Öğrendiğinizde Size Çikolata Yemenin Haklı Gururunu Yaşatacak 10 Bilimsel Kanıt
11 Ocak 2016Çikolata olayların yiyeceğidir çünkü yer yemez insanı mutlu etse de yedikten sonra üzen tek yiyecektir. Buradan bile anlıyoruz zaten.
Ancak çikolata sadece kilo yapmıyor arkadaşlar farkında olmadan sağlığınızı olumlu yönde de etkiliyor. Ancak kocaman bir not: Yeteri kadar çikolata yemekten bahsediyoruz. Uzmanların önerdiği sıklıkta ve önerdiği miktarda. Hatta daha önce de size çikolata yiyince daha mantıklı düşünüldüğünü söylemiştik.
Şimdi de sırada size çikolata yediğiniz için ters ters bakanlar olursa onlara bilimsel nedenlerle gidebileceğiniz bilgileri sıralıyoruz. Yine de abartmadan yiyin ama siz, malum önümüz yaz! (:
En bilinenle başlayalım: Mutluluk verir
Kokusuyla bile mutluluk hormonu olan endorfini harekete geçiren çikolata, yenildiği zaman mideye inene kadar sizi dünyanın en mutlu insanı kılıyor. Yedikten sonraki pişmanlıktan biz sorumlu değiliz ama.
Yeşil çay kadar hem de: Antioksidan deposu
Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar aynı zamanda kanserli hücrelerle de savaşıyor. Bu arada kakao; kırmızı şaraba oranla iki, yeşil çaya oranla üç kat daha fazla antioksidan içeriyor.
Kakao özü sütle buluşunca: Kalsiyum olur
Çikolatanın oluşmasını sağlayan kakao aynı zamanda zengin bir kalsiyum kaynağıdır arkadaşlar. Bu da hepinizin bildiği gibi güçlü kemiklerin oluşmasını sağlıyor.
Bilimsel onaylı: Tansiyonu düşürür
Harvard Tıp Akademisi uzmanları, kakaonun yüksek tansiyonu düşürdüğüne dair bulgular elde ettiğini savunuyor.
Gülümse çekiyorum: Dişleri güçlendirir
Florid adı verilen madde doğal bir diş güçlendiricidir. Birçok diş macununda bu yazıyı gördüğümüz için aşinayızdır da aslında. Çikolata da florid açısından da zengindir. Şimdi aklınıza "Küçükken yediğimizde neden dişlerimizi çürütüyordu o zaman" diye bir soru gelebilir, gelmesin. Dişleri çürüten "aşırı" çikolata ve bunun yanında şekerlemelerdir.
Ayna ayna söyle bana: Cildi de güzelleştirir
Çikolata aynı zaman da bakır da içeriyor. Bakır ise vücudun demir almasına yardımcı oluyor. Bu da cilde, damarlara ve dokulara faydalı oluyor. Cilt üzerindeki kusurları gideriyor.
Sağlıklı kalpler ona emanet: Ani kalp krizlerini önlüyor
Devam eden araştırmalar, her gün az miktarlarda (doktorların tavsiye ettiği kadar) çikolata yemenin kanda pıhtılaşmayı önlediğini savunuyor. Bu da ani kalp krizlerinin önüne geçiyor. Bir not: Araştırmalar devam ettiği için kesin bir sonuç olmadığını vurgulayalım, biz konunun peşine düştük bile. Kesin bir sonucu sizinle paylaşacağız.
Tam da mevsimi: Öksürüğü önlüyor
Yapılan bir başka araştırmada ise özellikle 18 yaş altındaki kişilerde öksürük şurupları yerine, inatçı öksürüklerin tedavisi için çikolatayı öneriyor. Bu araştırma ise The Telegraph'ın haberlerine "araştırmacılar kakao ve çikolatadaki "teobromin" adlı bileşenin öksürüğü kestiğini belirlediler" diye yansıdı.
Bilinenin aksine: Kolesterolü artırmaz
Çikolatadaki doymuş yağ oranı, kandaki kolesterol seviyesinin artmasına neden olmamaktadır. Ancak kesinlikle yenildiğinde kolesterolü önler gibi bir algı olmasın aman! (:
Bir yeriniz mi yaralandı: Çikolata acıyı önlüyor
Biraz daha bilimsel konuşacağız şimdi: Neuroscience adlı dergide yayımlanacak araştırmada, çikolata yemenin veya su içmenin beyinde acıyı dindiren bir bölgeyi uyardığı kaydedildi.
ABD'nin Illinois eyaletindeki Şikago Üniversitesi'nde görevli nöroloji profesörü Peggy Mason ve meslektaşı Hayley Foo, çikolata yiyip su içmeye başlayan kişinin bu iki maddeyi tüketmeye devam etmekten kendi alamadığını vurguluyor.
Araştırmada, altı ara sıra ampul tarafından aşırı ısıtılan kafesteki deney farelerinin, ampul yanıp kafesin altını ısıtınca yanmamak için ayaklarını kaldırdıkları ama su veya çikolata verildiğinde daha uzun süre kafesin zeminine bastıkları tespit edildi.
Araştırmacılar, böylece kobayların su veya çikolatadan dolayı acıya duyarsız kaldıklarını saptadıklarını kaydetti.
Bilim adamları ayrıca, beyinlerinde acıyı dindiren bölgenin yedikleri çikolata veya içtikleri su tarafından uyarılmasından sonra da kobayların çikolata yemeye veya su içmeye devam ettiklerini tespit etti.
Profesör Peggy Mason, "Besin elimizin altında bulununca onu, kendimizi frenlemeden tüketmeye başlıyoruz çünkü beynimiz bize o yönde komut veriyor" dedi.