Şüphesiz yemeği sadece karnımızı doyurmak için yemiyoruz. Zira karnımızdan önce gözümüzü doyuran bir tabak, tadıyla kendimizden geçtiğimiz bir öğün mutlulukların en güzeli, en naifi.
Ama işte her yemek bu kadar masum değil. Öyle yemekler var ki sanki dünyaya bizi dar etmeye gelmişler, kalbimizi kırmaya, hayallerimizle oynamaya gelmişler.
Bu vicdansız yemeklerin ağına düşen insanların her birinin acısını paylaşıyoruz. Yazıktır, günahtır.
Çorbasını çatalla içmek zorunda kalacak olan bu arkadaş
Ayak serçe parmağını sehpaya çarpsa daha mutlu olacak olan bu dost
Ya da aynı vicdansızlığa sahip bir sütün gazabına uğrayan bu abi
Bir muz yemek isterken dört muzu birden yemek zorunda kalan bu insan
Dünyanın tüm hamburgerlerinin öksüz kaldığı bir güne uyanmış bu kızcağız
Yemek yapma hazırlığı içindeyken bir anda kendini temizliğe girişmiş olarak bulan bu kadersiz
Bir daha evde waffle yapmamaya sonsuza kadar yemin etmiş olan bu mutsuz arkadaş
Sakız saçına yapışsa daha az dertleneceğini tahmin ettiğimiz bu bahtsız dost
Dondurma kutusundan sarma çıksa daha az şaşıracak olan bu Matrix yürekli adam
Serotonin hormonunun tümünü sonsuza kadar kaybetmiş olan bu donut sever kişi
Cips alayım derken havasını almış alan bu şanssız insan
Dürümün küçük şakalar, komiklikler, sihirbazlıklar yaptığı bu bahtsız bedevi
Şu sahneyi yaşadıktan sonra daha fazla kafeine ihtiyaç duyan bu çileli dost
Ve toz şekere batırılmış ıslak kaşığın sorumlusunu ıslak odunla kovalamak isteyen hepimizin içindeki İrlandalı