dunyadan-muze-restoranlari-manset

Yemeklerinin Güzelliğiyle Müze Ziyaret Ettiren Dünyadan 8 Müze Restoranı

Favorilerime
Ekle

Bir taşla iki kuş vurmayı kim sevmez? Hem müze gezip hem de öğününüzü atıştırmalıklarla değil iyi bir restoranda geçirmeye ne dersiniz? Çantanıza attığınız çubuk kraker ya da sandviçle kendinize haksızlık etmeyin. Perişanlıklarla dolu müze kuyrukları ve görülecekler listenizi bir kenara bırakın ve sanata ara verip, yemeğe geçin!

Untitled Restaurant, Whitney Museum / New York

Minimal ve transparan özelliklere sahip Untitled Restaurant, en az Whitney Museum kadar popüler. 8 katlı müzenin zemin katında bulunan Untitled, siparişe özel hazırlanan sandviçler, çorba ve salata çeşitlerinin yanı sıra birçok şey bulabileceğiniz bir menü sunuyor. Dışarıya açılan terasında da yemek yenebilen restoran, New York’un ünlü işletmecisi Daniel Meyer’a ait. Meyer’ın kendisine restoran açmak için seçtiği tek müze Whitney Museum değil. Zeki işletmecinin aynı zamanda MoMa’da da bir işletmesi bulunuyor.

The Louisiana Cafe, Louisiana Museum / Danimarka

Danimarka’nın en iyi cafesi olarak anılan Louisiana, okyanusa sıfır konumu ve yemekleriyle yine bir müze restoranı olmanın çok ötesinde olarak bu listeye girmeyi hak etmiş bir yer. Yazın güneşin tadını, kışınsa şömine ateşinde ısınmanın tadını çıkarabileceğiniz bu kafe, etrafındaki heykeller ve sanat eserleriyle sanat ve yemeği birlikte sunuyor. Bol güneş ışığı alan ferah mekanın ünü Danimarka sınırlarını çoktan aştı bile. Øresund’dan İsveç kıyılarına uzanan panoramik manzara izleme imkanını da yine burada bulabilirsiniz.

Monsieur Bleu, Palais de Tokyo / Paris

İki kanadında iki müze bulunan Palais de Tokyo’nun Eyfel Kulesi’nin tam karşısında yer alan konumuyla tabiri caizse nefes kesen restoranı Monsieur Bleu, sanat seven sevmeyen herkes için muhteşem bir tercih. Palais de Tokion’un alt kısmında bulunan restoran, Paris’in hem sosyal yaşam hem de iş toplantıları için en çok tercih edilen yerlerinden biri. Eyfel’in romantik ışıkları ve Bateau Mouche’ların ışıklarının yansımaları altında unutulmaz bir yemek yemek için sadece müze gezmeniz şart değil elbette.

M. Wells Dinette, PS1 MoMA / New York City

Dünyanın dört bir yanından yeni nesil sanatçıların işlerine yer veren PS1 MoMa’da bulunan M. Wells Dinette cool duruşunu sadece MoMa’ya borçlu değil. Eski bir okul binasından bozma PS1 MoMa’nın havalı restoranında yemek yeme sevdası, sanatsal niyetlerinizin önüne geçebilir. Yazın dışarı taşan restoranda aynı zamanda canlı DJ performansları da oluyor. Okul sıralarından oluşan masalarıyla size öğrencilik yıllarınıza döndürecek mekanda kendinizi sınıfta beslenmenizi yaparken hissedebilirsiniz. Hugue DuFour tarafından hazırlanan soğuk sandviçler ve özel soslu hamburger ekstra övgüyü hak ediyor.

Nerua, Guggenheim, Bilbao / İspanya

Füzyon denince akla gelen en prestijli şeflerden biri olan Josean Alija, yemekleri adeta bir sanat eserini andırıyor. Bilbao’daki Guggenheim Müzesi’nde bulunan Nerua, bir restorandan ziyade müzenin devamındaymışsınız ve her an karşınıza bir sanat eseri çıkacakmış hissi veriyor. Son derece özenilmiş menüsüyle dünyadaki en iyi müze restoranlarından biri olarak kabul edilen Nerua aynı zamanda Michelin yıldızını da kapmış bulunuyor. Bir turist olarak hem görmeniz gereken bir müze hem de deneyimlemeniz gereken bir İspanyol mutfağı için Guggenheim Bilboa ve Nerua doğru adres.

Hermitage Restaurant, Hermitage Museum / Saint Petersburg

Saint Petersburg’a gidildiğinde görmeyenin dövüldüğü Hermitage Museum, içerisindeki Hermitage Restaurant ile sadece bir müze olmaktan çıkıp harika bir yemek destinasyonuna dönüşüyor. İki farklı menüsü ve 10 ayrı yemek odası olan Hermitage Restaurant’da her bir oda farklı temalarda dekore edilmiş. Tamamını gezmenin aylar aldığı müzedeki koleksiyonlardan esinlenerek hazırlanan yemek odaları özel havyar odası gibi ultra lüks seçenekler de içeriyor.

Musee d'Orsay Restaurant, Musee d'Orsay, Paris

Paris’in hiç şüphesiz en görkemli müzelerinden biri olan Orsay Müzesi, sadece içerisindeki muhteşem restoran nedeniyle değil genel olarak özel bir yer. Müzenin ikinci katında yer alan Le Restaurant de l'Hôtel d'Orsay", yaklaşık 110 küsür yıllık tarihiyle Paris’in en önemli yemeklerine ev sahipliği yapmış bir yer. Bu kadar şaşaalı bir ortam için gayet uygun fiyatları olan restoran görülmesi gereken restoranlar arasında yer alıyor.

Yerli bonusu: Müzedechanga, Sakıp Sabancı Müzesi / İstanbul

istanbulaccess

istanbulaccess

Özellikle kahvaltısı için bile Sakıp Sabancı Müzesi’ne gidebileceğiniz Müzedechanga, müze dışında bağımsız olarak da sadık bir kitleye sahip. Ahşap ağırlıklı dekorasyonu ve nefes kesen manzarasıyla gezmeyi düşündüğünüz sergiyi bile unutur hale gelebilirsiniz. Izgara bonfile, kuzu pirzola, tavuk ve zeytinyağlı sebze yemekleri gibi çeşitli alternatifleri olan menüye her daim caz müzik eşlik etmekte. Genel olarak hafif bir menüsü olan Müzedechanga’ya akşam yemeği ve kahvaltı için rezervasyon yapın yoksa üzülebilirsiniz. Bir de kokteyllerine mutlaka bir şans verin!


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

0

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?