mutfagimda-hirsiz-var-manset

Mutfağımda Hırsız Vardı Ama Git Diyemedim!

Favorilerime
Ekle

O akşam Nil eve geldiğinde anahtarı deliğe sokup kapıyı açmasıyla mutfaktan gelen ışığı fark etmesi bir oldu. Yalnız yaşayan bir kadın için, eve gelir gelmez mutfaktan ışık gelmesi ürkütücü bir durumdu elbette.

Çantasından spreyini çıkardı. Kendisinin daha sonra söyleyeceği şekilde aptallık içgüdüsüyle, aslında kapıdan geri çıkıp polis çağırıp beklemesi gerekirken, mutfağa doğru ilerledi. İlerledikçe kendisinin yönetemediği bir huzur oluşuyor ve adımları hızlanıyordu. Mutfağa geldiğinde masanın üstünde dumanı üstünde bir lazanya vardı. Kokusu ve görüntüsü o kadar güzeldi ki mutfağa ilerleme aşamasında oluşan huzur artışının sebebi belli olmuştu. Koku üstüne şu an gördüğü manzara daha da şaşkınlığını ve saçma ruh halini kuvvetlendirmişti. Bir an için kendisine gelip etrafa baktı. Hızlıca çekmeceyi çekip bir bıçak aldı ve sırtını mutfak dolapları ve ocağın olduğu bölüme dayadı ama kimse yoktu. Güzel koku ve nefis görünen bir lazanya dışında hiçbir şey yoktu. Bulaşıkları bile yıkanmıştı. Hatta Nil’in abartısıyla birlikte neredeyse suları üstündeydi. Yani biraz önce yıkanmıştı.

Bu ne biçim bir durumdu?

Bir iki dakika sonra evden de ses gelmeyince ve yalnız olduğunu düşünmeye başlayınca cep telefonunu çıkarttı ve iki üst katta kendisi gibi yalnız yaşayan Elif’i aradı. Telefonda, yaşadığı son 5 dakikayı anlattı ve eğer evde ise hemen gelmesini rica etti. Böyle şeyler her gün başımıza gelmiyordu sonuçta.

Lazanya Rulosu Tarifi

Lazanya Rulosu Tarifi

Elif koşarak indi merdivenleri. Aralık olan kapıdan girerek mutfağa geldi. Nil yere çömelmiş gözleri fal taşı gibi açık ne yapacağını düşünüyordu. Nil’i yerden kaldırdı ve masaya oturttu. Polis çağırmaları gerekiyordu ama bir şey çalınmamış ve üstüne üstlük bir de eve giren nefis bir yemek yapmıştı. Abuk üstü bir durumdu. Elif "Tadına baktın mı?" diye sordu. Nil kafasını sağa sola sallayıp hayır dercesine tepki verdi. Koku inanılmazdı. Elif "Ben tadıyorum" dedi. Nil oturduğu yerden fırlayarak "Hayır" diye bağırdı Elif’e. "Ya zehirliyse ya da bu bir tuzaksa?"

Doğrusu Elif’in de aklına gelmişti ama çok gerizekalı bir durumdu ve nefis gözüküyordu. Elif kaşla göz arasında çekmeceden bir çatal kapıp bir lokma attı ağzına. Ve Elif öyle kala kaldı. O nasıl bir lezzetti. Meg Ryan’ın 'When Harry Met Sally' filminde, restoranda geçen sahte orgazm sahnesindeki surat ifadesinden çok daha komik ve keyifliydi yüzü. Ve Nil de dayanamadı bir, iki derken dört beş dakika sonra tabak boşalmıştı. Nil ve Elif uzun süredir damaklarının aldığı en büyük zevki sakince devam ettirmeye çalışıyorlardı.

Daha sonra Nil evi kontrol etti. Hiçbir şey çalınmamıştı. O akşam Elif’in evinde kaldı. Korkmuştu, olsundu o kadar. Evine birisi girmiş ve yemek yapmış olsa da izinsiz mutfağında bir şey yapabilecek kadar rahat zaman geçirmişti. O akşam polis çağırmamaya karar verdiler ama Nil eve kamera taktırdı, güvenlik firmasını aradı ve alarm sistemiyle pencere ve kapılara ekstra güvenlik önlemleri ekledi.

