meyve-kategorisi

Meyvelerin sağlık dolu dünyasını keşfedin! C vitamini deposu portakaldan, antioksidan zengini çileğe, her bir meyvenin faydaları burada.

meyve-sozluk-kategori

meyve-sozluk-app

meyve

<p>Lime, citrus familyasına mensup bir turunçgildir. Misket limonu olarak da bilinen ve bergamota benzeyen lime, koyu yeşil renge ve ekşi bir tada sahiptir. Limenin; wild lime, sweet lime, musk lime, blood lime, mandarin lime, Persian lime, Australian finger lime gibi pek çok farklı türü bulunmaktadır.</p>
<h2>Lime nasıl kullanılır?</h2>
<p>Lime ve lime yağı kozmetik sektöründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Cidric asid yönünden yüksek değerlere sahip olan lime, düşük şeker oranıyla tarih boyunca tıpta alternatif bir bitki olarak kullanılmıştır. Limenin kendine has aromatik suyu; sodalara, kokteyllere, limonatalara ferahlatıcı bir lezzet katmaktadır. Dünya mutfaklarında, tatlılarda ve yemeklerde sıklıkla kullanılmaktadır. Papaya ile mükemmel bir uyumu olan lime, aynı zamanda pastalara hoş bir tat ve koku katmak için tercih edilmektedir. Bunların yanı sıra; diş macunlarında, yağlarda, şekerlerde, dezenfektanlarda, cilt kremlerinde ve daha pek çok alanda kullanılmaktadır.</p>
<h2>Limenin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Limenin içinde bulunan limonoid; akciğer, meme, mide, ağız, cilt ve daha pek çok farklı tip kansere karşı koruyucu bir kalkan oluşturur.</p>
<p>-Kan dolaşımını düzenler. Hazmı kolaylaştırır ve iştahı artırır.</p>
<p>-B1, B2, B3, C vitaminlerinin yanı sıra, kalsiyum ve karoten bakımından mükemmel bir besin olan limenin, sinir sistemi üzerinde olumlu etkileri gözlenmektedir.</p>
<p>-Tıpkı portakal gibi, güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Böylece, serbest radikalleri etkisiz hale getirerek DNA'larda oluşabileck hasarları bertaraf eder. Aynı zamanda erken yaşlanmaya, kalp hastalıklarına ve kansere karşı vücudu korur.</p>
<p>-Çeyrek fincan lime suyu yüzde 46 oranında C vitamini ihtiva eder. C vitamini, bağışıklık sistemini güçlendirir ve katarakt gibi göz rahatsızlıklarının oluşumunu önler.</p>
<p>-Antibiyotik yerine geçen limeden; grip, nezle ve soğuk algınlıklarını savuşturmak için faydalanılabilir.</p>
<p>-İçeriğindeki bitkisel özler, iltihap sökücü niteliktedir. Bu sayede, astım, kemik iltihabı gibi hastalıklara yakalanma riskini minimuma indirir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Lime nerede yetişir?</h2>
<p>Nemli ve ılıman iklime ihtiyaç duyan lime, sıcaklığın 0 derecenin altına düşmediği ve sert rüzgarların bulunmadığı bölgelerde yetişen bir meyvedir. Batı Hint Adaları, Peru, Meksika, Brezilya, İtalya, Karayipler, Haiti, Orta Amerika ve Meksika başta olmak üzere, İsrail ve Güney Amerika ülkelerinde de üretimi yapılan lime, aynı zamanda iklim koşullarının elverişli olduğu yerlerde, seralarda ve evlerin bahçelerinde yetiştirilmektedir. Lime; ülkemizde İzmir, Adana, Antalya ve Mersin'de yaygın olarak üretilmektedir.</p>

