Yemek.com

Sokağına Girdiğinizde Ekmek ve Pastaların Kokusuyla Doyacağınız Yud'Un Atölyesi

29 Ocak 2016

Yemek.com olarak hem sizin için hem de (itiraf etmek gerekirse) kendimiz için harika yerler keşfetmeye devam ediyoruz. Bu bazen yürüyen bir kahveci, bazen de soğuk baskı tarzını iliklerine işlemiş meyve suyu dükkanı olabiliyor. Şimdi ise kapısından içeri girmeden bile tüm sokağı mis gibi ekmek kokularının sardığı bir atölyeye misafir olduk.

Bu arada bakmayın sadece ekmek dediğimize orada ne pastalar, ne paskalyalar pişiyor bir bilseniz! Atölyede bulunduğumuz 5 saati aşkın bir süre boyunca o kadar çok eğlendik ki, kelimelerle tarif edemeyebiliriz. Pişen ekmeklerin kokusuyla karnımızın defalarca acıkmasını saymazsak tabii!

Neyse sizi daha fazla heyecanlandırmadan, aklınızda oluşan "neymiş bu Yud'Un atölyesi" sorularının cevaplarını gidereyim.

Önce güzel atölyenin dünya tatlısı sahibini tanıyalım

Çok tatlı bir hikaye bekliyor bizi burada, duyduğumuzda şaşırdık biraz da. Tam bir başarı hikayesi ama! 2009 yılında üniversiteden mezun olan Yudum, yakın zamana kadar bir inşaat firmasının finans departmanında görev alıyordu. Ancak iş stresi ve sanıyorum ki biraz da içinde yatan yemek yapma aşkı farklı alanlara yelken açmasını sağladı.

Bir takım radikal kararlardan sonra işi tamamen bırakmaya karar verdi ve kelimenin tam anlamıyla istifayı bastı.

İlk önce MSA'da pasta ve ekmekçilik eğitimi aldı ve başarılı bir şekilde mezun oldu. Sonrasında ise bu eğitimini gözünü karartarak gittiği Fransa'da Ferrandi Paris'de aldığı eğitim ile taçlandırdı.

Babaya mektup...

Tüm bunlar olurken asıl en büyük engel ve soru işareti ise Yudum'un babasıymış. Çok başarılı bir inşaat mühendisi olan babası, Yudum'un da kendi yolunda ilerlemesini istiyormuş. (Her baba gibi

Neyse efendim, bunu bir şekilde babaya duyurmak gerekiyordu sonuçta, Yudum da babasına tüm bunları anlatan bir mektup yazmış ve yollamış. Gelen cevap ise "Bakarız..." Evet, bizce de bir film senaryosu gibi. Şirin, tatlı, samimi.

Çünkü unla yapılan her şey...

Tüm o çabalar ve uğraşlar sonucunda şu anki halini alan atölyeyi hayata geçiriyor Yudum, konuk olduğumuzda kolunda da dövmesini taşığı çırpma teli bulunan logo gözümüze çarpıyor ve "Neden Yud'Un?" diye soruyorum. Onun da harika bir hikayesi var. Yudum'a genellikle Yud diye sesleniyorlarmış, bu nedenle Yudum'un değil de Yud'un atölyesi olmuş. Ancak bundan da önemlisi ki en çok etkilendiğimiz kısım, burada un ile yapılan her şeye yer veriyoruz diyor, yani aslında burası bir un atölyesi diye de ekleme yapıyor.

Tüm bunların sonucunda ortaya hem ismi hem de un atölyesi vurgulanan Yud'Un atölyesi çıkıyor. Bir taşla iki kuş yani evet.

Şu an faaliyetini sürdüren mis kokulu atölyenin sloganı ise "Kişiye özel lezzet tasarımları" çünkü her şey size kalmış. Mesela kişisel olarak katıldığım atölyede yaptığım "zeytinli" ekmeğe zeytin koymadım.

Atölye o kadar renkli bir yer ki 7'den 70'e her yaşta öğrenciyi ağırlıyor

Öğrenci demek istedim çünkü ne kadar işi biliyorsak bilelim muhakkak Yudum'dan öyle güzel bilgiler öğreniyoruz ki 40 yıllık ev hanımı da olsanız "aaa bak bunu bilmiyordum" diyorsunuz, henüz 20'lerin başında bir öğrenci de.

Lafı açılmışken tüm bunların yanı sıra birçok kolej ve okulda minik öğrencilerle de buluşuyor Yudum, onların el becerilerinin gelişmesindeki önemi vurgulayarak. Çocukların bu sayede kendilerine öz güveni artıyor ve bir şeyler üretmenin verdiği hazza sahip oluyorlar.

Bu arada tam buraya büyük bir hatırlatma yapmak istiyorum sevgili okurlar: Sizler de Yudum'la birlikte birbirinden nefis pastalar, kurabiyeler, ekmekler yapmak isterseniz internet sitesinden ulaşabilir, Facebook sayfalarından da duyuruları takip edebilirsiniz. Ayrıca kendisini takip edebileceğiniz harika bir Instagram hesabının olduğunu da söyleyeyim.

Ekmek kokuları bir yandan hoş sohbet bir yandan

Tüm o deneyimimiz boyunca bizi en az ekmekler kadar etkileyen şey ise hiç şüphesiz Yudum ve kardeşim diye nitelendirdiği Simay'ın hoş sohbeti, sıcacık karşılaması, güler yüzü ve beraber attığımız kahkahalardı. Ki bu vesile ile öncelikle Yudum'a sonra da Simay'a koca koca bir teşekkür etmek istiyoruz. Hayatımızda geçirdiğimiz en güzel gün ve keyif aldığımız en tatlı an olabilir atölyelerinde geçirdiğimiz gün!

Simay demişken biraz da ondan bahsedelim. Simay, Yudum'ların komşusuymuş, daha doğrusu komşu kızı.

Çaylar, kahveler, kruvasanlar, özel yapım içinden çikolata akan kekler derken ikramların ardı arkası hiç kesilmedi.

Gerçek glütensiz ürünler, kurabiyler, kekler...

Yudum ve Simay’ın nefis kokular yükselttiği bu minik atölyenin en önemli özelliğinden bahsetmemek olmaz. Kalplerinin sıcaklığını yansıttıkları ürünlerde, tamamen sağlık dolu malzemeler kullanıyorlar.

Bunların yanında, glütensiz kekler, kurabiyeler, ekmekler çıkıyor Yud’un atölyesinden. Müthiş bir duyarlılık örneği gösteriyorlar bu konuda. Çünkü gluten alerjisi olan bireylerin sayısı azımsanmayacak kadar çok, onlar da bu konuda pek bir hassas. 

Ve biz!

Cümlelerimizi toparlamamız gerekirse gidin, görün, tadın. Kendileri toplu siparişlere, pastahanelere, otellere, düğünlere de dokunuyor. Yüzde 95'lik pişme oranıyla teslim ettiği birçok yer var, o yerler de sadece ısıtıp satışa hazırlıyor.