Elif ve Nil arkadaş sohbetlerinde bunu anlattıklarında kimse inanmıyor üstüne üstlük akşam ne içtiniz de kafayı buldunuz sorularıyla birlikte ufak takılmalara maruz kalıyorlardı. Sonra onlar da anlatmayı bıraktılar ve konu bir süre sonra unutuldu.

Üç dört hafta sonra aynı mahalle ama başka bir apartmanda büyük bir çığlık duyuldu. Başka bir kadının evinden geldi çığlık. Yine bekar ve yine çalışan bir kadın mutfağında bu sefer köri soslu karnabahar bulmuştu. Bu sefer polis çağrılmış ve konu büyümüştü. Polis mahallede konuyu soruştururken tabii ki bazıları Elif ve Nil’in hikayesini hatırlayıp polisi onlara yönlendirdi. Kısa bir sorgu sual sonrası Elif ve Nil eve geri döndüler ve ayrıca ufak da bir laf yediler olayı sakladıkları için.

Bir iki gün sonra Elif dayanamayarak yeni olayın kahramanı olan, bakkaldan isminin Sibel olduğunu öğreneceği kıza gitti ve onu akşam yemeği için bir restorana davet etti. Sibel de bu daveti kabul ederek akşam aynı sokakta bulunan tatlı ama küçük bir kafede buluşmak üzere kabul etti. Elif, Nil’i de ikna ederek akşam üç kızın buluşma organizasyonunu netleştirdi.

Köri Soslu Karnabahar Tarifi

Köri Soslu Karnabahar Tarifi

Kafeye gelen Sibel, Nil ve Elif o akşam sohbet ettiler ve konuyu tartıştılar. Köri soslu karnabahar, lazanya; nefis bir yemek kokusu, yıkanmış bulaşıklar, hiçbir şeyin çalınmamış olması... Olay bire bir aynıydı. Sibel’in tek farkı, o yemeği yememişti. Ama itiraf edeceği şekilde, aklı yemeğin nasıl olduğunda da kalmıştı. Çığlığın ardından içeri gelen komşular ve polisin devreye girmesi sonrası yemek güme gitmiş ve konu evde davetsiz bir kişinin yemek yapmasından, eve giren bir hırsız aşamasına dönüşmüştü. Polis evde tek bir parmak izi bulamamış ve ipucu yakalayamamıştı.

Nasıl bir hırsızdı bu?

Devamında, aynı mahallede aynı hırsızlık pardon aynı izinsiz eve girmeler ve yemek yapma vakaları tekrar etti. Farklı farklı kadınların mutfaklarında farklı farklı yemekler yapıldı. Fırında patates, fırında levrek, yeşil mercimek...

Hepsi birbirinden güzel, lezzetli ve ilgi çekiciydi. İşin ilginç yanı mahalledeki insanlar giderek bu garip hırsıza alışmaya başlıyorlardı. İlk başta izinsiz eve girme olarak görünen bu olay giderek yön değiştirdi. Artık polise haber verilmiyor tam tersi böyle bir durum olursa bu olayı yaşamış olan kızların kendi aralarında kurduğu Whatsapp grubuna gelen mesajla o evde toplanılıyor ve yemeği yiyip dedikodu yaparak yapan kişinin boyu, tipi konuşuluyordu. Bazıları platonik olarak aşık olmuşlardı bile. Kendisinin evine girilmeyen ve yemek yapılmayan bekar kadınlar kendilerini kötü hissediyor, moral bozuyor ya da hırsızı zevksiz görüyorlardı. Bazıları mutfağa malzeme bırakıp işe gidiyor ve istediği yemeği masaya yazıyorlardı. Akşam mutfağı aynen bulunca hayal kırıklığına uğruyorlardı. Açıkçası olay komediye dönüşmüştü.

Bizim sevimli hırsızımız neye göre ve nasıl seçiyordu? Hangi yemeği yapacağını nasıl belirliyordu hepsi gerçekten büyük ama keyifli bir gizemdi.

