Yemek.com

Bir Uzman Psikoloğun Cevaplarıyla: "Çocuğunuzda Yeme Bozukluğu Var mı?"

25 Ekim 2018

Ergenlik insanın hayatta yaşadığı belki de en zor dönemlerden biridir. Ergenlik dönemine giren çocuğunuzun artık eskisi gibi olmadığını fark edersiniz. Çocuğunuz bu dönemde hem fiziksel hem de psikolojik bir değişim sürecine girer. Daha bir iki yıl öncesine kadar sözünüzden çıkmayan, uslu çocuğunuz, artık bağımsızlığını ilan etmiş, kendini keşif sürecine girmiştir. Ergenlik dönemindeki çocuk kendini, hayatı ve hayatta yapabileceklerinin sınırlarını keşfeder. Bu keşif sürecinde de zaman zaman yoldan çıkar. Çoğu ergen bu dönemde, okul, cinsellik, sosyal yaşam ve romantik ilişkilerle ilgili zorluklar yaşar. Dış görünüş bir ergen için hayatında hiç olmadığı kadar önem kazanır.

Bu dönemde bir ebeveyn için hangi davranışların normal, hangi davranışların ise tehlikeli bir durumun habercisi olduğunu anlamak çok önemlidir.

Ergenlik dönemi ve yeme bozuklukları

Yeme bozuklukları her yaş ve cinsiyetten, herkesi etkiliyor olsa da, yeme bozukluklarının çoğunlukla ergenlik döneminde başladığı tespit edilmiştir. Yeme bozuklukları birçok kişisel, çevresel, psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörün sonucu olarak ortaya çıkar ve ergenlik dönemi bu açıdan en riskli dönemdir.

Ergenlik dönemine eşlik eden yoğun stres ve kafa karışıklığıyla birlikte, gençler içine girdikleri bu değişim fırtınasıyla, belirsizliklerle ve özgüven sorunlarıyla boğuşmaya başlarlar. Bir yandan da değişen bedenleri ve sosyal baskılar, beden algısıyla ilgili problemler yaşamalarına sebep olur. Bu belirsizlik ve değişim fırtınası içindeki ergen, hayatının kontrol edemediği yönlerine dair çaresizliğini gidermeye ve hayatının kontrolünü geri kazanmaya çalışır, fakat hayatta kontrol edebildiği belki de tek şey yemektir. Yeme bozuklukları, hayatın belirsizliklerinin oluşturduğu çaresizliğe karşı bir savunmadır.

Yeme bozuklukları nelerdir?


Anoreksiya Nervoza
Anoreksiya Nervoza, vücudu yıkıma uğratan ölümcül bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu hastalığa sahip kişi, çok az yiyerek veya yemeyi tamamen keserek kilo vermeye çalışır. Bu kişiler aşırı düşük kiloda olmalarına rağmen, beden algıları bozuk olduğundan kilolu olduklarını düşünürler ve kilo almaya dair yoğun bir korku yaşarlar. Bu kişiler yemeyi tamamen kısıtlamanın yanı sıra aşırı egzersiz yapıyor olabilirler, müshil tarzı laksatif ilaç ve ürünleri aşırı miktarda kullanıyor olabilirler ya da kendileri kusturuyor olabilirler.

Bulimiya Nervoza
Bulimiya Nervoza, tıkınırcasına yeme -aşırı miktarda gıdayı çok kısa sürede tüketme- ve kusma döngülerinden oluşan ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. Tıkınırcasına yeme kısmında yoğun bir kontrol kaybı ve ardından utanç ve suçluluk duyguları yaşarlar. Bu duygularla kişi kendini zorla kusturur. Kişi zaman zaman aşırı katı diyetler yapıyor, kendini aç bırakıyor, aşırı egzersiz yapıyor, müshil tarzı laksatif ilaç ve ürünleri aşırı miktarda kullanıyor olabilir. Bulimiya nervoza hastası kişi, normal kiloda olabilir, bu yüzden çoğunlukla bu hastalık dışarıdan anlaşılmayabilir.

Ergenlik döneminde yeme bozukluklarını tetikleyen faktörler nelerdir?


Diyet Yapmak
Diyet yapmak yeme bozukluklarını tetikleyen faktörlerin başında gelmektedir. Ergenlikle birlikte gençler, zayıf olmanın güzel ve sağlıklı olmak olduğunu savunan diyet kültürünün etkisine girmeye başlarlar. Gençler güzel ve popüler olmanın, hoşlandıkları kişilerin ilgisini çekebilmenin tek yolunun zayıf olmaktan geçtiğine inanmaya başlarlar.

Beden Algısı
Ergenlik gençlerin bedenlerine dair farkındalık kazandıkları bir dönemdir. Bu dönem gençlerin toplum tarafından idealize edilen bedenle ilgili görüşlerden en çok etkilendikleri dönemdir. Bunun sonucu olarak gençler kendi bedenlerini, bu idealize edilmiş bedenlerle karşılaştırmaya başlarlar ve kendi bedenlerine dair olumsuz hislere kapılabilirler. Tüm bunların sonucu olarak beden algıları bozulabilir.

Özsaygı
Ergenlik dönemindeki gençler yaşadıkları büyük değişimler karşısında yoğun endişeye kapılabilirler. Hayatın getirdiği yeni sorumluluklara karşı kendilerini güvensiz ve yetersiz hissedebilirler. Bunun sonucunda da özsaygıları zarar görebilir. Düşük özsaygı da yeme bozukluklarını tetikleyen sebeplerden biridir.

