Yemek.com

Açılsın Zihinler: Mutlaka Seyredilmesi Gereken 10 Yemek Belgeseli

13 Nisan 2015
super-size-me

Ciddi anlamda ses getiren yemek belgesellerinin tarihi yaklaşık son 10 yıla dayanıyor ama özellikle son yıllarda öyle nefis belgeseller çıktı ki bazılarını tekrar tekrar izlemek istiyor insan.

Bugün artık herkesin ilgi alanına göre bir yemek belgeseli var: Sağlıklı beslenme, gıda sektörünün arka planı, restoran işletme, organik tarım, diyet, obezite vs... Eğlenceli, öğretici ve/ama acıktırıcı (bazen de iştah kapatıcı) bir şeyler seyretmek isterseniz eğer, aşağıda önereceğimiz yemek belgesellerine bir göz atmanız lazım.

Notlarınızı alın ve internetlerde bu nefis filmleri arayın. Haydi bakalım!

Super Size Me

2004 Sundance Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü kapan belgesel, Morgan Spurlock imzalı ve gerçek bir klasik. Spurlock’un bizzat kendisi obezite ve fast food tarzı beslenmenin etkisini görebilmek için bir ay boyunca günde 3 öğün sadece McDonalds’larda yemek yemeye başlar ve bu sırada hem kendi sağlığındaki gelişmeleri (kötüye gidişi) izleriz hem de ABD'deki fast food alışkanlıklarından haberdar oluruz.

Filmin yakaladığı hasılat ve ilgiye karşılık, komedyen Tom Naugton da "Fat-Head" isimli belgeseli çeker. Super Size Me eleştirisi olan bu belgeseldeki amaç ise 1 ay boyunca sadece fast food restoranlarından beslenerek kilo verebilmektir. Bu iki belgeseli arka arkaya seyretmek ilginç olabilir.

Food Matters

2008 yapımlı belgesel Türkçe’ye “Gıda Maddeleri” olarak çevrilmişti. Film, beslenme alışkanlıklarının sağlık üzerindeki etkilerini inceliyor ve tezini de “pek çok hastalığın sadece doğru yiyecekler ile tedavi edilebileceği" üzerine inşa ediyor.

Kilo verme, doğal kanser tedavileri, vitamin furyası, etkili detoks yöntemleri gibi farklı birçok konuya odaklanan belgesel, uzman görüşlerine de bol bol yer veriyor.

“Food Matters” sağlık ve gıda sektörlerine farklı bir açıdan bakmak ve bilgi tazelemek adına iyi bir seçim olabilir.

Food, INC

Emmy ödüllü yönetmen Robert Kenner’in 2008 yılında çektiği ve gıda sektörüne çok farklı bir açıdan bakan "Food, Inc" belgeseli gelmiş geçmiş en iyi belgeseller listelerine çoktan girmiş durumda. Belgeselin ilk cümlesinde geri kalanı için net bir ipucu alıyoruz: “Yemek yeme alışkanlığımız son 50 yılda önceki 10,000 yıla göre daha çok değişti”.

Yeme alışkanlıklarımızdaki değişimin altında yatan nedenleri merak ediyorsanız, Food Inc'i mutlaka izlemeniz gerekiyor.

Matter of Taste: Serving Up Paul Leibrandt

Yönetmen Sally Rowe tarafından çekilen Emmy adayı belgesel, Türkçe’ye “Bir Tat Meselesi” olarak çevrilmişti. Film, hırslı ve bir o kadar yetenekli Şef Paul Liebrandt’ın mutfak hikayesi ve başarıya uzanan 8 yıllık hikayesini anlatıyor.

İki Michelin yıldızlı Leibrant'ın inişli çıkışlı ve ilham verici hikâyesi, başarılı bir şef olabilmenin gerçek yüzünü gösterir bize... Uzun çalışma saatleri, yaratıcılık sancıları, öfke patlamaları, işsizlik, uyumsuzluk.

Mutfağa ilgi duyan ve mesaj verme kaygısı taşımayan bir belgesel seyretmek isteyenler için uygun bir seçim.

Jiro Dreams of Sushi

Sushi yapmayı bir sanat olarak gören 85 yaşındaki sushi ustası Jiro Ono, Tokyo’da bulunan “Sukiyabashi Jiro” isimli 10 masadan oluşan efsane sushi restorantının sahibi.

Adeta bir hayat dersi niteliğindeki bu biyografik belgeseli yalnızca sushi sevenler değil, yemekle ucundan kıyısından ilgisi olan herkes ama herkes izlemeli.

Hungry for Change


“Hungry For Change”, kilo verme, etkili detoks yöntemleri, yeme bağımlılıklarına son verme, selülitlerden kurtulma gibi birçok konuyu ele alan bir yapım.

Kilo verme isteğinin ve diyet yapmanın duygusal boyutlarına da değinen belgeseli, gıda ve diyet endüstrilerinin bilinmeyen yönlerini merak edenlerin seyretmesi gerekiyor. Dış görünüşümüzün bizi nasıl etkilediğini ve hayatımızın her anındaki sağlıksız alışkanlıklarımızı nasıl değiştireceklerini öğrenmek isteyenler kaçırmasın.

Fat Sick and Nearly Dead

https://www.youtube.com/watch?v=3mS0YA465ts

Obezite hastalığı olan Avustralyalı Joe Cross, sağlığına tekrar kavuşmak için ABD'ye gider ve 60 günlük sıvı diyeti uygulamaya başlar. 60 günlük sıvı diyeti uygulaması her ne kadar radikal ve düşündürücü bir kilo verme yöntemi olsa da, “ vücudun da dinlendirilmesi gerektiğini” vurgulaması açısından ilginç ve öğreticidir.

60 gün boyunca ABD'yi dolaşan Joe Cross’un kilo verme ve yolculuk hikâyesi, kilo vermek isteyenler adına motive edici bir seçim olacak.

Spinning Plates

Üç ilginç restoran ve onların sahiplerinin hikayesi... Iowa’da 150 yıllık bir restoran, yol kenarında bir Meksika lokantası ve Chicago’nun üç Michelin yıldızlı restoranı. İçinde barındığı çeşitlilikle renklenen film, yemek ile ilişkiler arasındaki bağlara farklı bir açıdan yaklaşarak gönülleri kazanıyor. Spining Plates, günün birinde kendi restoranını açmak isteyenlerin kaçırmaması gereken bir yapım.

The Food Fight

Yönetmen Chris Taylor’ın 2006 yapımlı belgeseli, etkileyici ve aynı zamanda düşündürücü. Wolfgang Puck, Michael Pollan ve Dan Barber gibi ünlü isimleri bir araya toplayan yapımın konusu, yemeğin ABD'de geçirdiği değişim olarak özetlenebilir.

California’da başlayan organik tarım hareketinden, değişen yemek seçimlerimizin sağlığımız üzerindeki etkilerine kadar pek çok farklı konuya değinen film, teknik anlamda en başarılı yemek belgeseli olarak görülüyor.

The Pressure Cooker

Aşçı olma hayali kuran Philadelphialı üç lise öğrencisi ve mentorları efsane şef Wilma Stephenson. Birbirinden ilginç karakterlerle dolu olan yapımda hem eğlenceli hem de ilham vericidir. Özellikle reality show tarzı yemek programlarını seviyorsanız, hoşunuza gidecektir.