Çıkın yurt dışına, eğer yan masada bir Türk varsa şıp diye anlarsınız. Yok Türkçe konuşmasından ya da size yakın gelen hareketlerinden dolayı değil. Seçimlerinden ve tutumlarından dolayı. Biraz dikkatli bakın çevrenize anlayacaksınız.
Başlık yanlış anlaşılmasın bu arada, fakirlerin yaptığı şeylerden bahsetmiyoruz. Yapılan davranışların fakir olduğundan bahsediyoruz.
Ve evet, hepimiz aşağıdakilerin birini yaptık mutlaka.
Bir mekanda menü geldiğinde Britannica ansiklopedi okuyormuşçasına siper alırız
Az sonra sinirler bozulabilir, ekonomik olan yemek kaçırılıp yanlış bir sipariş verilebilir. Hazır olmalıyız çünkü.
İlk defa gittiğimiz bir mekansa yemeklere değil direkt fiyatlara bakarız
Ucuz diye az sevdiğin bir yemek bile yenilebilir çünkü. Olabilir.
Mutlaka ve mutlaka "Yuh ya bu da bu kadar fiyat olur mu" diye bir yorum bırakırız
Çünkü Türk olmak bunu gerektirir.
Eğer bir şeyin 'az'ını almak mümkünse, seçimimizi ondan yana yaparız
Az hollandez soslu kuşkonmaz isteyen insan gördü bu gözler.
Çok açsak "Ekmeğe yüklen" stratejisini benimseriz
Az çorba içip bir bütün ekmeği 'gömen' 8 milyon insan bulabilirim.
Menüye bakarken milyonlarca matematik profesörünü cebimizden çıkarırız
Su 2 liraysa mesela, 1 lira daha verip kola içmek çok daha mantıklıdır. Eğer şişe kolayla, teneke kola aynı fiyatsa kesinlikle teneke kola içilir.
Menüye uzun uzun baktıktan sonra "Ben bir çay alayım" deriz
Çünkü kahveye 9 lira vermek 'koyar'.
Bazen de menüye bile bakmadan 'bodoslama' çay isteriz
Mekanı biraz çetrefilli, az biraz pahalı hissettiğimiz an, menüye uzun uzun bakıp çay istemektense, direkt çay isteriz. Zamandan kazanç.
En az bir yemeğe "Aynısını evde yapsak çok daha ucuza gelirdi" muamelesi yaparız
Salata mesela. 25 lira ödenen salatanın malzemesiyle pazarda meyve satmaya kalkarız çünkü biz.
Daha ekonomik olsun diye bir tabağı ısrarla 'ortaya' isteriz
"Birer tane değil de bir tane ortaya yapalım cacığı güzel abicim"
Balık lokantasında hamsi, kebapçıda lahmacun, esnaf lokantasında kuru pilav yeriz
Çünkü en ucuzu.
Hesabı biz ödeyeceksek karşı tarafın siparişine göre hareket ederiz
Baktık karşı taraf fiyat hanesine bakmadan son gaz ilerliyor, "Ya ben çok aç değilim zaten bir dürüm alsam yeter"e geçeriz.
Hesabı karşı taraf ödeyecekse en pahalı ikinci yemeği seçeriz
En pahalısı olmasın ki "Vay hayvan, ne yüklendi" denmesin diye, en pahalı ikinciye yürürüz.
Baktık yemeği bitiremiyoruz, yalnızca etlerini ya da çikolatalarını yeriz
Olmaz ya. Diyelim ki yemeği bitiremiyoruz. Yükleniriz ete. Tatlı bitmiyor mu? Ye çikolatalı taraflarını
Seçme şansımız varsa çayları hesaba eklemeyen mekanı seçeriz
Pek de iyi ederiz. Kültür bu. Devam etsin hep.
Daha fazla hesap gelmesin diye masada duran suyu içmeyiz
Ne gereği var, bakkaldan alsak 50 kuruş.
Bir yiyeceğin ekmek arası olma şansı varsa onu ekmek arası isteriz
Bu kadar abartmayız tabii.
Alanında uzman olanlar olarak yiyecekle içeceği aynı anda bitiririz
Ustalık ister.
Bitiremezsek de asla ikinciyi istemeyiz
Gerçek fakirlik ister.
Lüks restoranda değilsek kalanları paket yaptırırız
Bunu yapanla, otobüste bitiremediği keki eve getiren insan aynı.
Yorumlar
1