Yemek.com

Barcelona'ya Gidenlerin Uğraması Şart Olan 8 Klasik Restoran

28 Ağustos 2015

Londra, İstanbul ve Antalya'yı tek bir tencerede pişiren Pınar Özdemir sizin için yazdı.

Yemek yemek sizin için ihtiyaçtan öte bir zevk ise ve yolunuz da Barselona’ya düşerse tavsiye edeceğimiz bu 7 restorana uğrayarak hem enfes yemekler yiyebilir hem de çok kaliteli bir hizmet alabilirsiniz. Şehrin en iyi, en klas ve en lezzetli restoranlarını sizin için derledik.

Not: Bütçenizi iyi yapıp gitmenizi tavsiye ederiz, aksi durumda bu uyarıyı yapmadığımız için bize sövmenizi hiç istemeyiz.

Messi de bizi görecek mi: Da Greco

Barselona’da İtalyan mutfağına hasret kalanlar için birebir olan Da Greco’da yemeklere ek olarak sunulan deneyim de harika. Öncelikle restoranı fark etmek önemli zira yoldan geçerken kocaman 2 büyük tahta kapısı olan bir dükkan veya ev misali orada öylece durmakta. Zile basmaz ve içeri girmezseniz oranın restoran olduğunu, içeride onlarca harika yemek, mükemmel bir hizmet ve dekor olduğunu anlayamazsınız. Bu yüzden sadece bilenlerin gittiği bir yer Da Greco.

Kapıdan girdiğiniz anda “nereye düştüm ben ya” hissine kapılabilir, giymiş olduğunuz günlük kıyafeti restoran için çok bayağı bulabilirsiniz. Zira Barok döneme ait eserlerle, heykeller ve tablolarla süslenmiş mekan adeta bir saray havasında. Masanıza geçtikten sonra yan masalardan birisi dikkatinizi anında çekecek çünkü mekanda FBC yazılı olan ve renkli koltuklardan oluşan bir Barselona masası bulunuyor.
Barselonalı futbolcular bu mekanın müdavimleri arasında olduğu için kendilerine özel masaları var ve her geldiklerine bu masada oturuyorlar. Messi ve takım arkadaşlarını Nou Camp dışında bir yerde görmek istiyorsanız buraya mutlaka uğramalısınız.

Restoranın popülaritesi dışında ilginç bir özelliği daha var. Restoranda sipariş verdiğiniz yemeğin aynısının küçük bir porsiyonu sizinle yemeğe gelen kişiye “for you to taste” denilerek veriliyor. Örneğin siz lazanya, karşınızdaki ise ravioli sipariş verdi. Sizin lazanyanız gelecek, ek olarak başka bir tabakta ise ravioliniz gelecek. Mekanda makarnaları İtalyan Şef Tony Greco’nun oğlu Mark, tatlıları ise diğer oğlu John yapmakta. Hatta John’un 3 yaşında pasta yerkenki fotoğrafının üzerinde olduğu tatlı menüsü ve John’un tatlılarla olan hikayesi de pek cici. Tatlı menüsü de yemek menüsü gibi harika olan restoranda cheesecake’i mutlaka denemelisiniz, risottosunun ise ödüllü olduğunu da bitirmeden belirtelim. Mekanda yer bulabilmek sıkıntılı olabileceğinden ötürü gitmeden önce rezervasyon yapmanız şiddetle tavsiye edilir.

Paella neydi, paella emekti: 7 Portes

Barselona’da, hatta İspanya’da adım attığınız her yerde karşınıza bir yemek türü çıkacak: Paella. Bu lezzeti tatmadan dönmek İspanyol topraklarına ihanet etmek gibi bir şey olduğundan mutlaka bir yerde bu yemeği yemeniz gerekecek.

Paella’nın en iyisini yemek için ise Barselona’ya gidenlerin adeta uğramak zorunda olduğu bir restoran olan ve şehrin en iyi restoranı olarak bilinen 7 Portes’e uğrayabilirsiniz. Yedi Kapılar anlamına gelen ve 1836’dan yana hizmet veren ancak yıllar içinde farklı kişiler tarafından işletilen mekan birçok ünlü isme de ev sahipliği yapmış. Che Guevara’nın oturduğu masada yemek yemek veya Picasso’dan, Miro’ya ve Dali’ye uzanan misafirleri de ağırlamış bir restoranda tarihi solumak isterseniz burası sizin için bulunmaz bir mekan.

Limana yakın bir yere konuşlanmış olan bu güzel mekanda Katalan mutfağından lezzetler sunulmakta ve rezervasyonlar aylar öncesinden dolmakta. O nedenle rezervasyonsuz gitmemeye özen gösterin. Özellikle deniz ürünleri içeren paella’sıyla nam salmış bir restoran olan 7 Portes’de özel rezervasyonlarınız için özel odalar bulunmakta ve size arkadaşlarınızla baş başa yemek yiyebileceğiniz bir ortamda da hizmet de sunulmakta.

Deniz ürünleriyle yapılanları favori olsa da bir tavuksever olarak, tavuk ve sebzeli paella’sını pek başarılı buldum.

