Ramazanın gelmesiyle birlikte oruçlar tutulmaya, nefis iftar ve sahur sofraları kurulmaya başlandı. Ancak günlük beslenme düzeninin bir anda değişmesi nedeniyle bedensel olarak bazılarımız kendilerini biraz daha bitkin, yorgun hissetmeye de başladı.
İşte tam da bu yüzden, oruçluyken, ramazanda zinde kalmanın yolları nelerdir birlikte öğrenelim, günü enerjimiz hiç bitmeden geçirmenin yollarını keşfedelim istedik.
Siz de oruçluyken kendinizi çok daha az enerjili hissediyorsanız, özellikle iftar saati yaklaştıkça üzerinize bir yorgunluk, bitkinlik çöküyorsa, iftar ile sahur arasında bile üzerinizdeki o ağırlığı atamıyorsanız bunları bilmenizde fayda var.
Bereketli ve huzur dolu bir ramazan diliyor ve oruçluyken sağlıklı ve zinde kalmanın yollarını bir bir sıralıyoruz, toplanın!
Ramazanda zinde kalmanın yolları nelerdir, iftar ve sahurda nasıl beslenmek gerekir?
Ramazan boyu enerjinizin düşmemesi, kendinizi hep sağlıklı ve zinde hissedebilmeniz için yapabileceğiniz birçok şey var aslında. Bunlardan en önemlileri de tabii ki beslenme düzeninizle ilgili. Gün içinde kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği olmak üzere 3, hadi bilemediniz 2 öğün yemek yemeye alışık bünyenizi çok yormamak adına bu dönemde aşırıya kaçmamalı ve aşağıdaki maddeleri olabildiğince uygulamaya çalışmalısınız.
Sahurda midenizi çok yormayacak ama aynı zamanda sizi uzun süre tok tutacak yumurta, yoğurt gibi yiyecekleri tercih etmelisiniz. "O yiyecekler nelerdir?" derseniz sizi hemen şöyle alabiliriz: Sahurda tok tutan yiyecekler
"Tüm gün aç kalacağım, çok yiyeyim" düşüncesinden uzaklaşmalı, vücudunuzu yormayacak, sindirimi zor olmayan yiyecekleri yeterli miktarda tüketmeye özen göstermelisiniz.
Başta sahur olmak üzere iftarda, sahurda ya da bu iki zaman arasındaki sürede çok yağlı, çok baharatlı yiyeceklerden uzak durmaya çalışmalısınız. Bu, kendinizi gün boyu daha yorgun ve daha aç hissetmenize sebep olacaktır.
Oruçluyken kan şekerinizdeki değişiklikleri dengelemek adına iftarda mutlaka 1 ya da 2 adet hurma tüketmelisiniz. Ancak dikkat, ölçülü davranmayı ve aşırıya kaçmamayı unutmamalısınız.
Her gün aynı sahurluk ya da iftarlıkları kullanmamalı, başka bir deyişle tek tip beslenmemelisiniz. Bir gün et yemeği tercih ediyorsanız bir gün baklagil, bir başka gün sebze yiyerek menünüzü çeşitlendirmelisiniz. Tek tip beslenmeye devam ederseniz gaz sancıları, bağırsak problemleri yaşayabilirsiniz, aman dikkat.
Susuzluk en temel yorgunluk nedenlerinden olduğundan iftar ve sahur menülerinize bol bol çorba, komposto, salata dahil etmeli, iftar ile sahur arasındaki süre boyunca da sık sık su içmeye devam etmelisiniz. Bu sayede günlük su ihtiyacınızı karşılama fırsatı bulabilirsiniz.
Yine vücudunuzu susuz bırakmamak adına çok tuzlu ve baharatlı yiyecekleri beslenme düzeninizden çıkarmalı, yemeklere ekstra tuz ilave etmemeye özen göstermelisiniz.