Sosyal Baskılar
Ergenlik dönemindeki gençler kendilerini, toplum tarafından idealize edilen kriterler gibi dışsal kaynakların baskısı altında hissederler. Birçok genç, akranlarıyla rekabete girip, daha başarılı olmaya, daha yüksek notlar almaya, spor faaliyetlerinde daha iyi olmaya ve akranları arasında daha popüler olmayanı çalışırlar. Tüm bunların yanı sıra, bir de toplum tarafından idealize edilmiş bir görünüşe sahip olma baskısı vardır ki, tüm bunlar bir araya gelince, kişi hayatının kontrolünü kaybetmiş gibi hissetmeye başlayabilir. Yeme bozukluğunun en önemli tetikleyicilerinden biri kişinin hayatını kontrol etme çabasıdır. Ergenler birey olma, yetişkin olma ve bağımsızlaşma kaygılarıyla hayatlarının kontrolünü ele alma çabası içine girerler.

Çocuğumun yeme bozukluğu yaşadığını nasıl anlayabilirim?

• Çok küçük porsiyonlar yiyorsa veya yemeyi tamamen reddediyorsa
• Kilo almaya dair yoğun korku duyuyorsa
• Beden algısı bozulmuşsa, yani kendini, bedenini gerçekçi olmayan bir şekilde kusurlu buluyorsa
• Aşırı egzersiz yapıyorsa
• Yemekleri odasında biriktiriyorsa ve saklıyorsa
• Gizli gizli yemek yiyorsa, yemek yerken görünmekten kaçınıyorsa
• Her yemek sonrası ortadan kayboluyorsa ve banyoda çok uzun süre vakit geçiriyorsa
• Kilosunda kısa sürede büyük bir değişim olduysa
• Arkadaşlarıyla görüşmekten, sosyal ortamlardan kaçınıyorsa
• Genellikle mutsuz, kaygılı ve sinirliyse
• Kilo kaybını bol kıyafetler giyerek saklamaya çalışıyorsa
• Aşırı kilo kaybettiyse ve bundan hiç bahsetmiyorsa
• Yoğun mide krampları ve adet döngüsüne düzensizlikler yaşıyorsa
• Sürekli üşüyorsa
• Parmaklarının üzerinde kesikler ve yaralar varsa (kendini kusturmaya çalışıyorsa, dişleri parmaklarını kesiyor olabilir)

Yeme bozuklukları psikolojik rahatsızlıklar arasında en ölümcül hastalıklardır. Bu yüzden eğer çocuğunuzda yukarıdaki belirtilerden bazıları varsa hiç vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalısınız. Yeme bozukluklarının tedavisi birçok alandan uzmanın işbirliğiyle mümkündür. Tedavinin ilk adımı kişinin hayati riskini ortadan kaldırmaktır. Tedavi sürecinde psikoterapi desteği çok önemlidir. Bir uzman psikolog eşliğinde, hastalığı tetikleyen ve altta yatan duygusal meseleler üzerine çalışılmalıdır.

Ve ebeveynlere tavsiyeler...

Eğer çocuğunuz yeme bozukluğu teşhisi aldıysa ve tedavi görmeye başladıysa; onunla konuşun.

Çocuğunuz zor bir dönem yaşıyor ve konuşmaktan kaçınıyor olabilir, fakat unutmayın ki, hastalık hakkında konuşmak tedavi için çok önemli bir adımdır. Öfkeli ve hırçın bir tavır içinde olsa da içeride güvensiz hissediyor ve korkuyor olabilir. Duygularını ifade etmek onun için zor olabilir. Bu yüzden sabırlı olun ve ona kulak verin.

• Onunla konuşurken sakin kalmaya ve söyleyeceklerine hazırlıklı olmaya çalışın.
• Suçlayıcı ve yargılayıcı olmayın. Nasıl hissedebileceğini anlamaya çalışın.
• Görüntüsü hakkında olumlu bile olsa yorum yapmayın.
• Başkalarının kilo ve yeme problemlerini konuşmaktan kaçının.
• Size açıldığında, sizi suçlasa bile ona kızmayın, gücenmeyin. Unutmayın, ne kadar öfkeli olsa da, sizin desteğinize hiç olmadığı kadar çok ihtiyacı var.

Yemek saatlerinde bu tavsiyeler işinize yarayabilir.

• Yemek, kalori ve porsiyonlar hakkında konuşmamak konusunda ailece anlaşmaya varın.
• Onun önünde kalorisi düşük ve diyet yemekler yemeyin, evde bulundurmayın.
• Yemek masasında pozitif ve hoş bir atmosfer oluşturmaya çalışın.
• Yemek sırasında ona çok odaklanmamaya çalışın, kendi yemeğinizi yiyin ve onunla sohbet edin.
• Yemek sonrasında, birlikte televizyonda sevdiği bir programı izleme ya da bir masa oyunu oynama gibi bir aktivite yapın. Bu yemek sonrası kusmayı ya da aşırı egzersiz yapmasını engelleyebilir.

Ona destek olun. Çocuğunuz tedavi sırasında çeşitli uzmanlardan destek alacaktır. Tedavi için profesyonel destek esas olsa da, sizin çocuğunuza olan desteğinizin ne kadar önemli olduğunu unutmayın.

• Yeme bozuklukları konusunda bilgi sahibi olun. Çocuğunuzun neler yaşadığını anlarsanız, ona daha iyi destek olabilirsiniz.
• Ona sevginizi sık sık gösterin. Ne olursa olsun yanında olacağınızı söyleyin.
• Tedavi sürecinde ona destek olun, doktor ve psikolog randevularına gitmesi konusunda onu yüreklendirin.
• Birlikte daha çok vakit geçirin. Onun sevdiği bir aktiviteyi birlikte yapın.
• Kendi hislerinizle ilgili dürüst olun. Bu onun da size açılma konusunda daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.