Yemek sofrasında tabii ki uyulması gereken adab-ı muaşeret kuralları var. Çatal bıçağın tabağa koyulma şeklinden peçete kullanımına kadar her şeyin bir anlamı, bir önemi var.
Ama söz konusu elle yemek yemekse hiç utanmıyoruz ve söylüyoruz: Bu kuralları esnetin, çekinmeyin. Çünkü öyle yemekler var ki bıçakla, çatalla, kaşıkla yendiğinde hiçbir anlamları yok! Elle yediğinizde tadı iki katına çıkan ve yerken aldığınız zevkle bulutların üzerine çıkaran yemekler bunlar.
Bırakın yağlar, şerbetler elinizden bileklerinize, bileklerinizden kollarınıza aksın, bırakın tek eliyle beş kiloluk but yiyip diğer eliyle ağzından akan içeceği silen Altar’ın oğlu Tarkan gibi gözükün, hiç sorun değil.
Bunları böyle yemezseniz asıl ayıp. Cık cık cık...
Not: Sizin de eklemek istediğiniz böyle lezzetler varsa, yorum kutumuzda buluşalım 
Bırakın elleriniz yağlansın: Tavuk kanat
Tavuk kanatlarını, hatta tavuk butunu löp löp yemek varken çatalla, bıçakla o ince kemikler arasında kalan etleri didiklemeye çalışmak biraz da beyhude bir çalışma değil mi? Bırakın aksın o yağlar elinizden kolunuza, bırakın sosu ağzınıza burnunuza bulaşsın, alın elinize bir güzel yiyin.
Öyle de zor diyorsanız onun da kolay yolu var. Hadi yine iyisiniz, işin sırrı burada.
O kemiği tek et parçası kalmayana kadar kemireceksin: Pirzola
Tavuk kanat demişken pirzoladan bahsetmemek olmaz. Zira ikisi de aynı şekilde yenirse anlamlı. Pirzolayı kemiğinden kavrayacaksın, önce kenardaki yağlarını sonra o nefis etini ısıra ısıra kemiğini sıyıracaksın. Bıçakla kesersen mundar olur o etler. Arkanızdan ağlar.
Pizza hiç çatalla yenir mi ki bu yensin: Karadeniz pidesi
Batı'nın ahlaksızlığından bir kez olsun örnek alalım ve dünyanın en çatal-bıçak insanları olan Avrupalıların, Amerikalıların bile pizzayı nasıl yediğine bakalım. Bizim dünyalar güzeli pidelerimiz de tabii ki elle yenmeli. Böyle sıcak sıcak, yağları aka aka, keyfine vara vara. Çatalla yiyeni bıçakla kovalarız ona göre.
Kuyruğundan tutup sıyıracaksın: Balık
Balığı bıçakla ince ince kılçıklarından ayıklamaya kalksan sırf sinirden masadan aç kalkarsın. Balığı elle ayıklayacaksın, löp etlerini bulacak, parmak uçlarınla ağzına götüreceksin. Keyfine varacaksın. Siz bakmayın o Boğaz'daki kibarlıktan ölen restoranlara, balık elle yenir.
Bir başından, bir sonundan, bir ortasından: İçli köfte
İçli köfte bıçakla kesildiğinde ve içindeki malzemeler tabağa döküldüğünde ne anlamı kalır ki? Elle kavrayacaksın o güzel şekli, yavaş yavaş, keyfine vara, yutkuna yutkuna yiyeceksin. Dökmeden, acele etmeden, hiçbir lokmayı es geçmeden... Oyş.
Tek lokmada at ağzına, çekinme: Zeytinyağlı sarma
El emeği, göz nuru ince ince, kalem kalem sarılmış zeytinyağlı sarmaları bıçakla katletmeyeceksiniz değil mi? Elinde kavrayıp tek lokmada mideye indirmedikçe o lezzete ihanet etmiş olursun, üzersin insanları. Ne gerek var?
Annenin elinin tadı o ağza gelecek: Börek
Sigara böreğini bıçakla kesen sonra çatalla ağzına götüren insan, iddia ediyoruz şimdiye kadar hiç börek yememiş sayılır. Börek sıcakken ağzına atacaksın, kıtır kıtırlığını önce elinde sonra ağzında duyacaksın. Yoksa yazık olur onu yapan insanın emeklerine.
Kıvırıp kıvırıp ye: Gözleme
Gözleme elle yenmediğinde o Anadolu samimiyetini kaybeder bir kere. Fransız gibi kalırsınız. Sıcak sıcak pişirilen gözleme kesildiğinde dağılır bir yandan da, bir anlamı kalmaz. Dürüceksin gözlemeyi, kavrayacaksın sıkıca, tadına öyle varacaksın.
Elle açılır, elle yenir: Baklava
Baklavayı bir kez eline aldığında ve ısırdığında anlayacaksın, baklava eline şerbeti bulaştığında daha güzel. Hissedeceksin o yufka katlarını elinde ve ağzında dağıldığında, fıstığını, fındığını daha iyi tadacaksın. Bırak ellerin yapış yapış olsun, yıkarsın, çıkar. Asıl çıkmayan lezzetli bir yiyeceği lezzetsiz yapmanın suçudur. Affı yoktur.
Servis istemiyoruz, teşekkürler: Waffle
Waffle sipariş ettiğinizde çatal-bıçak isteyip istemediğinizi sorarlar ya, düşmeyin o tuzağa. Waffle'ı sandviç gibi kavrayıp içindeki malzemeyi ağız dolusu yuta yuta yemek gerek. Dürümü bıçakla kesip yiyor musunuz siz hiç?
Chopstickler çöpe: Sushi
Chopstick kullanmak zaten zor iş. Bizim fıtratımızda yok, bir kere. Öyleyse neden sıkıntıya sokalım kendimizi, üzelim? Sushiyi al eline, batır sosuna, tek lokmada at ağzına. Zahmetsizce ye. Daha ne diyelim biz?
Kibarlık yapmayın bir kerecik de, bir şey olmaz
Yorumlar
0