lime

SÖZLÜK

Lime

<p>Gülgiller familyasından gelen malta eriği, 10 metreye kadar uzayan boyu ve elips biçimli iri yaprakları ile tanınır. Dört mevsim yapraklarını dökmeyen malta eriği ağacı, halk arasında yenidünya isimi ile anılır. Genellikle meyvesi nedeni ile yetiştirilen Malta ağacı, bazı ülkelerde gösterişli yaprakları ve kış boyunca solmayan krem rengi çiçekleri ile süs bitkisi olarak bahçelere dikilir.</p>
<h2>Malta eriğinin mevsimi ne zamandır?</h2>
<p>Malta eriği ağacı aşılandıktan 3 yıl sonra meyve vermeye başlar. Ekim ayı ile kasım ayı arasında krem rengi çiçekler açar ve kış boyunca çiçekleri dökülmez. Çiçekler, ilkbahara doğru olgunlaşır mart ayından sonra salkımlar halinde meyveye dönüşür. Haziran ayında meyvelerin rengi turuncuya çalmaya başladığında toplanır, semt pazarlarında ve manavlarda satılır.</p>
<h2>Malta eriği nerede yetişir?</h2>
<p>Asıl anayurdu Çin olan Malta eriği, ticaretle Japonya'ya geçmiştir. Japonya'dan dünyaya yayılan meyve, Akdeniz ikliminin hakim olduğu ülkelerde yetiştirilmiştir. Anadolu’ya ise Cezayir ve Lübnan’dan geldiği düşünülen Malta eriği, Akdeniz ikliminin hakım olduğu kıyı kesiminde büyür.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Malta eriği nasıl tüketilir?</h2>
<p>Malta eriği, kumkuat ve turunç meyveleri gibi taze olarak tüketilir. Mayhoş tadı ile farklı bir lezzete sahip olan meyve, iki üç parçaya bölünerek reçel yapılır. Farklı kültürlerde şarap yapımında da kullanılan meyveden Anadolu’da komposto yapılır. Aynı zamanda süt, un, nişasta ve şeker ile birlikte tatlı yapımında kullanılır. Güneydoğu Anadolu’da ise kıyma ile birlikte kebabı yapılan Malta eriği, fırında pişirilir ve üzeri için hazırlanan domatesli sosla birlikte servis edilir.</p>
<p>Halk arasında tıbbı amaçla kullanılan meyvenin çiçekleri bahar aylarında toplanır ve kaynatılarak suyu içilir. Kurutularak toz halinde getirilen çiçekleri ise balla karıştırılarak tüketilir. Malta eriğinin etli kısımları dışında çekirdekleri ve yaprakları bağırsak kurtlarına karşı ilaç yapımında kullanılır. Havadar bir yerde kurtulan yapraklarından ise çay hazırlanır.</p>
<h2>Malta eriğinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>-Düşük kalorili bir meyve olan Malta eriği uzun süre tok tuttuğu için zayıflamaya yardımcı olur. Tok tutarken kan şekeri düşüşünü yavaşlatan meyve ani acıkma krizlerini önler.</p>
<p>-Lifli yapısı ile bağırsakları çalıştırır ve düzenli tüketildiğinde bağırsak sorunlarına iyi gelir.</p>
<p>-A vitamini açısından zengin olan Malta eriği, cilt ve göz sağlığını korur.</p>
<p>-Antioksidan etkisiyle kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.</p>
<p><em>Görselin kaynağı:<a href=" http://www.resimmix.com" target="_blank"> http://www.resimmix.com</a></em></p>

malta eriği

Malta Eriği

<p>Hindistan başta olmak üzere Doğu Asya ve genelde tropikal bölgelerde üretilen mango meyvesi, ağaçta yetişen, tatlı bir meyve türüdür. Mango meyvesi birçok vitamin, potasyum ve antioksidan madde barındıran bir meyvedir. Yetişirken yeşil renge sahip olurlar. Ardından sarıdan kırmızıya kadar farklı renklere bürünürler. </p>
<p>Tadı genellikle tatlı olan bu meyvenin tat olarak benzerlik gösterdiği avokado meyvesiyle aynı ağaç türünden meydana geldiği düşünülür. Mango, en çok yetiştiği Hindistan ve Bangladeş gibi bölgelerde sembolik olarak farklı anlamlara ve büyük bir öneme sahiptir. Bu meyve özellikle keskin, tatlı kokusuyla bilinir ve yoğun glikoz içerir. </p>
<h2>Mangonun faydaları nelerdir?</h2>
<p>- İçerdiği A, B ve C vitamini ile böbrekleri koruduğu düşünülmektedir. </p>
<p>- İçinde bulunan demir ve potasyum sayesinde kanı temizler ve mikroplardan arındırır.</p>
<p>- Mangonun içindeki potasyum, saçlar ve cilt için de yenileyici ve güçlendirici bir etki yaratır.</p>
<p>- Sindirim sistemini çalıştırır.</p>
<p>- İçinde bulunan asit türleri, vücut fonksiyonlarında etkili olan alkali kazanımını sağlar.</p>
<h2>Mangonun zararları nelerdir?</h2>
<p>Mangonun normal tüketiminde görülen zararlı etkileri yoktur. Fakat içinde bol miktarda bulunan glikoza başta şeker hastalarının dikkat etmesi gerekir. Mangonun olgunlaşma seviyesine ulaşmadan önce tüketilmesi önerilir. Çünkü olgunluğa ulaşan bir mangonun içindeki pektin seviyesi düşecektir. Bu da sağlıklı ve besleyici meyve tüketilmesini önleyen bir etkidir. Mangoların yetişme süresi içinde, temas halinde bulunduğu bazı bitkiler yüzünden alerjiye neden olduğu görülmüştür. Bu nedenle tüketilmeden önce çok iyi temizlenmesi önerilir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Mangonun püf noktaları nelerdir?</h2>
<p>Mangonun çekirdeği, kolay ayrılmayacak şekilde meyvenin yenilebilir kısmına yapışıktır. Bu nedenle orta bölgesinde bulunan çekirdeğinin hemen yanından ve meyve dikey olacak şekilde keserek çekirdeğin çıkartılması önerilir. Çekirdeği çıkarılmış olan mangonun kabukları, kalın bir şekilde soyularak kullanım alanına göre kesilebilir.</p>
<h2>Mango nasıl tüketilir?</h2>
<p>Mango, diğer meyveler gibi sade olarak tüketilebileceği gibi, birçok yiyecek ve içecekte de kullanılır. Tatlı ve pastalarda, dondurmalarda, sos yapımında kullanılabilen mangonun reçeli de yapılabilir. Hazır içeceklerde tercih edilen, ev yapımı içeceklerin içine de konulabilen mango, yemeklere ya da yeşil salata malzemelerinin üstüne tat katması amacıyla da dilimlenebilir. Özellikle Asya ve Doğu bölgelerinde mangonun sirkeli konservesinin yapıldığı ya da balık, et gibi ürünlerle birlikte servis edildiği de bilinmektedir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı:<a href=" http://www.india.com" target="_blank"> http://www.india.com</a></em></p>

