meyve-kategorisi

Meyvelerin sağlık dolu dünyasını keşfedin! C vitamini deposu portakaldan, antioksidan zengini çileğe, her bir meyvenin faydaları burada.

meyve-sozluk-kategori

meyve-sozluk-app

meyve

<p>Taşkırangiller familyasına ait olan Frenk üzümü, Kuzey Yarımküre'nin ılıman bölgelerinde doğal olarak yetişmektedir. 150 farklı türü bulunan Frenk üzümü, salkım şeklinde küçük taneli yemişlere ve mayhoş bir tada sahiptir. Kırmızı, beyaz, siyah ve sarı renklerde olabilir.</p>
<h2>Frenk üzümü nerelerde yetişir?</h2>
<p>Latince adı ribes rubrum olan, fazla nemli ve kuru toprakları sevmeyen Frenk üzümünün; Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa'da farklı çeşitlerine sıkça rastlanmaktadır. Kuzey ve Doğu Avrupa'da da yaygın olarak bulunan Frenk üzümünün büyük meyveli kültür türleri, ilk olarak 17. yüzyılda Kuzey Fransa ve Belçika'da yetiştirilmeye başlamıştır.</p>
<p>Ülkemizde, Alp Frenk üzümü, Karadeniz'in kıyı kesimlerinde, siyah meyveli Frenk üzümü Muş yöresi dolaylarında, Kafkas Frenk üzümü ise Rize ilinde tabii olarak yetişir. Kırmızı meyveli Frenk üzümü en değerli tür olmakla birlikte, kültüre alınmış bir bitkidir.</p>
<h2>Frenk üzümü nasıl kullanılır?</h2>
<p>Bektaşi üzümü olarak da bilinen Frenk üzümü hem taze hem de kuru halde tüketilebilir. Beyaz meyveli Frenk Üzümü, kırmızıya oranla daha tatlıdır. Bu sebeple yemeklerde, salatalarda, mezelerde ve reçel yapımında sıklıkla tercih edilmektedir. Siyah Frenk üzümü suyunun besin değeri oldukça yüksektir. Marmelat yapımında da kullanılan Frenk üzümünün kurutulan meyveleri çay şeklinde demlenerek içilebilir. Tıpta da yararlanılan bu meyvenin yapraklarından elde edilen çay, romatizma ve gut semptomlarını önlerken, yaraların iyileşme sürecini hızlandırmaktadr. Ayrıca, ağız enfeksiyonlarında gargara olarak kullanılabilir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Frenk üzümünün faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-İştah açıcı etkisi bulunan Frenk Üzümü, içeriğindeki diyet lifleriyle sindirim sistemini düzenleyerek, hazmı kolaylaştırır.</p>
<p>-Karaciğer faaliyetleri üzerinde iyileştirici etkilere sahip olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır. Özellikle Hepatit hastalarının, karaciğer hasarı telafisi için başvurabileceği bir meyvedir.</p>
<p>-Tıpkı portakal gibi bol C vitamini içeren Frenk Üzümü aynı zamanda iyi bir protein ve karbonhidrat kaynağıdır.</p>
<p>-Vücudun kendi kortizonunu üretmesini sağlar ve vücut direncini artırır.</p>
<p>-Böbrek taşlarının düşürülmesine destek olur. Kanser hücrelerinin ilaçlara gösterdiği direnci kırar.</p>
<p>-İştah açıcı ve ateş düşürücü niteliğe sahip olan Frenk Üzümü, adet ağrılarını rahatlatır. Ayrıca bağırsaklar üzerinde laksatif etkisi bulunmaktadır.</p>
<p>-İdrar söktürücü etkisiyle vücuttan ödem atılmasını kolaylaştırır.</p>
<p>-Güçlü bir antioksidan kaynağı olan Frenk Üzümü bağışıklık sistemi güçlendirerek, kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.</p>

