sebze-sozluk

sebze

<p>Özellikle Kuzey ve Batı Avrupa'nın sazlık kesimlerinde yetişen kereviz, yenilebilen, şifalı bir bitkidir. Hafif tuzlu bir tadı ve beyaz çiçekleri vardır. Hasat zamanı mayıs ayı ile ekim ayı arasında olan kerevizin zamanında toplanmaması halinde, içerisinde yer yer koflanmalar ve boşluklar oluşmaktadır.</p>
<h2>Kerevizin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Kalorisi çok düşük olan kereviz, diyet yapanlar için çok uygun bir sebzedir.</p>
<p>-İdrar yolları enfeksiyonlarına iyi gelir.</p>
<p>-Hazmı kolaylaştırır, bağırsakta gaz oluşumunu engeller.</p>
<p>-Mide ağrısı çeken ve şeker hastalığı olan insanlar için birebirdir.</p>
<p>-Cilt sorunlarına iyi gelir. Sivilceleri azaltır, cildi güzelleştirir.</p>
<p>-Hafıza kaybı ve unutkanlık için faydalıdır.</p>
<p>-Yüksek lif içerir, karaciğer dostudur.</p>
<p>-Ödem atıcıdır, vücut şişkinliğini önler.</p>
<p>-Son dönemde yapılan araştırmalara göre kanseri büyük ölçüde engellediği öngörülmüştür.</p>
<p>-Romatizma gibi kemik hastalıklarının iyileşmesine yardımcı olur.</p>
<h2>Kerevizin içerdiği kalori, vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>100 gram kereviz sapı ya da yaprağında sadece 17 kalori bulunur. Kolesterol içermez. 0,1 gram yağ, 0,9 gram protein, 3,9 gram da karbonhidrat içerir. 100 gram kök kerevizde ise 40 kalori vardır. 8,5 gram karbonhidrat, 1,8 gram protein içerir. İçinde demir, sodyum, kalsiyum, fosfor, çinko, kireç bakır ve potasyum mineralleri bulunur. Yüksek oranda A vitamini içerir. Ayrıca B, C, K ve E vitaminlerini de içeren oldukça yararlı bir bitkidir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kereviz nasıl kullanılır?</h2>
<p>Kereviz kullanımındaki yöntemlerden ilki, baharat olarak kullanılabilmesi için tohumunun öğütülmesi şeklindedir. Öğütülmüş kereviz tohumu tuza benzeyen tadıyla yemeklerde ve turşularda kullanılabilir. Kereviz kullanımında diğer yöntem ise, tohumunun kaynatılarak içindeki özünün çıkarılmasıdır. Kerevizin özünden çıkan su, gerginliği ve mide gazını azaltır. Bir çok faydası olan kerevizin yaprağı da çay gibi demlenerek içilebilir. Ayrıca yemeği ve salatası da yapılan kereviz, diyetisyenlerin en çok önerdiği sebzelerden biridir.</p>
<h2>Kereviz nasıl saklanır?</h2>
<p>Kereviz satın alınırken yuvarlak kısmının sert olmasına ve yapraklarının diri olmasına bakılır. Satın alındığında eğer yıkanmadan buzdolabına konulur ise 15 gün süre boyunca tazeliğini kaybetmez. Yapraklarından daha uzun süre faydalanmak için kurutulmuş kereviz kullanılabilir. Kereviz kurutma işlemi için kerevizler yıkanıp süzüldükten sonra bir tepsiye konup kurumaya bırakılır. Yaklaşık 10 gün sonra yaprakların renkleri değişmeye başlayacaktır. Ayrıca kereviz derin dondurucuda da saklanabilir. Bunun için kereviz alındığında yıkanıp, soyularak doğranır. Üzerine limon sıkılarak poşetlere konur. Hava almayacak şekilde poşetin ağzı bağlandığında derin dondurucuda 1 yıl boyunca saklanabilir.  </p>