mango meyvesi

Mango Meyvesi

<p>Adını Roma İmparatoru Augustus’un doktoru olan Antonius Musa’dan alan muz, dünyada en çok tüketilen meyvelerden birisidir. Dünya üzerinde 500’den fazla türü olan meyvenin kabuğu çoğunlukla sarıdır. Türüne ve olgunlaşma miktarına göre kırmızı ya da mor kabuklu olan çeşitleri de vardır. Batı dünyasında tadı ve kokusu için tercih edilen muz, gelir seviyesi düşük bölümlerde önemli bir temel besin maddesidir.</p>
<h2>Muz hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Muz, dünya tatlı ve pasta kültüründe en çok kullanılan meyvelerden birisidir. Dondurma yapımında da kullanılır. Güneydoğu Asya'da muz kızartması ana yemek olarak sofralarda yerini alır. Kabuğunun içi pirinçle doldurularak servis edilir. Tayland mutfağında muz çiçekleri et yemeklerine katılır. Güney Amerika'da başta Brezilya olmak üzere çeşitli ülkelerde pizzanın içerisine konur.</p>
<h2>Muzun içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Muzun yaygın olarak tüketilmesinin tek nedeni tadı ve kokusu değildir. İçerisinde pek çok vitamin, minereal, protein, aminoasit ve karbonhidrat barındırır. Lifli bir yapısı vardır. Glikoz, früktoz, laktoz, maltoz, sukroz, galaktoz ve nişasta gibi şeker tiplerini taşır. Ağaçtayken nişasta özelliği yoğun olan muzun, dalından koparıldığında olgunlaşarak şekerli bir meyveye dönüştüğü görülmektedir. A, C, E, B1, B2 ve B12 vitaminlerinin yanı sıra tiamin, niasin, folik asit, gibi etken maddeler içerir. Mineral açısından demir, fosfor, potasyum, kalsiyum, sodyum, iyot, magnezyum, çinko, bakır ve florür gibi madensel tuzlara sahiptir. Muzun içeriğinde lizin, lösin, treonin, arginin, glisin, triptofan, gibi temel aminoasitler de bulunmaktadır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Muzun faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Vücudun günlük protein ihtiyacını karşılar.</p>
<p>-Kalsiyum içermesi sayesinde diş ve kemiklerin güçlenmesini sağlar. </p>
<p>-Böbrek iltihabında faydalıdır.</p>
<p>-Lifli yapısıyla sindirimi düzenler, bağırsak rahatsızlıklarını gidermeye yardımcı olur.</p>
<p>-Kalorisi yüksek olan meyve, kolesterol içermediği için kalp sağlığı açısından yararlıdır.</p>
<p>-Vücutta seratonine dönüşen triptofan aminoasidi sayesinde depresyon ve duygu bozukluğu rahatsızlıklarında onarıcı etkisi vardır.</p>
<p>-Sigara gibi tütün ürünlerinin bırakılması sırasında ortaya çıkan yoksunluk hissini azaltır.</p>
<p>-Mide ülserine karşı etkilidir.</p>
<p>-Lifleri kâğıt üretiminde kullanılır. </p>
<p>-Muz kabuğu, sivrisinek ısırıklarında oluşan yaranın şişliğini ve kaşıntısını alır.</p>
<h2>Muz nerelerde yetişir?</h2>
<p>Dünyanın her bölgesinde yetişebildiği için yıl boyunca hasadı yapılır. Tropikal ve yağışlı iklimlerde doğal olarak yetişen muz, en çok Güneydoğu Asya ve Güney Amerika’da yetişir. Filipinler, Ekvador, Meksika, Kosta Rika, Kolombiya ve Brezilya gibi ülkelerin yanı sıra Hindistan ve Çin büyük nüfus yoğunlukları ile çok fazla muz üretirler. Ülkemizde, başta Anamur ve Alanya olmak üzere, Bozyazı ve Gazipaşa ilçelerinde yaygın olarak yetiştirilmektedir. Fethiye, Kumluca, Bodrum, Samandağı, Dörtyol, Silifke, Serik, Manavgat ve Finike ilçelerinde de muz yetiştiriciliği başlamıştır.</p>