Sümüklüböcek deyip burun kıvırmayalım lütfen: Los Caracoles

Barcelona’nın en eski restoranı olan Los Caracoles adını özel spesiyali olan sümüklüböcekten alıyor. Mekan girdiğiniz andan itibaren sizi 1800’lere geri götürüyor zira dekoru yıllardır değişmemiş bu restoranın.

Değişmeyen bir başka şey ise restoranı işleten aile, Bofarull ailesi 1835 yılından beri restoranı kendisi işletiyor. Mekanın en popüler yemeği olan sümüklüböceği restoranın dekoruna da hakim, hatta size gelen ekmekler bile sümüklüböcek şeklinde.

Restoranın duvarlarında mekanda yemek yiyen Salvador Dali’yi, Bon Jovi’yi veya İspanya Kralı’nı görebilirsiniz. Mekana gittiğinizde mutfaktan geçerek yemek yiyeceğiniz salonlara ve katlara ulaşıyorsunuz. Yemeklerini herkesin gözü önünde yapan aşçılar Los Caracoles’de size harika tatlar sunacak. Genel olarak İspanyol mutfağından yemekler sunan restoranda eğer sümüklüböcek yemezseniz paella’ları deneyebilirsiniz.

Ayrıca sarımsakla kavrulmuş bir mantar sotesi var ki mantarlar şekil itibariyle çok değişik. Yemeğinizi Barcelona’nın meşhur tatlısı Katalan Kreması ile sonlandırmanız ise şiddetle tavsiye edilir.

Charlie'nin Çikolata Fabrikası franchise vermiş: Tickets

2015 yılında dünyanın en iyi pastacısı seçilen Albert Adria’nın mekanı olan Tickets da Barcelona’da haftalar öncesinde rezervasyon yapmanız gereken mekanlar arasında.

Burada yiyeceğiniz bir öğünden sonra ruhunuzu ve bedeninizi şımartacağınız nefis tatlıları size eşi benzeri olmayan bir deneyim yaşatacak. Öncelikle kendinizi harikalar diyarında hissedeceğiniz bir odada bulacaksınız, tavanından koca koca çilekler sarkan bu mekanda sizi Charlie’nin Çikolata Fabrikası'ndan sahneler de karşılayacak.

Şefi mutfağında seyredebileceğiniz bu mekanda harika tatlılarla kilonuza kilo katabilir, ağzınızı tatlandırabilirsiniz.

Bill Clinton da buradaydı: Botafumerio

Barcelona’nın deniz ürünleriyle meşhur restoranı Botafumerio’da gözünüzün görebileceği her şey çok taze. Özellikle balık kroketi, kabukluları ve enfes taze balıklarıyla ünlü olan restoranda paella yemek isterseniz çok büyük bir porsiyon geleceğini bilerek siparişi verin.

Restoranın bir diğer özelliği de Bill Clinton’un Barselona ziyaretinde paella’sını burada yemiş olması. 8-)

Bakın sufle diyoruz, kaçırmayın diyoruz: Ca l’lsidre

Barselona’nın bir başka klasik restoranı olan Ca l’lsidre 1970 yılında açılmış. Geleneksel İspanyol lezzetleriyle ünlü restoranda 1986 yılında İspanya Kralı 23. evlilik yıldönümünü kutlamış.

Mekanın menüsünde İspanyol lezzetlerine ek olarak et çeşitleri de mevcut. Burada tatlı olarak Katalan kremasındansa çikolatalı sufle yemeniz şiddetle önerilir zira o sufle hayatınızda yediğiniz en lezzetli sufle olabilir.

(Katalan + İspanyol) / Fransız = La Dama

1918 yılından kalma Art Nouveau tarzında inşa edilmiş bir binanın üst katında bulunan La Dama, küçük ama çok şık dekor edilmiş bir yemek odası görünümünde olan bir restoran.

Katalan ve İspanyol mutfağını Fransız tarzında sunan bu mekanda şarap çeşitleri de sizi kararsız bırakacak kadar fazla. Sadece yemek yiyip kalkmak istemeyenlere, tadını çıkara çıkara, sindire sindire yemek keyfini sürmek isteyenlere tavsiye edilir.

Çikolata bonusu: Dulcinea

Herkes şimdi “Dulcinea, bu da ne ya?” diyebilir ama sakın öyle demeyin. Bu 7 harika restoranın bonusu olan Dulcinea bir çikolata kafesi. İçinde çikolataya dair ne ararsanız var. Aç gitmenize lüzum olmayan bu harika kafede sıcak çikolata içip yediğiniz enfes yemeklerin üstüne midenize çifte bayram yaşatabilirsiniz.

Geleneksel sıcak çikolataları pek meşhur olan bu mekanı sabahları sadece çikolataya dair bir kahvaltı yapmak isterseniz de tercih edebilir, mutluluk hormonlarınıza tavan yaptırabilir, Yemek.com’a bu mekanı tavsiye ettiği için minnettar kalabilirsiniz.