Çaybella!
10 Haziran 2018Çayın da derdi var dedi. Ateşler içinde yandığına göre, unutulduğunda soğuduğuna göre, bekleye bekleye acıdığına göre...
Hırçın Karadeniz'e bir lütuf olarak verilmiş olan bu nimeti sadece bir içecek olarak görmek sâfi denyoluktur. Mavi yeşil eşsiz manzaralı doğada yetişen bu âziz bitkiyi ekmesi ayrı , gübrelemesi ayrı, toplaması ayrı, demlemesi apayrı bir muhabbet konusudur. Gördünüz mü daha çay gelmeden muhabbeti geldi bile.
İşte böyle zarif duruşlu, endamlı, en güzel sevda türkülerine konu olan, en derin muhabbetlerin başrolü, kahvaltılarda bize eşlik eden yemeklerden sonra tatlıyla gelen huzur yüklü bir şeydir bu. Çayın olduğu ortamda muhabbet eksik olmaz, o ilk yudum alındıktan sonra beyine giden damarlara muhabbet, samimiyet yüklenir. Sevdaluk çekenlerin ilacı, babaların sakinleştiricisi, kadınların muhabbeti, esnafların pazarlık süresi yani hayatın sıvı olarak tüketilen halidir. İyi gelmediği şey yoktur neredeyse. Yorgunluğa, baş ağrısına, mutsuzluğa, keyifsizliğe her türlü halet-i ruhiyeye ...
Yeşili, beyazı, aromalısı, cartu curtu derken her çeşidi var. Fakat asil siyah Rize çayı tiryakilerin vazgeçilmezidir. Her gün belli bir doz alıyorsanız, içmediğinizde ellerde titreme, kafada uyuşma, bilinmeyen bir Karadenizli siniri geliyorsa size tebrikler artık bağımlısınız. İftardan sonra her zamanki gibi çayınızı içerken su içer gibi değil de çayın anlamını, size yaşattıkları ve anımsattıklarını düşünüp için. Tadı daha farklı gelecektir. O zaman herkese benden çay. He bu arada unutmadan çay Erdal Bakkal'da içilir.