Sebzelerin Tüketilirken Acı Çektiğini Düşünen Akım: Frutaryen Beslenme Nedir?

Vejetaryenleri, veganları anlamak istemeyenler, hala "Et yemeden doymak nasıl mümkün olabilir ki?" diye düşünenler var, biliyoruz. Ama neyse ki biraz geç de olsa vejetaryen ve vegan beslenme konusunda daha çok bilinçlenmeye başladı herkes.

Tabii bu arada bilinmesi gereken farklı beslenme biçimleri de vardı. Özellikle son yıllarda daha çok bilinmeye ve yaygınlaşmaya başlayan raw food, yani çiğ beslenme ya da frutaryen beslenme gibi...

Tabii neredeyse her alternatif beslenme biçimi gibi yeni duymaya başladığımız tüm bu beslenme türlerinin de en çok zayıflatıp zayıflatmadığı merak konusu oldu. Oysa bu yeni yeni duymaya başladığımız, birçoklarının yaşam biçimi haline getirdiği bu beslenme türlerinin altında yatan çok daha farklı ve önemli konular var.

Bazılarınız hatırlayacaktır, daha önce tam da bu yüzden raw food ile ilgili bilmeniz gereken her şeyi anlatmıştık. Bugünse sıra frutaryen beslenmede!

O zaman sözü daha fazla uzatmadan başlayalım, frutaryen beslenme nedir, frutaryen diyeti neler içerir, bu beslenme biçimiyle zayıflamak mümkün müdür gibi sorulara hep birlikte cevap bulalım.

Buyursunlar...

İçindekiler

• Frutaryen beslenme nedir?

Hayvansal herhangi bir ürüne karşı ya mesafeli duran ya da bu tür ürünleri hiçbir şekilde hayatına sokmayan vejetaryen ve veganlar bir yana, beslenme düzenini sadece hayvansal ürünlerden değil sebzelerden de arındırarak yaşayan frutaryenler bir yana.

Dünyada frutaryenizm (fruitarianism) olarak anılan beslenme biçimine sahip frutaryenler, sadece et ve et ürünlerinden, hayvanlardan elde edilen ya da hayvanlar üzerinde test edilerek hazırlanan ürünlerden uzak durmakla kalmıyor, aynı zamanda sebzeleri de hayatlarından çıkarıyorlar.

Genel olarak bitkilerin de bir yaşama hakkı olduğunu savunmaları ve tüketilirken acı çektiğine inanmaları da bunun en temel sebebi.

Meyveciler olarak da anılabilecek bu beslenme düzenine sahip insanlar, toplanırken bitkilerin ölmemesi ve hatta acı çekmemesi gerektiğini düşünüyor. Bu nedenle havuç, turp, patates ve pancar gibi kök sebzeleri tüketmeyen frutaryenler, bu sebzelerin topraktan çıkarılırken acı çektiğini düşünüyor. Aynı nedenlerle frutaryenizmde sebzelerin pişirilmesine de sıcak bakılmıyor.

• Frutaryenler meyveleri nasıl ve neden yiyebiliyor?

Frutaryen beslenme düzeninde sebzelere yer verilmezken meyveler nasıl yenebiliyor, frutaryenler meyveleri neden yiyor gibi sorularınız olabilir, ona da hemen cevap verelim.

Çünkü frutaryenler meyvenin ağaçlar tarafından bırakıldığını ve hayvanlar ya da insanlar tarafından yendiğinde, çekirdeklerinin çok daha farklı yerlere ulaşabileceğini düşünüyorlar. Boşaltım yoluyla vücuttan uzaklaştırılan çekirdekler, doğanın farklı yerlerine dağılarak zaman içinde meyve ağaçlarının çok daha geniş alanlara yayılmalarını, bu sayede daha çok ve hızlı çoğalma şansı bulmalarını sağlıyor. Bu da frutaryenlerin meyveyi gönül rahatlığıyla yemelerinin yolunu açıyor.

Frutaryenlerin bir yiyeceği tüketmek için mutlaka dalından kopmasını bekledikleri söylense de aslında frutaryenler meyve yeme konusunda kendilerini çok da sınırlamıyor, mutlaka dalından düşmesini beklemiyor. Çünkü frutaryenizme göre meyvenin çekirdeklerinin uzaklara taşınmasını sağlamak büyük önem taşıyor.

Yedikleri meyveleri pişirmekten de yana olmadıkları için frutaryenler yiyecek çeşitliliğini sağlamak için meyvelerin suyunu sıkma, onları soğuk çorbalar haline getirme, beslenme tarzlarına uygun farklı meyveleri karıştırarak öğünlerini zenginleştirme gibi yollara başvuruyorlar.

Gün içinde aldıkları besinlerden yeteri kadar fayda sağlayabilmek adına hangi yiyecekten hangi vitamin ve mineralleri kazanabileceklerini bilmeleri de büyük önem taşıyor. Sürekli portakal ya da muz gibi tek tip bir meyve yediklerinde vücutlarındaki bütün sistemler bir süre sonra çökebileceğinden frutaryenizmde çeşitlilik en önem verilmesi gereken konulardan oluyor.

• Frutaryen diyetinde neler bulunur, neler bulunmaz?

Eğer frutaryen beslenmeye merak saldıysanız, kısa bir süre de olsa frutaryen diyet yapmak istiyorsanız ya da frutaryenler ne yer, ne içer merak ediyorsanız bu diyette neler yenir, neler yenmez buyurun birlikte inceleyelim.

