Hemen Herkesin Sahip Olduğu 11 Kötü Mutfak Alışkanlığı

Kime sorsan mutfağı derli topludur, hijyene çok önem verir, hiç öyle mutfağında göstermekten utandığı bir şey yoktur. Ama gel gelelim neredeyse hepimizin mutfakta bilinçli olmadan yaptığımız "iğrenç" şeyler var. İğrenç derken yanlış anlaşılmasın, sadece çok da hijyen dostu olmayan davranışlardan ve bunların alışkanlık haline gelmiş durumlarından bahsediyoruz.

Yani birikmiş, yağları donmuş bulaşıkları makineye doldurmak ne kadar zor olabilir ki?

Buzdolabının içini yüzlerce saklama kabı ile dolduruyorsunuz

Plastik saklama kapları hayatımızı kurtarıyor, onda hemfikiriz. Ancak kibrit kutusu kadar peyniri bile kocaman saklama kabına koyup buzdolabına kaldırıyorsanız orada bir sorun var. Sonra kapıyı açınca yere düşenler mi dersiniz, içeride aradığını bulamamalar ve delirmeler falan. Olacak iş değil.

Lavabo altındaki dolapları çarşamba pazarına çeviriyorsunuz

Tamam orası mutfakta sıklıkla kullandığınız malzemelere kolayca ulaşın, ortalıkta kalabalık yapmasın diye tasarlanmış da neden eline her geçen şeyi oraya atmak canısı? Aceleniz olabilir, kendi yerine kaldırmaya üşünebilirsiniz de lavabo altı en kolay yer diye orayı da pazar yerine çevirmeyin. Yoksa çileden çıkar ve orayı temizlemeye koca bir gününüzü ayırmak zorunda kalabilirsiniz.

İçeceklerinizi ölçü kaplarından içiyorsunuz

Pardon da adı üstüne ölçü kabı o. Yani malzemeleri doğru ölçün de tarife katın diye var bu dünyada. Siz su, soda, kola için diye değil. Ama doğru temiz bardak kalmadı ve elinizdeki tek bardağa benzeyen şey o. Tam da şimdi oraya geliyorduk.

Bulaşıklar dağ gibi birikene kadar bekliyorsunuz

Bir öğrenci evi klasiğidir, bulaşık sırası gelen insan işini zamanında yapmaz ve o lavabonun içi Halkalı çöplüğüne döner. Ama sadece öğrenciler değil hemen herkes yapıyor bunu. "Biraz daha biriksin, iki bardak, iki tabak için değmez" diyor, sonra görüntü içler acısı. Yapmayın.

932493 aydır buzlukta duran şeyleri yemeye çalışıyorsunuz

Buzlukta yiyecekleri uzun süre taze saklamak mümkün de uzun süreden ne anladığınız burada işleri biraz karıştırabilir. Yani dolapta 6 aydır duran dondurmayı çıkarıp yemeye çalışırsanız çok da sağlıklı bir hareket yaptığınızı söyleyemeyeceğiz maalesef.

Boş, işi bitmiş şişeleri, kapları, kavanozları inatla saklamaya devam ediyorsunuz

Başka bir iş için kullanacaksınız kullanın ama tüm boş dondurma kapları da işinize yarayacak değil ya. Toz tutmalarını geçtik bir sürü de bakteri depoluyor bu kaplar. İşinize yaramayanı atın gitsin, ardından üzülmeyin.

Aspiratör ya da davlumbazı süs olarak kullanıyorsunuz

Mis gibi yemekler pişiriyorsunuz ama o yemeklerin yağ kokularının mutfağa sinmesine, perdelerinizi, duvarlarınızı sarartmasına izin veriyorsunuz. Aspiratör, davlumbaz ne güne duruyor he, sorarız.

Buzdolabını yeşillik bahçesine çevirip karşısına geçiyor ve çürümelerini izliyorsunuz

En kolay bozulan, sararan, çürüyen besin maddelerinden olan yeşillikleri ucuz bulunca bol bol alma gafletine düşüyor olabilirsiniz. Ancak buzdolabına onları öyle koyup çürümelerini beklemek de biraz şov sanki. İhtiyacın olan kadarını almak çok daha mantıklı kısacası.

Sarımsakları soyup soyup kabuklarını tezgahın orasında burasında bırakıyorsunuz

Neymiş? Sarımsaklar soyulmuş. Ama ortalık birbirine girmiş, bulaşıklığın içine kadar sarımsak kabuğu var. Çöpe atmak bu kadar zor olmamalı yahu.

Yiyecekleri tavaya koyduktan sonra kesiyorsunuz

Evet var bunu yapanlar. Ama neden yani neden? Önceden parçalara ayırmaya unuttunuz anlıyoruz da tavada ateşte yağlar sağa sola sıçrarken özellikle eti keserken büyük bir tehlikeyi göze aldığınızı söylememize gerek yok sanırız. Önce iş güvenliği!

Tavayı ağzına kadar, taşana kadar dolduruyorsunuz

Tavada yiyecekler birbirine değmemeli. Kural bu kadar basit. Neden? Çünkü tavada kalan boş alan sayesinde ısı yiyeceklere eşit derecede yayılır, örneğin tavuk/et pişiriyorsanız her iki tarafının da eşit derecede pişmesi böylece sağlanır. Ama aceleniz var, bir seferde hepsi pişsin gitsin diye tüm malzemeyi üst üste tavaya atanlardansanız sonra neden etin bir tarafı nar gibi kızardı, diğer tarafı çiğ kaldı demeye de çok hakkınız yok sanki.