İzmir... Henüz hiç aşık olmadıysanız kendinizi hazırlamanız gereken şehir. Ya Karşıyaka'da bir akşamüstü bir kadına, ya Kordon'da yağmur sonrası bir delikanlıya ya da Dario Moreno sokağından geçip Tarihi Asansör'e bindiğinizde İzmir'e aşık olacaksınız. Belki ilk ikisi için yeterli şansınız olmayabilir ama İzmir için aynısını söylemeyeceğiz.
Okuduğunuz şiirleri bile değiştirmeye başlayacak bu şehir çünkü. Yediğiniz yemekten aldığınız tadı arttıracak. İzmir'den hiç ayrılmak istemeyecek ya da İzmir'e taşınmak isteyeceksiniz.
İzmir'deyseniz, bayat midyenin tadının ne olduğunu bilmez...
Sevinç Pastanesi'nin 'kup'larını, önünde buluştuğunuz arkadaşlarınız kadar çok seversiniz
Görsel temsilidir.
Ayaküstü kumru yemenin keyfini bilir...
Kahvaltıda boyoz yiyebildiğiniz için şükredersiniz
İzmir'deyseniz, çekirdek değil çiğdem...
Mısır değil darı...
Simit değil gevrek...
Ve çoğu zaman domates değil domattır
Adıyla ve tadıyla özgün mezeler...
Tanrının varlığına kanıt zeytinyağlılar...
Balık mezatında balıklar...
Kimselerin bilmediği yeşillikler, otlar...
Belki de tek başına şevketibostan, size şehri anlatır
İzmir'deyseniz, gördüğünüz ilk sıranın lokma sırası olduğunu anlar...
Pizzaya ketçap mayonez dökersiniz
Konak vapurunda bir elinizde çay, diğeriyle martıya gevrek fırlatır...
Kordon'daki falcı ya da çiçekçilerden kaçarsınız
Eğer İzmir'deyseniz Taşfırın'dan zeytinli alır...
Not: Görsel temsilidir.
'Yengen'e selam verir...
Kömürde sandvicin ne olduğunu bilir...
Dağ çileğinin tadını özlersiniz
Ve eğer İzmir'deyseniz, bu şehre her gün yeniden aşık olursunuz
Yorumlar
7