Aşırı sıcaklardan sonra, titremeli soğuklardan hemen önce... En sevdiğimiz mevsim sonbahar için pek renkli bir liste hazırladık. Baştan söyleyelim; renk cümbüşüne hazır olun!
Turuncu, kahverengi, yeşil hatta pembeye doyacağınız, sararmış yapraklar üzerinde yürüyüşler yapacağınız, doğa fotoğrafçılığına ilgi duyacağınız, sakinliğiyle ruhunuzu doyurabileceğiniz en şahane rotalar burada...
Not: Bu içerik ilk olarak 12 Ekim 2016'da yayınlanmış, 9 Ekim 2019 tarihinde güncellenmiştir.
Alın fotoğraf makinesini çabuk: Yedigöller, Bolu
Bu sonbahar Bolu’ya gitmek için birçok bahaneden sadece biri Yedigöller. Gözlere şenlik manzarasıyla, doğadaki renk cümbüşüyle kendisi klasik sonbahar rotalarından olur.
Zamanında volkanik hareketler sonucu oluşmuş fotoğraflamaya doyamayacağınız gölleri, birçok bitki türüne ev sahipliği yapan ormanıyla, İstanbul’a yakın hafta sonu kaçamak yapabileceğiniz yerlerden. Hatta havalar soğumadan göl başında kamp bile yapabilirsiniz.
Yürüyerek keşfedeceğiniz 7 adet gölü, çeşmeleri ve göllere kuş bakışı bakacağınız Kapankaya Seyir Terası rotanızda olsun.
Hazır buradayken bu manzaraya karşı bir sucuk ekmek yiyip üstüne semaverden çay da içmeli.
Sonsuza kadar yaşarsın aslında: Abant Gölü, Bolu
Bolu’nun bir diğer nefes alma, gözü gönlü açma noktasıdır Abant Gölü.
Yapılacak pek çok şey de var. İlk olarak trekking yapmalı. Keşfedilmedik bir ağacın altı kalmamalı. Sonra göl kıyısından yemek yemeli. Bu manzara karşısında iştahınızın açılmaması mümkün değil. Bol bol fotoğraf çekmeli. Özellikle doğa fotoğrafçılarının ekmeğini yediği bu gölün etrafındaki renklere inanamayacaksınız.
Gölün etrafında turlayabileceğiniz at arabaları var ammalakin biz ne yapmıyoruz? O at arabalarına binmiyoruz, bisiklet kiralıyor, gölün etrafında fink atıyoruz. Gölün girişindeki Köylü Pazarı ise son rotamız. Burada hediyelik eşyalardan fındığa bitki çaylarına kadar pek çok şey bulabilirsiniz.
Avrupa'nın en büyük longoz ormanı: İğneada Longoz Ormanları, Kırklareli
Kendisi Avrupa’nın en büyük longoz ormanı olur.
İçinde birçok yabani hayvan ve bitkiyi barındıran Longoz Ormanları’nda bu sonbahar uzun yürüyüşlere çıkmalı, içinde bulunan 4 gölden Hamam Gölü’nü mutlaka görmeli. Mono Petra Kayalıkları’na çıkıp ormana tepeden bakmalı.
İğneada’nın upuzun plajını ve ilginç bir deneyim olacak Dupnisa Mağarası’nı da listeye eklemeli.
Yakın rotalar da var: Atatürk Arboretumu, İstanbul
"Bolu epey uzak, İstanbul’dan çıkmam şu sıra pek mümkün değil" diyenler böyle gelsin. Betonlarla çevrili kocaman gri şehrin akciğeri olma özelliği taşıyan Belgrad Ormanları önerimizdir. Öyle "koşun, kalori yakın” gibi önerilere hiç girmeyeceğiniz. Amaç sonbaharın mükemmel renklerine yakından şahit olmak, bu renklerle huzur bulmak. Bu sebeple 2000 bitki türünü yaşadığı Atatürk Arboretumu en favori rotalarımızdan.
Göl başında çekeceğiniz fotoğrafların dışında, bir sürü bitki çiçek hakkında bilgi sahibi de olabilirsiniz hem. Çünkü burası tam anlamıyla bir açık hava müzesi.
Kahvaltıları yeter: Saklıgöl, İstanbul
Şehirden Uzakta Kahvaltı Mekanları" isimli listemizden hatırlayacaksınız onu. Şile’nin ruhu dinlendirme noktalarından biri olur. Yok siz anınıza birazcık aksiyon katmak isterseniz bisiklete binebilir, piknik alanlarında piknik yapabilir, kano veya deniz bisikleti kullanabilirsiniz.
Muhteşem manzaraya sahip olan Karamandere Saklıgöl Sosyal Tesisleri’nde içinde bir bizim eksik olduğumuz serpme kahvaltısından da payınızı almanız lazım.