frenk-uzumu

SÖZLÜK

Frenk Üzümü

<p>Lycium Barbarum ve Lycium Chinense olarak iki türü bulunan goji, 1 ila 3 metre arasında uzayabilen, ahududu ve böğürtlen gibi çalı formunda ağaçlarda yetişen, 1-2 cm boyutlarında, parlak kırmızı ya da koyu portakal renkli, oldukça tatlı ve sulu bir meyvedir. Çin, Moğolistan ve Tibet'te yetişen goji meyvesi, -30 derecelere kadar soğuğa ve kuraklığa dayanıklı olduğundan son yıllarda ülkemizde dahil birçok yerde üretilmeye başlanmıştır.</p>
<h2>Goji meyvesi nasıl kullanılır?</h2>
<p>Goji meyvesi taze olarak, kurutulmuş ya da meyve suyu şeklinde kullanılabilir. Kurutulmuş goji, çay olarak hazırlanabilir, kek, pasta gibi tatlılara eklenebilir. Yoğurt ya da granola ile birlikte kahvaltılarda tüketilebilir.</p>
<h2>Goji meyvesinin içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Özellikle C vitamini açısından zengin olan Goji meyvesi, B ve E vitaminlerini de bol miktarda içerir. Havuçtan daha fazla beta karoten bulunan goji meyvesinde ayrıca çeşitli aminoasitler ve demir, çinko, selenyum gibi birçok mineral de bulunmaktadır. Goji meyvesinin bir diğer önemli özelliği ise diğer meyvelerden çok daha fazla protein içermesidir.  </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Goji meyvesinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>Geleneksel tedavide antioksidan özellikleriyle yaşlanma belirtilerini önleyici, enerji seviyesini ve vücut direncini arttırıcı bir besin olarak kullanılır.</p>
<p>-İçerdiği yüksek orandaki C vitamini nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirmek için kullanılır.</p>
<p>-Konsantrasyonu arttırmaya yardımcı olur. Baş ağrısı ve baş dönmesi gibi sorunlarda faydalı olduğu görülmüştür.</p>
<p>-Böbrek sağlığını korumak ve idrar yolları enfeksiyonlarını önlemek için kullanılabilir.</p>
<p>-Göz hastalıklarından koruduğu, görüşü iyileştirdiği, katarakt ve göz tansiyonu gibi hastalıklara iyi geldiği düşünülmektedir.</p>
<p>-Saç ve cilt sağlığı için kullanılmaktadır.</p>
<p>-Artrit hastalığında ağrıları dindirici olduğu düşünülmektedir.</p>
<p>-Kolesterol seviyesini düşürmek için yararlanılabilir.</p>
<h2>Goji meyvesinin zararları nelerdir?</h2>
<p>Çin tıbbında yaygın olarak kullanılsa da hakkında henüz yeterli bilimsel bir araştırma yapılmayan goji meyvesinin tüketimine dikkat edilmelidir. Özellikle warfarin gibi kan inceltici ilaçlarla ve karaciğer, yüksek tansiyon ya da diyabet ilaçları ile birlikte kullanımında zararlı etkileri olabileceği düşünülmektedir. Bir hastalık durumunda doktora danışılarak tüketilmesi ve tüketim miktarının günde 20 gramı geçmemesi tavsiye edilmektedir. Hamilelerde kullanımı önerilmemektedir.</p>

goji-meyvesi

Goji Meyvesi

<p>Maydanoz, kimyon, kereviz, kişniş gibi maydanozgiller familyasında yer alan havuç, Amerika’dan Avustralya’ya 60 farklı türü bulunan yaygın bir sebzedir.En yaygın olarak bilinen rengi turuncu olmakla beraber kırmızı, beyaz, siyah ve sarı olanları da mevcuttur.</p>
<p>Havuç denilince ilk akla gelen A vitamini ve sağlıklı gözlere sağladığı katkı olsa da içerdiği vitaminler sayesinde pek çok rahatsızlık üzerinde olumlu etkileri bulunur.</p>
<h2>Havuç nasıl tüketilmelidir?</h2>
<p>Havuç, çiğ ve pişmiş olarak tüketilebileceği gibi suyu çıkarılarak da tercih edilebilir.Uzmanlara göre havuçtan maksimum verimi alabilmek için havucu doğramadan ya da rendelemeden çiğ olarak tüketmek gerekmektedir. Böylelikle herhangi bir kayba uğratmadan havuçta bulunan tüm besin değerlerinden istifade edebilmek mümkün olacaktır.</p>
<p>Havuç, kek, çorba, salata ve garnitürlerin yoğun şekilde tercih edilen tatlandırıcılarından bir tanesidir. Barbunya, pırasa gibi zeytinyağlı yemeklerde de sıklıkla kullanılan havuç, sebzelerin keskin tadını kırarak yemeği daha tatlı ve yumuşak bir forma sokmak için tercih edilir.</p>
<p>Havuç suyu sade içilebileceği gibi uyumlu meyvelerle karıştırılarak da tüketilebilir. Taze tüketilmesi ve tüketiminde aşırıya kaçılmaması halinde havucun sağladığı yararları elde etmek mümkün olabilecektir.</p>
<h2>Havucun yararları nelerdir?</h2>
<p>-İçerdiği A vitamini sayesinde göz sağlığı üzerinde olumlu etkisi bulunmaktadır.</p>
<p>-Beyin sağlığı ve başta unutkanlık olmak üzere beyin hastalıkları üzerinde koruyucu ve önleyici tesirleri mevcuttur.</p>
<p>-Zengin lif içeriği sayesinde mide ve bağırsakları koruyarak sağlıklı biçimde çalışmalarına katkı sağlar.</p>
<p>-Hasar görmüş hücrelerin yenilenmesine katkı sağlar, mikrop ve virüslere karşı direnci arttırır.</p>
<p>-Sağlıklı cilt, saç ve tırnak oluşumuna destek verir. Kuru ciltteki kaşıntı ve döküntüleri gidermede yardımcıdır.</p>
<p>-İç ve dış organlarda meydana gelen enfeksiyonlar üzerinde olumlu tesirleri bulunduğu belirtilmektedir.</p>
<p>-Toksinlerin dışarıya atılmasına yardımcı olarak vücudu temizler.</p>
<p>-İnme ve felç ihtimalini azaltıcı etkileri mevcuttur.</p>
<p>-Diş ve diş eti sağlığı üzerinde faydalı rolü vardır.</p>
<h2>Havucun zararları nelerdir?</h2>
<p>Havuç da diğer besinlerde olduğu gibi, aşırı tüketim halinde olumsuz etkiler yaratabilir. Aşırı havuç tüketimi alerjik bünyelerde cilt sorunlarına neden olabilir. Uzmanlar günde ikiden fazla havuç tüketilmemesini tavsiye etmekte olup aşırı tüketimi halinde karaciğer hasarı, deride sararma ve deri ile ilgili alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabileceğini belirtmektedir.</p>
<p>Havuç aynı zamanda şişkinlik hissi vereceğinden ve hazımsızlığa neden olabileceğinden dolayı kararında tüketilmelidir.Diğer taraftan havuç bol miktarda şeker ihtiva ettiğinden dolayı şeker hastalarına doktorlarına danışmadan aşırı havuç tüketmemesi önerilmektedir.</p>