kereviz

SÖZLÜK

Kereviz

<p>Ekşi ve kabarık yaprakları ile halk arasında ekşikulak, turşu otu ve ebem ekşisi gibi isimlerle bilinir. 60 santime kadar uzayabilen ve çok yıllık bir bitki olan kuzukulağı, geleneksel halk hekimliğinde ilaç olarak kullanılır. </p>
<h2>Kuzukulağı bitkisinin mevsimi</h2>
<p>Kuzukulağı, nemli bölgelerde ve kumlu topraklarda yetişir. Tarla kenarlarında, ağaç diplerinde ve çayırlarda yetişen kuzukulağı, bahar aylarında büyür. Haziran ve eylül aylarında çiçek açmaya başlar. Çiçek açmadan önce nisan ve mayıs ayları arasında toplanması gerekir. Bu aylar arasında semt pazarlarında ve manavlarda bulunabilir.</p>
<h2>Kuzukulağı bitkisi nasıl kullanılır?</h2>
<p>Doğada kendiliğinden yetişen ve kolay bulunan kuzukulağı, yemeklerde ve salatalarda kullanılır. Kuzukulağı bitkisinin ıspanak gibi zeytinyağlı yemeği pişirilebilir. Bahar aylarında yoğurtlu çorbası hazırlanan kuzukulağı otu, pirinç ve bulgur pilavlarına katılarak tüketilir.Kuzukulağı salata yapılacağı zaman mevsim sebzeleri ile birlikte kullanılır. Bunun yanında çiğ olarak da tüketilebilir. İyileştirici özelliği ile geleneksel tıpta da kullanılan kuzukulağı, çay olarak hazırlanır ve ezilerek merhem haline getirilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Kuzukulağının faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Çay olarak tüketildiğinde ateşi düşürür ve idrar söktürür.</p>
<p>-İçerisinde bol C vitamini vardır, bu özelliği ile iskorbüt hastalığına iyi gelir. İskorbüt hastalığından kaynaklanan zayıflık ve güçsüzlüğe karşı bedeni kuvvetlendirir, bedene canlılık verir.</p>
<p>-Kuzukulağı bitkisi diş eti hastalıklarına ve diş eti kanamalarına karşı iyileştirici özelliği sahiptir. Diş eti rahatsızlıkları ile birlikte diş dökülmesine iyi gelir.</p>
<p>-Kuzukulağı bitkisi içerdiği zengin mineraller ile kansızlığa iyi gelir, dişlerin ve kemiklerin büyümesine yardımcı olur.</p>
<p>-Çay olarak hazırlanan kuzukulağı sabahları aç karınla içildiğinde kabızlığa iyi gelir.</p>
<p>-Güneş yanıklarına karşı lapa olarak kullanılır ve yanık acısını alır.</p>
<p>-Kuzukulağı suyu ciltte oluşan kahverengi lekeleri geçirmeye yardımcı olur ve kuzukulağı suyunun çıban gibi cilt hastalıklarına karşı iyileştirici özelliği olduğu bilinir. </p>
<h2>Kuzukulağı nasıl temizlenir ve saklanır?</h2>
<p>Kuzukulağı, doğada kendiliğinden yetişmesine rağmen kolay temizlenen bir bitkidir. Kök kısımları kesildikten sonra sirkeli suda 10 dakika bekletilir. Böylece yapraklardaki bakteriler iyice temizlenir. Kuzukulağı saklanacağı zaman ise önce temizlenmelidir. Temizlendikten sonra poşete sarılarak buzdolabında en fazla 2-3 gün saklanır. </p>
<p><em>Görsel kaynak: <a href="http://www.artisticgardens.com/sorrelfrenchrumexscutatus.aspx" target="_blank">artisticgardens.com</a></em></p>

kuzu-kulagi

Kuzukulağı

<p>Lahananın içeriğinde bol miktarda mineral vardır. Bunlar arasında en çok içeriğinde bulunan kükürt, fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum ve magnezyumdur. İçeriğinde barındırdığı vitaminler ise; A, B1, B2, B3, B6, folik asid, C, E, H, PP, şeker ve Anti ulkus faktör denen U vitamini olarak da bilinen bir madde barındırmaktadır. Türkiye'de yetişen lahanalar arasında en çok bilinen beyaz lahana, brüksel lahanası, kırmızı ve kara lahanadır. Karnabahar ve brokoli de bir lahana çeşididir. 100 gr lahanada yaklaşık olarak 110 kalori bulunmaktadır. Ayrıca 100 gr lahananın içinde dört gr karbonat, iki gr protein, 50 mg kalsiyum vardır.</p>
<h2>Lahananın mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Lahana bitkisi doğada güz ve kış aylarında bulunmaktadır. Yaz döneminde ve ilkbahar aylarında yetişen lahanalar, mineral açısından kış aylarında yetişen lahanalara göre daha verimsizdir. Lezzet açısından da kış aylarında yetişen lahanalar daha lezzetlidir ve pişirmesi daha kolaydır.</p>
<h2>Lahananın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Şeker hastalığına iyi gelmektedir.</p>
<p>-Romatizma hastalıklarına iyi gelmektedir.</p>
<p>-Kansızlığı giderici besin özelliklerine sahiptir.</p>
<p>-Kanı temizlerken cildin güzelleşmesini sağlar.</p>
<p>-İdrar söktürücü özelliği vardır.</p>
<p>-idrar söktürücü özelliğiyle vücuttaki zararlı maddelerin dışarı atılımını hızlandırmaktadır.</p>
<p>-Bağırsakların iç yüzeyini korur.</p>
<p>-Yaşlanmayı geciktirir, kalp krizine karşı koruma sağlar.</p>
<p>-Bağırsaklarda oluşan yaraların iyileşmesini hızlandırır.</p>
<p>-Mide, akciğer, kalın bağırsak ve deri kanserine karşı koruyucu bir bitkidir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Lahananın zararları nelerdir?</h2>
<p>Lahananın zararları faydalarına nazaran oldukça azdır. Bilinen en büyük zararı gaz yapmasıdır. Mide rahatsızlığı yaşayan kişiler (özellikle ünser gibi) lahanayı daha dikkatli tüketmelidir. Lahana tüketilmeden önce mutlaka gazı alınmalıdır. Lahananın gazını almak için tüketilmeden haşlanmalıdır. Haşlanan lahananın büyük oranda gazı alınacaktır.</p>
<h2>Lahana nasıl tüketilir?</h2>
<p>Lahananın çiğ yaprakları salata yapılarak veya pişirilerek tüketilebilir. Pişirme yöntemi olarak yaprakları önceden haşlanarak gazı alınmalıdır. Etli ya da zeytinyağlı olarak da tüketilebilir. Kapuska yemeği, dolma, lahana salatası ve lahana turşusu gibi. Lahana turşusu yapımı en kolay turşulardan birisidir. Lahana turşusu sayesinde lahananın faydalarından yaz kış faydalanmak mümkündür.</p>