<p>Kınagiller ailesinin temsilcisi olan nar, biraz ekşi ve hafif de tatlı karaktere sahiptir. Haziran ve temmuz aylarında kırmızı renkli çiçekler açan nar ağacının bir meyvesinde 600 civarı tohum bulunur. Bu tohumlarının renkleri beyazdan kırmızıya doğru değişiklik gösterir. Türkiye’de yoğunlukla Ege ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yetiştirilir. Denizli iline bağlı Irlıganlı kasabasında yetiştirilen nar, ihracat için en çok tercih edilen nardır. Ayrıca Doğu Karadeniz’de yabani nar bahçeleri bulunmaktadır. Dünyada İran, Afganistan, Pakistan, Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Hindistan nar yetiştiriciliği yapan ülkeler arasındadır. </p>
<h2>Narın içerdiği vitamin ve minareller nelerdir?</h2>
<p>Nar, C vitamini deposudur. Ayrıca E ve K vitaminleri içerir. Muz ve kivi gibi mineral açısından oldukça zengindir. Kalsiyum, magnezyum, selenyum, potasyum, sodyum, demir, bakır ve çinko içerdiği madensel tuzlardır. Nar içerisinde polifenol, antokyanin ve tanin adında güçlü antioksidanlar bulunur. Antioksidan özelliğiyle tercih edilen yeşil çay, nara kıyasla daha az antioksidan içerir. Ayrıca protein ve karbonhidrat barındırır.</p>
<h2>Narın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Nar özünde şeker ve katkı maddesi içermez. Bu nedenle çeşitli diyetlerde tercih edilen bir meyvedir.</p>
<p>Çarpıntıya iyi gelir. Kalp krizi riskini azaltır.</p>
<p>-Nar meyvesinin kabuğundan yapılan çay ishale karşı önleyicidir.</p>
<p>Virüs önleyici özelliğinden dolayı diş taşı temizliğinde de kullanılır.</p>
<p>-Damar tıkanıklığı riskini en aza indirmede destek olur.</p>
<p>-Böbreklerdeki iltihaba karşı oldukça etkilidir.</p>
<p>-Mideyi kuvvetlendirir.</p>
<p>-Ciltte pürüzsüz bir görünüm sağlar.</p>
<p>-Göğüs kanseri hücrelerinin üremelerini engellediği bilinmektedir.</p>
<p>Bağırsak parazitlerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Nar hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Meyve olarak yenilmesinin yanı sıra nar suyu olarak da kullanımı vardır. Nar ekşisi olarak salatalara tat vermek için veya et terbiyesinde sos olarak kullanılır. Aşure, güllaç gibi tatlıların içerisine katılan nar, bazı yiyeceklerin görünümünü zenginleştirmek için de kullanılan bir meyve türüdür. Orta Doğu mutfağında domates yerine kullanıldığı görülmektedir. Yunanistan başta olmak üzere bütün Avrupa’da mezelere koyulur. Nardan likör de elde edilir. Tıp alanında takviye tedavi yöntemi olarak yararlanılan nar, endüstri alanında yün ipliklerin boyanmasında kullanılmaktadır.</p>

<p>Gülgiller ailesinden gelen ve Latince adı prunus persica olan nektarin, pembe çiçekleri ve uzun sivri yaprakları ile tanınır.En fazla yedi metreye kadar uzayan nektarin ağacının meyveleri etli ve çekirdekli olur. Nektarin ve şeftali aynı cins meyveler olmasına karşın nektarin, şeftalinin farklı bir türüdür. </p>
<p>Nektarin tüysüz, küçük, tek çekirdekli ve etli kısmı şeftaliye oranla daha sert ve daha az sulu olan bir meyvedir. Elma gibi sert olmasına karşın nektarin, şeftali gibi tatlı ve kuvvetli bir aromaya sahiptir.</p>
<h2>Nektarinin içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Besin değeri oldukça yüksek olan nektarin meyvesinin yüzde 86’sı sudan oluşur. Potasyum, fosfor, magnezyum ve kalsiyum gibi mineraller içeren nektarin, lifli bir yapıya sahiptir. Nektarin karbonhidrat açısından da oldukça zengin bir meyvedir. Bunun yanında yüksek oranda C vitamini ve değişik oranlarda A ve B vitamini içerir. </p>
<h2>Nektarin meyvesi nasıl tüketilir?</h2>
<p>Nektarin meyvesi tıpkı şeftali, turunç ve malta eriği gibi çiğ tüketilen bir meyvedir. Taze yenilebileceği gibi evde doğal meyve suyu olarak hazırlanır. Kek ve dondurma gibi tatlıların içine katılan nektarin, çeşitli pastaları süslerken kullanılabilir. Bunun yanında komposto yapılan nektarin, reçel ve marmelat olarak kahvaltıda tüketilir. Nektarin meyvesinden yapılan marmelat kurabiyelerin içine katılır. Aynı zamanda buzlu çayın içine eklenen nektarin, gıda sanayinde de kullanılır. </p>
<p>N<br />
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>ektarinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Nektarin içindeki lifler ile bağırsak sorunlarına iyi gelir ve sindirim sistemini düzenlemeye yardımcı olur. Kabızlığın geçmesini ve toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. </p>
<p>- Kalp sağlığını koruduğu ve kalbi güçlendirdiği düşünülmektedir. Aynı zamanda içeriğindeki magnezyum ile ani kalp krizi riskini azaltır. </p>
<p>- Nektarin, yenibahar ve kırkkilit bitkisi gibi eklem ağrılarını hafifletir. </p>
<p>- İçeriğindeki C vitamini ile yorgunluğa iyi gelir ve vücuda dinçlik verir.</p>
<p>- Nektarin ile hazırlanan maske cilde parlak ve pürüzsüz bir görünüm kazandırır. </p>
<h2>Nektarinin mevsimi ve saklanması</h2>
<p>Bahar aylarında çiçek açan nektarin, yaz mevsiminin başında olgunlaşmaya başlar. Haziran ile ağustos ayına kadar marketlerde, manavlarda ve semt pazarlarında bulunabilir. Nektarin saklanmak istendiğinde önce yıkanır ve kurulanır. İkiye bölünerek çekirdekleri çıkarılan meyve, küçük parçalar halinde dilimlenerek buzdolabı poşetlerine konur ve derin dondurucuda veya buzlukta saklanabilir.</p>
<p><em>Görselin kaynağı: <a href="http://akkus.all.biz" target="_blank">http://akkus.all.biz</a></em></p>

