ekmek-israfi1

Ekmek İsrafına Bir An Önce Dur De: Günde 5,5 Milyon Ekmeği Çöpe Atıyoruz

Favorilerime
Ekle

Az buz değil, tam 5,5 milyon ekmek. 5,5 milyon besin kaynağı, tonlarca un, milyonlarca hayat, milyarlarca Türk lirası ve emek israf ediliyor her gün. Bu sonuçlar sadece İstanbul'a ait üstelik. Üretilen ekmeğin neredeyse %40'ının çöpe gittiğinden bahsedeceğiz bu kez. Rakamlar, korkunç kelimesinin sözlük anlamı gibi. Üzgünüz, önünüze görüp görebileceğiniz en kötü tablolardan birini çizeceğimiz için. İsraf edilen her buğday tanesi adına, emek adına üzgünüz.

Gelin, her gün soframıza konuk ettiğimiz ekmeğin değerini daha çok bilelim. Onu çöpe atılmaktan ancak daha bilinçli tüketiciler olursak kurtarırız. Bir diliminin dünyaları kurtabileceğini artık öğrenmemenin, bu gidişata bir dur demenin tam zamanı...

Başakların serpilmesiyle başlar ekmeğin tüm hikayesi

Ekmek... Bizler için her şey aslında. Üzerine ''ekmek parası'' diyebileceğimiz kadar kıymetli, ekmeğini taştan çıkarmak deyimini dilimize yerleştirecek kadar da mühim bir yiyecek. Buğday başaklarının serpilip, büyümesiyle çıktığı yolculuk, emeğin ve lezzetin hikayesi aslında. Sofralarımıza ise müthiş bir karbonhidrat ve lezzet kaynağı olarak konuk oluyor yüzyıllardır. Her ne kadar diyetler tarafından yasaklansa da faydaları ve çeşitleriyle kalbimizdeki yeri çok başka ekmeğin.

Ama bu sevgi ne yazık ki ekmek israfının önüne geçemiyor. Sadece İstanbul'da gün içerisinde tonlarca un, milyonlarca adet ekmek geri dönüşü olmayan bir şekilde çöpe atılıyor. İsrafın yıllar içindeki artışı ise üzerine oturup saatlerce konuşmalık cinsten.

Bilinçsiz tüketim israfı doğuyor

Not: Bu veriler Türkiye Ziraat Odası, Ekmek Sanayii İşverenler Sendikası, İstanbul Fırıncılar Odası, Türkiye Fırıncılar Federasyonu, T.C Toprak Mahsülleri Ofisi’nin yıllar içindeki araştırmalarından alınmıştır. Bu araştırmalar TMO'nin Ekmeğini İsraf Etme Kampanyası kapsamında toplanmış ve veriler bu kaynağa dayanarak alınmıştır.

Yıl 1991. Sadece İstanbul'da günde 500.000 adet ekmek lokantalarda, okullarda, evlerde, yemekhanelerde, iş yerlerinde israf edilmiş. 1993 yılına geldiğimizde sayı 650.000'e, 1994 yılında ise 700.000 adete kadar çıkmış. Yıllar içerisindeki nüfus artışı, beraberinde fırın sayısının artışını da getirmiş. Doğru orantılı olarak ekmek üretimi ve tüketimi de artış göstermiş.

Yıl 2000. Ekmek israfı tam tamına 3.750.000 adet! Bu artış durmak bilmemiş. 2012'de 4 milyon ekmek, 2015 yılında ise tam 5,5 milyona yakın ekmek çöpe gitmiş.

Sonuç; bilinçsizce tüketim beraberinde yıllar içinde artış gösteren bir israf grafiğini de getirdi.

Altını tekrar tekrar çizelim. Bu rakamlar sadece İstanbul'da çöpe atılan ekmek miktarı.

Ülke genelinde ne kadarının atıldığını siz düşünün...

Her 10 ekmekten birini çöpe atıyoruz

Yanlış duymadınız. Ülke olarak da üretilen her 10 ekmekten birinin çöpe gittiği bir durumdayız. Halbuki nasıl da seviyoruz ekmek tüketmeyi değil mi? Ekmeğin kültürümüzdeki yeri sebebiyle masaya ekmeksiz oturamıyoruz. Yapılan araştırmalara göre dünyanın en çok ekmek tüketen ülkesiyiz. Hal böyle olunca en çok israf edenlerden de biriyiz.

