İlginç Deney: Bir Hafta Boyunca Sadece Meyve Yiyince Neler Oluyor?
3 Temmuz 2018Vegan ve vejetaryenlerden farklı olarak sadece et ve et ürünlerini, hayvanlardan elde edilen ya da hayvanlar üzerinde test edilerek hazırlanan ürünleri hayatlarından çıkarmakla kalmayan, aynı zamanda sebzeleri de beslenme düzenlerinden büyük ölçüde çıkaran frutaryenlerle tanışmış mıydınız?
Dünyada frutaryenizm (fruitarianism) ya da daha Türkçe söylemek gerekirse meyvecilik akımı gitgide daha bilinir hale gelirken sebzelerin, özellikle de havuç ve patates gibi kök sebzelerin de toplanırken ve pişirilirken acı çektiğine inanan, bu nedenle kendilerini yalnızca meyveyle sınırlandıran insanların sayısı da gün geçtikçe artıyor.
Sizi birazdan tanıştıracağımız isim de işte tam da onlardan biri. Önce vegan olmaya karar veren, ardından yaptığı araştırmalar sonucu frutaryenizmi keşfeden ve 1 hafta boyunca sadece meyve yiyerek beslenmeyi deneyen Amanda Montell ile tanışın.
Sadece meyvelerle ve çiğ olarak beslenmeye karar veren Amanda Montell için her şey vegan olmasıyla başlamış aslında
Amanda Montell'in frutaryenizm ile tanışması vegan olmasının ardından gerçekleşmiş. Veganlık ile ilgili yaptığı araştırmalar sonucu karşısına çıkan bu meyvecilik akımını daha çok araştırdıkça daha çok ilgisini çekmeye başlamış. Bu beslenme programına başlamaya nasıl karar verdiğini şöyle anlatıyor Amanda:
"Meyvecilik akımının anlamsız olduğunu düşünebilirsiniz. Hayvansal proteinlerden kaçınmak, lifleri artırmak ve detoks etkisi oluşturarak vücudu temizlemek buradaki en büyük motivasyonlardan. Bazı frutaryenlere göre ahlaki bir durum da söz konusu. Onlara göre doğal olan şey ağaçtan düşen bitkiyi olduğu gibi, pişirmeden yemek.
Farklı yorumlara rağmen, tüm frutaryenlerin ortak noktasıysa çok miktarda yiyecek tüketmeleri ve inanılmaz derecede zayıf kalmayı başarabilmeleri. Şahsen ben kilo vermeye çalışmıyorum. Ama bu fikir hoşuma gitmedi değil. Ayrıca, zaten vegan olmama rağmen meyvecilik akımıyla tanışmadan önce daha kötü yiyecekler yiyordum. Bu şekilde daha fazla doğal ve taze yiyecek yemeye başlayacağım için heyecanlandım."
Deneye başlamadan bir gün öncesi tahmin edebileceğiniz gibi tüm hazırlıklarını tamamlamış
Amanda, biraz çekinerek ama çokça cesaretle başlamaya karar verdiği bu bir haftalık deneyin öncesindeki gün bir hafta boyunca neler yiyebileceğini düşünmüş, hedeflerini bir bir ortaya koymuş ve güzel bir alışverişe çıkmış. Genç kadın, kararlılığını ve yaşadıklarını şöyle özetliyor:
"Bu deney boyunca kalıcı bir yaşam biçiminden çok vücudumu temizlemeye odaklanacaktım. Zaten meyveleri her zaman sevmişimdir. O yüzden seçenekler yüzünden gergin değildim. Yemek yapmayı da sevmediğim için bu çiğ beslenme işi tam bana göreydi. Bu kadar spesifik bir diyeti daha önce hiç denememiştim. O yüzden masum bir biçimde heyecanlıydım. Diyetten önceki gün alışverişe gidip çokça meyve ve biraz da sebze aldım. Gece son vegan pizzamı ve cupcake'imi yedim. Sonraki gün meyveci olacaktım."
Deneyin ilk günü Amanda için hem çok renkli hem de oldukça tok geçmiş
Genç kadın meyvelerle geçireceği haftanın ilk günü için kendisine şöyle bir menü hazırlamış:
Kahvaltı: Üç muz, yaban mersini ve Hindistan cevizi suyu ile hazırlanan smoothie.
Sabah atıştırmalığı: Kuru kayısı
Öğle yemeği: İki koca kase muz, üzüm ve kırmızı meyvelerden oluşan meyve salatası.