nektarin

Nektarin

<p>Citrus cinsine ait olan portakal, Citrus sinensis'i ve bu ağacın meyvesini ifade etmektedir. Ümit Burnu'nun keşfi sonucu Asya kıtasının Avrupalı devletler tarafından sömürgeleştirilmesiyle birlikte, portakal üretimi Portekiz civarına yayılmıştır. Portakalın, mandalina ve pomelo meyvelerinin doğal bir sentezi olduğu tahmin edilmektedir.</p>
<h2>Portakal nasıl kullanılır?</h2>
<p>Portakal, taze olarak tüketilebileceği gibi aynı zamanda; reçel, pasta, tatlı ve komposto yapımında kullanılır. Portakal suyunun cildi besleyici özelliği bulunmaktadır. Özellikle yağlı ve normal cilt üzerinde portakal suyunun olumlu etkileri görülmektedir. Portakal yağı, selülitlerin giderilmesi için sıklıkla başvurulan bir destektir. Portakal çiçeklerinin kaynatılması suretiyle elde edilen çay, balla tatlandırılarak içildiğinde, spazmlara karşı yararlıdır. Kabuklarından portakal esansı ve parfüm elde edilir. Portakal kabuğu aynı zamanda mide rahatsızlıkları için de faydalıdır. Portakal, gıda ve ilaç sanayisinde sıklıkla kullanılan bir meyvedir.</p>
<h2>Portakalın faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Portakal içerdiği C, B, E ve P vitaminleriyle bağışıklık sistemini güçlendirerek, vücut direncini artırır.</p>
<p>-Damar sertliği ve tıkanıklığını önler. Kalp-damar hastalıkları ve kansere karşı koruyucu etkiye sahiptir.</p>
<p>-İyi bir enerji kaynağı olan portakal, kolesterolü düşürürken, tansiyonu dengeler.</p>
<p>-Spor yapanların mineral gereksinimlerini karşılar ve vücuda zindelik verir.</p>
<p>- Sinirleri yatıştırıcı ve yorgunluğu gidericidir. Aynı zamanda zararlı maddelerin vücuttan atılmasını destekler.</p>
<p>-Grip, nezle ve soğuk algınlıklarına karşı koruyucudur. Öksürük şikayetini azaltır.</p>
<p>-Tıpkı kayısı gibi cilt kırışıklıklarını önler, cilde taze ve pürüzsüz bir görünüm kazandırır. </p>
<p>-Folik asit yönünden zengin olduğu için, hamileler ve bebekler için faydalı bir meyvedir.</p>
<p>-Portakal, bünyesinde bulunan bol miktarda lifle sindirim sistemini düzenlemesinin yanı sıra, kansızlığı giderici etkiye sahiptir. </p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Portakal hangi bölgede yetişir?</h2>
<p>Akdeniz, Güney Anadolu, Doğu Karadeniz ve Ege Bölgesi'nde yetişen portakalın en kaliteli cinsi olan Washington, Antalya'nın Finike ilçesinde bulunur. Diğer turunçgiller gibi portakal da, sıcaklık ortalamasının 23 ila -3 derece olduğu bölgelerde yetişmektedir. Humuslu ve derin toprakları seven portakal ağaçlarının yıllık su gereksinimi; iklim, toprak ve ağacın gelişimine bağlı olarak 800-1.000 mm arasında değişmektedir. </p>

portakal

Portakal

<p>Şeftali, gülgiller familyasına ait bir yaz meyvesidir. Uzun bir yaşamın ve ölümsüzlüğün sembolü olarak gösterilen şeftalinin, dünyaya Çin'den yayıldığı düşünülmektedir. Ağaç boyu genellikle iki ya da iki buçuk metre arası olmakla birlikte, ılıman bölgeleri seven bir bitkidir. Ülkemizde en çok Bursa ve Akdeniz bölgelerinde tarımı yapılan şeftalinin ekonomik değeri oldukça yüksektir.</p>
<h2>Şeftali nasıl kullanılır?</h2>
<p>Haziran ve eylül aylarına kadar olgunlaşan ve taze olarak yenilebilen şeftali; kışın komposto, marmelat, reçel ve meyve suyu şeklinde tüketilir. Portakal çiçeklerinin kaynatılması ile hazırlanan çay, bağırsak kurtlarını düşürmektedir. Şeftali soyulup püre haline getirildikten sonra yüze maske şeklinde uygulanabilir. Yoğun C vitamini içeren bu maskenin, kuru ve yorgun ciltler üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Şeftali kabuğu ve çekirdeği yakıt olarak kullanılabileceği gibi, şeftali çekirdeğinin iç kısmı hayvan yemi olarak değerlendirilebilmektedir.</p>
<h2>Şeftalinin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-A, B ve C vitaminlerinin hepsini barındıran şeftali, bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara karşı vücut direncini artırır.</p>
<p>-Tıpkı kayısı giibi, hazmı kolaylaştırıcı ve idrar söktürücü etkisi bulunan şeftali; kabızlık, basur şikayetlerini gidermektedir.</p>
<p>-Ateş düşürücü ve kanı temizleyici niteliktedir. Sinirleri rahatlatmasının yanı sıra, uykusuzluk problemini ortadan kaldırır.</p>
<p>-Böbreklerin düzenli çalışmasını destekler ve böbrek taşlarını eritmeye yardımcı olur.</p>
<p>-Kalp krizi riskini minimuma indiren şeftali, aynı zamanda iyi bir kansersavardır.</p>
<p>-Potasyum deposu olan şeftali, cildin pürüzsüz, nemli ve parlak görünmesini sağlar. Aynı zamanda ağız kokularını yok eder.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Şeftali tüketirken dikkat edilmesi gerekenler</h2>
<p>Şeftali, vitamin ve mineral değerlerinden tam anlamıyla yararlanmak için, soyulmadan tüketilmelidir. Besin değerinin en yüksek olduğu kısımlar ve faydalı lifler kabuğa yakın kısımlarda bulunmaktadır. Şeftali alınırken, yumuşak olanları tercih edilmelidir. Şeftali boyutlarının küçük ya da orta düzeyde olması, meyvenin organik olduğuna işaret edebilmektedir. Bununla birlikte seçilen şeftalilerin tek renk olması göz önünde bulundurulmalıdır. Meyvenin tazeliğini test etmek için alt bölgesindeki renge bakılarak hareket edilebilir. Kremsi altın rengi görülüyorsa şeftali mutlaka tazedir. Dış yüzeyi tüylü olan şeftalinin yenilmeden önce çok iyi yıkanması gerekir. Bu tüyler, alerjik bünyeye sahip olan kişiler için risk oluşturabilmektedir. </p>

