Anne evinin, baba ocağının kıymetini en çok evden uzakta, şehir dışında yaşayan, yurtta ya da kendi evinde kalanlar anlar. Çünkü dondurma kutusundan her daim mis gibi sarmaların çıktığı, tadı hiçbir yerde bulunmayan yemeklerinin buzdolabında sizi beklediği, annenin "Yerlere basma, ayağını üşüteceksin" gibi uzayı bile büken tatlı azarlarının mutlu ettiği yegane yerdir anne evi. Ve anne evini en çok ondan uzakta olduğunda özlersin.
Anne evinden uzakta yaşayıp ziyaret için ya da temelli dönen kişiler ise istisnasız şu durumlarla karşılaşır.
Anne evi gibisi yok be.
Anne evine geçtiğiniz anda bildiğiniz tüm diyetleri unutur, kilolara merhaba dersiniz
Çünkü bir tencere sarmaya kim hayır diyebilir ki?
Çünkü anne evinde az porsiyon diye bir şey yoktur, o tabak bitecektir
Anne evi "Fazla demleyeyim ya içilir" evidir bir yerde
Dolayısıyla dışarıdan geldiğinizde kapının önünde şu manzarayla karşılaşmanız çok da sürpriz değildir
Bunun gibi uyarılarla sık sık karşılaşır, hiç de yadırgamazsınız
Çünkü bunu yapan anne kişisinden bahsediyoruz
Ya da elinde olsa sizin üzerinize bile dantel örtecek canım annelerimizden...
Dolayısıyla kendinizi birkaç gün içinde anlamsızca şu halde bulabilirsiniz
Anne evinden dönüşte ise bir çanta ile geldiğiniz yuvanızdan kamyonla ayrılmak zorunda kalırsınız
Ve kısaca anne evini tek bir görselle özetleyecek olsaydık o kesinlikle bu olurdu
:)
Yorumlar
0