lahana

Lahana

<p>Farklı coğrafi koşullarda yetişebilen madımak, Anadolu’da halk oyunlarına ve çeşitli türkülere adını vermiştir. Yüksek besin değeri ile Orta Anadolu’da yaygın bir şekilde kullanılır. Kültürel değeri ile birlikte tıbbı değere sahiptir ve farklı şekillerde tüketilebilir.</p>
<h2>Madımak nasıl tüketilir?</h2>
<p>Madımak bitkisi, mutfakta oldukça geniş bir kullanıma sahiptir. Başta çorba olmak üzere zeytinyağlı yemeklerde kullanılır. Farklı malzemelerle birlikte börek ve gözleme gibi hamur işlerine katılarak tüketilir. Baharda taze toplandığında salatası da yapılan madımak, sarımsakla birlikte yoğurda katılarak yenir. Bununla birlikte bulgur ve pirinç pilavı ile tüketilen madımak, et yemeklerinin yanında garnitür olarak da servis edilir. Yemeklerin dışında tıbbı amaçla kullanılacak ise kuşkonmaz gibi çay olarak tüketilir. Ezilerek lapası da yapılan madımak bitkisi, toz halinde de kullanılır.</p>
<h2>Madımak hangi mevsimde alınır?</h2>
<p>Toprak üzerinde yatık bir şekilde büyüyen madımak, yol kenarlarında, tarla sınırlarında ve bahçelerde yetişir. Anadolu’da oldukça geniş bir coğrafyada yetişen madımak, genelde ilkbaharda büyür ve bahar yağmurları ile birlikte nisan ve mayıs aylarında toplanmaya başlanır. İlkbahar aylarından sonra haziran başında da nadiren bulunabilen madımak bitkisi, şehir pazarlarından ve manavlardan satın alınabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat">
<div class="banner">
<div id="div-gpt-ad-1469781094398-7" style="width: 300px;"></div>
</div>
</div>
<h2>Madımak nasıl temizlenir ve saklanır?</h2>
<p>Doğada kendiliğinden büyüyen madımak, yabani otlarla karışık büyüyen bir bitki türüdür. Bu yüzden madımak bitkisini temizlemek ve ayıklamak oldukça zahmetlidir. Madımak temizleneceği zaman önce yabani otların ayıklanması gerekir. Kökü varsa kesilir, uç kısımları ve sapları sert ise bu kısımlarında kesilmesi gerekir. Kesildikten sonra bol su ile temizlenen madımak ince ince doğranır. Madımak saklanmak istenildiğinde ise önce kurutulması gerekir. Ayıklanıp temizlenen madımak tıpkı nane gibi gölgelik bir alanda kurutulup, hava almayacak şekilde poşette veya kavanozda saklanır.</p>
<h2>Madımak bitkisinin faydaları</h2>
<p> </p>
<p>-Çay olarak hazırlanarak tüketilen madımak mide rahatsızlıklarına ve bağırsak hastalıklarına iyi gelir.</p>
<p>-Karın ağrısına karşı oldukça faydalı olan madımak, böbrek taşı düşürmeye yardımcı olur.</p>
<p>-Kurutularak tozu elde edilen madımak, yaraların üzerine sürülürse yaralar daha hızlı iyileşir.</p>
<p>-Madımak bitkisi kan şekerini düşürür ve dizanteriye karşı antiseptik olarak kullanılır.</p>