İftar menülerinizde abartıya kaçmamalı, bir çorba, belki bir ana yemek ve bol bol yoğurt, salata gibi destekleyici yiyecekler tüketmelisiniz. İftarda abartılı bir şekilde yemek hem midenizi çok yoracak, hem ağırlık, yorgunluk hissetmenize neden olacak hem de bunu 30 gün sürdürmeniz halinde kalıcı bir hale dönüşebilecek mide hastalıklarına (reflü gibi) sebebiyet verecektir, aman diyelim.
Sahurda kavrulmamış, çiğ haldeki kuruyemişlerden de destek almayı ihmal etmemelisiniz. Kuruyemişlerden alacağınız destekle kendinizi daha enerjik ve çok daha uzun süre tok hissedebilirsiniz. Çiğ badem, çiğ fındık, ceviz gibi kuruyemişleri tercih edebilir, bunları da yine aşırıya kaçmadan tüketmeye özen gösterebilirsiniz.
Şerbetli tatlılar yerine sütlü, hafif tatlıları tercih ederek kan şekerinizin sağlıklı seviyelerde kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu da kendinizi daha zinde hissetmenizi sağlar.
Tatlıyı iftar sofrasında yemektense iftarın ardından 1-2 saat geçtikten sonra tüketmelisiniz.
Kavuştuğumuz için çok mutlu olsak da sahurda da iftarda da ramazan pidesini çok tüketmemeye özen göstermelisiniz.
"Ben sahura kalkmadan oruç tutuyorum, daha kolay oluyor" diyorsanız bu düşünceyi terk etmeli, herkesin yapması gerektiği gibi iftar ve sahurunuzu olması gereken saatlerde yapmalısınız.
İftar ile sahur arasında çok fazla çay ve kahve tüketmemeli, onlar yerine bol bol su, ayran, doğal bitki çayı tercih etmelisiniz. Kahve ve çay, vücuttaki suyu dışarı atma özelliği olan içecekler olduğundan ihtiyacınız olan suyu alamamanıza neden olacaktır.
Oruçluyken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
İftarda, sahurda ve iftar ile sahur arasında geçen sürede alabileceğiniz önlemleri, yapmanız gerekenleri sıraladık ama oruçlu olduğunuz gün boyunca yapmanız gerekenler de yok değil. Evet, bu süre içinde hiçbir şekilde yemek yemeyecek, su içmeyeceksiniz ama kendinizi enerjik hissedebilmek için enerjinizin düşmeye başladığını hissettiğinizde şu yöntemlere başvurabilirsiniz.
Gün içinde açık havada bulunmanızı gereken bir işiniz varsa kendinizi güneşin zararlı etkilerinden koruyacak şekilde giyinmeye özen göstermelisiniz.
Çok fazla hareket etmek kadar hareketsizlik de kötü olduğundan masa başı bir işiniz varsa mutlaka gün içinde kısa egzersizler, yürüyüşler yapmalısınız.
Kan şekerinizin çok düşmeye başladığını düşünüyorsanız yarım saat kadar uzanmayı, uyumayı denemelisiniz. Uyku esnasında kan şekeriniz dengelenmeye başlayacaktır.
Gün içinde çok uykunuz geliyorsa hızlıca düş alarak uykunuzun açılmasını sağlamalısınız. "Duş orucu bozar mı?" diye endişelenenleri şöyle alabiliriz: Duş Almak Orucu Bozar mı?
Sahur yaptıktan sonra hemen uyumayı seçiyorsanız uyurken mutlaka başınızın yüksekte olduğundan emin olmalısınız. Mümkünse her zamankinden 1 fazla yastık kullanarak başınızı koyduğunuz yeri yükseltmelisiniz. Bu hem daha rahat uyumanızı sağlar hem de midenizde bir rahatsızlıkk duymamanızı.
Gün içinde yapamıyorsanız dahi iftar sonrası mutlaka yürüyüş yapmalı, temiz hava almalısınız. Bu, vücudunuzun dengesini bulmasını, iftarda yediklerinizi sahura dek daha rahat ve sağlıklı bir şekilde sindirmesini sağlayacaktır.
Oruçluyken neler yapıp neler yapamayacağınızı merak ediyorsanız şu yazımıza da mutlaka göz atın deriz: Orucu Bozup Bozmadığı Bu Yıl da Merak Edilen 12 Soru