seftali

Şeftali

<p>Abanozgiller familyasına ait olan Trabzon hurması, Akdeniz iklim kuşağında yetişen bir ağaç türü ve bu ağacın meyvesidir. Cennet hurması, kocayemiş, Akdeniz hurması, kara hurma, amme ve Japon elması isimleriyle de bilinen Trabzon hurması, ülkemizde Karadeniz kıyıları, Hatay ve Antalya civarında yetiştirilmektedir.</p>
<h2>Trabzon hurması nasıl kullanılır?</h2>
<p>Trabzon Hurması yaş ve kuru olarak tüketildiği gibi, gıda sanayisinin kek, muhallebi, püre, krema, reçel, marmelat, tatlı ve dondurma gibi alanlarında da kullanılmaktadır. Yapraklarının kaynatılmasıyla elde edilen su, saç ve cilt üzerinde olumlu etkilere sahiptir. Trabzon Hurmasının yapraklarıyla hazırlanan çay, deterjan gibi temizleyici niteliktedir. Bitkileri sulamak için de tercih edilebilecek bu şifalı çay, aynı zamanda organik bir temizlik malzemesi olarak kullanılmaktadır. Trabzon Hurmasının kabukları kurutulup, tabii gübre olarak değerlendirilebilir. Meyvenin kuru atıkları çay şeklinde demlenerek bitkiler için doğal bir vitamin desteği sağlanabilir.</p>
<h2>Trabzon hurması nasıl saklanır?</h2>
<p>Trabzon hurması, belli bir yumuşaklığa gelmeden yenildiğinde, ağızda buruk bir tat bırakır. Tam anlamıyla olgunlaşmamış meyve tüketimi zorlaştırdığı için bu haliyle tüketilmemelidir. Kıyı bölgelerin yüksek kesimlerinde yetişen Trabzon hurması, yirmi bir derece sıcaklıkta iki-üç hafta saklanabilir. Meyveler, daha çabuk yumuşamaları için armut, muz ya da elma ile birlikte plastik torba içine konularak bir hafta süresince bekletilmelidir. Trabzon Hurması kurutularak da muhafaza edilebilir. Bunun için, henüz sert durumda olan meyveler, saplarına dokunulmadan soyulur. Bu işlemin ardından hurmalar sıcak ve nemsiz bir ortamda iplere asılarak kurumaları sağlanır. Farklı bir teknik de, sapına ip bağlanan hurmayı kaynamakta olan suya batırıp, birkaç saniye sonra çıkarıp ipe asmaktır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Trabzon hurmasının faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Bol miktarda kalsiyum, çinko, potasyum, magnezyum, fosfor, A, B1, B2, B3 ve C vitaminleri içeren Trabzon Hurması, doğal bir sağlık kaynağıdır.</p>
<p>-İçeriğindeki fenolik bileşikler ve askorbik asit sayesinde oldukça güçlü bir antioksidandır. Buruk tadı, bünyesindeki fenolik maddelerden gelmektedir.</p>
<p>-Karbonhidrat, yağ ve protein yönünden zengindir. Bu niteliğiyle vücut ısısını artırarak kış aylarının daha rahat geçirilmesini sağlar ve soğuk algınlığından korur.</p>
<p>-Kayısı ve portakal gibi, cilt ve saçlar üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.</p>
<p>-Mide ve bağırsak dostudur. Önemli bir lif kaynağı olduğu için kabızlığı ortadan kaldırır. Aynı zamanda sindirim sisteminin düzenli çalışmasını sağlar.</p>
<p>-Son yıllarda yapılan araştırmalarla kolesterolü düşürdüğü kanıtlanan Trabzon Hurması, kalp ve damar hastalıklarının da önüne geçer.</p>
<p>-Bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kansere karşı kalkan vazifesi görür. </p>

