cizgi-film-one-cikan

Sadece 90'larda Çocuk Olanların Bildiği Çizgi Filmlerdeki 13 İştah Açan Yiyecek

Favorilerime
Ekle

90'lar diyip duruyorsak, bu özlem boşa değildir. Herkes daha bir naif, herkes daha güzeldi çünkü o zamanlar. Komşuluklardan mahalle arkadaşlığına ilişkiler çok daha sıkıydı mesela, diyoruz ya hep bir salçalı ekmekle mutlu olur, hava kararana kadar sokaklarda koşturmanın, şimdi adı bile çoktan unutulmuş oyunlar oynamanın tadını çıkarırdık. Çocuktuk işte...

Sokakta değilsek eğer, ya okuldaydık ya da bu nefis çizgi filmler vardı televizyonda. Öyle büyük lükslerimiz yoktu çünkü bizim, şimdiki gibi elimizde bir alet (bknz: tablet) tüm gün aynı koltuğun tepesinde oturup oyun oynamaz, sadece bir çizgi film süresi boyunca yerimizde durabilirdik en fazla, sonra doğru sokağa...

O yüzden televizyona dair anılarımızı dolduranlar da bu enfes lezzetler dolu çizgi filmler oldu çoğunlukla. Belki bir de Ruhsar...

Hep gerçek hayatta da tıpkı bu izlediklerimiz gibi pizzalar, çilekli pastalar hatta ıspanaklar yemeyi umduk, her türlü yemeği yeme isteğiyle taa o zamanlar dolduk.

Küçük bir not: Sizin de " Aaa ben şu çizgi filmi de çok severdim, oradaki şu yiyeceği de eklesek ya listeye!" dedikleriniz varsa bize yorum olarak yazabilirsiniz. Listemizi birlikte günceller, anılarımızı paylaştıkça çoğaltırız, fena mı olur?

En dokunaklısıyla başlayalım: Heidi ve dedesinin nefis ekmekleri

Çocukken bizi duygusallıktan duygusallığa sürükleyen, sağlıklı beslenmekten mi Alpler'in havasından mı bilinmez yanaklarından kan damlayan Heidi ve onun sert görünen ama yufka yürekli dedesinin anlatıldığı bu çizgi filmi çok sevdik biz. Hele Heidi'nin dedesiyle birlikte hazırladığı o nefis ekmeklere bayıldık. Sırf o ekmekten canımız istedi diye kaç somon ekmek yedik, kim bilir.

Son olarak, aslında hiç süt içmeyi sevmezken, keçi görsek muhtemelen topuklarımız popomuza vura vura kaçacak yaştayken Heidi'nin doğrudan keçiden içtiği sütlere de az özenmedik, itiraf edelim artık.

Hiç öylesini bulamayacağımızı bilmenin verdiği hüzün: Fred Çakmaktaş'ın favorisi biftek

Hafızamızdan çıkmayan çıkış bölümünde ailecek arabaya doluşup giderken yemek almayı ihmal etmeyen bir aileydi Çakmaktaşlar. En iştahlıları da elbette Fred Çakmaktaş'tı. Kocaman biftekleri iştahla pişirdiği, sonra da afiyetle mideye indirdiği o günleri unutmadık. Çok canımız istedi, belki mangallı pikniklere hep gittik, ama işte böylesini hiç yiyemedik.

İyi bir çocuk olursak: Şirinlerin yemelere doyamadığı şirin çilekleri ve minnoş pastalar

Şirinler'in tüm köy bir arada Şirin çileği toplamaya gitmeleri, sepetlerine doldurdukları şirin çileklerini hem afiyetle yiyip hem de Aşçı Şirin'e pasta yapması için götürdükleri o sahneler hafızalarımızdan çıkacak gibi değil. Az mı tehlike atlattılar Şirin çileği toplamaya çalışırken, Gargamel'e yakalanma riskini göze alıp Koca Ağız'dan Şirin çileklerini korumak için az mı canla başla uğraştılar.