havuc-onecikan-2021

Havuç

<p>Cehrigiller familyasından gelen hünnap, 4- 5 metre yüksekliğinde, dikenli dalları ve kısa saplı yaprakları ile tanınan bir ağaç türüdür. Baharda açan güzel kokulu sarı çiçeklere ve zeytin büyüklüğünde meyvelere sahiptir. Olgunlaştıkça yeşilden mora, ardından da siyaha dönen meyveleri derimsi ince bir kabukla kaplıdır. Şifalı özellikleri ile öne çıkan bu meyveler geleneksel Çin tıbbında “ölümsüzlük meyvesi” ve “Tanrı’nın bir hediyesi” gibi sıfatlarla adlandırılmıştır. Hünnap meyvesi, halk arasında ise innabi, ünnap, çiğde gibi isimler ile tanınır.</p>
<h2>Hünnap meyvesi nerede yetişir ve nasıl saklanır?</h2>
<p>Ilıman iklimde yetişen hünnap meyvesi; Marmara, Batı ve Güney Anadolu’da büyür. Karadeniz’de ise sadece Çoruh Vadisi’nde yetişen ağacın farklı türleri Anadolu’nun farklı yerlerine geniş bir yayılım gösterir. Hünnap meyveleri yaz ayında büyümeye başlar ve sonbahar başlarında olgunlaşınca toplanır. Pek bilinen bir meyve olmamasına rağmen eylül ve ekim aylarında manavlarda ve halk pazarlarında bulunabilir. </p>
<p>Sonbaharda toplanan hünnap meyveleri taze olarak tüketilebileceği gibi güneşte kurutulup saklanabilir. Hünnap meyvelerini kuruturken meyvelerin tamamen olgunlaşmış olmasına dikkat edilmelidir. Kurutulmuş hünnap meyveleri ise aktarda bulunabilir.</p>
<h2>Hünnap nasıl tüketilir?</h2>
<p>Hünnap meyvesi taze ve kurutulmuş olarak farklı şekillerde tüketilir. Kurutulmuş meyveler çayın yanında çerez olarak yenir. Taze hünnap meyveleri ise çiğ olarak yenilebileceği gibi kumkuat meyvesi gibi reçel yapılarak tüketilir. Reçel dışında taze hünnap meyvelerinden malta eriği gibi tatlı yapılır ve sıcak servis edilir. Kurutulmuş hünnap meyveleri ise çay yapılarak içilir. Hünnap meyveleri dışında taze toplanan hünnap yaprakları da çay olarak hazırlanabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Hünnap meyvesinin içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>C vitamini açısından oldukça zengin olan hünnap meyvesi, kalsiyum içerir. Kalsiyumun yanında A vitaminini barındıran hünnap, B3 vitamini açısından oldukça zengindir. Vitaminlere ek olarak potasyum, manganez, demir, magnezyum, fosfor, çinko ve sodyum minerallerine sahiptir.</p>
<h2>Hünnap meyvesinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Hünnap göğüs ağırlarına iyi gelir ve Çin’de meme kanserine karşı destekleyici olarak tüketilir.</p>
<p>- Boğaz ağrıları ve soğuk algınlığına iyi gelir. Gribe karşı bağışıklık sistemini güçlendirir.</p>
<p>- Hünnap çayı, koyun otu gibi ishali keser.</p>
<p>- Hünnap meyvesi zihni sakinleştirir, aynı zamanda rahatlama hissi verir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://www.haberturk.com" target="_blank">http://www.haberturk.com</a></em></p>