madimak-nisan-sebzeleri-shutter-1

Madımak

<p>Dere otu, kimyon ve rezene ile akrabalığı bulunan maydanoz, en çok tüketilen taze otlar arasında belki de ilk sırada yer almaktadır.A, C ve K vitaminleri yönünden son derece zengin içeriğe sahip olan maydanoz yüksek oranlı potasyum, kalsiyum ve demir içeriği ile tam bir şifa kaynağıdır. Bu özellikleri sayesinde salatalara tat veren bir bitki olmaktan sıyrılıp, çeşitli rahatsızlıklardan korunmak için tüketilmesi tavsiye edilen bitkiler arasında yerini almıştır.</p>
<h2>Maydanozun faydaları nelerdir?</h2>
<p>- İdrar söktürücüdür ve ödem atılmasına yardımcıdır.</p>
<p>- Öksürük ve sinüzit tedavisinde faydası bulunmaktadır.</p>
<p>- Yemek sonrası gaz sorununa karşı kullanılabilir.</p>
<p>- İçerdiği A vitamini ile göz sağlığına yararlı olduğu düşünülmektedir.</p>
<p>- Cildin ihtiyaç duyduğu C vitaminini büyük oranda karşılayarak yaşlanmayı geciktirir.</p>
<p>- Kolon, meme ve cilt kanseri üzerinde koruyucu etkileri bulunduğu düşünülmektedir.</p>
<p>- Kalp ve böbrek sağlığı üzerinde olumlu etkileri mevcuttur.</p>
<p>- İçerdiği klorofil kronik ağız kokusuna karşı etkilidir.</p>
<h2>Maydanoz nasıl saklanır?</h2>
<p>Maydanoz çok tüketilen bitkilerden olduğu için tazeliğini korumasına ve kısa sürede sararıp bozulmamasına dikkat etmek gerekir. Maydanozu taze haliyle saklamak için derin dondurucu iyi bir alternatif olabilir. Maydanozlar iyice yıkanarak temizlenir. Deforme olmuş yapraklarından arındırılır ve son yıkama suyuna bir miktar sirke de katılarak dezenfekte olması sağlanır. İnce ince doğranan maydanozlar bir saklama kabının içine konularak derin dondurucuya yerleştirilir. </p>
<p>Eğer maydanozlar bütün halde saklanmak istenirse sapları kısaltılıp iyice yıkanır. Fazla suyu alınarak bir kavanozun içine, saplar aşağı gelecek biçimde yerleştirilir. Eğer kapak yeterince sıkı değilse kavanozun hava alması streç film yardımı ile önlenir. Bu şekilde iki hafta kadar tazeliğini koruması mümkündür.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Maydanoz tüketilirken nelere dikkat edilmelidir?</h2>
<p>Özellikle gebelikte, kasılmalara neden olacağı ve düşük yapılması riskini arttıracağı için kullanılmaması önerilmektedir. Uzun süreli ve aşırı dozlarda maydanoz tüketimi mide ve barsak kanalarında kanama ve karaciğer tahribatı meydana getirebilir. </p>
<p>Yine aşırı miktarda tüketimi kan dolaşımını yavaşlatabilir.İdrar söktürücü veya düzenli ilaç kullananların maydanoz suyunun olası yan etkileri hakkında doktorundan bilgi alması tavsiye edilir. Gastriti ve böbrek iltihabı olanların maydanozu ya çok az tüketmesi ya da hiç kullanmaması önerilir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı:<a href=" https://pixabay.com" target="_blank"> https://pixabay.com</a></em></p>

maydanoz

Maydanoz

<p>Farklı türleriyle İngiltere, Akdeniz, Balkanlar ve Rusya'da yetiştirilebilen bu sebze Anadolu'nun önemli tarım ürünlerinden birisidir. Şeker pancarı olarak bilinen beyaz renkli türünün büyük bölümünden şeker elde edildikten sonra, ortaya çıkan posa kısmından ise süt hayvanlarının beslenmesinde yararlanılır. Kırmızı pancar ise gıda, ilaç yapımı ve boya maddesi gibi alanlarda değerlendirilmektedir.</p>
<h2>Pancar nasıl kullanılır?</h2>
<p>Kırmızı pancar parlak kırmızı rengi ile doğal bir gıda boyasıdır. Dondurma, krema hatta makarna ve risotto'ları renklendirmek ve tat vermek için kullanılabilir. Rusya ve Balkan ülkelerine ait geleneksel bir tarif olan borç çorbasının ana malzemesi yine kırmızı pancardır. </p>
<p>Mevsiminde toplanarak turşu yapılan kırmızı pancar uzun süre saklanabilir ve salatalarda rahatlıkla kullanılabilir. Çiğ pancar rendelenerek, haşlanarak ya da ince dilimler halinde kesilip fırınlanarak, rezene ve havuç gibi sebzelerle birlikte yine salatalarda, etlerin yanında garnitür olarak tüketilebilir. </p>
<p>Haşlanarak püre haline getirilen kırmızı pancar dip soslara eklenebilir. Taze olarak sıkılan pancar, tek olarak ya da havuç, elma gibi meyve sularıyla karıştırılarak içilebilir.</p>
<h2>Pancarın faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Kırmızı pancarın içerdiği nitrat ve bir antioksidan olan betasiyanin maddesi yüksek tansiyonu düşürerek, tansiyonu kontrol altında tutabilir. </p>
<p>- Kanser hücrelerinin gelişimini durdurabileceği düşünülmektedir.</p>
<p>- Kolesterolün damarlarda yaptığı hasarı azaltarak kalp sağlığını korur. </p>
<p>- Kırmızı pancar suyu yaşla birlikte ortaya çıkan demans hastalığına karşı koruyucu olarak kullanılabilir.</p>
<p>- Yüksek lif içeriği nedeniyle sindirim sisteminin çalışmasına yardımcıdır. Ayrıca 100 gramında 38 kalori bulunan kırmızı pancar, kilo vermek isteyenler için iyi bir atıştırmalıktır.</p>
<p>- Egzersiz sırasında kanda daha fazla oksijen taşıyarak performans artışına yardımcı olur.</p>
<p>- Cilt problemlerine karşı antik dönemlerden itibaren kullanılmaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Pancarın zararları nelerdir?</h2>
<p>Bilinen bir yan etkisi olmasa da pancar aşırı tüketildiğinde ishal ve böbrek taşı gibi sorunlara neden olabileceği düşünülmektedir. Hamile ve emzirme sırasında doktora danışılarak kullanılmalıdır. </p>
<p>Orta derecedeki glisemik indeksi nedeniyle kırmızı pancardaki şekerin kana karışması oldukça yavaş da olsa diyabet hastalarının uzmana danışarak tüketmesi önerilmektedir. İçeriğindeki nitrat, nitrit maddesine dönüşerek zararlı olabileceğinden, kırmızı pancar suyu uygun şartlarda saklanmalı ve kısa süre içinde tüketilmelidir.</p>

