Şimdi izninizle çocukluğumuzun o sıcak yaz günlerine dönüyoruz. Hani şu elimize annemizin tutuşturduğu salçalı ekmekle sokakta özgürce koşuşturduğumuz, ekmek parasının üstüyle bakkal amcanın dolabından dondurma aldığımız o masum, o samimi günlere...
Size çocukluğunuzdaki yaz günlerini hatırlatacak olan bu fotoğraflara bakarken özlemden burnunuzun direği sızlayabilir yalnız, uyaralım.
Keşke hep çocuk kalsaydık...
Hunharca daldığımız komşunun bahçesindeki erik ağacı
Ya da yine bahçelerden koparıp içindeki balı özenle emdiğimiz hanımelleri
Yürüyen ot olarak da bildiğimiz pisipisi otunu sırttan atmak suretiyle yaptığımız pis şakalar
"Ben küçükken sarışındım" sözünün çıkış nedeni olan papatyalarla rengi açılan saçlar
Yine papatyalardan yapılan taçlar
Yazın geldiğinin alameti olarak kapının önüne kadar gelen düşük bütçeli lunapark yani seyyar salıncak
Yazın kaydığında sana dayanılmaz bir acı olarak geri dönen güneş altında aşırı ısınmış metal kaydırak
Peşinden koşturulan pamuk helvacı
Diğer bir peşinden koşulan araç olarak sinek ilacı arabası
Sıcak yaz günlerini serinleten aqua balls
Aqua balls'ın kankası şaka yüzüğü
Onun yüksek bütçelisi, eşek şakalarının mucidi su tabancaları
Sokak sokak gezip toplanan gazoz kapaklarıyla anne "Akşam oldu artık eve gel" diye camdan bağırana kadar oynamak
Top olmadığı zamanlarda içeceklerin boş kutularıyla tek kale maç yapmak
Kurusun diye balkona çarşafın üstüne konarak serilen tarhanalar
Bir balkon süsü olarak kolye gibi ipe dizili asılmış biber ve patlıcanlar
Yol ortasında büyük bir gürültüyle patlatınca anlamsızca mutlu olduğumuz Capri-Sun poşetleri
Yazın sinemaya gitmeyi sevme sebebi olarak Frigo
Dişleri dondurma özelliğine sahip dondurma Buzparmak
O gelmeden yazın gelmediği Meybuz
Dondurmaların efsanesi Calippo
Ve ağzı musluğa dayayıp kana kana su içmenin dayanılmaz hafifliği