Jeneriğinde de dediği gibi iyi bir çocuk olursak belki şirinleri bile görebileceğimize inanarak gitmiştik biz hep o pikniklere... Öyle naif, öyle saf ve güzel çocuklardık. Şirin çileği pastasının hala tadını merak ediyorsak bundan.

Bir dilimi yeterdi: Ninja Kamlumbağalar'ın ağız sulandıran pizzaları

Dört mutant ve dövüş sanatlarına hakim kaplumbağa ile Usta Splinter'ın maceralarını konu alan çizgi film, sadece ekran başındayken eğlendirmezdi bizi. Onlardan öğrendiğimiz hareketleri mahallede tüm arkadaşlar toplaşıp yapmaya çalışır, birbirimizin komik durumlarına güler dururduk. O kadar yorgunluğun üstüne biz de bir dilim de olsa Ninja Kaplumbağalar'ın enfes pizzalarından isterdik elbet ama annelerimizin yaptığı misler gibi köftenin değerini de bilirdik.

İtiraf edelim biz de biraz korkardık: Scooby Doo ve Shaggy'nin devasa sandviçleri

Hayalet avcılığı konusunda uzman sayılabilecek Scooby Doo ve arkadaşlarının maceralarını izlerdik her hafta sonu. Gerçekler gün yüzüne çıkana kadar pek de ortalarda gözükmek istemeyen Shaggy ve Scooby gibi biz de korkardık biraz. O zamanlar annemiz televizyonu kapatmasın diye pek belli etmesek de itiraf edebiliriz artık.

İşte bu güzel anılar içinde Scooby Doo'ya dair aklımızda en çok kalanlardan oldu bu sandviçler de. Bazen Shaggy'yle birbirlerinden sandviçleri saklasalar da sonunda paylaşmayı bilirlerdi bu devasa lezzeti. Bizim yemek aşkımız da yaptıklarımızı paylaşmayı bu denli sevmemiz de o zamanlardan kalma.

Gözlerimiz Bugs Bunny'ye teşekkürlerini sunuyor: Bugs Bunny ve kütür kütür yediği havucu

Akşamüstleri okuldan eve gelince, kendimizi sokaklara atmadan hemen önce izlediğimiz çizgi filmler arasında başı çekerdi Bugs Bunny ve arkadaşları. Belki annemiz söylese o kadar havuç yemezdik ama Bugs Bunny öyle bir iştahla yiyordu ki biz de hemen bir havuç isteyiveriyorduk. Gözlerimizin sağlığını biraz da Bugs Bunny'ye borçluyuz desek yanlış olmaz o yüzden. Teşekkürler Bugs Bunny!

Winnie The Pooh'un elinden eksik etmediği bal çanağı

Heidi kadar olmasa da yine pek duygusaldı bu çizgi film. Çok çabuk alınır, bir ağacın altında hüzünlere dalardı sevimli dostumuz Winnie The Pooh. Dertlendiğinde de neşelendiğinde de avuç avuç yediği ballarıysa onunla birlikte biz de yemek isterdik hep. Balı çikolataya tercih ettiğimiz nadir anlardı televizyon karşısında Winnie The Pooh izlemelerimiz.

Çocukken Temel Reis gibi güçlü olacağını sananlar toplanın: Temel Res'in ıspanağı

Sırf bu çizgi film için tabaklar dolusu ıspanak yedik biz hiç sevmememize rağmen. Çünkü saftık, kandırılmıştık. Temel Reis gibi güçlü olabileceğimizi sandık her çataldan sonra. Kollarımızı sıkıp demir sembolleri çıkıyor mu diye baktık, değişen pek de bir şey olmadı, biraz hayal kırıklığıydı. Ama olsundu, o arada fark etmeden ıspanağı sevdik, pek de güzel oldu.