pancar

Pancar

<p>Patates, patlıcangiller familyasına dahil olmakla birlikte, yumruları yenen otsu bir bitki türüdür. Pembemsi ve beyazımsı çiçekler açan bitkinin boyu 70-80 santimetre arasındadır. Toprak altındaki yumru bölümleri patates olarak adlandırılır. Patates, kabuğunun rengine göre; kırmızı ile sarı, etli kısmına göre ise sarı ve beyaz türlere ayrılır. Tohumuna milva denilir. Ülkemizde üretimi en çok Nevşehir ve Niğde illerinde yapılmaktadır.</p>
<h2>Patates nasıl kullanılır?</h2>
<p>Çeşitli yemeklerde, çorbalarda ve salatalarda kullanılabilen patates, aynı zamanda kızartma ve haşlama olarak da tüketilmektedir. Patates lapa haline getirilmek suretiyle yanıkların üzerine tatbik edilirse hem ağrıyı alır hem de iyileşme sürecini hızlandırır. Patatesin kabuklarının kalın soyulması, vitamin değerlerinin kaybolmasına neden olacağı için, mümkün olduğunca ince soyulması ya da kabuklarıyla tüketilmesi önerilmektedir. İnce kıyıldıktan sonra öz suyu çıkartılarak, aç karnına günde bir çay bardağı içildiği takdirde mide ağrıları ve ülser tedavisine yardımcı olur.</p>
<h2>Patates nasıl saklanır?</h2>
<p>Patates de soğan gibi çabuk bozulduğu için, ihtiyaç duyulan miktarda satın alınmalıdır. Patateslerin; serin, karanlık ve havadar dolaplarda saklanması gerekir. Yüzde sekseni sudan oluşan patates, nemli ortamda bekletildiği takdirde tomurcuklanır ve rengi yeşile dönmeye başlar. Buzdolabında muhafaza edilen patatesler ise soğuğun etkisiyle kararır. Hava almayan, kapaklı kutular içerisinde tutulduğunda patatesler kolayca kurur ve tüm lezzetini yitirir. Uzmanlar, patateslerin vitamin değerlerini yitirmemesi için, mümkün olduğunca evin girişindeki serin yerlerde veya karanlık bodrum katlarında saklanmasını tavsiye etmektedir. Bu şekilde saklanan patatesler üç ay boyunca tazeliğini korur.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Patatesin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-İçeriğinde; su, kalsiyum, sodyum, bakır, manganez, demir gibi madensel tuzların yanı sıra; C, K, P, B, B1,B6 vitaminleri bulunan patates, dengeli beslenmede önemli bir yere sahiptir.</p>
<p>-Vücuda enerji verir. Sinir sistemindeki tahribatları onararak, yorgunluğu ortadan kaldırır.</p>
<p>-Karaciğer ve safra kesesi rahatsızlıklarına karşı kullanılabileceği gibi, şeker hastalarının da güvenle tüketebileceği bir besindir.</p>
<p>- Yapısında bol miktarda su bulunduğu için, organizmanın ihtiyaç duyduğu suyu kolaylıkla karşılar.</p>
<p>-Magnezyum yönünden güçlü bileşimiyle, cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.</p>
<p>-Bünyesindeki diyet lifleriyle bağırsakları çalıştırır. Böylece kabızlık ve kolon kanserine karşı koruma sağlar.</p>
<p>-Bağışıklık sistemini güçlendirir. Tiroid bezlerinin düzenli çalışmasını destekler ve başta guatr olmak üzere birçok rahatsızlığı bertaraf eder.</p>
<p>-Vücuttan toksin atılmasını sağlar.</p>
<p>-İçerdiği zengin fosfor oranıyla cinsel gücü artırır. </p>

