Yemek.com

Oscar'ı İzlerken Hazır Etmeniz Gereken Oscar'a Aday Lezzette 8 Yemek Tarifi

26 Şubat 2016

Her sene olduğu gibi bu sene de heyecanlıyız biz. Pazar gecesi 88. kez düzenlenecek olan Oscar töreninden bahsediyoruz tabii ki.

Geçen sene de biz aynı heyecanla, aynı iştahla bu listemizi yapmıştık ve yemeklerimizle Oscar'a aday olmuştuk.

Gelelim bu seneye... Filmler izlendi, yorumlar yapıldı. Hangi ödülün kime gideceği bile tartışıldı. Geriye iki şey kaldı; ilki aşağıdaki yemeklerden en az birini yapmak, ikincisi ise tahminlerin tutup tutmayacağını görmek için Oscar'ı soluksuz izlemek.

The Revenant - Tuzda balık

Ölüm kalım mücadelesinin anlatıldığı nefes kesen bir filmden bahsediyoruz arkadaşlar. Hugh Glass’ın hayatını canlandıran Leonardo DiCaprio, bir kürk avcısıdır. Başarılı bir grubun üyesi olarak hayvanların kürklerini almak için onlara tuzak kuran bir profesyonel diyebiliriz.

Fakat işler her zaman yolunda gitmeyebiliyor. Bir av sırasında boz ayının saldırısına uğrayan Hugh, yaralarının boyutu nedeniyle öleceği düşünülerek diğer grup arkadaşları tarafından terk edilir. Bundan sonra hayata tutunmak için daha çok çabalar çünkü esaslı bir nedeni var arkadaşlar. Ancak “spoiler” vermemek için bizden şimdilik buraya kadar diyelim.

Soğuk kış ortamında en iyisi: Tuzda balık tarifi

The Big Short - Karamelize soğanlı hamburger

Öncelikle bu filmin bir uyarlama olduğunu belirtelim. Bunu yapma sebebimiz bir romandan ya da gerçek hikayeden uyarlanan filmlerin her zaman daha çok dikkat çektiğidir. Tamam bazı durumlarda kitaplarında yazanlar daha güzel diyebiliriz evet, ama bu film için geçerli değil. Michael Lewis’e selamlarımızı iletelim öncelikle bu yüzden

The Big Short (Büyük Açık) özellikle finans sektöründe çalışanları ve bu sektöre ilgi duyanları baştan kendine çekti zaten, bunun yanında aksiyon, macera ve suç olaylarını sevenleri de cebe attı. Film, finans sektöründen olmayan 4 kişinin, tüm finans sektörü ve bankaların düzenleriyle ilgili görünmeyenleri ortaya çıkarmasını konu alıyor. Filmin aslında kolay bir anlatımı olsa da teknik terimler ve her saniye önemli bir ayrıntının veriliyor olması sebebiyle dört gözle izlenmesi gerekiyor.

New York deyince akla gelir çünkü: Karamelize soğanlı hamburger tarifi

Mad Max: Fury Road - Su muhallebisi

Daha önceki serinin devam filmi olan Mad Max: Fury Road, aksiyon (özellikle de post-apokaliptik aksiyon denilen türü), macera ve adrenalin sevenleri 12’den vuruyor. Özellikle de ailesi öldükten sonra yalnızlığın sembolü haline gelen Max, Avusturalya’da hayatta kalmak için yollara düşüyor.

Bu süreçteki ilk düşüncesi tek başına hayatta kalmak olsa da bir grup kızdan oluşan suçsuz insanlara yardım ederken buluyor kendini. Artık dikkat etmesi gereken birçok şey vardır. Yanına aldığı insanlar başta olmak üzere tüm masumları maskeli "Humungus" ve onun ordusundan korumak zorundadır. Ve tabii kendisini de...

Filmi izledikten sonra “Film için harcanan bütçe sonuna kadar helal yahu!” diyeceksiniz. Görsel şöleni için bile defalarca izlenir. Tabii hop oturup hop kalkmaktan rahatsız olmazsanız.

Su her zaman önemlidir: Su muhallebisi tarifi

Brooklyn - Irish coffee

Öncelikle şunu belirtelim ki, film sonuna kadar dram ve romantik sahnelerle dolu. Her Oscar adayı film; gerilimin, maceranın, bilim-kurgunun dibine vuracak değil ya. Film hayallerinin peşinde koşma pahasına ülkesinden, ailesinden hatta en değer verdiği kişi olan annesinden bile vazgeçen İrlandalı bir kadının öyküsünü konu alıyor.