O zamanlar lazanya neydi, lazanya balıktı: Garfield'ın merak uyandıran lazanyası

Tembellikte üstüne tanımayan, verdiği akıllıca cevaplarla kendine toz kondurmamayı da bilen eğlenceli kedi dostumuz Garfield, iştahla yedikleriyle de bizi televizyon ekranına daha bir bağlıyordu. Favori yiyeceği lazanyayı kendi aklımızda balıkla özdeşleştirmiştik. Çünkü küçüktük, kediler balık yer demişlerdi. Yıllar yılı da böyle bildik lazanyayı. Taa ki gerçek bir lazanya görene kadar. Artık Garfield izlerken bizim de canımız lazanya istiyor, hem de balık olmayan gerçek bir lazanya.

O zamanlar biz de biraz Tazmanya Canavarı'ydık: Tazmanya Canavarı ve bitmek bilmeyen iştahı

Bir öfkeyle, bir kızgınlıkla gelip etrafta ne varsa tozu dumana katarak yiyiverirdi Tazmanya Canavarı. Biz de belki yemezdik her şeyi ama tıpkı onun gibi tozu dumana katmakta üstümüze yoktu hani.

Peynir yemeyen çocuk bile yer oldu bu sayede: Tom ve Jerry'de Jerry'nin canla başla sahip çıktığı peyniri

Peynirini korumaya çalışan zavallı fare Jerry ve onu yemek için yıllar yılı çeşitli planlar yapıp duran Tom... Belki evde fare görsek korkudan ne yapacağımızı bilemezdik ama bu çizgi film sayesinde fareyi bile sever, hatta onun tarafını tutar hale geldik. Elindeki peynirde bizim de biraz gözümüz kaldı tabii, o ayrı.

En merak ettiğimiz: Jetgiller'de yemek diye ağızlarına atıverdikleri kapsüller

Gelecekten bir dünya olarak bayıla bayıla izlediğimiz, görüntülü aramalar geçtiğinde hiç bugün böyle telefonların olacağına ihtimal vermeden izlediğimiz Jetgiller, doysak da annelerimizin "O tabak bitecek!" ikazlarından dolayı daha bir merak duyduğumuz çizgi filmlerden. Nasıl da istedikleri yemekleri kapsüle dönüştüren makineden alıp hop diye yutuverirlerdi öyle. Nasıl kapsülden yemeğin tadını alabilirler ki diye düşünüp dururduk. Bizce hala kapsül yutmakla yemek yemek bir olmaz tabii. Ne kadar acelemiz olursa olsun, nefis yemekler gibisi olur mu hiç? Olmaz, ı-ıh.

Çizgi film olmasa da bahsetmeden olmaz bonusu: Kurabiye canavarı ve ağzından düşmeyen kurabiyeler

betaarti

betaarti

Edi ile Büdü ve Minik Kuş ile birlikte Susam Sokağı'ndan en çok aklımızda kalan karakterlerden Kurabiye Canavarı. Çünkü aynı bizim gibiydi o da, misler gibi kurabiyelere bayılır, kim ne derse desin yemeye devam ederdi döke saça. Onu izlerken televizyon karşısında, bizim de pek farkımız yoktu ondan aslında.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

2

gulcan22 Temmuz 2016 14:13
bir de teratabise ler vardı tinkivinki dipsi lala poo onların içtiği bembe içecek kendinden kıvrımlı pipete sahip bardakları ve çok farklı gözüken tostları küçükken canım çok çekerdi hatırlıyorum :D tüm bu çizgi filimler beni çocukluğuma getirdi teşekkürler yemek.com ailesi :)
Yanıtla
Evren E. Çakmak21 Temmuz 2016 13:35
Ekmek mi? Haidi yi hiç izlememişsiniz sanırım, adam fırıncı değil çoban. Peynir o peyni.. Tabi yersin somun ekmeği ananın evinde cheese fondue mü vardı :)
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?