patates

Patates

<p>Bilimsel adı “solanum melongena” olan patlıcan, ülkemizde balcan, baldırcan, bedican, badincan olarak da bilinir. Çin, Hindistan, Mısır, Türkiye, Endonezya ve Japonya gibi ülkeler patlıcan üretiminde söz sahibidir. Sıcak iklimleri seven patlıcan, ülkemizde en çok Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yetişir. İstanbul Kemer patlıcanı, İzmir Halkapınar patlıcanı ve Bostan patlıcanı ülkemizde yetişen türlere verilen adlardır. İçerisinde bulunan nikotin nedeniyle doğa da yalnızca insan tarafından tüketilen nadir bitkilerden olan patlıcan bitkisinin boyu 1 metreye kadar uzayabilir. Griye yakın yeşil yaprakları ve mor çiçekleri vardır. Bu çiçekler yaz aylarında mor renginde ve bol çekirdekli patlıcan meyvesine dönüşür. Her bir patlıcan tanesinde 500 ila 5000 arasında tohum bulunur. Kış aylarında ise seralarda yetiştirilebilir.</p>
<h2>Patlıcanın içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Patlıcan, içeriğinde vitamin, mineral, protein ve karbonhidrat barındırsa da oran itibariyle diğer sebzelere nazaran daha geride yer alır. Patlıcanda A, B1, B2, B3, B6 ve C vitaminleri bulunur. Yağ ve lif de içeren patlıcanda fosfor, kalsiyum, demir, sodyum, potasyum, bakır, iyot, çinko mineralleri vardır. Kolesterol değeri sıfırdır. Patlıcan ayrıca kolin, nikotin, klorojenik asit ve saponin gibi etken maddeler taşır.</p>
<h2>Patlıcan hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Domates, biber ve salatalığın ardından dünyada en çok üretilen sebze olan patlıcan, dünya mutfak kültüründe geniş bir kullanım alanına sahiptir. Patlıcanı farklı pişirme şekilleriyle tüketmek mümkündür. Patlıcan kızartılabilir veya közlenebilir. Başlıca patlıcan yemekleri arasında imambayıldı, musakka, oturtma, türlü, dolma, kebap gelmektedir. Bunun yanı sıra patlıcandan ezme, salata ve börek de yapılabilir. Patlıcanın ayrıca Anadolu’da yüksek lezzette reçeli ve turşusu da yapılır. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Patlıcanın püf noktaları nelerdir?</h2>
<p>Patlıcan seçerken öncelikle kabuğu parlak ve yumuşak olanlar tercih edilmelidir. Buzdolabının sebze bölümünde 3 güne kadar saklanabilen patlıcanın besin değerini yitirmemesi için közlenerek veya kısık ateşte pişirilmesi gereklidir. Patlıcanın lezzetli bir şekilde pişirilmesi için pişirilmeden tuzlu suda bekletilerek acılığının alınması tavsiye edilir. </p>
<h2>Patlıcanın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Hazımsızlığa iyi gelir.</p>
<p>-Tansiyon düşürücü ve sakinleştirici etkisi vardır.</p>
<p>-Karaciğer, pankreas ve böbrekleri kuvvetlendirir.</p>
<p>-Beyin hücre ve fonksiyonlarının korunmasını sağlar.</p>
<p>-Vücuttaki ödemin atılmasına yardımcı olur.</p>
<p>-Kalp hastalıklarına yakalanma riskini de azaltır.</p>

patlican

Patlıcan

<p>Beta vulgaris, yabani ıspanak, cilla ve yaban pancarı olarak da bilinen pazı, kırlarda kendiliğinden yetişen ve tarımı yapılan, besleyici bir sebzedir.</p>
<h2>Pazı nasıl kullanılır?</h2>
<p>Pazının; yaprakları, sapları ve kökleri kullanılır. Yaprakları ve saplarıyla pazı dolması, yemeği, kavurması ve salatası yapıldığı gibi çeşitli hamur işlerinde de tercih edilir. Tedavi edici özellikleri bulunan pazı, haşlanarak; şişlik, yanık, basur ve deri hastalıkları üzerine uygulandığında iyileşme sürecini hızlandırmaktadır. Pazı, cilt sağlığının yanı sıra, saçlar üzerinde de olumlu etkileri gözlenen bir sebzedir. Haşlanıp, balla karıştırıldıktan sonra, masaj yardımıyla saç diplerine yedirilir. Bu şekilde saç dökülme sorununu çözdüğü gibi, saçların canlı ve parlak bir görünüme kavuşmasına yardımcı olur. Gül yağı ile karıştırılıp şakak bölgelerine konulduğunda baş ağrısını dindirir.</p>
<h2>Pazı dondurucuda nasıl saklanır?</h2>
<p>Pazı çabuk bozulan bir sebze olduğu için buzdolabında en fazla iki gün muhafaza edilebilmektedir. Pazının uzun süre tazeliğini koruması için şoklama yöntemi uygulanır. Bunun için satın alınan pazılar yıkanıp doğrandıktan sonra kaynamakta olan suyun içine atılır. İki dakika bu şekilde bekletilir. Süre bitiminde hızlıca musluktan akan suyun altına tutulur ve süzülmeye bırakılır. Şoklama işleminin ardından suyu süzülen pazılar, buzdolabı poşetlerine tanzim edilir. Hava almaması için ağzı sıkıca kapatılır ve üzerine ambalajlama tarihi yazılır. Son olarak derin dondurucuya kaldırılan pazılar, bu şekilde dokuz ay boyunca saklanabilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Pazının faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Yapraklarında bol miktarda A, K, C ve E vitaminleri bulunan pazı; kalsiyum, magnezyum ve demir mineralleri yönünden oldukça zengindir. Bu nitelikleriyle, dengeli beslenmede önemli bir yer tutar.</p>
<p>-İdrar yollarıyla ilgili rahatsızlıkları bertaraf ederken, vücuttan ödem atılmasını destekler.</p>
<p>-Tıpkı lahana ve ıspanak gibi diyet lifleri içerdiğinden, hazmı kolaylaştırır.</p>
<p>-İştahsızlığı giderir. Anemi hastalığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.</p>
<p>-Haşlanmış pazı yapraklarının suyu içildiğinde, kabızlık şikayetini ortadan kaldırır.</p>
<p>-Hamilelik dönemindeki kadınların düzenli olarak pazı tüketmesi, doğacak çocukta omurga açıklığı riskini minimuma indirir.</p>
<p>-Beyin fonksiyonlarını iyileştirir ve alzheimera karşı koruma sağlar.</p>
<p>-Mide rahatsızlıklarına karşı etkilidir. Öksürüğü azaltmaya destek olur.</p>
<p>-Bağışıklık sistemini güçlendirerek, hastalıklara karşı vücudu savunur. Ayrıca diğer yeşil yapraklı sebzeler gibi antioksidan özelliği sayesinde kanseri önler. </p>