Frutaryenler, öncelikle hayvansal her türlü ürünü hayatından çıkarıyor, bu cepte. Köklü sebzeler olarak anılan havuç, patates, soğan, sarımsak, kereviz, turp, pancar gibi sebzeleri-meyveleri de beslenme programlarına dahil etmiyorlar.

Peki, ne yiyorlar?

Elmadan yaban mersinine, şeftaliden nara, Trabzon hurmasına, avokadoya ve Hindistan cevizine kadar çeşit çeşit meyveyi taze taze yiyebiliyorlar. Aynı zamanda güneşte kurutulmuş üzüm, incir, kayısı, hurma gibi besinler de yenebilecekler listesinde bulunuyor.

Son olarak, frutaryenler bal kabağı çekirdeği, ay çekirdeği, susam, karpuz çekirdeği gibi bitki çekirdeklerini de afiyetle tüketebiliyor, kabuklu yemişler olarak sınıflandırabileceğimiz ceviz, badem, Antep fıstığı, fındık gibi kuru yemişler de izinliler listelerinde yer alıyor.

• Frutaryen diyet zayıflatır mı?

Frutaryen diyet, bünyeden bünyeye değişiklik gösterse de temel olarak meyve tüketimi söz konusu olduğu için zayıflatabileceği söyleniyor. Yağlı, karbonhidratlı yemeklere bu beslenme biçiminde yer olmadığından çok daha hafif bir beslenme düzenine geçiliyor.

Aynı şekilde meyveler, sindirim ve boşaltım sistemimizi de yormadığından, kabızlık sorunu da ortadan kalkıyor. Düzenli bir sindirim mekanizması sayesinde zayıflama daha kolay bir şekilde sağlanmış oluyor.

Ancak birçok uzmana göre meyve ağırlıklı beslenmek ve proteini çok az bir miktar elde edebiliyor olmak birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu nedenle frutaryen bir beslenme düzenine geçmeye kararlı olan herkesin öncesinde mutlaka doktor kontrolünden geçmesi ve bir beslenme uzmanından destek alması gerekiyor.

Sırf kilo vermek için bünyenizin kaldıramaycağı, vücudunuza zarar verecek her türlü beslenme düzeninden uzak durun, fit gözükmek için sağlığınızı riske atacak uygulamalara girişmeyin, aman dikkat.

• Frutaryen beslenmenin faydaları nelerdir?

Sıradışı bir beslenme biçimi olan frutaryen beslenme ya da frutaryen diyetin vücuda faydası da yok değil. Meyveye dayalı bir beslenme düzeninden oluştuğu için vücuda bolca vitamin ve mineral sağlıyor temelde. Bu yararlı maddeler sayesinde de öncelikle sindirim ve boşaltım sistemini rahatlatıyor, kabızlık sorununu ortadan kaldırıyor, bağışıklık sisteminin güçlenmesine ve vücudun hastalıklardan korunmasına yardımcı oluyor.

En doğalından meyvelerle beslenen frutaryenler, bağışıklık sistemlerinin güçlenmesi sayesinde kanser gibi ciddi rahatsızlıklara yakalanma risklerinin azaldığını bile düşünüyor.

Son olarak bol meyveli bir hayat sayesinde cilt, saç ve tırnaklar da daha ışıl ışıl, daha canlı ve daha dayanıklı oluyor.

• Frutaryen beslenmenin zararları nelerdir?

Frutaryen beslenmeyi hemen her ayrıntısıyla öğrendiğimize göre, onun zararlı olabileceği durumlardan da söz etmeden geçmek olmaz.

Bildiğiniz gibi meyve yediğimizde, içindeki şekeri de vücudumuza buyur etmiş oluyoruz. Bu yüzden de birçok beslenme uzmanına göre meyve yerken porsiyonlarımızı ayarlamamız ve aşırıya kaçmamamız oldukça önemli. Frutaryen beslenmede başrol sürekli meyvelerde olduğundan vücudumuz bu meyvelerden ihtiyacı olandan çok daha fazla şeker alabilir ve bu da diyabet ve insülin direnci gibi şeker kaynaklı rahatsızlıklara neden olabilir.

Aynı şekilde, hayvansal ürünler tüketilmediğinden vücutta protein eksikliği baş gösterebilir, bu protein eksikliğine bağlı olarak kilo ve kas kaybı yaşanabilir.

B grubu vitaminler, omega 3 ve 6 gibi yağ asitleri başta olmak üzere birçok vitamin ve mineralden yana eksik kalan bünyede, halsizlik, yorgunluk, unutkanlık, konsantrasyon eksikliği gibi rahatsızlıklar söz konusu olabilir.

Uzun vadeli frutaryen beslenmenin bir sonucu olarak beyin ihtiyacı olan vitamin ve minerallere ulaşamazsa alzheimer, anoreksiya ve depresyon gibi daha ciddi hastalıklar oluşabilir.

Bu nedenle eğer frutaryen bir beslenme biçimine sahipseniz, "bu benim yaşam tarzım" diyorsanız ya da şu andan itibaren frutaryen beslenmeyi denemek gibi bir planınız varsa mutlaka öncesinde bir beslenme uzmanına başvurun. Özellikle ciddi ya da kronik bir hastalığınız varsa doktorunuza danışmadan beslenme tarzınızda böyle büyük bir değişiklik yapmayın, aman diyelim.