seker-yeni-depresyon

Hemen Herkesin Depresyonu Tetiklediğini Bilmeden Bol Bol Tükettiği Tehlike: Şeker

Favorilerime
Ekle

Havadan sudan, sürekli çalışmaktan, tatil yapıp da işe dönmüş olmaktan ya da farklı birçok sorundan dolayı kendinizi depresif hissediyor olabilir, çok daha ciddi psikolojik sorunlar, travmalar ya da aşırı stres altında kalmış olmaktan dolayı depresyona girmiş olabilirsiniz.

İşte tam da bu yüzden biz bugün, aslında pek farkında olmasanız da ruh halinizi tahmin ettiğinizden çok daha fazla etkileyen bir tüketim alışkanlığından söz edeceğiz. Hemen herkesin gün içinde bol bol tükettiği bir madde yüzünden üzgün, depresif, agresif olabileceğinizi açıklayacağız.

Elbette depresyon çok ciddi bir rahatsızlık ve elbette altında yatan birçok farklı sebep olabilir ama kendinizi sürekli mutsuz hissediyor, ortada hiçbir neden yokken bile üzgün üzgün duruyorsanız mesela, yeme-içme alışkanlıklarınızı değiştirmenin vakti gelmiş olabilir.

Buyurunuz, sır perdesini kaldırıyor, daha fazla gizem yaratmadan bu madde nedir, neden depresyonu tetikleyebiliyor bir bir anlatıyoruz.

Muhtemelen kendinizi mutsuz hissettiğinizde mutluluğu çikolata kaşıklamakta buluyorsunuz ama...

Evet, tahmin ettiğiniz gibi size kötü bir haberimiz var. Ne yazık ki bahsini ettiğimiz madde şeker. Özellikle rafine şekerin bol bol bulunduğu tatlılar ve çikolatalar aslında depresyonunuza iyi gelmiyor, hatta bu mutsuzluklarla dolu süreci daha uzun bir hale getirebiliyor.

Belki kendinizi üzgün, mutsuz, yorgun ve yıpranmış hissettiğinizde "Bir çikolata yiyeyim de enerjim yerine gelsin" diye düşünebilirsiniz, aslında kısmen haklı da sayılırsınız. Lakin olay, uzun bir zaman içinde değerlendirildiğinde aslında her şeker tükettiğinizde kendinizi daha fazla depresyona sürüklüyor olabilirsiniz.

Vücudunuza ihtiyacı olandan çok daha fazla şeker depoladığınızda aslında kendinize çok kötü bir yatırım yapıyorsunuz

Şeker vücuda girer girmez kandaki glukoz oranını hızlıca doruklara taşıyor. Bu da kalbinizin ritminin değişmesine bile neden oluyor. Dolayısıyla şeker tükettikten sonra kendinizi biraz daha enerjik ve mutlu hissedebiliyorsunuz. Peki ya sonra?

Sonrası mutsuzluk, sonrası adeta kara bir delik.

Çünkü kan şekerindeki hızlı değişimler önce beyninizi ve sindirim sisteminizi, ardındansa tüm bedeninizi olumsuz etkiliyor

Kan şekeri bir anda yükseldi, siz de kendinizi kısa bir süre de olsa iyi hissettiniz. Ama hemen ardından sizi kötü bir sürpriz bekliyor aslında. Çünkü aldığınız her ihtiyaç fazlası şeker, kan şekerinizi önce bir anda yükseltse de hemen ardından bir anda dibe vurduruyor. Bu da haliyle beyin fonksiyonlarınızı etkiliyor ve kendinizi olduğunuzdan çok daha yorgun, bitkin ve halsiz hissetmeye başlıyorsunuz.

Bu durum, sürekli şekerli gıdalar tüketmeniz halinde çok daha üzücü ve kalıcı sorunlara da yol açabiliyor, konsantrasyon eksikliğidir, unutkanlıktır hepsi peşi sıra geliveriyor. Aşırı susama, sürekli terleme ve hatta bulanık görme sıkıntıları da baş gösterebiliyor. Tüm bunlar da beynin alarma geçmesine neden oluyor tabii.

Fazla şeker vücudumuzdaki B vitamini ve proteinleri de olumsuz etkiliyor ve sonuç depresyona daha meyilli bir ruh hali oluyor

eatthis

eatthis

Şekerin ne denli tehlikeli bir madde olabileceğini hepimiz az çok biliyoruz aslında. Ama iş depresyona, kendini mutsuz hissetmeye gelince sanki şeker bizim en yakın dostumuzmuş gibi ona güveniyor, ondan yardım bekliyoruz. Oysa açık konuşalım, kendisi tam bir sinsi.

Vücudumuzu bu kadar kötü etkilediği yetmezmiş gibi bir de ihtiyacımız olan B vitamininin ve çeşitli proteinlerin de azalmasına, hatta yok olmasına neden oluyor. Çünkü vücudumuz şekeri enerjiye dönüştürebilmek için B vitamininden ve proteinlerden destek alıyor, bu da ne kadar çok şeker o kadar çok vitamin ve protein kaybı anlamına geliyor.

Kaybolan bu güzelim vitamin ve proteinler de sinir hücrelerinin ve beynin düzenli bir şekilde çalışmasını olumsuz etkiliyor. Sonra gelsin depresyon, gitsin mutsuzluk, yorgunluk, uykusuzluk.

Yanlış anlaşılmasın, "Depresyonunuzun tek bir nedeni var, o da şeker!" gibi bir iddiamız yok. Ancak bugüne dek yapılan birçok deney, fazla şeker tüketimiyle depresyon arasında doğru bir orantı olduğunu gözler önüne seriyor. Özellikle İspanya'da 2002 yılında yapılan bir deney oldukça dikkat çekici. Bir grup denek, iki gruba ayrılıyor ve birinci gruptakilere vücutlarının ihtiyaç duyduğu kadar şeker içeren bir diyet programı, diğer gruptakilereyse ihtiyaçlarından çok daha fazla şeker içeren bir diyet programı uygulanıyor. Diğer birçok yaşam koşulu göz ardı edildiğinde, fazla şeker tüketen gruptakilerin %38 gibi oldukça ciddi bir oranda daha çok depresyona meyilli olduğu görülüyor. Deneklere zarar vermemesi adına kısa süreli uygulanan bu deney, bilim dünyasında şeker tüketimiyle depresyona girme eğilimi arasında doğru bir orantı olduğunu doğrular nitelikte deneylerden biri olarak görülüyor.

Tıpkı bu deneye benzer şekillerde yapılan ve hem insanlar hem de fareler üzerinde test edilen birçok deneyde de hemen hemen aynı sonuçlara varılıyor. Aşırı miktardaki şekeri tüketmek için vücut, sinirlerin büyümesini ve gelişmesini sağlayan proteinleri harcamak zorunda kalıyor. Beyin ve sinir hücreleri de ihtiyaç duydukları proteinleri alamadıkları için ruhsal sağlığımız tahmin ettiğimizden çok ama çok daha fazla etkileniyor.

Sözün kısası, zaten birçok yönden zararlı olduğunu bildiğimiz şekerden artık kesin olarak uzaklaşmanın vakti geldi!

Kaynak: sciencealert


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?