Nil’in arkadaşı Elif kimseyle paylaşmadan olayı daha farklı bir şekilde inceliyordu ve aslında çözme anlamında son aşamaya getirmişti. Son noktayı kendisi vuracaktı. Planını işletmeye başladı.

Karışık Sebzeli Mantar Dolması Tarifi

Karışık Sebzeli Mantar Dolması Tarifi

O gün akşam önce en taze sebzelerin olduğu iki üç mahalle ötedeki pazara gitti. Aklındaki yemek için gerekli malzemeleri aldı. Daha önce mutfağına malzeme bırakanlar olmuştu ve kimsenin evine ısmarlama yemek için girmemişti bizim hırsız. Ama Elif hırsızın kendisinin evine geleceğine emindi. Gerekli izleri bırakmış ve ortamı hazırlamıştı. Akşam geç saatlerde eve geri döndü. Mutfak masasının üstüne yıkanmış olarak sebzeleri bıraktı ve çıktı. Kendisinden o kadar emindi ki akşam yiyeceği yemeğin düşüyle işe ulaştı. Akşamüstü beş gibi evi kendi evini aradı. Hırsız evde ise açmayacağını biliyordu ama yine de sesli mesaj kutusundan bırakacağı mesajı duyacaktı. Sakin bir şekilde "Evde olduğunu biliyorum ve lütfen aynen devam et. Halen işteyim ama senden ricam yemeği yapmayı bitirince dolabın en üst rafındaki kırmızı kutuyu da masaya ekle ama yemeğini bitirinceye kadar kırmızı kutuyu çıkarma ve bakma, akşama görüşürüz" diyerek kapattı. Hınzır ve yaramaz kız çocukları gibi kendi kendine güldü.

Açıkçası kendinden o kadar emin olmasına rağmen akşamı zor etti. Hatta bir saat erken çıktı ve kendi evinin mutfağını gören bir kafeye sessizce oturdu ve saati bekledi. Her gün 7'de eve girerdi ve hırsızın bunu bildiğine emindi. Mutfağında ışık yoktu ve herhangi bir hareket de gözükmüyordu...

Acaba? Acaba planı suya mı düşmüştü? Gelmemiş miydi?

Saat 7'ye yaklaşırken kafeden kalktı ve eve doğru ilerledi. Daha apartman kapısını açarken eli titriyordu. Asansöre doğru yürüdü. Asansörü çağırdıktan sonra merdivenden çıkmaya karar verdi. Asansör aşağıya inerken Elif de yukarı doğru yürüyordu merdivenlerden. Dördüncü kata yani evine iki kat kala yukarıdan aşağıya doğru inen adımlar duydu ve hemen kenara çekildi. Telaşlı adımlarla inen bir erkekti. Aşağıya inen kişi kendisinin saklanmış olduğu köşenin yanında geçerken "Karışık sebzeli mantar dolması sonrası tiramisu iyi gider diye düşündüm" diye seslendi. Adımlar durdu o sırada. Oydu. Elif cesurca devam etti "Tiramisuyu iki kişi için yapmıştım umarım sen de sebzeli kabak dolmasını iki kişilik yapmışsındır" diye devam etti.

Sonrasında mı?

Bu bir Türk dizisi veya filmi değil. Evlendiler mi? O akşam beraber mi yediler? Size kalmış ama herhalde Elif’in bunca çabası boşa gitmemiştir. Öyle umalım.

Peki bu hikayeden çıkan ders mi?

Siz siz olun Facebook’a, Instragram’a yazdıklarınıza ve eklediğiniz fotoğraflara dikkat edin. Sonra benim hakkımda nasıl bu kadar çok şey biliyorlar diye şaşırmayın.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

2

Mehmet Telli23 Ocak 2017 02:39
Neden askıda kaldı? Bu hikayeye nereden ulaşıldı kişiler var ama hayali. yer ve zaman neden yok? Bunların hepsini istiyorum yazar kişisi.
Yanıtla
Duygu Mehmet Orundaş22 Ocak 2017 19:33
Enteresan
Yanıtla

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?