelle bulursun. Anlatırken bile o anı yaşadık yahu! 
Ancak biz kahvaltı dedik diye diğer öğünleri unutmadık, onlar da bizim bebişlerimiz. Arkadaşla yenilen öğle yemeği, aileyle birlikte yenilen akşam yemeğinin tadı başkadır.
Yukarıda yazılanların hepsini geçtik, tek başınıza çekirdek yerken bile o anın zehir olduğu durumlar vardır. Hayır hayır yemeğin içinden kıl, tüy çıkmasından bahsetmiyoruz.
Örnek mi istiyorsunuz?
Pilav ya da makarnanın içinde erimeden kalan bulyonun size denk gelmesi
Tam bir şanssızlık örneğidir. O sıcacık yemeğin içinde erimeden kalan bulyon hep de sizi bulur. Tuzludur, ağzı yakar. Hatta ve hatta ardından bardak bardak su içtirir.
Yemeğin en tuzlu kısmını henüz yemeğin başında keşfetmek
Bulyonsuz yemeklerin de korkulu rüyasıdır kendisi. Pilav ve makarnayı geçtik sebze yemeğinde bile karşımıza çıkabilir. Yahu, anlamıyoruz koskoca pırasa yemeğinde nasıl oluyor da sadece bir tanesi ölümüne tuzlu oluyor? Haydi oldu diyelim, neden hep bizi buluyor? Ki bahsettiğimiz şey tam da yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz pırasaların arasındaki tek bir tanesinde karşımıza çıkıyor.
Patates diye yediğiniz şeyin kereviz olduğunu öğrenmek
Sulu bir patates yemeği yediğinizi zannedersiniz ve önünüze gelen tabağı silip süpürürsünüz. İşte buradaki o "zannetmek" fiili hatta eyleme dönüşmüş hali size pahalıya patlar. Sonradan onun kereviz olduğunu öğrenmek ise büyük acıtır ya... 
Yemek yerken ıslak masanın azizliğine uğrayan ekmeğin ıslanması
Annelerin olağan karşıladığı bir durumdur kendisi. Ekmeğinizin masadaki su yüzünden ıslanması sonucunda tepki gösterirsiniz ve anneniz: "Ne olmuş canım nasıl olsa ağzında da ıslanıyor, ver bana ben yerim" diyerek elinizden kaptığı andır. Gerekirse çorbasına doğrar yine de o ekmeği çöpe atmaz!
Kuru fasulye, nohut gibi bakliyatları yerken filizlenen kısmı kaşığınızda görmek
Gerçekten moral bozan, iştah kapatan bir durumdur. Tamam olağan ve normal bir durum farkındayız. Ancak keşke olmasa be, kaşıklarken o fasulyeyi, kenarından filizi merhaba demese bize...
İkinci kez ısıttığınız çorbayı ikram ettiğiniz kişinin soğutarak içmesi
Hep yemek yiyenlerin başına gelenleri yazacak değiliz, yemek yapanları da düşünmemiz gerek. Akşama misafiriniz var ve siz özene bezene çorbayı, yemekleri, tatlıyı hazırladınız hem de saatler öncesinden... Misafiriniz geldiğinde hafiften ılıyan çorbayı tekrar ısıtırsınız (üstelik bunun için geç servis yaparsınız) ancak misafir çorbayı bir kenara koyarak soğumasını bekler. Geçmiş olsun!
Ne olduğunu anlamadan ağzınıza denk gelen top karabiberin genzinizi yakması
Amanın! En, en, en kötü durumlardan birisidir. "Neden yemeğin içine karabiberi toz olarak değil de top olarak atarsınız ki!" diye sinirlenip, hayata küstüğünüz bir andır.
Domates çorbasındaki kaşar peynirinin tek bir yerde toplanıp donması
Hep de misafirlikte olur bu durum nedense! Çorbanın içine rendelenen kaşarlar bir noktada birleşir, kol kola girmek suretiyle küçük bir dağcık oluşturur. Kaşıkla ilk onu yemek zorunda kalırsınız.
Bunun iki sebebi vardır; ilki kaşar peynirlerin ısrarla erimek ile erimemek arasında kalması, ikincisi ise tamamen eriyen kaşarların tekrar donmaya karar vermesi. Aradaki ince çizgi ve zaman diliminde yediniz yediniz.
Sabah vaktiniz olmadığı için mısır gevreği yemek istersiniz ve tada! Süt bitmiştir
Biraz şanssızlık farkındayız. Sabah kahvaltı edecek vaktiniz yoktur ve aklınızda öğünü kurtarmak için mısır gevreği yemek vardır. Ancak o da ne! Dolapta süt yok. Aynı şey kahve için de geçerli, sabah sütlü bir kahve içmek istediğinizde de sütün olmadığını görünce aynı derecede üzülürsünüz.
Patlamış mısır yerken, mısırın patlamayan kısmıyla diş kırılma tehlikesi atlatmak
Dediğimiz şey mısırlar arasında patlamamış kalan kısmı değil, onun için çözüm var. En basiti üstlerden yedikçe risk azalıyor ya da yukarıdaki gibi altı delikli kaseler satılıyor her yerde. Bizim dediğimiz şey ise patlamış gibi gözüken ama aslında kurşun gibi kalan mısır. Hani çıkarsanız bir türlü yutsanız başka bir türlü...
Çekirdek yerken bir tane acı olana denk gelmeniz
Bir tane yahu bir tanesi bile ağız buruşturur, mide bulandırır. Bir başladığınız zaman bir daha paketin dibini görmeden bırakamadığınız çekirdeğin içinde bir tanesi o kadar acıdır ki. Ağzınızın tüm tadını değiştirir.
Herkesin yiyip tatlı dediği biberin içindeki tek acı biberi sizin seçmeniz
Bunun için üzer de diyemiyoruz, resmen acı verir. Herkes yer kimseye bir şey olmaz, siz yersiniz ağzınız diliniz kavrulur acıdan. Bu da size kaderin bir oyunudur. Ama üzülmeyin yalnız değilsiniz.
Yorumlar
0