Yemek.com

Michelin Yıldızlarını Teker Teker Toplamış Dünyanın En İyi 8 Restoranı

12 Şubat 2016

Sadece dünyanın en prestijli restoranlarının alabildiği Michelin yıldızı, şüphesiz her restoranın sahip olmak istediği bir ayrıcalık. En yüksek derecesi 3 yıldızla sınırlı olan bu yıldızların her biri sadece 1 yıl süre ile geçerli. Yani restoranlar nasılsa yıldızı kaptım diye yan gelip yatamıyor. Sıkı bir deneyim ve takip söz konusu. Yıldızlar verildiği gibi geri de alınabiliyor. Bir anda 3 yıldız alan restoranlar da var, teker teker 3 yıldıza ulaşanlar da...

Gelelim akıllara gelen "Türkiye’de neden Michelin yıldızlı restoran yok?" Sorusunun cevabına. Çünkü bir ülkedeki herhangi bir restoranın Michelin yıldızı alabilmesi için o ülkede Michelin Rehberi’nin yayınlanıyor olması gerekiyor. Bu rehber Türkiye’de yayınlanmadığı için de henüz Michelin yıldızı alabilmiş bir restoranımız bulunmuyor. Listedeki restoranlar, dünyanın dört bir yanından özenle seçilmiştir.

Dünyanın en iyilerinden: Alain Ducasse at The Dorchester

Dünyanın şüphesiz en iyi ve en saygı duyulan şeflerinden biri olan Alain Ducasse’nin kendi adını taşıyan ve her birinin de 3 Michelin yıldızı aldığı hali hazırda 3 restoranı var. Paris Plaza Athéné’de ve Monaco Louis XV’in ardından Londra’daki The Dorchester otelinin içinde bulunan restoran Alain Ducasse at The Dorchester, İngiltere’de Fransız mutfağının en önemli restoranı desek yalan olmaz.

Londra’nın en iyi restoranı, dünyanınsa sayılı restoranlarından biri olan 3 Michelin yıldızlı Alain Ducasse, gösterişli dekorasyonu ve kusursuz sunumuyla Londralılara en iyi Fransız yemeklerini sunuyor. Restoranın müdürü Damien Pepin liderliğindeki Alain Ducasse’nin baş şefi Jocelyn Herland mutfakta kullanılan malzemeleri İngiliz ve Fransız tedarikçilerden temin ediyor.

Takım elbisesiz girmek yok: Restaurant Gordon Ramsay

Yemek programlarının tanınan yüzü Gordon Ramsay, tam olarak 14 restorana sahip. Avrupa, Amerika ve Orta Doğu’da toplam 30 restoranı bulunan grubun 6 Michelin yıldızı mevcut.

3 Michelin yıldızlı Restaurant Gordon Ramsay’nin kapılarını 1998 yılında açan ünlü şef, Londra’ya Fransız mutfağından lezzetler sunuyor. İngiltere’nin 3 Michelin yıldızlı tek kadın şefi Clare Smyth’e emanet ettiği restoranın önemli bir kuralı var ki o da takım elbise ile girmenin zorunlu olması. Kapıdan döndürülme ihtimalinize karşı kıyafetinize dikkat etmeniz gerekiyor.

Sadece İskandinav mutfağı: Noma

Defalarca dünyanın en iyi restoranı olarak gösterilen ve 2015 yılında bu unvanı El celler de Can Roca’ya kaptıran Kopenhag’daki Noma, şef Rene Redzepi’nin öncülüğünde İskandinav mutfağından lezzetler sunuyor. Noma’nın menüsünde sadece o mevsime özel bölgede yetişen sebze ve meyveler kullanılarak yapılmış yemekler mevcut. Nordik bölgesine ait olmayan hiçbir malzeme restoranın mutfağında kullanılmıyor.

Her gün taze olarak toplanan bitkilerle yapılan yemekler kesinlikle 3 Michelin yıldızını hak ediyor. Başlangıç için masadaki çiçek sunumuyla karşılaşırsanız sakın şaşırmayın. Dünyanın en iyisi seçilen restoranın geçirdiği değişimi anlatan Noma My Pefect Storm, Kasım ayında vizyona girmişti. İlgilenenlere duyurulur.

iPod ile birlikte sunulan yemek: The Fat Duck

1995 yılında Kitchen Chemistry isimli programı sunan şef Heston Blumenthal tarafından İngiltere’nin Bray şehrinde açılan The Fat Duck, 3 Michelin yıldızına sahip.