hünnap

Hünnap

<p>İğdegiller familyasından gelen iğde, çok dallı yapısı, dikenli sürgüleri, dar ve şerit şeklindeki yaprakları ile tanınır. Sürgüleri ve yaprakları gümüşi renkte tüylerle kaplı olan iğde ağacı, 7- 8 metreye kadar uzayabilir. Dış tarafı beyaz, iç tarafı ise sarı olan çiçeklerinin hoş ve baygın bir kokusu vardır. Zeytin büyüklüğünde kırmızıya çalan sarı kabuklu meyveleri tüketilir. </p>
<p>Ekonomik değeri düşük olduğu için ticari amaçla yetiştirilmeyen iğde; bahçe sınırlarında ve yol kenarlarında kendiliğinden büyür. Anadolu’nun hemen her yerinde yetişen iğde ağacı, tatlı meyveleri nedeni ile bahçelerde de yetiştirilir.</p>
<h2>İğde meyvesi nasıl kullanılır?</h2>
<p>İğde ağacının meyvesi, yaprağı ve çiçekleri farklı şekillerde tüketilir. Meyvesi çiğ olarak yenilen iğde, çerez olarak tüketilir. Aynı zamanda kurutulmuş veya taze iğde meyveleri şekerle kaynatılarak komposto yapılır ve soğuk içilir. Komposto dışında iğde meyvesi ezilir ve balla karıştırılarak macun yapılır. İğdenin meyveleri ve kurutulmuş çiçekleri çay yapımında kullanılır. Yaprakları ise kaynatılarak ilaç olarak tüketilir.</p>
<h2>İğdenin mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Azotu kökünde toplayabildiği için en verimsiz toprakta bile yetişebilen iğde, haziran ayında salkım halinde çiçekler açar. Çiçekleri güneşin en dik açıyla geldiği öğle saatinde toplanarak havadar bir ortamda kurutulur ve toz haline getirilir. Öğütülen iğde çiçekleri cam kavanozlarda hava almayacak şekilde saklanır.</p>
<p>Meyvelerinin ise olgunlaşması yöreden yöreye farklılık gösterir. Meyveleri kahverengiye dönünce toplanır. Güneş ve rüzgar alan bir ortamda kurumaya bırakılan iğde meyveleri her gün kontrol edilerek önü arkasına çevrilir ve tamamen kuruyuncaya dek aynı işlem tekrarlanır. İğde kurumaya başlandığında hemen toplanmaz. İyice kuruyunca kadar açık havada bekletilir. İğde salkımlar halinde toplanarak da kurutulabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>İğde meyvesinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- C vitamini açısından oldukça zengin olan iğde, vücuda kuvvet verir ve soğuk algınlığına iyi gelir. Soğuk algınlığından kaynaklanan öksürüğü keser.</p>
<p>- Hoş bir kokuya sahip olan iğde çiçeklerinin zihni açtığı düşünülmektedir. İğde çiçeklerini koklamanın zihne kuvvet ve canlılık verdiği söylenir. Aynı zamanda iğde çiçeğinin kokusu dikkat toplamaya yardımcı olur.</p>
<p>- İğde funda çayı, ısırgan çayı, kırkkilit otu ve kuşburnu gibi bağırsak sorunlarına iyi gelir ve böbrekleri çalıştırır.</p>
<p>- İğde, mide bulantısı ve kusmayı önler.</p>

iğde

İğde

<p>Ana yurdu Güneybatı Asya ve Doğu Akdeniz olan incir, ağaç veya ağaçcık niteliğine sahip bir bitki türü ve bu türe ait meyvedir. İncir, dutgiller familyasına dahil olmakla birlikte, aynı cins içinde yer alan 800 tür içinde, ticari değere sahip meyve veren tek bitkidir. Dünya genelinde en fazla incir üreten ülke Türkiye'dir. Ege bölgesi tarımında önemli bir yer tutan incir, en çok Aydın yöresinde yetiştirilmektedir.</p>
<h2>İncir nasıl kullanılır?</h2>
<p>Bileşiminde, sabit yağ, organik asitler ve şekerin yanı sıra; A,B,C vitaminleri bulunan incir, taze olarak tüketilebileceği gibi kurutmaya da elverişlidir. Aynı zamanda reçeli, pekmezi ve kompostosu yapılır. Kuru incir; demir, kalsiyum, potasyum ve protein açısından yaş incire göre daha besleyicidir. İncirin yaprak kısımları pek çok hastalığın tedavisine yardımcı olmaktadır. Bunun için, incir ağacının güneş gören kısımlarındaki yaprakları, gölgeli ve havadar bir yerde kurutularak toz haline getirilir. Cam kaplarda saklanan bu tozdan 1 çay kaşığı alınarak, 1 çay bardağı suda demlenir ve süzülmeden günde üç kez içilir. İncir yaprağıyla hazırlanan bu çay; düşük ve yüksek tansiyon, bronşit, sara rahatsızlığı olanlar için şifalı etkilere sahiptir. Ayrıca, incir ağacının dallarının kırılması suretiyle ortaya çıkan süt; topuk çatlakları, siğil ve nasırlara iyi gelmektedir.</p>
<h2>İncirin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>- İncir, içeriğinde bulunan yüksek lif oranıyla sindirim sistemini düzenler ve hazmı kolaylaştırır.</p>
<p>- Bağırsak hareketlerini hızlandırarak kabızlığı giderici etkiye sahiptir. Bu özelliğiyle aynı zamanda kolon kanserini de önler.</p>
<p>- Sahip olduğu vitamin ve minerallerle hücreleri yeniler, bağışıklık sistemini güçlendirir.</p>
<p>- Bol miktarda magnezyum ve kalsiyum ihtiva eden incir, anne sütüne en yakın besindir. Bu sebeple, yeni doğum yapan annelerin sütünü artırmak için başvurabileceği bir destektir.</p>
<p>- İyi bir potasyum kaynağı olan incir, kalp hastalıkları ve inme riskini minimuma indirir. Yapılan araştırmalarla düzenli olarak potasyumlu besinler tüketenlerin kan basıncının, tüketmeyenlere oranla daha düşük seviyede olduğu kanıtlanmıştır.</p>
<p>- Tıpkı üzüm gibi, antioksidan etkisiyle kanserden korur, içerdiği benzaldehit sayesinde tümörleri küçülttüğü yönünde incelemeler bulunmaktadır.</p>
<p>- Enerjiyi artıran ve kan şekeri seviyesini dengeleyen incir, her gün bir-iki adet tüketildiğinde kolesterolü düzenler.</p>
<p>- Bünyesindeki provitamin, C vitamini, kükürt ve fosfor sayesinde, vücudu enfeksiyonlara karşı korur.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>İncirin zararları nelerdir?</h2>
<p>Bağırsak iltihabı olan kişilerin incir tüketmesi önerilmemektedir. Sindirim sistemi üzerinde güçlü etkileri bulunduğu için, mide rahatsızlığı olanların inciri sınırlı yemesi tavsiye edilir. İncir, fazla tüketildiği takdirde kan şekerini yükseltici etkiye sahiptir. Bu da diyabetli hastalar için sıkıntı yaratabilir. Yaş incir yenildikten sonra ağız suyla çalkalanmalıdır, incir sütü ağız kenarlarında yaralara sebep olabilmektedir.</p>