Gözünü karartan ve cesaretini toplayan bir kadının önünde zaten kimse duramaz. Eilis’in de önünde kimse duramıyor ve New York’a taşınıyor. Zorluklar beraberinde geliyor tabii ki ama burada aşık olduğu Tony sayesinde her şeyin üstesinden geliyor. Ya da geldiğine inanıyor mu desek?

Biz filmin sonunu söylemeden İrlanda ve Amerika arasında kalan kadının hangi ülkeyi ve hangi adamı seçeceğini izleyerek görelim düşüncesindeyiz.

Tam bir İrlandalı: Irish cooffe tarifi

Joy - Kakaolu pancake

Jennifer Lawrence, Robert De Niro, Bradley Cooper diyelim öncelikle. Her Oscar’a aday filmde olduğu gibi Joy’un kadrosuna da hayran olduk filmi izlemeden bile.

Gelelim filmimize. Joy bir yaşam öyküsünü konu alıyor, yani tam bir biyografi filmi diyebiliriz. Tabii bunun içinde yer yer komedi yer yer dram da var. Joy çok küçük yaştan beri girişkenliği, hayal gücü, el becerisi ve inovatif düşünceleriyle öne çıkan bir kız çocuğudur. Küçük bir mucit diyebiliriz yani onun için. Buraya kadar güzel gözükse de Joy’un hayatında bazı iyi-kötü sorumlulukları vardır. Sorunlu annesi, boşandığı kocası, küçük çocukları ve bir de babası... Hepsiyle başa çıkmaya çalışır ancak elbet onun da isyan edip “Yeter artık” diyeceği an gelecektir.

İşte film de tam olarak bu anda başlıyor. Yarım kalan bir hayalin peşinden koşan azimli bir kadını izliyoruz.

Acele bir kahvaltıysa aradığınız: Kakaolu pancake tarifi

Room - Çikolatalı bonibonlu kurabiye

Yine bir romandan uyarlanan tabirimiz caizse insanın psikolojisini bozan bir filmle baş başayız. Room (Gizli Dünya) 5 yaşındaki bir çocuk ve annesinin bir odada hapsedilmesini konu alıyor.
Anne figürü önemli gibi gözükse de film çocuğun gözünde hayat buluyor. Çünkü o yaşına kadar dört duvar arasından hiç çıkmadığı için dünyayı sadece bir oda sanıyor. “Neden oradalar? Bu cezayı kim onlara vermiş?” sorularıyla yanıp tutuşacaksınız.

Çocuğu için mükemmel bir kaçış planı uygulayan annesi, ona defalarca tecavüz eden ve bu odaya kilitleyen adamın elinden kaçış konusunda ne kadar başarılı olabilecek?

Çünkü her çocuğu mutlu eder: Çikolatalı bonibonlu kurabiye tarifi

Bridge of Spies- Rus salatası

Yönetmen koltuğunda herkesin yakından tanıdığı Steven Spielberg, başrolde ise Tom Hanks. Filmin ana konusu ise soğuk savaş... Bu 3’ü bile insanı heyecanlandırıyor. Ortaya neler çıkmış diye merak ettiriyor.

Brooklyn’de yaşayan başarılı bir avukat olan James Donovan, bölgesindeki hatta ülkesindeki en büyük suçlu ve casusları yargılamak için bir göreve seçiliyor. Tabii sadece bunla kalmıyor Donovan’ın sorumluluğu. Sovyetler’in kaçırdığı Amerikalı bir pilotun da değiş-tokuş pazarlığının en ortasında buluyor kendini. Filmi soluksuz izleyeceğinize eminiz biz “spoiler” vermekten korktuk açıkçası.

Yorumlarınızı da bekliyoruz.

Tartışma serbest: Rus salatası tarifi

Marslı - Patates pancake

Filmin yapımcıları ısrarla bilim-kurgu olarak tanımlasa da bizce bir parça da dram vardı filmde. İki parça da olabilir tam emin olamadık şimdi.

Bilim-kurgu sevenleri geçtik; uzaya, gökbilime, gezegenlere ilgi duyanları da beyaz perdenin karşısına oturmalarını sağladı film.

Bir görev için Mars’a astronot ekibinin gönderilmesiyle başlayan film, çıkan bir fırtına sonrası öldü sanılarak (film bu ya) terkedilen Mark Watney’in yaşam mücadelesini konu alıyor. Bu noktada Mark’ı inanılmaz zor bir süreç bekliyor. Kısıtlı olanaklarla hayatta kalma mücadelesi bir yandan, zekasını kullanarak “Ben buradayım” mesajı vermeye çalışması bir yandan.

“Marslı” aynı zamanda büyük ses getiren Andy Weir’in bir romanı. Kitaptan uyarlanan film için “En az kitabı kadar iyiydi” diyebiliriz.

Mars'ta bile yetişiyor: Patates pancake tarifi