pazi

Pazı

<p>Uzun yapraklı ve toprak üstünde büyüyen pırasanın çeşitleri, yapraklarına ve baş bölümünün genişliğine göre farklı türlere ayrılmıştır. Tereyağbaşlı pırasa, Çin pırasası, gevrekbaş, yayvanyaprak, Romen, yaz gevreği gibi türleri olan pırasanın Türkiye'de en çok tercih edilen türü kamış pırasasıdır. </p>
<p>Kamış pırasası, İstanbul içinde Kartal pırasası olarak adlandırılırken, Bursa tarafında İnegöl pırasası olarak bilinir. Pırasa, düşük kalorili bir sebzedir ve A, B6, C, K gibi vitaminler bakımından zengindir. Bununla birlikte içinde kalsiyum, iyot, demir, potasyum ve silisyum da barındırır.</p>
<h2>Pırasanın faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Pırasa, içinde bulunan flavonoid sayesinde damarları korur.</p>
<p>- Tansiyonu düşürmede etkilidir.</p>
<p>- Hamilelik döneminde önem kazanan, folik asit olarak da bilinen  B9 vitaminini barındıran pırasa, bu sayede kalp sorunlarını önler.  </p>
<p>- İçinde bulunan antioksidan sayesinde birçok kronik hastalığa karşı koruyucu bir etki yaratır.</p>
<p>- İçinde bulunan K vitamini, kemiklerin sağlamlaşmasını sağlar ve kan akışını düzenler.</p>
<p>- Pırasanın içindeki bazı mineraller, ileri yaşlarda ortaya çıkması muhtemel olan göz sorunlarına karşı gözleri güçlendirir.  </p>
<h2>Pırasa nasıl seçilir?</h2>
<p>Sağlıklı ve doğal bir pırasa, yapraklarının koyu yeşil, dip kısmının beyaz olmasıyla anlaşılabilir. Pırasanın beyaz kısımlarında sararma, yapraklarında çatlaklar ve solma varsa o pırasa taze değildir. Yıl boyunca üretilebilen ve tüketilebilen pırasanın en iyi olduğu zaman sonbahar ve ilkbahar ayları arasındaki dönemdir.  </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Pırasa nasıl saklanır?</h2>
<p>Pırasa kuru olarak satın alınmalı ve pişirme aşamasına kadar yıkanmamalıdır. Yıkanmadığı takdirde, buzdolabında 10 güne kadar muhafaza edilebilen pırasayı buzdolabı poşetine koyarak saklamak, sebzenin nem dengesini düzenler ve daha uzun süre taze kalmasını sağlar. Pırasa pişirildikten sonra en fazla iki gün içinde tüketilmelidir.</p>
<h2>Pırasa nasıl tüketilir?</h2>
<p>Pırasanın en yaygın tüketiliş şekli, zeytinyağlı yemek olarak pişirilen ve soğuk olarak tüketilen şeklidir. Bununla birlikte pırasa böreklerin içinde de kullanılabilir, fırında farklı sebzelerle birlikte pişirilmiş yemeği de yapılabilir. Sıcak olarak tüketilmek istenildiği takdirde, kıymalı ve sebzeli yemeği ya da pırasayı kıymanın içine katarak elde edilen köftesi ve dolması da yapılabilir. </p>