Nasıl oluyor da bu kadar ekmek yiyip, bu kadarını çöpe hiç acımadan atabiliyoruz? Nedir bizi buna sürükleyen?

Ekmek, müthiş doyurucu bir besin kaynağı aslında. 1 dilimi bile normal kiloda ve boyutlarda bir insanı doyurmaya yetebiliyor. Fakat millet olarak ekmeği tek seferde çok çok alıyor, yemeklerde, kahvaltılarda dilim dilim yiyip, hızlıca karnımızı doyuruyoruz.

Ekmekleri bir kenara koyup, unutuyoruz. Tazelikleri kaybolunca da hemen yenisini almaya marketin, bakkalın, fırının yolunu tutuyoruz. Durum böyle olunca ekmekler poşetlerin içinde giderek fazlalaşıyor, bayatlıyor ve küfleniyor.

Aslında ''Evde ekmek var mı?'' sorusuna, ''Evet, bayatlamak üzereler. Alma, evde ekmek var'' diye cevap versek belki de israfın önüne geçecek cümleyi kurmuş oluruz hep birlikte.

Yapabilecekleriniz çok basit aslında: Ekmek israfını nasıl önleriz?

style.yahoo

Öncelikle ''Evde ekmek var'' cümlesini kullanmayı kendimize adet edinmemiz gerek. İsrafı önlemeye evden başlamak için; tüketebileceğiniz kadar ekmek alın. Diyelim ki fazlasını aldınız. Onları düzgünce muhafaza edin. Fazla kalan ekmekleri kurumadan dilimleyerek buzdolabı poşetlerine yerleştirin ve tüketebileceğiniz miktarlarda ekmeği dolaptan çıkarın. Bayatlayan ekmeklerinizi de nefis tariflerle değerlendirin: Bayat Ekmekleri Değerlendirebileceğiniz 12 Enfes Tarif

Eğer üreticiyseniz; talep kadar ekmek üretin. Müşterilerinizin soğumuş ekmekleri bayatlamış saymasına izin vermeyin. Satılmayan ekmeklerinizi galeta unu, kurutulmuş ekmek içi gibi başka gıda

maddelerinin üretiminde kullanın. Daha küçük gramajlarda ekmekler de üretin. Ekmeklerin poşetli bir şekilde satılmasına özen gösterin. Bayatlayan ekmeklerin daha ucuza satılmasını sağlayın.

Eğer bir işletmeniz varsa; ekmeklerin dilimli bir biçimde satılmasını ve masaya gitmesini sağlayın. Self-servis mekanlarda ekmekleri yemeklerin ön tarafına değil, bitimindeki bölüme yerleştirin. Artan ekmeklerinizi mutlaka barınaklara bağışlayın.

Bunları yaparak hem emeğin, ekmeğin ve paranın çöpe atılmasının önüne geçip, hem de hayvanların yüzünü bile güldürebilirsiniz. :)

Çöpe atmazsak dünyamız kurtulur

recipeshubs

Elimizden gelen her şeyi yaparsak unun, ekmeğin ve emeğin kaybolmasının önüne geçmiş oluruz. Üstelik bu durum sadece ev bütçesine değil, ülkenin kalkınmasına da yardımcı olur.

''Nasıl?'' der dediğinizi duyar gibiyiz. Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası ile geçtiğimiz yıllarda 2,8 milyar Türk lirası tasarruf edildi.

Yeter ki ekmeğin kıymetini bilelim. Bilinçsiz tüketime, ekmek israfına hep birlikte son verelim.

İstatistik kaynakları:

Ekmek Sanayii İş Verenler Sendikası: Sonuçlara raporlar sekmesinden ulaşabilirsiniz.

Ekmek İsrafını Önleme Kampanyası: Ayrıntılar yayınlanmış mini kataloğun içinde yer almaktadır. Çoğu istatistik ve veri bu kaynaktan alınmıştır.

Toprak Mahsülleri Ofisi: Ekmeğini israf etme kampanyası

TMO Ofisi Başkanın günde 5 milyon ekmeğin çöpe atıldığına dair açıklamaya şuradaki linkten ulaşabilirsiniz.


Doyamayanlar için bir de videomuz var!

Yorumlar

14

Vallahi Bırakmayız, Bir Tabak Daha?