Öğleden sonra atıştırmalığı: Kuru incir
Akşam yemeği: Doğranmış avokado, salatalık, domates, zeytinyağı, limon, tuz ve biber
Tatlı: Çiğ badem
Böyle bol meyveli ve kalabalık bir menü hazırladığı için Amanda gün boyu kendisini hep tok hissetmiş. Çevresindekiler ise ona sürekli “Açlıktan ölmüyor musun?”, “Günde kaç kere tuvalete gidiyorsun?” gibi sorular sormaktan kendini alamamış. Kendisini tok hissetmesinin yanı sıra tıpkı sordukları gibi eskisine oranla çok sık tuvalete gitmeye başladığını söyleyen genç kadın ilk gününü şöyle anlatıyor:
"Garip bir biçinde açlık gibi bir sorun hiç olmadı. Çünkü bu beslenme düzeni aslında sizin kontrolünüzde. Porsiyonları kendiniz ayarlıyorsunuz ve istediğiniz kadar yiyebiliyorsunuz. Akşam doyduğum yemek kadar kalori içeren başka bir şey yesem kesin açlıktan ölürdüm ama meyveler tok tuttu çünkü miktarı çok ama kalorisi azdı.
Tuvalete olan yolculuklarımın sayısı arttı ama. Çünkü meyvelerde bolca besin lifi ve su var. Bunlar da doğrudan sindirim sistemine etki ediyor ve sürekli tuvalete gitme sebebi oluyor. Bu kadar tuvalete gidince ilk günün sonunda karnım dümdüz olmuştu. Sonucu beğendikçe isteğim de arttı."
Haftanın ilerleyen günlerinde ise Amanda yavaş yavaş zorlanmaya başlıyor ve ufak bir kaçamak yapıyor
İlk günü beklediğinden bile iyi geçiren Amanda için ikinci gün de benzer bir şekilde ilerliyor ancak 3. günün sonrasında canı meyve dışında farklı şeyler yemek istiyor. Özellikle patates ve pirinç yemeyi özlediğini söyleyen Amanda bu süreçte yaşadıklarını da paylaşmayı ihmal etmiyor ve haftasının geri kalanını şöyle anlatıyor:
"Menülerim genel olarak birinci günle benzerdi. Bu diyette pek alternatif yok. Bu süreçte açlık seviyem neredeyse hiç artmadı. Ama üçüncü günle birlikte yavaş yavaş meyve olmayan şeyleri aşermeye başlamıştım. Özellikle patatesi ve pirinci çok özledim. İtiraf etmem gerekir ki bir kez hile yaptım. Akşamüstü gittiğim bir mekanda avokado tostu vardı. Bir tane yedim. Ama o andan sonra deneyi komple çöpe atmak istemedim. Ufacık bir kaçamak, bırakmak anlamına gelmiyordu. O gün aldığım kalorilerin yüzde 75’i meyvelerden gelmişti ki beslenme uzmanı Kelly LeVequue'ye göre bu demek oluyor ki hala frutaryen besleniyordum. Bir sonraki gün yine düz bir karınla uyandım. Ekmek planlarımı bozmamıştı."
Deneyini frutaryen beslenmeye uygun olarak tamamlayan genç kadın aldığı sonuçları da tek tek paylaşıyor
Amanda, son olarak tüm deneyden çıkardığı sonuçları da paylaşıyor ve insanlara bu konuda dikkatli olmalarını çünkü bu beslenme düzeninin faydaları olduğu kadar zararları olduğunu da söylüyor ve şunları ekliyor:
"Kuralları tamamen takip etmemiş olmama rağmen haftanın sonunda faydalarını gördüm. Bir kere enerji doluydum ve 1 kilodan fazla kilo verdim. Ayrıca yeme zamanlarım çok daha düzenliydi. Deney üç hafta önce bitmesine rağmen o kadar hoşuma gitti ki hala hiç işlenmiş bir yiyecek yemedim.
Ama yüzde 100 meyve diyetini önermem. Mesela bu bir haftada kan şekerim bir hayli yükseldi. Tahmin edebileceğiniz gibi birçok uzman da böyle bir beslenme düzenini önermiyor zaten. Örneğin Beslenme Uzmanı Dana James’e göre meyvecilik akımı, standart birçok diyetten iyi olsa bile idealden uzak. Uzun süreçte eksileri epey var. O yüzden sadece meyveyle olmaz. Böyle bir diyeti proteinle, B vitaminiyle, Omega-3 ile, demirle, D vitaminiyle de destekleyebilmek lazım.
Bu diyet bana daha fazla taze yemek yemem gerektiğini öğretti. 'Vegan olarak sağlıklı besleniyorum zaten' diye düşünüp işlenmiş gıdalara vurmuştum kendimi. Şimdi kahvaltı için gevrek yerine bir ya da üç muza uzanıveriyorum. Tost yaptığımda vegan peynir yerine avokado ve domates kullanıyorum. Hatta bir hafta daha bu diyeti yapabilirim. En önemlisi de bu diyet bana vücudumu dinlemeyi öğretti. Ona sahip çıkmalı, dikkat etmeliyim."