Ajans Çalışanlarının Gün İçinde Revizyondan Daha Çok Yediği 11 Yiyecek
17 Mart 2016"Bir mail gönderdim, bakabildin mi?", "Brief, revize, deadline", "Re:Re:Re:Re:Re: Acillll", "Konkur", "Bir meeting set edelim", "Aksiyon alıyor olacağız", "To-do'ları assign ettik mi?","FYI", "ASAP", "J" döngüsünde geçen bir hayata; Türkiye'de reklamcılık ve iletişim sektöründe çalışan, bu sırada ajans tozu yutan insanların sıradan bir iş gününe konuk olacağız bugün.
Çılgın happy hour'larıyla elalemi kıskandırsalar da ne yer, ne içer bu ajans insanları diye merak edenler ve kendinden bir şey bulmak isteyenler için "vaov" efektini çok da yaratamayan reklamcı menüsüne sizi şöyle buyur edelim.
Not: Gün içinde yenilen revizyonlar liste dışıdır
3483 adet e-posta ile dolu inbox'ı açmadan önce altlık niyetine: "Zeytinsiz" zeytinli poğaça
Evde kahvaltı yapma alışkanlığına nadir olarak rastlanan ajans ortamlarında çoğunlukla poğaça, simit, açma ile güne başlanır. Kaç adet mail geldiğini görmeden önce moral olsun, karınlar doysun, sıcak bir çayla içler ısınsın diye alınan bu kahvaltılıklar da maalesef "hedef kitlemiz tüm yaşayan insanlar" diyen marka kadar acımasızdır. Zeytinli poğaça içinde zeytini bulan şanslıdır mesela
Geç gelen ajans çalışanı kahvaltısı: Büfe tostu
Bir gün önce mesaiye kalan ya da arkadaşlarla "bir drink" almak için bir gece önce dışarı çıkan ajans insanları ise işe geç kaldığında ve ajans başkanı gelmeden masasının başına geçmek istediğinde kahvaltı olarak mecburen müdavimi olunan büfeyi arar ve tost siparişi verir. Bazen ise birkaç kişi birleşerek Yemeksepeti'nden Ayvalık tostuna girerler. Afiyet olsundur, yarasındır.
Her zaman diyette olan müştemler için: Müsli
Sonuçta her sabah her sabah poğaça, açma, tost ile hayat geçmez. Ajansta sürekli "diyetteyim ben canım ya" diye gezinen ve elinden elması düşmeyen müştemlerin sabah için tercihleri ise müsliden yanadır. Kendilerine bir güzellik yapalım, kuş gibi hafifleten yoğurtlu müsli tarifimizi şuraya bırakalım.
Sosyalleşmenin en kafeinli yolu: Filtre kahve
En az üç kupa filtre kahve içmeden günü tamamlayabilen ajans çalışanı henüz sektöre adım atmadı, ya da henüz çiçeği burnunda bir stajyer. Art direktöre alınan Mac'ten sonra ajansa alınan en elzem ikinci makine olan filtre kahve makinesi başında kaç metin yazarı gıybet yaptı, kaç sosyal medya uzmanı kreatif direktörünü çekiştirdi henüz bilemiyoruz. İnfografiği yapılırsa keyifle okuruz, paylaşırız o ayrı.
Ticket, Sodexho falan hep bunun için var: Hamburger, kebap, dürümlü öğle yemekleri
Catering olanağı olmayan bir ajansta çalışıyorsanız ve öğle saati geldiğinde birbirinize "Ne yesek?" diye her gün sormaktan fenalık geçiriyorsanız çoğunlukla tercihiniz fast-food'dan yana olmak durumunda kalır. Çevredeki AVM ya da benzeri restoranlarda asla ay başına kadar yetmeyen yemek kartlarınızla karnınızı doyurabileceğiniz yer çok fazla yoktur çünkü. Sonra ben neden kilo aldım?
Ev yemeği özlemi çekenler burada toplanıyor: Esnaf lokantası yemekleri
Şanslıysanız ve ajansınızın yakınlarında esnaf lokantası varsa her gün fast food yiyerek bünyenize zarar vermekten kurtulabilirsiniz. Uzun sakallı, bıyıklı, skinny jeans'li, dar gömlekli ajans insanlarını buralarda gören gerçek esnaf önceleri şaşkındı, artık değil. Afiyet olsun.
Diyette olan müştemi yine unutmadık: Mutlaka içinde kinoa olan salata
Diyetini bozmak istemeyen müştemin tercihi öğlen aralarında salatadır. Yanında arada sırada ekmekleri götürse de, üstüne bulduğu tüm sosları sıksa da azimlidir, zayıflayacaktır, yaşasın kinoadır, yaşasın yaz tatilidir.
Task'lerin assign edileceği, brainstorm'ların havada uçuşacağı, maille set edilen toplantıların milli yiyeceği: Tatlı, tuzlu kurabiyeler
Ajansların yoğunlaştığı bölgelerde yer alan şanslı pastanelerin rızkını kazandığı toplantılarda konuk oyuncular hep masanın üzerinde duran kurabiyelerdir. Toplantı yapmaktan hiçbir işini yetiştiremeyen, yemek bile yiyemeyen kreatif direktörlerin de favori yiyeceği de zamanla bu kurabiyeler olur. Yanında çay ile iyi gider.
Gecenin uzun olacağı akşamüstünden belli olur: Püskevitler, çikolatalar...
Ajans dünyasında 18:00'da ofis kapısından çıkmak çok nadir rastlanan bir olgudur. 17:59'da gelecek revizyonun ayak sesleri akşamüstünden duyulur ve hemen bir kurban seçilerek bakkalın, marketin yolu tutturulur. Sonra gelsin bisküviler, çubuk krakerler, çikolatalar, gofretler, jelibonlar, cipsler... Müşteme de diyet bisküvi lütfen.
Brief geldi, deadline yarın sabah: Fiş muhasebeye, pizzalar mideye
Her mesai ajans başkanına taksi fişi ve yemek fişi olarak yansır. Bunu bilen ajans insanları bir saat bile mesaiye kalacak olsalar hemen Yemeksepeti'ne girer ve alabilecekleri kadar büyük boy pizzayı sipariş ederler. Çünkü dünya üzerinde mesai pizzası kadar lezzetli bir şey yoktur.
Party hard: Çiğ köfte
Bir ofis dolusu yaratıcı beyni gaza getirmek istiyorsanız onlara küçük çiğ köfte partileri düzenleyin. Limon da sıksınlar, acıymış diye ağızlarını musluklara da dayasınlar, tavanlarla da şakalaşsınlar, mühim değil. Çiğ köfte candır, nitekim her başarılı kampanyanın, her Kristal Elma'nın arkasında bir porsiyon çiğ köfte vardır.
Kısacası
"Çalışmamız ektedir. Geri dönüşünüzü bekliyor olacağız ASAP. İyi çalışmalar. J"