Moleküler gastronominin hakim olduğu 14 farklı tadım menüsüyle ün yapmış olan restoran, Alice Harikalar Diyarı’ndan ilham alarak hazırladığı kaplumbağa çorbasıyla da ayrı bir meşhur. Yemeklerinde misafirleri şaşırtan hileler yapan ünlü şef, örneğin deniz ürününüzü iPod ile sunup okyanus sesi eşliğinde yemenizi sağlayabiliyor. Yıldızların hakkını vermek için bacon ve yumurtalı dondurmasını mutlaka deneyin. Ayrıca mekanın baş şarap garsonu bir Türk olan İsa Bal.

9 farklı tadım menüsü: The Waterside Inn

25 yıldır 3 Michelin yıldızını başarıyla koruyan İngiltere’nin Berkshire şehrindeki The Waterside Inn, 1967 yılında Londra’da hayata geçen Le Gavroche isimli restoranın kurucuları Michel ve Albert Roux isimli iki kardeş tarafından açılan bir restoran.

Bugün Michel Roux’un oğlu Alain Roux tarafından yönetilen The Waterside Inn, Fransız stili dekorasyonu ve mevsime göre değişen menüsüyle Fransız mutfağından seçkiler sunuyor. 9 farklı tadım menüsü olan restoranın mutfağında en taze ürünleri kullanmayı hedef edinen The Waterside Inn, özellikle özel yemekler, partiler ve kokteyller için çok tercih ediliyor.

Chicago’nun tek 3 Michelin yıldızlısı: Alinea

2006 yılında Chicago’da şef Grant Achatz ve Nick Kokonaz tarafından kurulan Alinea, hızlı yükseliş gösteren restoranlardan biri olarak biliniyor. Moleküler gastronomi alanında yemekler sunan Michelin yıldızlı restoran, görüntüsüyle şaşırtan değişik sunumlu yemekleriyle dikkat çekiyor. Örneğin içi helyum ile doldurulmuş elma şeklindeki yenilebilir balon gibi.

Yirminin üzerinde seçenek sunan Alinea, 3 kez Amerika’nın en iyi restoranı seçildi ve ayrıca Amerika’da 3 Michelin yıldızı olan 12 restorandan da biri. Chicago’nunsa tek 3 Michelin yıldızlı restoranı. Gerçekten özel bir yemek ve sunumlarıyla unutulmaz bir deneyim için Alinea hayal kırıklığına uğratmıyor.

Anthony Bourdain’in de favorisi: The French Laundry

California Napa Vadisi’nde bulunan The French Laundry, ünlü şef Thomas Keller’ın 2005 yılında 3. Michelin yıldızına kavuşan restoranı. Yemek yiyebilmeniz için eğer şanslıysanız aylar öncesinden rezervasyon yaptırmanız gerek.

Amerika’nın en iyi restoranı olarak gösterilen The French Laundry, kendisinden daha önceki yazılarımızda da detaylıca bahsettiğimiz gurme Anthony Bourdain tarafından sadece Amerika’nın değil dünyanın da en iyi restoranı olarak gösteriliyor. The French Laundry’i farklı kılan özelliği her gün 2 farklı 9’ar yemekten oluşan tadım menüsü sunması. Belirli bir ücret karşılığı kendi şarabınızı getirebildiğiniz The French Laundry’de, menüler şefin tadım menüsü ve vejetaryen tadım menüsü olarak ikiye ayrılıyor. Bugüne kadar sayısız ödüle layık görülen restoranın kendisiyle aynı adı taşıyan bir de yemek kitabı mevcut.

Sunumları büyüler: El celler de Can Roca

Üç kardeş tarafından 1986 yılından bu yana yönetilen İspanya’daki El celler de Can Roca, defalarca ve en son 2015 yılında “Dünyanın En İyi Restoranı” unvanına sahip oldu.

3 Michelin yıldızlı El Celler de Can Roca’nın kurucusu Joan Roca ve iki erkek kardeşinin imzasını taşıyan mekanda iş bölümü şu şekilde: Kardeşlerin en büyüğü Joan mutfakta, ortanca kardeş Josep someliye görevinde yani şarap garsonu, en küçük kardeş Jordi ise tatlılardan sorumlu.

Klasik Katalan mutfağının gastronomik dokunuşlarla zenginleştirildiği restoran Michelin Rehberi’nde “yaratıcı” olarak tanımlanıyor. Karamelize edilmiş zeytinlerin bonsai ağacı üzerinde sunulması gibi değişik sunum tipleri olan aile restoranı, Barselona’ya 1.5 saat mesafedeki Girona şerinde bulunuyor.