Organik Beslenme Üzerine
28 Ocak 2020Aslında organik gıdaya olan ilgim bir organik markette yarı zamanlı bir işe girerek artmaya başladı. Gelen müşterileri ve ürünlerin değerinin organik ürün kullanımıyla her anlamda ne kadar arttığını gördükçe bu konudaki farkındalığım ilerlemeye devam etti.
Organik, üretim sürecinde kimyasal girdi kullanmadan, üretimden tüketime kadar her aşaması kontrollü ve sertifikalı olarak ilerleyen tarımsal üretim biçimidir. Organik ürünlerin üretilme süreci aslında çok sancılı ve emek gerektiren bir süreçtir. En başta toprağı temizlemek ciddi bir sabır gerektiriyor. Bunun yanında pestisit ve suni gübre kullanılmamasından ötürü verim ciddi anlamda düşebiliyor. Tarlalara tarım araçları, traktörler vb. girememesinden işçilik maliyeti artıyor. Elbette en önemlisi, her bir üretim döneminde ayrı ayrı sertifika ücreti ödenmesi maliyete katıyor da katıyor.
İnsanlar, genellikle ilaçlı ürünlerin bulunduğu pazar veya manavlar bütçelerine daha uygun olduğu için bu noktalardan alışveriş yapmayı tercih ediyor. Maalesef ki bu noktalardan her alışveriş yapıldığında üreticinin verdiği bir sürü emek hiçe sayılmış oluyor. Tüm bunlardan daha can alıcı nokta ise sağlığımız. Organik olmaktan uzak, ilaçlı, kendi halinde yetişemeyen ürünleri her tüketişimizde hasta olma riskimiz daha da artıyor. Yani, organik ürüne sahip çıkmadıkça sağlığımıza da sahip çıkmamış oluyoruz.
Araştırmalar gösteriyor ki, organik ürün kullanmaya başlayanların birçoğu hasta bireyler. Ne yazık ki çoğumuz aynı hataya düşüp hastalıklar kapıyı çaldığında organik ürünlere yöneliyoruz. Yani organik ürünler bizler için ilaç niteliğinde. Şanslıyız ki bu hatadan dönmek için geç değil. Birçok kişi organik ürünlerin pahalı olmasından yakınıyor lakin aynı fiyata evlerine kilolarca sebze, meyve ve içeriği zararlı paketli ürün satın alabiliyorlar. ''Bir-iki kilo eksik olsun ama organik olsun'' düşüncesini yaşamın geri kalanında uygulamak göründüğü kadar zor değil. Üstelik organik ürün kullanımıyla beraber, yaptığımız yemeklerin besin değeri ve lezzeti de ikiye katlanıyor. Sonuç olarak ortaya şahane tatlar çıkıyor.
Sağlığımız bize verilmiş en kıymetli hediye. Ürünler pahalı ya da ulaşılması zor diye sağlığımızı ucuz görmekten vazgeçmemizi bununla birlikte üreticiye ve emeğe verilen desteğin artmasını temenni ediyorum.
Bu yazı genel bilgilendirme amaçlıdır, reçete niteliği taşımaz. Bir beslenme uzmanı ve/veya diyetisyene danışmadan hiçbir beslenme programını ya da diyeti uygulamamalısınız. Ciddi, kronik bir rahatsızlığı olanların kendi doktorlarına da danışmaları gerektiğini hatırlatalım.