trabzon-hurmasi

Trabzon Hurması

<p>Turunçgiller familyasından gelen ve Akdeniz ikliminin hakim olduğu her yerde yetişebilen turunç, portakala benzeyen bir meyve türüdür.  Şekil olarak portakala benzese de tat olarak portakalın aksine ekşi ve acımtırak tada sahiptir. Acı tadı nedeniyle halk arasında acı portakal, ekşi portakal ve sevil portakal olarak bilinir.</p>
<h2>Turunç nasıl kullanılır?</h2>
<p>Turunç meyvesinin çiçekleri ve kabuk kısmı farklı şekillerde tüketilir. Olgunlaşmamış meyvelerin kabuklarından uçucu turunç yağı elde edilir. Mart ve ekim ayları arasında toplanan çiçeklerinden ise esans yapılır. Turunç yağı ve esansı parfüm sanayinde, sabun yapımında kullanılır ve gıda tatlandırıcılarına katılır.</p>
<p>Mutfakta ise oldukça geniş bir kullanım alanına sahip olan turunç meyvesinin kabukları ve etli kısmı birbirinden ayrılarak tüketilir. Sarı dış kabukları beyaz süngerimsi iç kabuktan ayrılarak kurutulur ve dış kabuk kısmından şurup yapılır. Turunç kabuklarından çay demlenir ve kaynatılan turunç suyundan turunç ekşisi hazırlanır. </p>
<p>Mutfakta limona alternatif olarak kullanılan turunç meyvesi salatalara eklenir. Hoş kokusu sayesinde ev yapımı dondurmalara konan meyve keklere ve tatlılara da katılır. Turunç tıpkı kumkuat meyvesi gibi çiğ olarak tüketilebilir veya turunç meyvesinden reçel ve marmelat yapılabilir.</p>
<h2>Turunç meyvesinin faydaları nelerdir?</h2>
<p>- Ekşi turunç meyvesinden yapılan şurup mide yanmalarına iyi gelir ve mideyi temizler. Turunç şurubu aynı zamanda hazmı kolaylaştırma özelliğine sahiptir.</p>
<p>- Turunç çayı ve turunç suyu iştah açar, insanı serinletir ve susuzluğu giderir.</p>
<p>- Turunç suyu sinirleri yatıştırır, çarpıntıyı önler. Sinir ve stres dolayısıyla oluşan heyecanı, üzüntüyü, çarpıntıyı ve sıkıntıyı gidermeye yardımcı olur.</p>
<p>- Turunç doğru oranda kullanıldığında şeker hastalığına karşı faydalıdır.</p>
<p>- Turunç çekirdeğinden yapılan merhem, böcek sokmalarına karşı kullanılır ve zehirlenmenin olduğu bölgedeki ağrıyı azaltarak ağrılı bölgede rahatlama sağlar.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Turunç meyvesinin yan etkileri nelerdir?</h2>
<p>Turunç suyu nefes darlığı çeken hastalara tavsiye edilmez. Fazla tüketilmesi halinde böbreklere de zarar verebilen turunç meyvesi, doktora danışılarak tüketilmelidir. Kesin olmamakla birlikte kafeinle birlikte tüketilen turunç meyvesinin kalp ritmini bozduğu düşünülmektedir. Turunç çiçeğinden elde edilen yağın yüksek oranlarda kullanılması halinde ise baş ağrısını ve migren ağrısını arttıracağı bilinmektedir.</p>
<p><em>Görsel kaynağı: <a href="http://yogareflections.com" target="_blank">http://yogareflections.com</a></em></p>

turunc

Turunç

<p>Arkeolojik kazılarda ortaya çıkan buluntular, üzümün, binlerce yıldır, Anadolu'nun hemen her bölgesinde yetiştirilerek, ticaretinin yapıldığını göstermektedir. Orta Amerika, Avrupa, Orta Asya, Avustralya ve Mısır'da da tarımı yapılan ilk bitkilerden biri olan üzümün günümüzdeki en önemli üreticileri arasında başta İtalya olmak üzere Çin, Amerika, Fransa ve İspanya sayılabilir.</p>
<h2>Üzüm çeşitleri nelerdir?</h2>
<p>Genel olarak şaraplık ve sofralık olarak sınıflandırılan üzümün binden fazla çeşidi vardır. Türkiye'de iklim şartlarına göre farklı bölgelerde, farklı amaçlar için üzüm yetiştirilmektedir. Şaraplık üzümler genellikle Trakya, Doğu ve Güneydoğu bölgeleri ile Ege adalarında üretilirken, sofralık ve kurutmalık türler ise İç Anadolu'da yaygındır. Şaraplık olan kullanılan üzüm çeşitleri arasında Kalecik karası, Narince, Öküzgözü, Boğazkere sayılabilir. Sofralık, kurutmalık ve pekmez yapımında kullanılanlar ise Çavuş üzümü, Bornova misketi, Müşküle, Emir ve Horozkarası çeşitleridir.</p>
<h2>Üzümün içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Üzüm bol miktarda C, K, A, E ve B6 vitaminleri ile potasyum, bakır, manganez, demir, kalsiyum ve selenyum mineralleri içerir. Ama üzümün sahip olduğu en değerli besin ögesi, son yıllarda antioksidanlar üzerine yapılan araştırmaların artmasıyla ön plana çıkan resveratrol ve flavonoid maddeleridir. Özellikle kırmızı ve koyu renk üzümlerde bulunan bu maddeler, iltihap önleme, hücreleri yenileme ve kanda bulunan zararlı kimyasal maddeleri yok etme gibi görevler üstlenmektedir. Resveratrol ve flavonoidlerin kanseri önleyici ve kalp sağlığını koruyucu olduğunu gösteren birçok bulgu vardır.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Üzüm nasıl kullanılır?</h2>
<p>Üzümün en fazla kullanıldığı alan şarap ve sirke yapımıdır. Sofralık olarak yetiştirilen üzümler ise yaz mevsiminin sonları ile sonbaharda, taze şekilde ya da meyve suyu ve hoşaf olarak tüketilir. Üzüm, kış aylarında da yararlanmak amacıyla kurutulur ya da pekmez, pestil ve köfter gibi farklı biçimlerde değerlendirilir. Bazı bölgelerde reçel ve turşu olarak tüketilen üzüm, tıpkı ahududu ve böğürtlen gibi, tatlı yapımında da oldukça sık tercih edilir. Kuru üzüm ise yaygın olarak kurabiye ve keklerde kullanılmaktadır. Sağlıklı bir besin olması nedeniyle son zamanlarda üzüm çekirdeği yağının yemeklerde kullanımı da artmaktadır.</p>