incir

İncir

<p>Taflan ve Hint kirazı olarak da bilinen karayemiş, gülgiller familyasına aittir. Daha çok gölgeli ve rutubetli bölgelerde bulunan, beş-on metre boyları arasında, küçük beyaz çiçekler açan ve yaprak dökmeyen bir ağaç türüdür. Yüksekliğin fazla olduğu bölgelerde yetişen karayemiş meyveleri, başta kırmızı olmakla birlikte zamanla olgunlaşarak siyah bir renk alır. Karayemiş, Güneydoğu Avrupa ve Güneydoğu Asya'da, ülkemizde ise; Artvin, Ordu, Rize, Trabzon ve Giresun yörelerinde doğal olarak yetişmektedir. </p>
<h2>Karayemiş nasıl kullanılır?</h2>
<p>Karayemiş meyveleri, hem taze olarak, hem meyve tohumlarının kurutulup toz haline getirilmesi suretiyle tüketilmektedir. Aynı zamanda; reçel, pekmez, marmelat, turşu ve salamura yapımında kullanılır. Şeker ve kalsiyum yönünden zengin olan taze yapraklarının suyu da değerlendirilmektedir. Karayemiş yapraklarıyla hazırlanan taflan suyu, öksürüğü keser ve göğsü yumuşatır. Meyvenin tohum kısımları, vücuttaki şeker oranını dengeleyici etkiye sahip olduğu için şeker hastaları tarafından tercih edilmektedir. Meyveleri, ateş düşürücü ve idrar söktürücü olarak kullanılır. Karayemiş yaprakları zehirli olduğu için yaş olarak yenilmesi zehirlenmelere yol açabilir. Sadece su buharı yardımıyla yaprakların suyu çıkarılarak, bu suyun tüketilmesi gerekmektedir. </p>
<h2>Karayemiş kurusu nasıl tüketilir?</h2>
<p>En az yirmi,yirmi beş adet karayemiş meyvesi, sabah aç karnına iyice çiğnenip yutulduktan sonra, üzerine bir ya da iki bardak ılık su içilir. Ardından otuz dakika boyunca hiçbir şey yenmez. Aynı yöntem öğlen ve akşam yemeklerinden kırk beş dakika sonra tekrarlanır. Karayemişi çekirdeğiyle birlikte yiyemeyenler, meyvenin tamamını havanda dövdükten sonra, kaynar su içerisinde on-on beş dakika demleyerek posasıyla birlikte içebilir. Bu faydalı içecek, özellikle şeker hastaları için şifalı etkilere sahiptir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Karayemişin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kalp çarpıntılarını giderir ve sinirleri yatıştırır.</p>
<p>-Nefes darlığı ve bronşit tedavisine yardımcı olarak kullanılır.</p>
<p>-Mide bulantısı ve karın ağrıları üzerinde iyileştirici etkiye sahiptir.</p>
<p>-Sindirim sistemini rahatlatır. Adet döngüsünü düzenleyerek spazmları bertaraf eder.</p>
<p>-Tıpkı vişne gibi, antioksidan etkisiyle yaşlanma etkilerinin önüne geçer ve hücrelerin yenilenme sürecini hızlandırır.</p>
<p>-Şeker hastalığı, alzheimer, cilt rahatsızlıkları ve kansere karşı vücudu korur.</p>
<p>-Karayemiş meyvelerinin sıkılması sonucu elde edilen su, egzama ve mide ülserine karşı etkilidir.</p>
<p><em>Görsel kaynak: <a href="http://www.grupagac.com.tr/agac-turleri/Karayemis/119" target="_blank">grupagac.com</a></em></p>

