https://www.live5news.com/2018/10/12/walterboro-rallies-behind-cancer-survivor-who-says-he-was-asked-cover-facial-scars/ | live5news

Kanserin Yüzünde Bıraktığı İzler Yüzünden Yemek Yediği Mekandan Kovulan Adam

Favorilerime
Ekle

Şimdilerde herkes 7 sene önce cilt kanserini yenen Kirby Evans'ın bir restoranda karşılaştığı ayrımcılığı konuşuyor.

Kanserden kurtulmak için bıçak altına yatan ama bu sırada sağ gözünü ve burnunu kaybeden 65 yaşındaki yaşlı adam geçtiğimiz günlerde sırf "görüntüsü diğer müşterileri korkutup kaçırıyor" gerekçisiyle yemek yediği mekandan kovuldu.

Olayın detayları ise çok daha üzücü.

Not: Yazıya geçmeden mecburi bir uyarıda bulunalım. Bu içerik bazıları için hassas görüntüler içermektedir.

Cilt kanserini yendi ama tek gözünü ve burnunu kaybetti

Şu an 65 yaşında olan Kirby Evans bundan 7 yıl önce cilt kanseriyle mücadele ediyordu. Umudunu hiç kaybetmeyen adam kanseri yendi ama bu sırada tek gözünü ve burnunu kaybetti. Yeterince parası olmadığı içinse estetik ameliyat olamadı.

Geçtiğimiz günlerde bir benzin istasyonunun içindeki bir mekana giden ve kahve ile donut aldıktan sonra karnını doyurmak için bir masaya oturan Evans ise henüz onu gözyaşlarına boğacak bir olay yaşayacağından habersizdi.

"Ya yüzünü ört ya da buradan hemen git!"

Masaya oturur oturmaz onun yanına gelen ve tişörtünden tutarak odasına sürükleyen restoran müdürü "Ya yüzünü ört ya da buradan hemen git! Müşterilerimi korkutuyorsun!" dedi.

"Ağzından çıkan sözler beni o kadar derinden yaraladı ki" diyen yaşlı adam ise hiçbir şey demeden gözyaşları içinde restoranı terk etti. Kirby Evans, eve geldiğinde yaşadıklarını kızına anlattı ve kızı da bu haksızlığa dayanamayarak babasının hikayesini sosyal medyadan paylaştı.

Kızının paylaşımıyla kanseri yenen yaşlı adamın yaşadıklarını herkes öğreniyor

Kızının şu yazdıkları ise sosyal medyada büyük yankı uyandırdı:

"Benim babam kanseri yendi ama gözüyle burnunu bu kansere kurban verdi. Babam bugün görünüşü yüzünden ayrımcılığa uğradı.

Kanserin ona yaptıkları için onun yapabileceği hiçbir şey yok. Babam benim tanıdığım en güçlü insan ama bana neler yaşadığını anlatırken gözyaşlarının nasıl aktığını gördüm. Onu böyle görmek canımı çok yakıyor, üstelik bu onun değiştirebileceği bir durum değilken... Babamın geliri çok düşük olduğundan yeni bir burun için de ameliyat olamıyor. "

Kızı, şu sıralar babasının ameliyatı için bir bağış kampanyası da başlatmış durumda.

Restoran müdürü: "Onun başına gelenler benim suçum değil, adam müşterilerimi kaçırıyordu"

abcnews4

abcnews4

Bu sırada olayların duyulmasının ardından restoranın müdürü olan kadınsa kendini şu cümlelerle savundu:

"Yaptığım şeyde bir yanlışlık görmüyorum. Ödemem gereken faturalar var ve müşterilerimi memnun etmek için çok çalışıyorum. Kimsenin duygularını incitmek istemem ama ona daha kibar davranamazdım.

Onun başına gelenler benim suçum değil! Bu durum bana karşı kullanılmamalı! İş sahibi olunca hoş olmayan şeyler yapmak zorunda kalabiliyorsunuz ama benim başka çarem yoktu. Adam, müşterilerimi kaçırıyordu!"

***

Bu konuda bizim de diyeceğimiz bir şeyler var elbette. Bir insanı dış görünüşü dolayısıyla yargılamayı geçtik, kanserle mücadele etmiş ve sağlığına kavuşma uğruna her şeyi göze almış birini sırf "bir-iki müşteriyi kaybetmemek" kısacası "cebini doldurmaya" devam etmek uğruna aşağılamak, dahası mekanından kovmak sizce ne kadar etik? Kanseri yenip insanlığın karanlık tarafına yenilen yaşlı adam sizce böyle davranılmayı, toplumdan dışlanmayı, "öcü gibi gösterilmeyi" ve yalnızlaştırılmayı sizce hak ediyor mu? Bir işletme, tüm müşterilerine iyi ve adil hizmet vermekle mesul herhangi bir işletme, ayrımcılık yaparak kendi ilkelerine ters düşmüyor mu? İnsanları ayrıştıran, ötekileştiren, karşısındaki duygularını hiçe sayıp onu küçük düşüren ve bunu da sanki çok haklıymış gibi savunan bir restoranda yemek yemekten siz hoşnut olur, gözlerinizi, kulaklarınızı, ağzınızı kapayarak üç maymunu oynar mıydınız?

Düşüncelerinizi merak ediyoruz. Yorumlarda buluşalım.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?