uzum

Üzüm

<p>Bilimsel adı “pranus cerasus olan vişne, ülkemizde ekşi, bodur veya yabani kiraz olarak da bilinir. Latince isminde yer alan “cerasus” Giresun’un antik adıdır. Bu nedenle ana vatanın Kuzey Anadolu’dan Hazar Denizi’ne uzanan bir coğrafya olduğu tahmin edilir. Türkiye, vişne yetiştiriciliğinde dünyada ilk sıradadır. Ayrıca Rusya, Polonya, Ukrayna, İran, Sırbistan ve diğer Balkan Ülkeleri üretimde söz sahibidir. 4 metreden 10 metreye kadar büyüyebilen vişne ağacı, kiraz ağacı ile benzerlik gösterse de küçük yaprakları, ince ve sık dalları ile kiraz ağacından ayırt edilir. İlkbahar aylarında çiçeklenen vişne ağacı, temmuz ayından itibaren bolca meyve verir. Kiraza nazaran daha basık bir şekle sahip olan vişne, kırmızı ile bordo arası renktedir. İnce veya kalın kabuklu olabilen vişne taneleri sulu ve etlidir. </p>
<h2>Vişne hangi alanlarda kullanılır?</h2>
<p>Vişneyi sıkarak, kurutularak veya dondurarak çeşitli şekillerde kullanmak mümkündür. Meyvesi çiğ olarak veya kurutularak tüketilebilen vişne, pasta ve tart gibi tatlılarda kullanılabilir. Sıkılarak elde edilen vişne suyu en çok üretilen ve tüketilen meyve sularının başında gelir. Vişnenin komposto, hoşaf, şerbet ve şurup olarak tüketilmesi yaygındır. </p>
<p>Kaynatılmış vişneden marmelat, reçel, pestil, sirke ve pekmez yapılabilir. İlaç üretiminde de kullanılan vişneden şarap, likör ve bira gibi içkiler de üretilebilir. Vişnenin sapları, aynı kiraz sapı gibi taze veya kurutulmuş halde çay olarak kullanılabilir. Zeytinyağlı ve etli yemeklere ekşilik katması için eklenebilen vişne, ayrıca aroma olarak da kozmetik, tütün ve yem sektöründe kokuyu güzelleştirme amacıyla kullanılmaktadır.</p>
<h2>Vişnenin içerdiği vitamin ve mineraller nelerdir?</h2>
<p>Vişne içerdiği vitamin ve mineraller bakımından kiraz ile benzerlik gösterir ancak kiraza oranla daha çok besin değeri içerir. İçerisindeki şeker oranı da kirazdan daha azdır. Vişnede karbonhidrat da bulunur. A, C ve E vitamini yönünden zengindir. Yüksek miktarda bera-karoten antioksidanı içerir. Fosfor, sodyum, kalsiyum ve potasyum gibi madensel tuzlar diğer etken maddelerindendir.</p>
<div class="mobileContentRepeat"><div class="banner"><div id='div-gpt-ad-1469781094398-7' style='width:300px;'><script type='text/javascript'>googletag.cmd.push(function () { googletag.display('div-gpt-ad-1469781094398-7'); });</script></div></div></div><h2>Vişnenin faydaları nelerdir?</h2>
</p>
<p>-Bağışıklık sistemini güçlendirir.</p>
<p>-Sinir sistemini düzenler.</p>
<p>-Kabızlık giderici bir etkisi vardır.</p>
<p>-Uykusuzluk ve unutkanlık gibi sorunları gidermeye yardımcı olur.</p>
<p>-Potasyum içermesi sayesinde tansiyon düşürücü etkiye sahiptir.</p>
<p>-Kansere ve parkinson hastalığına yakalanma riskini azaltır.</p>
<p>-Kalp ve damar sağlığının korunmasını destekler.</p>
<p>-Göz sağlığı açısından da faydalıdır.</p>