karayemis

Karayemiş

<p>Yaprakları sert, geniş ve parçalı olan karpuzun, çiçekleri sarı renkte, içi çok çekirdekli, etli ve suludur. Ana vatanı Kuzey Afrika olmakla birlikte, tüm dünyada yetiştirilmektedir. Ülkemizde bulunan başlıca karpuz türleri; hafif çizgili ve kabuğu açık yeşil, eti çok tatlı yenidünya; siyah çekirdekli, kalın kabuklu, Diyarbakır yöresinde yetiştirilen alaca karpuz; uzunlamasına çizgili, kabuğu koyu yeşil ve dayanıklı karapuz; az sayıda üretilen kışlık bir çeşit olan gülle olarak sıralanabilir.</p>
<h2>Karpuzun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-B, E ve C vitaminlerinin yanı sıra, yüzde doksan beş oranında su içeren karpuz, tıpkı domates gibi likopen yönünden zengin bir meyvedir.</p>
<p>-Kolesterol ve yağ barındırmadığından kilo vermek isteyenler için destekleyici bir meyvedir. Aynı zamanda vücudu kalp hastalıklarına karşı korur.</p>
<p>-Brokoli ve lahana gibi antioksidan özelliklere sahiptir. Böbrekleri çalıştırarak, vücuttaki üre ve ürat tuzlarını bertaraf eder.</p>
<p>-Hafızayı güçlendirerek, unutkanlığı giderir. Kansere karşı en yüksek koruma sağlayan meyve karpuzdur. </p>
<p>-Bileşimindeki potasyumla, kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olur.</p>
<p>-Doku ve organlarda oluşan tahribatı onararak, hücre yenilenme sürecini hızlandırır.</p>
<h2>İyi karpuz nasıl seçilir?</h2>
<p>Karpuz satın alınırken, öncelikle ağırlığı kontrol edilir. Ağır olan karpuzlar hem daha sulu hem de lezzetlidir. Karpuzun alt kısmı, açık yeşil ya da beyaz değil, krem renginde olmalıdır. Düzgün bir yuvarlaklığa sahip, üzerinde girinti çıkıntı bulunmayan ve en önemlisi parlak olmayan bir karpuz tercih edilmelidir. Kabuğunda böcek izleri gözlendiği takdirde, karpuzun yenilebilir kıvamına geldiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple hafif aşınmış karpuz, iyi karpuzdur. Son olarak, kabuğuna vurulduğunda tok ve derinden bir ses geliyorsa, karpuz yeterince olgunlaşmış demektir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Karpuz tüketirken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?</h2>
<p>Kesilmeden buzdolabına konulan karpuz tüm vitamin değerlerini yitirir. Dilimlenmemiş olarak, oda sıcaklığında muhafaza edilen karpuz ise dalından yeni koparılmış ya da buzdolabında saklanan karpuzdan daha fazla antioksidan içermektedir. Bir yaz meyvesi olan karpuz, dalından koparıldıktan sonra da gelişimini sürdürür. Aynı zamanda antioksidan değerleri yönünden de güçlenir. Ancak, soğuk hava şartları, karpuzun gelişim sürecini sekteye uğratabilmektedir. Bu nedenle, karpuzlar kesilmediği sürece oda sıcaklığında tutulmalıdır. Kesildikten sonra da, bozulmaması için buzdolabına kaldırılması gerekir. Çok beklemiş ya da olgunlaşmamış karpuz, bağırsak fonksiyonlarının bozulmasına ve mide bulantısına yol açabilmektedir.</p>

Karpuz

<p>Kayısı; çilek ve yaban mersini gibi gülgiller familyasına ait bir ağaç türüdür. 2-10 metre uzunluğunda, tüysüz ve dikensi bir bitki olan kayısı, sarımsı-turuncu renkte meyveler verir. Kayısı ağacı, yazların sıcak ve kurak geçtiği bölgelerde, dağların bol güneş alan güney yamaçlarında yetişmektedir.</p>
<h2>Kayısı nasıl kullanılır?</h2>
<p>Kuru ya da yaş olarak yenilebilen kayısı; meyve suyu, reçel ve komposto yapımında kullanılmaktadır. Ayrıca kayısının çekirdeğinden yağ elde edilir. Yemeklik yağ olarak da tüketilen kayısı çekirdeği yağı, ceviz ve fındık benzeri aromasıyla yemeklerde baskın bir tat oluşturmaz. Kayısı çekirdeği yağı, cilt ve saç bakımının yanı sıra aromaterapi amaçlı tercih edilen bitkisel yağların başında gelmektedir.</p>
<h2>Kayısının faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Tansiyonu düşürücü ve kanseri önleyici özelliklere sahip olan kayısı, bağırsak hareketlerini düzenleyerek kilo vermeyi kolaylaştırır.</p>
<p>-Beta karoten yönünden zengin olan kayısı, mide ve akciğer kanserleri için şifalı etkilere sahiptir.</p>
<p>-Potasyum eksikliğinden kaynaklanan rahatsızlıkların ve depresyonun giderilmesine yardımcı olur.</p>
<p>-İçinde bol miktarda A, B, C ve P vitamini bulunan kayısı son derece besleyici ve iştah açıcıdır, aynı zamanda vücuttan toksin atılmasını sağlar. </p>
<p>-Bedensel ve zihinsel yorgunluğa karşı faydalıdır. Beyin fonksiyonlarının düzenli çalışmasını destekler.</p>
<p>-İyi bir demir kaynağı olan kayısı, kansızlığın tedavisine yardımcıdır. Antioksidan etkisiyle cilde nem ve pürüzsüz bir görünüm kazandırır.</p>
<p>-Kayısı kompostosu, idrar söktürücü etkiye sahiptir ve kabızlığı giderir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kayısı nerede yetişir?</h2>
<p>Kayısı; Asya, Güney Amerika, Avustralya, Afrika ve Akdeniz kıyılarında; ülkemizde ise nemin yoğun olduğu Doğu Karadeniz ve kışların sert geçtiği Doğu Anadolu Bölgesi hariç olmak üzere hemen her ilde yetişmektedir. Ülkemizde kayısı yetiştiriciliğinin en yoğun yapıldığı yöreler; başta Malatya olmak üzere, Sivas, İçel, Antalya, Erzincan, Kars, Elazığ ve Iğdır olarak sıralanabilir. Türkiye, dünya kayısı üretiminde ilk sırada yer almaktadır. Kayısı ihraç eden ülkeler; Fransa, Macaristan, İtalya, Yunanistan ve İspanya'dır. Aynı iklim kuşağında yer alan Türkiye'nin yaş kayısı dış satımı oldukça azdır. Bununla birlikte ülkemiz, kuru kayısı ihracıyla öne çıkmaktadır. </p>

