8 Maddede Bir An Önce Öğrenmeniz Gereken Mindful (Bilinçli) Beslenme
24 Ocak 2017Mindful beslenme, "mindfulness" kavramının beslenme ayağını oluşturuyor. Mindfulness yani bilinçli farkındalık Türkiye'de henüz çok yeni olsa da dünyada hayli yaygın, takipçileri de fazla.
Mindfulness kavramının temelinde anda olmak, anda kalmak yatıyor. Şöyle düşünün, işteyken aklınız eşinizde ya da oğlunuzda kalmıyor mu ya da yemek yaparken aynı anda neleri düşünüyorsunuz? Peki yemek yerken, sinemadayken, sevdiğinizle sohbet ederken? Mindfulness ise bunun önüne geçmeye çalışıyor. Her ne yapıyorsanız onu düşünmek, onda kalmak esasına dayanıyor. Bu da zihni rahatlatmaya, stresten arınmaya, daha mutlu, kendi hayatının lideri ve özgür olmaya kapı açıyor.
İçindekiler
-
Mindful beslenme nedir?
Mindfulness kavramının bir parçası olan mindful beslenme de aslında yeme alışkanlıklarınızı değiştirecek bir zen inanışı. Sürekli farklı diyet programları uyguluyor, bize göre olup olmadığına bakmadan başarısızlığa uğruyoruz. Sürekli kalori hesabı yapıyoruz, kalorili yemekler yiyince suçluluk hissediyor, beden ve zihin arasındaki çatışmamızı sürdürüyoruz. Öfke, suçluluk, şekerli, yağlı vb. gıdalara olan önüne geçilemez istek, paketli ve katkı maddeli gıdalara yönelme, mevsimine göre beslenmeme gibi durumlar yaşandıkça bu kısır döngü gittikçe genişliyor ve kalıcı hale geliyor.
İşte mindful beslenme, yemek yemenin psikolojik tarafına da odaklanarak tüm bu olumsuzluklardan uzaklaşıp sağlıklı, doğru ve düzgün beslenmeye doğru bizi yönlendiriyor.
-
Mindful beslenme için neler yapılmalı?
Kavramları öğrendikten sonra gelelim işin ipuçlarına. Aslında inanışların özünde hep sağlıklı ve doğru beslenme var. Tıpkı mindful beslenmede de olduğu gibi. O yüzden, hayatınızda bir şeyleri değiştirmek için ilk adımı hemen, şimdi atabilirsiniz. Buyurun...
Yemekle ilgili hislerinizin farkına varın
Çok kalorili yiyecekleri tüketmek için içinizde vazgeçilmez bir istek mi duyuyorsunuz? Buna rağmen o gıdaları tüketmeye devam edip içinizdeki suçluluk duygusunu bastırıyor musunuz? Mutlu ya da mutsuz olduğunuzda ilk olarak yemeğe mi sarılıyorsunuz? İşte psikolojinizle yemek yeme eylemi arasındaki köprüyü görme zamanı geldi.
Siz o zinciri kırmadığınız sürece bu mutsuzluk çemberi dönmeye devam edecek. Kırın. Yemeyin bu akşam o mantıyı. Sonra daha iyi hissedin. Yediğinizden daha iyi hissedeceksiniz, emin olun.
Bedeninizin ve zihninizin sinyallerini okuyun
Canınız tatlı istediğinde veya film izlemeden önce cips poşetine eliniz gittiğinde bir durup düşünün; gerçekten canınız bunları mı istiyor yoksa zihniniz öyle olması gerektiğini mi emrediyor? Peki ya acıktığınızı düşündüğünüzde gerçekten acıkmış mı oluyorsunuz? Mesela mideniz gurulduyor mu? Çoğu zaman beynimize göre hareket ederiz ama midemize asla kulak vermeyiz. O yüzden biraz olsun bedeninize dönün ve gerçekten ne istediğini anlamaya çalışın.
Çünkü bazen o tatlıyı bedeniniz istemiyordur. Siz istiyorsunuzdur. 'Canınız' istiyordur. Canınızın bedeninize kötülük etmesi istemezsiniz.
Yavaşlayın
Gerçekten yavaşlayın. Koşturmayın, acele etmeyin, yetişmeye çalışmayın. Anı anda yaşayın. Anın değerini bilin. Yemek yerken acele etmeyin, yemeğin tadını çıkararak, her lokmanın farkında olarak yavaş yavaş yiyin. Böylece sindiriminizi de rahatlatırsınız.
Madem yemek yemeyi seviyorsunuz, bu zevki niye daha fazla uzatmayasınız ki?
Tadına varın
Yemeğini hızlı yiyenler yemeğe değil sadece yiyip bitirmeye odaklanır. Bu da o andan ve o yemekten tat almayı engeller. Halbuki nasıl uzun uzun TV izliyorsanız veya pazar sabahı yatakta keyif yapmaya bayılıyorsanız, yemeğinizin de tadını doya doya çıkarabilirsiniz.
Bunun için bir önceki yavaşlama kuralını uygulamaya başlamakla birlikte her bir yemeğin tadını fark edin. Yemeğin size verdiği lezzetin, dokusunun, sıcaklığının ya da ferahlığının keyfine varın. Böylece gıdaların eşsiz özelliklerini keşfederken aynı zamanda rutin bir eylemi müthiş bir keyfe de dönüştürmüş olursunuz.
Unutmayın, yemek yemek tek başına yapılabilen ve isterseniz sadece karın doyurmak için yapmayacağınız bir eylemdir.
Odak noktanız tabağınız olsun
Eve yorgun argın geldiniz, hızlıca yemeğinizi ısıttınız, bir film açtınız ve TV karşısına geçtiniz. Bir yandan yemek yiyip, bir yandan da film izliyorsunuz. Hemen filmi kapatın ve masaya geçin. Çünkü yemek yerken odağınız sadece tabağınız olmalı. Başka bir şeyle uğraşırken yemek yemek, doyma hissinizi de geciktirir.
Bilinçli farklılıklar katın
Her sabah kahvaltıda aynı şeyi yiyor, sulu yemeklerin yanına hep pilav yapıyorsanız artık bir şeyleri değiştirme zamanı gelmiş demektir. Yeni gıdaları hayatınıza katabileceğiniz gibi tükettiğiniz gıdaları farklı şekilde pişirebilirsiniz. Örneğin sabahları yumurtayı omlet olarak yemeye alıştıysanız, bir değişiklik yapıp ekmek çanağında yumurta yapabilirsiniz. Böylece hem mutfakta daha yetkin olursunuz, hem de yemekleri daha çok seversiniz.
"Sağlıklı ama lezzetsiz" dediğiniz yemeklerin de lezzetli yanlarını bulabilirsiniz böylece, kim bilir?
Kelimelerinizi bilinçli seçin
Sürekli kilolarınızdan ya da yediklerinizin kalorisinden bahsetmek ne size iyi gelir, ne de beslenme biçiminize. Bu yüzden şikayet etmek yerine bilinçli farkındalıkla hayatınızda bir şeyler değiştirerek yemek yemeye olan bakış açınızı da değiştirin.
Her akşam eve gelip, kendinize koca bir hamburger sipariş edip sürekli oynadığınız oyunu oynarsınız ve ertesi gün "Çok kilo aldım" demeye devam ederseniz. Neden sonuç birbirini tetiklemeye devam edecek ertesi gün de aynısını yapacaksınız.
Bu akşam çıkın şöyle bir yürüyün ya da gidin bir spor salonuna. Ne o hamburgeri yiyeceksiniz ne de ertesi gün "Çok kilo aldım" diyeceksiniz.