pirasanin-faydalari

Pırasa

<p>Sarı, yeşil ve kızıl renkte olabilen bitkinin kökleri oldukça büyüktür. Farklı kültürlerde tıbbi amaçlı kullanılan ravent otu, halk arsında ışkın olarak da adlandırılır ve doğru oranda kullanıldığında oldukça faydalı bir bitkidir.</p>
<h2>Ravent otunun mevsimi ve saklanması</h2>
<p>Doğada kendiliğinden yetişen ravent otu, çayırlarda ve dağlık yerlerde büyür. Bahar aylarında çiçek açar ve yaz mevsimin başına kadar  toplanır. Ravent otu, mayıs ayı ile haziran ayı arasında halk pazarlarında ve manavlarda demet halinde bulunabilir. Ravent bitkisinin kökü ise sonbahar aylarında çıkarılır. Sap kısımları taze iken tüketilen ravent otunun kök kısımları uzun süre saklanabilir. Ekim ve kasım ayları arasında topraktan sökülen kökler temizlenir. Temizlenen kökler küçük parçalara bölünerek kuru ve güneş alan bir ortamda ya da soba üzerinde kurutulur. Kurutulduktan sonra bütün olarak veya toz haline getirilerek kavanozda saklanır.</p>
<h2>Ravent otu nasıl tüketilir?</h2>
<p>Ravent otu, Türk mutfağında reçel ve marmelat olarak tüketilir. Reçel ve marmelat yapılacağı zaman elma ile birlikte kullanılır. Özellikle kek ve turtalara eklenen ravent, çiğ olarak da tüketilir. Sapları soyulduktan sonra tuzlanarak yenilen bitki, Anadolu’da dondurma yapımında kullanılır. Farklı bölgelerde sebze olarak değerlendirilen ravent otu, yemek olarak da pişirilir. Bunun yanında salata yapımında kullanılan ravent otunun turşusu da yapılır. Ravent kökü ise tıbbı amaçla tüketilir. Genelde çay olarak hazırlanan ravent kökünden şurup yapılır. Öğütülüp toz haline getirilen ravent kökü ise kazayağı otu gibi cilt bakımında kullanılır. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Ravent otunun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Ravent otu doğru oranda kullanıldığında ishali keser ve karın ağrısına iyi gelir. Az miktarda alındığında sindirimi kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını geçirir. Ravent otu fazla tüketildiğinde ise ishal yapar ve bağırsakları temizler.</p>
<p>-Ravent çayı yemeklerden öce tüketildiğinde iştah açar.</p>
<p>-Kuzukulağı gibi C vitamini açısından zengin olan ravent, bedeni kuvvetlendirir.</p>
<p>-Ravent kökünün suyu kaynatılıp içildiğinde kan şekerini düşürür.</p>
<p>-Ravent kökünden elde edilen toz cilt bakımında kullanılır, özellikle yoğurtla karıştırılıp sivilcelerin üzerinde sürülür ve kahverengi lekeleri azaltır.</p>

ravent

Ravent

<p>Maydanozgillerden, akrabaları dereotu ve kimyon gibi kendine has bir kokuya sahip olan rezenenin boyu iki metreyi bulabilir.İçeriğinde tanen, nişasta, uçucu yağlar ve şeker bulunduran rezenenin çiçekleri altın sarısı rengindedir.</p>
<p>Bitki, ekimini takip eden iki yıl içinde, hasat edilebilecek hali alır ve olgunlaşan tohumları toplanmaya başlanır<br />
İçeriğinde A, C ve E vitaminleri ile demir, çinko, bakır, potasyum, selenyum ve magnezyum barındırır.</p>
<h2>Rezene nasıl tüketilir?</h2>
<p>Rezenenin tohumu, gövdesi, yaprağı ve soğanı farklı şekilde kullanılabilir. Rezenenin soğanı çiğ olarak, özellikle sandviç ve salatalarda tercih edilir. Yine tazeliğini koruyan gövde kısmı da salata malzemesi olarak ilgi görür.</p>
<p>Rezene tohumları suda kaynatılır ya da kaynar su içinde demlenmeye bırakılırsa, tadı ve kokusu meyan köküne benzeyen rezene çayı elde edilmiş olur.Rezenenin tohum ve yaprağının kaynatılması ile elde edilecek buhar, gözenekleri açarak cildin derinlemesine temizlenmesini sağlar. </p>
<p>Yine rezene yağı tüketimi de, en az rezene tohumu kadar sağlığa yararlı sonuçlar sağlar.</p>
<h2>Rezenenin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Rezene güçlü bir antioksidandır. Bu özelliği ile virüs ve parazitlerin vücuttan atılmasını sağlayarak, bünyeyi güçlü kılar.</p>
<p>- Doğal bir antibiyotik olan rezene deri ve cilt enfeksiyonlarına karşı etkilidir. </p>
<p>- Yüklü miktarda diyet lifi içeren rezene, sindirimi kolaylaştırıcı ve bağırsak sağlığını koruyucu özelliklere sahiptir.</p>
<p>- Kolesterolün dengelenmesine yardımcıdır. </p>
<p>- Gaz giderici özelliği bilinmektedir.</p>
<p>- Kan basıncını ve kalp ritmini düzenlemede yardımcı rolü bulunmaktadır.</p>
<p>- Cilt sağlığını korumada etkilidir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Rezenenin zararları nelerdir?</h2>
<p>Rezene tohumunun fazla tüketilmesi halinde, ciltte dökülme ve kızarma meydana gelebilecektir. Yine yüksek dozlu kullanımlarda baş dönmesi, titreme ve kusma görülebilir.Epilepsi hastalarının ve gebelik sürecinde olanların tüketmesi tavsiye edilmemektedir. Yine kanser tedavisi görenlerin de rezeneden uzak durması gerektiği bildirilmektedir. </p>
<p>Emziren annelerin ise kullanmaya başlamadan önce mutlaka doktoruna danışması gerekmektedir.Özellikle rezenenin tohumu deri iltihabı, deride kabarcıklanma ve benzeri deri problemlerine kaynaklık edebilir. Alerjiye neden olabileceği gibi var olan alerjik problemleri de yeniden açığa çıkarabilir. Çeşitli rahatsızlıklar nedeniyle ilaç kullananların mutlaka doktorlarına danışarak tüketmeleri gerekmektedir. </p>