kayisi

Kayısı

<p>Ağacı 5-6 yılda meyve vermeye başlayan kirazın hasat zamanı mayıs ve haziran aylarıdır. Ülkemizde Uludağ, aşlama, Napolyon, sultani, ballı kiraz ve ak kiraz gibi çeşitleri yetiştirilmektedir. En çok kiraz yetiştirilen bölgelerimiz ise Marmara, Ege, Göller Bölgesi ve İç Anadolu’dur.</p>
<h2>Kirazın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kiraz kolesterolü ve kan şekerini düşürür.</p>
<p>-Kanı temizler.</p>
<p>-Romatizma ve gut hastalıklarının tedavisinde kullanılır.</p>
<p>-Eklem kireçlenmesi ve damar sertliğine iyi gelir. </p>
<p>-Kabızlığı önler.</p>
<p>-Böbrek taşı ve böbrek kumu dökülmesinde yardımcı olur.</p>
<p>-Karaciğerin yükünü azaltır.</p>
<p>-Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur.</p>
<p>-Göz hastalıklarının önlenmesini sağlar.</p>
<p>-Kirazın idrar söktürücü özelliği vardır. </p>
<h2>Kirazda hangi vitamin ve mineraller vardır?</h2>
<p>Kiraz meyvesi; demir, magnezyum, potasyum, çinko, kireç, A, B, C ve K vitaminleri ve fosfor bakımından oldukça zengin bir meyvedir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kiraz saklama yöntemleri nelerdir?</h2>
<p>Kiraz, hem tatlı hem de tuzlu olarak uzun süre saklanabilmektedir. Mevsimi geldiğinde özellikle kışlık komposto yapımı için buzlukta veya yemek yapımı için salamura olarak saklanabilir. Kiraz tuzlusu adı verilen salamura yöntem, kirazın kaya tuzu ve su ile cam kavanozlarda muhafaza edilmesi şeklinde gerçekleştirilir. Daha çok Karadeniz bölgesinde, özellikle de Giresun’da yaygın olan bu yöntemle saklanmış kirazlardan yine aynı adı taşıyan kiraz tuzlusu yemeği yapılmaktadır. Kirazlar, derin dondurucuda da uzun süre tazeliğini koruyarak muhafaza edilebilmektedir. Derin dondurucuda saklanacak kirazların çekirdeklerinin çıkarılması gerekir. Küçük poşetlere doldurulan kirazlar derin dondurucuda aylarca saklanabilir. Buzdolabında saklanacak kirazlar ise yıkamadan plastik poşete konularak muhafaza edilmeli, yeneceği zaman yıkanmalıdır. Kiraz buzdolabında 3-7 gün kadar tazeliğini koruyabilmektedir. Ayrıca kirazı kurutarak da saklamak mümkündür. Sapları çıkarılıp yıkanan kirazlar çekirdekleri ile birlikte güneşin altında kurutularak uzun süre tüketilebilir. </p>
<h2>Kirazın püf noktaları nelerdir?</h2>
<p>Kiraz alırken dikkat edilmesi gereken en önemli şey temiz ve parlak olmasıdır. Ayrıca koyu renkli kirazların her zaman daha lezzetli olduğu da unutulmamalıdır.</p>
<p> Kirazı daha uzun süre saklamak için sapları ile birlikte muhafaza etmek gerekir. Buzdolabında saklanacak kirazların poşeti bir kaç yerden delinirse tazeliğini daha uzun süre korumasına yardımcı olur. </p>