Aşıklar cennetiymiş, öyle diyorlar: Maşukiye, İzmit
Genelde Kartepe’de kayak dönüşü rotasıdır Maşukiye ama bu kez ikinci plana atmayacağınız kendisini çünkü aşıklar cenneti Maşukiye’nin tadı sonbaharda da çıkar.
Peki burada neler yapılır? Koru Şarap Evi’nde sıcacık şaraplar içtikten sonra köy pazarında ne var ne yoksa talan edilir. Dereyi seyre durur, alabalık cenneti olarak da bilinen Maşukiye’de tabii ki alabalık da yenir. Maşukiye şelalesi, Kirazlı Yaylası, Kuzu Yaylası ise görülesi diğer noktalardan.
İstanbul’a pek yakın olması da büyük artılardan. Yeşiline, doğasına mest olacağınız Maşukiye’ye en yakın zamanda gitmeli.
Burası Japonya'da bir göl değil: Acarlar Longozu, Sakarya
İstanbul’a pek de uzak olmayan çok keyifli bir yolculuk sizi bekliyor.
Çok nadir rastlanan ve Türkiye’de bir elin parmaklarını geçmeyen longoz ormanlarından bu kez Acarlar’dayız. "Tam bir doğa harikası" dedirten yerlerden.
Burada göl kenarındaki köprüyle ya da katılacağınız bir tekne gezisiyle bu ormanı, yaşayan canlıları göl üzerinden keşfedebilirsiniz. Deniz bisikleti de eğlenceli alternatiflerden.
Longozun hemen girişinde yer alan restoranın da etinden sütünden yararlanmalı.
Sonbahar deyince akla: Polenezköy, İstanbul
Sonbaharın değişmeyen rotasıdır Polenezköy. Özellikle sessiz sakin bir hafta sonu geçirmek isteyenler böyle gelsin. Konaklamak için birçok alternatifinin olması da cabası.
Sararmış yapraklarla dolu yürüyüş parkurunu tamamlamak burada yapacağınız en keyifli şey. Göreceğiniz dereler, ahşap köprüler, bazı yabani hayvanlar, yolculuğunuzda size eşlik edecek. Farklı aktiviteler arasanız bisiklet kiralayabilir ya da ata binebilirsiniz.
"Hem huzur bulayım hem de öğreneyim" derseniz de Polonezköy’ün en eski evlerinden biri olan Zofia Teyze’nin Hatıra Evi’ni gezmeli, Czestochowalı Meryem Ana Kilisesi’ni ziyaret etmeli, Arıcılık Müzesi’ni de görmelisiniz.
Karadeniz'in Bodrum'u: Kerpe, Kocaeli
Sonbahar rotamızı Karadeniz’in Bodrum’u nam-ı diğer Kerpe’ye çeviriyoruz. Sırtını çam ormanlarına dayayan minik bir kıyı kasabası olan burada mavi ve yeşile doyamayacaksınız.
Buradaki en popüler nokta Kerpe Kayalıkları. Tırmanarak çıkacağınız bu kayalıkların güzelliğinden hiç bahsetmeyelim. Yıllarca dalgaların döve döve şekillendirdiği bu kayalıkları fotoğraflamanız ve burada günü batırmanız lazım.
Kerpe’ye kadar gitmişken Pembe Kayalıklar ve Erim Tepesi’nin bulunduğu Kefken'i de görün.
Evleri yeter: Safranbolu
Doğal ve samimi mimarisiyle insanı hep büyüleyen Safranbolu sonbahara en çok yakışan noktalardan biri. Unesco Dünya Mirası Listesi'nde de yer alan Safranbolu'ya gittiğinizde müzeye dönüştürülen konaklarını mutlaka gezmelisiniz.
Arnavut kaldırımlı sokaklarında fotoğraf çekmeye doyamayacağınız Safranbolu aynı zamanda bir yemek rotası da. Zira Rum mantısı, peruhi, kel simit gibi lezzetleriyle bile insanı tıka basa doyurmayı başarıyor bu güzel rota.
Safran çayı içmeden dönmeyi aklınızdan bile geçirmeyin.
"Safranbolu'da nerede, ne yenir?" sorusunun cevabı ise şu içeriğimizde saklı.
Her anı güzel: Kapadokya
Ülkemizin en güzel, en büyüleyici, en iz bırakan yerlerinden biri kuşkusuz Kapadokya. Kapadokya'ya ne zaman gidilir sorusu ise çok net: Sonbaharda! Zira Kapadokya sonbaharın dünyanın geri kalanına göre en güzel geldiği yer neredeyse.
Kapadokya'ya gidip peri bacalarına hayran olabilir, gün batımında romantik anlar yaşayabilir ve tabii ki balon turu ile onu yukarıdan da izleyebilirsiniz. Kısacası Kapadokya'da yapacak çok şey çok.
"Kapadokya'ya gidince nerede, neler yiyelim?" diye soruyorsanız Kapadokya'nın en iyi mekanları listemize bekleriz.