kiraz

Kiraz

<p>Turunçgiller ailesinden gelen ve Latince Citrus Fortunella ismi ile bilinen kumkuat meyvesi, Doğu Asya ve Çin’de yetişen bir meyve türüdür. Limona benzeyen şekli ve portakalı andıran rengi ile tanınan meyve, halk arasında altın portal ve kamkat gibi isimler ile anılır. Kumkuat Anadolu’da Akdeniz ikliminin hakim olduğu yerlerde yetişebilse de en verimli büyüdüğü yer Rize çevresidir.</p>
<h2>Kumkuatın mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Bahçelerde yetiştirilen kumkuat meyvesi, bodur yapısı ile balkonda süs bitkisi olarak büyütülebilir. Sıcaklığın -4 derecenin altına düşmediği havadar ve doğrudan güneş alan yerlerde yetiştirilen meyve, temmuz ve ağustos ayları arasında çiçek açmaya başlar. Çiçeklenen meyve, eylül ayı içinde büyümeye başlar ve şubat - mart ayları arasında zeytin büyüklüğüne erişip, rengi altın sarısına döndüğünde toplanabilir. Meyve koparılmaz ise bir yıl boyunca bitkide kalabilir ve bu süre içinde tazeliğini kaybetmez.</p>
<h2>Kumkuat meyvesi nasıl kullanılır?</h2>
<p>Kabuğu soyulmadan tüketilen tek turunçgil olan kumkuat, genellikle çiğ olarak tüketilir. Bergamotu andıran kokusu ile turunçgillere oranla çok daha tatlı olan meyve, reçel ve marmelat yapımında kullanılır. Değişik aroması ile keklerin, kurabiye çeşitlerinin ve pastaların içine eklenir. Aynı zamanda tatlıların üzerine dökülen meyve soslarına tat vermek için kullanılır.</p>
<p>Gıda sanayisinde ise şekerlemelerin ve meyve sularının içine konulan kumkuat meyvesi, içkilerin yanında meze olarak tüketilir. Kabuğu soyulmadan salataların içine eklenen kumkuat meyvesi, Çin mutfağında yemeğin sonunda tatlı olarak yenilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kumkuatın faydaları nelerdir?</h2>
<p>- İçeriğindeki C vitamini ile güçlü bir antioksidan olan kumkuat meyvesi, bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklara karşı vücudu korur ve vücuda dinçlik kazandırır.</p>
<p>- A, B1, B2 ve B3 vitamini içeren meyve, sinir sisteminin düzenli çalışmasına yardımcı olur.</p>
<p>- Rahatlatıcı etkiye sahip olan kumkuat meyvesi, vücuttaki ağrıları hafifletir ve baş ağrısı, baş dönmesi gibi sorunlara karşı iyileştirici etkiye sahiptir.</p>
<p>- Kabuğu ile birlikte tüketildiğinde, tatlı yeme isteğini bastırır.</p>
<p>- Düzenli kullanıldığında kolesterolü ve tansiyonu düşürür.</p>
<p>- Yüksek oranda kalsiyum içeren kumkuat meyvesi, diş ve diş etlerini kuvvetlendirir.</p>
<p>- Mikrop öldürücü etkisi ile besin zehirlenmeleri ve böcek ısırıklarına karşı faydalıdır.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://www.fidandeposu.com" target="_blank">http://www.fidandeposu.com</a></em></p>

kumkuat

Kumkuat

<p>Kuş üzümü çok eski dönemlerden beri Yunanistan’ın güneyindeki Zakintos(Zante) Adası'nda yetiştirilmektedir. Hatta bu sebeple kuş üzümü bu adanın ismi olan Zante ve bu üzüm türünün tüm Akdeniz’e ihraç edilmesini sağlayan liman olan Corinth adıyla da bilinmektedir. Ülkemizde ise kuş üzümü özellikle Manisa’da, Isparta’nın Senir ve Mersin’in Gülnar ilçelerinde yetiştirilmektedir.</p>
<p>Kuş üzümü bitkisi siyah, beyaz ve pembe olmak üzere üç değişik renkte meyve vermektedir. Bu türlerden siyah olanı en yaygın tür olup aynı zamanda kurutulmaya yöneliktir. Oldukça küçük meyvelere sahip olan kuş üzümünün asitlik seviyesi de düşüktür. Sulu ve lezzetli meyvelere sahip olan kuş üzümünün meyve kabukları da oldukça incedir. Erken olgunlaşan kuş üzümü meyveleri, kurutulduklarında yumuşak bir gövdeye ve mayhoş bir tada sahip olurlar.</p>
<h2>Kuş üzümü nasıl tüketilir?</h2>
<p>Kuş üzümü en yaygın olarak kurutulmuş halde tüketilmektedir. Kurutulmuş kuş üzümü Türk mutfağında özellikle dolma ve sarmanın iç harçlarında ve iç pilav yapımında çam fıstığı ile birlikte kullanılmaktadır. Bunun yanında aşure ve zerde gibi tatlı türlerinde de kuş üzümüne sıklıkla yer verilmektedir. Kuş üzümü taze olarak da tüketilmektedir. Ayrıca kuş üzümünden reçel ve sos da yapılabilmektedir.</p>
<h2>Kuş üzümünün içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Kuş üzümünde öne çıkan besin öğesi diğer çoğu üzüm türünde olduğu gibi glikoz yani şekerdir. Bunun yanında kuş üzümü C vitamini bakımından da zengindir. C vitamini haricinde kuş üzümünde A ve B vitaminleri ve kalsiyum minerali de bulunmaktadır. Lifli bir besin olan kuş üzümünde bulunan antosiyaninler ise antioksidan görevi görmektedir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kuş üzümünün faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Siyah kuş üzümlerinin kaynatılıp, dinlendirilen suyunun öksürüğe iyi geldiği bilinmektedir.</p>
<p>- Siyah kuş üzümünden elde edilen jölenin sıcak su ile karıştırılarak tüketilmesi soğuk algınlığına iyi gelir.</p>
<p>- Antioksidan içeriğinde dolayı kuş üzümünün kanser hastalığının ilerlemesini engellediğine inanılmaktadır.</p>
<p>- Kırmızı kuş üzümü bitkisinin yapraklarının ağrılara iyi geldiği ve bağırsakları temizleyici etkisi olduğunu düşünülmektedir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://www.danish-schnapps-recipes.com" target="_blank">http://www.danish-schnapps-recipes.com</a></em></p>